Elfaz-ı küfür (küfür sözler)

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Arkadaşlar,

Bir insanın müslüman olduktan veya müslüman olduğunu söylemesinden veya kendisini müslüman olarak bilmesinden sonra, bilesiniz ki onun üzerine düşen en büyük vazife, imanını ve sahih inancını muhafaza etmektir. Bu o kadara mühim bir meseledir ki, üzerinde ehemmiyetle ve titizlikle durulmadığı takdirde maazallah insanı ebedi alemde büyük bir husran beklemektedir. Şöyle ki, bizler insanoğlu olarak beşeriz ve bir çok meselede de şaşarız. Bizlerden ister bilerek olsun ve ister bilmeyerek olsun, elfaz-ı küfür (küfür sözler) denilen ifadeler zaman zaman vuku bulmaktadır. Bu sebeple her gün istiğfar ve tevbe etmek, müslümanın asla vazgeçilmez bir virdidir-uygulamasıdır. Bu bağlamda, her devrirdeki İslâm Uleması da müslümanları küfre düşürücü sözleri, tavırları ve inançları bir araya getirmişler ve "ELFAZ-I KÜFÜR (KÜFÜR SÖZLER)" başlığı altında eserler vermişlerdir. İşte bu forumda, maalesef üzülerek gözlemliyoruz ki, bu sözler hakkında pek fazla bilgi sahibi olan üyelerin bulunmayışı ve bu hususa gereken ehemmiyetin verilmeyişi dolayısyla, konuyu önemini vurgulayarak ve müstakil olarak açarak herkesin faydalanmasını azu eyledim.
Ve minellahuttevfik.



Elfaz-ı Küfür

Akaid kitaplarında "Elfaz-ı Küfür" başlığı altında yer verilen bu küfür
çeşidi daha çok müslüman olup da İslâm'ın yaşanmadığı toplumlarda
görülür. Bilhassa inanç bilgisini yeterince alamayan insanlar bu tehlikeye
çabuk düşerler. Çünkü İslâm dışı kültür değerlerinin hakim olduğu
ortamlarda yetişmişlerdir.

İman müslümanın en kıymetli servetidir. Çünkü ahiretteki ebedi
hayatının güzelleşmesine vesile olacak kapı odur. Ondan mahrum olarak
öte dünyaya göçen insan için ebedi hüsran sözkonusudur. Onun için
İslâm insanın ölümsüz dünyasını güzelliklerle donatacak tüm tedbirleri
almış, müslümanın inancını koruyacak sınırları işaretlemiştir.
Bu sebeble aşağıda sunacağımız "elfaz-ı küfür" olarak nitelenen sözlere
karşı dikkatli olunmalıdır. Ömer Nesefi rahmetullahı aleyh, Ahmet Z.
Gümüşhanevi ks, M. Zahid Kotku ks, İmamı Azam ra ve İmam Maturidi
ra'in bu konudaki tesbitlerinden yola çıkarak hazırladığımız inancı
tehlikeye düşüren sözleri şöyle sıralayabiliriz:

ALLAH'A İMAN KONUSUNDA TEHLİKELİ SÖZLER

İslâm inancının temel direği Allah inancıdır. Bu yüzden îman esaslarının
ilki "Allah'a iman"dır. İslâm, Allah'a inanç hususunda büyük titizlik ister.
Müslüman kendisini yaratan Rabbine karşı kulluk acziyeti içindedir.
Kendisini yoktan var edenin, dünyaya getirtip vücudunu et ve kemikle
giydirip, sağlık, akıl, hissiyat verenin Allah olduğunu bilir. Allah her an
kendisini görmektedir, "şah damarından da yakın"dır. Her yaptığı
hareketi, her sözü gözetildiği düşüncesiyle sarfeder. O'na güvenir. O'nun
ilmi herşeyi ihâta etmiştir. Büyük kudret sahibidir. "Allah'tan daha adil
kim vardır?" Diri bir îmân sahibi böyle düşünür.

Müslüman olduğunu söylese de inanç savrulmasını yaşayan insan ise
Allah'ın kudretini, ilmini, adâletini ya tam kavrayamamış ya da Allah
inancının yerine başka anlayışlar geliştirmiştir. Nefsi çıkarları, başka bazı
varlıkları kutsallaştırma, başıboş hayat tarzı gibi...


İşte Allah'a iman konusunda insanı küfre götüren sözlerden bazıları:


1- “Şer Allah’ın taktiri değildir ve herkes yaptığının failidir. “ diyenler küfürdedir. Zira hayrıda , şerri de yaratan Allah’tır. Resulullah ( sav ) bu görüştekiler için ;
“ Onlar bu ümmetin Mecusileridir. Hastalarını ziyaret etmeyin , öldüklerinde şehadet etmeyin, onlar kader konusunda Allah’ın düşmanlarıdır.“ buyurur.

2- Allah yanılır ve pişman olur demek,
3- Tenasühü ( reankarnasyon ) kabul edenler
4- Sahabenin bazılarını tekfir edenler ( hariciler gibi ) , küfürdedir.
5- Allah ancak murad ve taktir ettiğinde bilir , ondan önce bilemez demek,
6- Allah görmez , görülmez demek,
7- Allah cisimdir demek ( cisim : uzunluk , derinlik ve eni olan şeylere denir. ),
8- Allah’ın sıfatları geçicidir, baki değildir demek ,
9- Allah’ın her işinde hikmet olmayabilir demek,
10- Allah’ın şanına uygun olmayan birşey söylemek ,
11- Allah görmez , duymaz gibi Allah’ın basar , semi gibi sıfatlarından herhangi birini inkar etmek ,
12- Fiili kul yaratır demek ,
13- Fiili Allah yarattığı için , kula sorumluluk yoktur demek küfürdür , söyleyen dinden çıkar. Çünkü kulun imtihan olması gerekir. Kul seçiminden sorumludur, Allah da kulun seçtiğini yaratır.
14- Cennet yada cehennemi yada mizanı yada mahşeri inkar etmek,
15- Abdestsiz namaz kılmak ( kasten ve bilerek ) küfürdür.
16- Tevbe etmeden ölen cehennemliktir diyenin küfründen korkulur.
17- Allah arştadır, şuradadır, buradadır demek sureti ile ona mekan tahsis etmek ,
18- Allah yukardadır demek ( yukardan kasıt bizden üstündür, yaratıcıdır ise sakınca olmaz ),
19- Bilerek kıbleden terse veya necasetli elbise istihfaf ( alay ) için namaz kılmak ,
20- Allah’tan gayrıya secde etmek,
21- Allah ile oturulur , konuşulur, onun yanına çıkılır, Allah bazı kimselere hulul eder demek,
22- Kainat namütenahi diyenler,
23- Allah’a eş, çocuk , doğmak , ölmek nispet edenler,
24- Allah’ın birliğini kabul etmeyenler,
25- Yaratıcılığı Allah’a nispet etmemek, tabiat yarattı demek,
26- Allah bana şunu emretseydi yapmazdım demek.
27- Ehli kıbleyi günahından dolayı tekfir etmek,
28- Müslümana kafir demek,
29- İmanda şüphe etmek,
30- İnşaallah müminim demek ( ölüm anında imanlı olmayı kastederse sorun yoktur ),
31- Helali haram, haramı helal kabul etmek ,
32- Seni elimden Allah bile kurtaramaz demek,
33- İmanda noksanlık olabilir demek ( nuru ve imanın kuvvetini kastederse olmaz ),
34- Kafirlerin bayramını kutlamak,
35- Kafirlerin ayinlerini hoş ve güzel görmek,
36- Haramdan sevap ummak,
37- Emri bil marufu inkar etmek,
38- Kelimei küfrü işitip gülmek,
39- İman mahluktur demek ( Cenabı Hakdan gelen hidayet mahluk değildir. ),
40- Kurana mahluktur demek ( harf ve yazılan mürekkebi kastederse mahsur yoktur. )
41- Kurana çöl kanunu demek,
42- Elfazı küfürü şaka ya da yalan olarak söylemek ,
43- Nefsinin küfrüne razı olmak,
44- Çağıran kimseye “lebbeyk” demek,
45- Lüzumsuz yere papazların beline bağladığı zünnar denilen şeyi takmak,
46- İnsan karşılamak için hayvan kesmek ( hayvan murdardır . ) ,
47- Bir kimse ben cennet nimeti yiyorum, hurilerle yatıyorum derse küfürdür, dinden çıkar.
48- Allah’tan kork dense ve oda korkmam derse,
49- Allah bu adamı unutmuştur derse ( hasta kişi için ) ,
50- Allah yok olanı bilmez derse,
51- Allah’ı rüyamda gördüm derse,
52- Yapmadığı halde Allah şahit yaptım derse,
53- Gaybı biliyorum derse,
54- Bu adam hastalıktan ölür derse,
55- Saksağan öttüğünde yolcu gelecek derse,
56- Fala doğru derse, kahini tasdik etse,
57- Peygamberin mucizesini , velinin kerametini inkar etse,
58- “Eğer kıyamette Allah’ın hükmü varsa senden hakkımı alırım’’ derse,

59- Allah herkes için iyidir, ama bana kötülük etti derse,
60- Falanca benim yanımda kafir gibidir derse,
61- Allah’ın rahmetinden ümit kesmek,
62- Allah’ın azabından emin olmak ( ben azaba uğramam demek ),
63- Hadis okunurken “ben böyle sözleri çok işittim “demek,
64- Seninle karşılaşmak azraille karşılaşmak gibi demek,
65- Alimlerin ağzına küfretmek,
66- Vaiz yada alim taklidi yapıp insanları güldürmek,
67- Küçük günah işleyene “tevbe” et denince “ne yaptım ki tevbe edeyim’’ dese,
68- Yemeğe küfretmek,
69- Filan kişi benden daha kafirdir demek,
70- Zalime adil demek,
71- Peygamberlerden bir kısmına inanmak ayıplamak, sünnetlerinden birini olsun beğenmemek,
72- Peygambere sövmek,
73- Ben resulüm demek,
74- Peygamberin dediği doğruysa kurtulduk demek,
75- Peygamber insan mıdır , cinmidir demek,
76- Peygamber kabağı severdi denildiğinde “ ben sevmem “ demek,
77- “Azrail bu adamın canını yanlışlıkla aldı’’ demek,
78- Tırnaklarını kes , başını tıraş et sünnettir dense , o da sünnette olsa kesmem dese,
79- Hazreti Ayşe’ye kötü söz söylemek,
80- Münker , nekir yada herhangi bir meleğe sövmek ,
81- Ebubekir ve Ömer’in ( ra ) hilafetini kabul etmemek,
82- Sahabeye küfretmek,
83- Sensiz cennete girmem demek,
84- Cennet istemem , Allah’ı görmek istemem demek ( cenneti küçümsememeli),
85- Ezanı alaya alanlar,
86- Herhangi bir ayeti inkar etmek,
87- Kuran’la dalga geçen yada hor gören,
88- Helal ye denildiğinde , haram daha iyi ve daha tatlıdır demek,
89- Livata ve zina helaldir demek,
90- “ ey kafir “ denildiğinde “ efendim “ demek,
91- Hileyle kazanılan parayı , helalmiş gibi bereketli olsun demek,
92- “Senden hakkımı kıyamette alacağım “ denildiğinde , “biraz daha ver ikisini bir alırsın” demek,
93- Kıyametten korkmam demek,
94- İlim öğren denince , ilim karın doyurmaz demek,
95- Müslümana lanet senin müslümanlığına demek,
96- Küfür kelimesini (dinden çıkaran kelimeyi) işitip gülmek,
97- Kabir sualini ve azabını inkar etmek,
98- Miracın Mescidi Haramdan , Mescidi Aksaya kadar olan kısmını inkar etmek,
99- Evliya enbiyadan üstündür demek,
100- Evliya belli makamdan sonra amel ve ibadete ihtiyaç duymaz demek,
101- Hristiyan yahudiden iyidir demek ( yahudi hristiyandan şerlidir denilmelidir .),
102- Bir kimse sünnet ne işe yarar boşver demek,
103- Şu adam peygamber olsa ona iman ederdim demek,
104- Kuranı , mescidi, kabeyi, hürmet gereken yerleri alaya almak,
105- Kuranı müzikle okumak,
106- Kurana şiir demek,
107- Sayarken bir yerine bismillah, iki, üç diye saymak,

108- Emretme veya izin vermek yerine bismillah demek, ( oturayım mı diyene otur yerine bismillah demek gibi örneğin )
109- Namaz kıl denilince , bekle ramazanda kılarım demek ( namazın farziyetini ramazana indirgemek ),
110- Namaz kıl denilince , sen kıldın da ne oldu demek,
111- Ezan yada kuran okunurken , ne bet şey demek,
112- Ramazan geldiğinde , yine ağır misafir geldi demek ,
113- Küçümseyerek sabahçık namazını kıldım demek,
114- Namaz bana farz değil demek,
115- Sadece ramazanda kılıp , 70 kat sevap var diğer aylarda kılma demek,
116- Benim namazımı başkası kılıyor yada kıldı demek,
117- Ramazan farz olmasaydı ne olurdu demek,
118- Eline değnek alıp hoca taklidi çocukları dövmek,
119- Bıyık kesmek , sakal bırakmak çirkin şeylerdir demek,
120- Şeriat ilminde tevhid ( birlik ) yoktur demek,
121- Müspet ilim şeriat ilminden daha üstündür demek,
122- “Kafirler cennetlik mi cehennemlik mi bilinmez” demek,
123- Alime , fakihe yada veliye alimcik velicik gibi sözlerle hitap etmek ,
124- “ sen müslüman değil misin? “ denildiğinde “ hayır “ demek,
125- Müslümanın ağzına küfür etmek ,
126- Filan müslüman kafir olarak ölsün ,kafir olsun demek, ( kafire derse birşey olmaz )
127- Bir kimse , müslümana “La ilahe illallah de” derde , o da demesse (şu an demem derse bir şey olmaz),
128- Ben kafir olacağım diyen,
129- Birisine küfür kelimesi tavsiye eden,
130- Zalime fasıka “ Allah’ın kullarına zulmediyorsun “ dense , o da “ iyi yapıyorum “ dese 131- Mahşerde izdihamda beni nasıl bulacaksın dense, kafir olur ve dinden çıkar.

Bu sözleri söyleyenler dinden çıkar ve nikahı düşer . tevbe edip nikahını tazelemelidir. Bu konularda bilmemek yeterli mazeret değildir . İman edenler bunları iyi bilmek zorundadır.


Devam edecek…
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
müslüman birine kafir demekte küfürdür değilmi?
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Edeb ise, haddini, sınırını bilmek demektir.
En büyük edeb Allahü teala Hazretlerine gösterilir.Sonra Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa Sallalahüaleyhivesselem Efendimiz ve O Server'in getirmiş olduğu dine,Sonra Eshabı Kiram Efendilerimize,Sonra Alim ve Velilere,Sonra Aneye,Babaya ve Sonra bütün Müslümanlara gösterilir.Edep laf ile olmaz. Edeb ise, haddini, sınırını bilmek demektir.
 

Muminaga

Yeni
Katılım
19 Ara 2006
Mesajlar
8,208
Tepkime puanı
989
Puanları
0
:dik:
Karşılıklı hakaret ve argo içeren mesajlar silinmiştir.

Ayrıca, bu karşılıklı argo ve hakaret içeren mesajlardan kendisine ait olmayanı raporlayıp, kendisininde hem muhatabına hakarette bulunarak hemde bu hakaretlerin kapsamını genişleterek müslüman din adamlarını hıristiyan din adamlarıyla karşılaştırmalarda bulunarak açık açık veya dolaylı yollardan tüm müslümanlara hakarette bulunan CENGİZHAN isimli üyenin gerçek misyonu her ne ise :
İslamın saygın müteber isimlerine, din adamlarını müslümanlık sıfat ve şartlarından uzak göstermeye çalışmatadır. Bu art niyetli çabalardan kaçınmasını...

Konu içerisinde muhatabına "edep.. hayvan.." karşılaştırmalı bozuk usluplardan özellikle sakınması,
Dini konularda sürekli bir şekilde kasti olarak tahrifatçılık yaparak muhatablarını tahrik etmeye çalışmaktan vazgeçmesi yönünde bu bir açık uyarıdır...
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
PEYGAMBERE İMAN KONUSUNDA TEHLİKELİ SÖZLER

Peygamberlere inanmak iman esaslarının ikincisidir. Alemlere rahmet
olarak gönderen o güzel elçiye inanmamayı veya saygısızlığı İslâm
hoşgörmüyor. O'nun izinden gitme hususunda özen istiyor.
Peygamberimizle ilgili tehlikeli söz ve davranış sahipleri genellikle O'nu
hayatlarının ölçüsü olmaktan çıkarmış insanlar oluyor. Onun liderliği
yerine başka liderleri önüne koyması kişiyi İslâm ikliminden de
uzaklaştırmaya başlıyor. Birçok insan O yüce Peygamberle hidayet
bulup, güzellikleri keşfederken kimilerinin O'na saygısızlık sebebiyle
İslâm'dan uzaklaşmaları ne kötüdür. Bazıları ise "Bana Allah ve Kur'an"
yeter düşüncesiyle elçiyi hafif görerek yanılgıya düşüyorlar. Bu konuyla
ilgili birkaç örnek:

1- Miracın Mescidi Haramdan , Mescidi Aksaya kadar olan kısmını inkar
etmek,
2- Evliya enbiyadan üstündür demek,
3- Evliya belli makamdan sonra amel ve ibadete ihtiyaç duymaz demek,
4- Hristiyan yahudiden iyidir demek ( yahudi hristiyandan şerlidir
denilmelidir .),
5- Bir kimse sünnet ne işe yarar boşver demek,
6- Şu adam peygamber olsa ona iman ederdim demek,
7- Peygamberimizinin sünnetlerinden veya hadislerinden birisini hafife
alıp alay etmek, mütevatir bir hadisi reddetmek veya alaya alır bir
tarzda "çok dinledik bunları" demek.
8- Peygamberin mucizesini , velinin kerametini inkar etse
9- Peygamberlerden bir kısmına inanmak ayıplamak, sünnetlerinden
birini olsun beğenmemek,
10- 'Tırnaklarını kes , başını tıraş et sünnettir dense , o da sünnette olsa
kesmem dese,
11- Peygambere sövmek,
12- Ben resulüm demek,
13- Peygamberin dediği doğruysa kurtulduk demek,
14- Peygamber insan mıdır , cinmidir demek,
15- Hazreti Ayşe'ye kötü söz söylemek,
16- Ebubekir ve Ömer'in ( ra ) hilafetini kabul etmemek
17- Peygamber kabağı severdi denildiğinde '' ben sevmem '' demek.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Sahabenin arasında münafık yoktu, sahabelerin arasına karışmış münafıklar vardı :)

sahabeyi tekfir eden küfürdedir demiş, yoksa sahabelerin arasındaki münafıkları değil.
 

PUTKIRAN

Kıdemli Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
3,228
Tepkime puanı
189
Puanları
0
Konum
Ankara
Sahabenin arasında münafık yoktu, sahabelerin arasına karışmış münafıklar vardı :)

sahabeyi tekfir eden küfürdedir demiş, yoksa sahabelerin arasındaki münafıkları değil.

Anlaşılan sahabenin arasına karışmış münafıkları siz biliyorsunuz ama Hz.peygamber bilmiyordu....:)
Siz neymişsiniz be abii....Peygamberin bilmediğini biliyorsunuz.
 

CENGİZHAN

Yasaklı
Katılım
15 Ara 2011
Mesajlar
4,261
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Konum
Ankara
:dik:
Karşılıklı hakaret ve argo içeren mesajlar silinmiştir.

Ayrıca, bu karşılıklı argo ve hakaret içeren mesajlardan kendisine ait olmayanı raporlayıp, kendisininde hem muhatabına hakarette bulunarak hemde bu hakaretlerin kapsamını genişleterek müslüman din adamlarını hıristiyan din adamlarıyla karşılaştırmalarda bulunarak açık açık veya dolaylı yollardan tüm müslümanlara hakarette bulunan CENGİZHAN isimli üyenin gerçek misyonu her ne ise :
İslamın saygın müteber isimlerine, din adamlarını müslümanlık sıfat ve şartlarından uzak göstermeye çalışmatadır. Bu art niyetli çabalardan kaçınmasını...

Konu içerisinde muhatabına "edep.. hayvan.." karşılaştırmalı bozuk usluplardan özellikle sakınması,
Dini konularda sürekli bir şekilde kasti olarak tahrifatçılık yaparak muhatablarını tahrik etmeye çalışmaktan vazgeçmesi yönünde bu bir açık uyarıdır...


Bay moderatör,

1) Ben hiçbir kimseye ,hiçbir zaman HAKARET ETMEM...
Sadece bana yapılan ağır hakaretlere cevap vermek mecburiyetinde kalıyorum. Bu hakaretlere cevaplarımda bile
belli bir hududu aşmıyorum...

Bana yapılan hakaretleri

Bana yapılan ağır hakaretleri görmezden gelerek benim
Mevlananın bir sözünü hatırlatmamı bile uyarı nedeni saymanız..

Tarafsızlığınızı ağır şekilde ihlal eder...
Teşekkür ederim.

2)
gerçek misyonu her ne ise

Bay Mahabad benim forumumuza geliş nedenim açık ve nettir.
İSLAMİ BİLGİMİ ARTIRMAK...

Ancak bu arada İNANDIĞIM SAF VE TEMİZ KUR'AN İSLAMINA
ters ve aykırı fikir ve düşüncelere karşı çıkarım bu çok doğaldir.

İslami literatürde kol gezen ,forumumuzda da çokça kullanılan
İSLAMIN KARA BOYASI UYDURMA HADİSLERE karşı çıkarım,
bunun da çok doğal olması gerek ve şarttır.

ŞUNU UNUTMAYALIM....

BEN YÜCE ALLAHA VE AZİZ KUR'ANI KERİME BÜTÜNÜYLE,
HER CÜMLESİNE HER KELİMESİNE İNANAN BİR MÜSLÜMANIM.

BUNUN DIŞINDAKİ HER KONUDA SİZİN GİBİ VEYA BURADA MEVCUT DİĞER ÜYELER GİBİ DÜŞÜNMEK ZORUNDA DEĞİLİM..

Mesele budur...
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Bay moderatör,
1) Ben hiçbir kimseye ,hiçbir zaman HAKARET ETMEM...
Sadece bana yapılan ağır hakaretlere cevap vermek mecburiyetinde kalıyorum. Bu hakaretlere cevaplarımda bile
belli bir hududu aşmıyorum...
Bana yapılan hakaretleri
Bana yapılan ağır hakaretleri görmezden gelerek benim
Mevlananın bir sözünü hatırlatmamı bile uyarı nedeni saymanız..
Tarafsızlığınızı ağır şekilde ihlal eder...
Teşekkür ederim.
2)
Bay Mahabad benim forumumuza geliş nedenim açık ve nettir.
İSLAMİ BİLGİMİ ARTIRMAK...
Ancak bu arada İNANDIĞIM SAF VE TEMİZ KUR'AN İSLAMINA
ters ve aykırı fikir ve düşüncelere karşı çıkarım bu çok doğaldir.
İslami literatürde kol gezen ,forumumuzda da çokça kullanılan
İSLAMIN KARA BOYASI UYDURMA HADİSLERE karşı çıkarım,
bunun da çok doğal olması gerek ve şarttır.
ŞUNU UNUTMAYALIM....
BEN YÜCE ALLAHA VE AZİZ KUR'ANI KERİME BÜTÜNÜYLE,
HER CÜMLESİNE HER KELİMESİNE İNANAN BİR MÜSLÜMANIM.
BUNUN DIŞINDAKİ HER KONUDA SİZİN GİBİ VEYA BURADA MEVCUT DİĞER ÜYELER GİBİ DÜŞÜNMEK ZORUNDA DEĞİLİM..
Mesele budur...


Bu mahlûkun buraya ieytanın elçiliğini yapmaya geldiğini anlamak hiç te zor değildir. Çünkü, kendi ifadesi ile msülüman olduğunu ve Kurana inandığını söylemesine rağmen UCUBE bir namaz kılma adeti (rekatlara ve vakitlere hiç dikkat etmeden) olduğunu söylemektedir. Bu şekilde namaz kılan bıakın hak mezhebleri- bozuk mezheblerde bile bir tayfa yoktur! Bu tür namaz kılmayı ancak şeytanın mezhebinde olanlalr kılabilir. Çünkü, camilerde namaz kılmak için rekat ve vakitlere uyulur. Bunlar bu şartalra uymadığına göre camilerle de bir ilgileri yoktur.Hatta Cuma dahil kılamdıkları bir öncülerinin TV progrmalarında cuma saati progrma yapması göstermektedir.
 

Ebu Kasım

Asistan
Katılım
21 Kas 2011
Mesajlar
313
Tepkime puanı
26
Puanları
0
küfür sözleri biçok cahiller bilmeden hergün sarfedebiliyor
Allah affetsin
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
ELFÂZ-I KÜFÜR

Elfâz'ın tekili olan lâfız; söz, sözcük ve ifade demektir. Küfür ve küfr ise "kefera" fiilinden mastar olup, sözlükte; bir şeyi örtmek anlamına gelir. Kalbindeki imanını örten kimseye de bu yüzden "münkir" veya "kâfir" * denilmiştir. Bir terim olarak, kişiyi küfre düşüren ve dinden çıkmasına sebep olan sözlere "elfaz-ı küfür" adı verilir.
Bir mümini küfre düşüren sözler üçe ayrılır. Bunları: istihza; dinin esaslarından birini alaya almak; istihfâf; inanılması gereken ve zarurat-ı diniyye denilen prensipleri küçümsemek, hafife almak: bir islâmi hükmü açıkça inkâr etmek veya dince mukâddes olan şeylere küfretmek.
Allahu Teâlâ'nın zatî, sıfatları, fiilleri, isimleri, emirleri, yasakları hakkında şaka yollu da olsa alay ederek konuşmak, bunları küçümseyici sözler söylemek ve Allah'a sövmek kişiyi dinden çıkarır (el-Fetâva'l-Hindiyye, II, 258). Âyette şöyle buyurulur: "Allah ile, O'nun âyetleriyle, O'nun Rasûlü ile alay mı ediyorsunuz? Boş yere özür dilemeye kalkışmayın. Siz imandan sonra küfre düştünüz" (et-Tevbe, 9/65 vd.)
Peygamberlik müessesesi ve peygamberlikte alay etmek, onları küçük düşürücü sözler söylemek sövme sayılır. Bu yüzden diğer peygamberleri veya Hz. Peygamber'i küçük gören alay eden ve O'na ezâ veren dinden çıkar. Ayetlerde şöyle buyurulur: "Şüphe yok ki, Allah'a ve Resulu 'ne eziyet verenlere Allah dünyada ve ahirette lânet etmiştir. Onlara çok küçük düşürücü bir azap da hazırlamıştır" (el-Ahzâb, 33/57). "Münafıklardan öyleleri vardır ki, peygamberi incitiyorlar ve, 'O her söyleneni dinleyen bir kulaktır' diyorlar. De ki, 'O sizin için bir hayır kulağıdır. Allah'a da inanır, müminlere de. İman edenleriniz için bir rahmettir. Allah'ın Resulune eziyet verenlere ise acıklı bir azab vardır" (et-Tevbe, 9/61).
Ebû Hanife ve tâbileri, İmam Şafii, İmam Ahmed b. Hanbel ve İmam Mâlik gibi İslâm hukukçularının büyük çoğunluğuna göre, Hz. Peygamber'e söven kimse dinden çıkar ve öldürülmesi gerekir. Diğer peygamberlere söven de dinden çıkar ve öldürülür (İbn Teymiyye, es-Sârimü'l-Meslûl, Nşr. Muhammed Muhyiddin Abdülhamid, Mısır 1960, s.512, 565).
Mukaddes kitaplara ve Kur'an-ı Kerim'e sövmek veya bunların aslını inkâr edici sözler söylemek küfürdür. Kur'an'la, bir sûresi veya ayetiyle alay etmek, onu küçümsemek küfürdür (Aliyyu'l-Kârı, Şerhu'l-Fıkh'ı-Ekber, Mısır 1323 h., s.151 vd.; el-Heytemî, ez-Zevâcir, I, 30). Kur'an'ın Allah kelâmı değil de beşer sözü olduğunu söylemek de küfürdür. Velid b. Muğîre (ö.1/622) Kur'an hakkında şöyle demişti: "Bu ancak sihirbazlardan öğrenilip nakledilen bir sihirdir. Şüphesiz bu bir insan sözüdür". Yüce Allah da Velid hakkında "Ben de O'nu muhakkak cehenneme sokacağım'' (Müddessir, 74/24 vd.) buyurmuştur.
Meleklere sövmek, alay etmek, ayıplamak, onları küçük görmek küfürdür. Cebrâil (a.s.)'in vahyi getirirken hata ettiğini, Hz. Ali yerine yanlışlıkla Hz. Muhammed'e vahyi verdiğini söylemek de kişiyi dinden çıkartır (İbn Abidin, Reddu'l-Muhtâr, III, 292; el-Fetâva 'l-Hindiyye, II, 266; Ahmet Saim Kılavuz, İman-Küfür sınırı, İstanbul 1982, s.132-133).
Ashâb-ı Kirâm'ı tekfir ederek, onların mümin olmadığını söylemek küfürdür. Sahâbeyi küçümsemek, alay etmek ve onlara buğzetmek ise bid'at ve sapıklıktır. Diğer mü'minleri tekfir edenin dinden çıkması ile ilgili hadislerin vâhid haber kabilinden olması konuyu kelâmcılar arasında tartışmalı hale getirmiş, sahâbeyi tekfir edenin kâfir sayılması hükmü ise aşağıdaki delillere dayandırılmıştır.
Ayetlerde ashâb-ı kirâm övülmüştür: "Müminler ağaç altında sana bey 'at ettikleri zaman Allah onlardan razı olmuştur. Allah onların kalplerindekini bildi de, onlara huzur ve itminan verdi. Onları pek yakın bir fetih ve zaferle mükâfatlandırdı " (el-Fetih, 48/18). ''Muhâcirlerden ve ensârdan en ileri ve önce gelenlerle, iyilikte onlara tâbi olanlardan Allah razı olmuştur; onlar da Allah 'tan hoşnut oldular, Allah onlara, altında ırmaklar akan cennetler hazırladı; Onlar orada ebedi kalırlar. İşte en büyük mutluluk da budur" (et-Tevbe, 9/100).
Sahâbeyi öven pek çok hadis de vardır. "Ashâbıma sövmeyiniz. Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, sizden biriniz Uhud dağı kadar altın infak etse, onların iki avuç veya bir avuç miktarındaki bağışına ulaşamaz '' (Müslim, Fedâilu's-Sahâbe, 54; Ebû Dâvûd, Sünnet, 11; Tirmizî, Menâkıb, 59; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 111, II). "On kişi var ki, cennettedir: Ebû Bekir, Ömer, Osman, Ali, Talha, Zübeyr, Abdurrahman, Sa'd, Said ve Ebû Ubeyde" (Tirmizî, Menâkıb, 26). "Ümmetimin en hayırlısı aralarında bulunduğum bu nesildir. Sonra onları takip edenler, sonra onların ardından gelenlerdir" (Buhâri, Fedâilu's-Sahâbe, I, Rikâk, 7). Sahâbeyi tekfir eden, bize Kur'ân-ı Kerîm'i tevâtüren nakleden bir nesli mahkum etmiş olmaktadır.
Âlimlere ve fakihlere sebepsiz yere sövmenin dinden çıkaracağına dair çeşitli fetvâlar verilmiş ise de, kendileri ayet ve hadislerle övülen sahâbelere sövenin bile kâfir değil sapık ve bid'atçı sayıldığı düşünülürse bu kimselerin fısklarıyla başbaşa bırakılması daha uygun olur (Aliyyü'l-Kâri, a.g.e., 156-159; el-Fetâva'l-Hindiyye, II, 270 vd.; el-Heytemi, a.g.e., I, 31; İbn Âbidin, Reddu'l-Muhtar, III, 293, Mecmuatü'r-Resâil, I, 360).
Hanefilerin çoğunluğu bir kimsenin sahabeye sövmeyi, onlarla alay etmeyi, onları küçümsemeyi helâl görüp bu fiilleri isleyecek olursa kâfir, helâl görmeden isleyecek olursa fâsık olacağını, söylemiştir. Ancak bazı Hanefi fakihleri, aynı sözler Hz. Ebû Bekir ve Ömer için söylenirse, söyleyenin dinden çıkacağını söylemişlerdir. Hanefilerden bir grup âlim ise, sahâbe büyüklerine sövenin siyaseten öldürülmesini câiz görür. İmam Mâlik, Hz. Peygamber'e sövenin öldürülmesi, ashâba sövenin ise te'dib amacıyla cezalandırılması gerektiği kanaatindedir. Ahmed b. Hanbel'e göre ise, sahâbeden birine söven kimse şiddetli bir şekilde dövülür (Aliyyu'l-Kâri, a.g.e., II, 410-411; İbn Abidin, Reddu'l-Muhtar, III, 293, Mecmuatü'r-Resâil, I, 359; İbn Teymiyye, es-Sarimu'l-Meslul, s.561).
Söyleyeni dinden çıkaran küfür sözlerinin bu sonucu meydana getirmesi için hür bir irade ve ihtiyarla söylenmesi gerekir. Tehdit, zor ve baskı altında küfür sözlerini söyleyen kimse zorlama tam ise, yani öldürme, kesme, bedene zarar verme ve şiddetli dövme tehdidi varsa küfür sözü söyleyebilir. Ayette şöyle buyurulur: "Kalbi imanla dolu olduğu halde, küfre zorlanan müstesna olmak üzere, kim iman ettikten sonra, küfre sine açarsa Allah'tan onlara bir azap vardır" (Nahl, 16/106). Bu âyet, küfre zorlanan kimsenin dinden çıkmayacağını gösterir. Nitekim Mekke müşrikleri, Yâsir ile hanımı Sümeyye'yi İslâm'dan dönmeleri için zorlamış, işkence altında ikisini de öldürmüştür. Yâsir'in oğlu Ammâr'ı da bir kuyuya atarak işkence yapmışlar, Ammar işkenceye dayanamayarak, kalbi imanla dolu olduğu halde, diliyle İslâm'dan döndüğünü söylemiş ve canını kurtarmıştır. Haber Hz. Peygamber'e ulaşınca, kendisiyle görüşmüş ve yine işkenceye maruz kallısa aynı sözleri söylemesine ruhsat vermiştir. Yukarıdaki ayet-i kerîme bu olay üzerine inmiştir (İbnü'l-Esir, Üsdü'l-Gâbe, I V, 130 vd.)
Hamdi DÖNDÜREN
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Nekadar YALANCI VE İFTİRACI BİR YARATIKSIN...
BEN AÇIKÇA CAMİDE NAMAZ KILDIĞIM ZAMANLAR İMAMA
UYARIM DEDİM...
EVDE KILDIĞIM NAMAZLARDA REKAT SAYMIYORUM...
İçimden geldiği kadar kılıyorum dedim...
Senin 5 vakit kıldığın namazı ben bazen 10,bazen 15 rekat kılıyorum dedim....
Ben böyle yapıyorum...
EY YARATIK BEN NAMAZIMI YÜCE ALLAHIMA KILIYORUM..
Kabul edip etmemek YÜCE ALLAHIMIN TAKDİRİDİR.....
SANA NE OLUYOR EY MÜNAFIK....
BİR DE UTANMADAN SIKILMADAN YALAN SÖYLEYİP..
İFTİRA ATIYORSUN...
Sen şu foruma geldiğim günden beri devamlı hakaret ve
küfür ediyorsun....
benim de bir müslüman olduğumu bile bile...
Bir kez gönül yıktın ise,
Bu kıldığın namaz değil.
Yunus Emre
Sen namaz kılsan ne olacak, kılmasan ne....????
Vicdansız yaratık.....

Ha ! Demek ben sadece hakaret ve küfür ediyorum ! Sen ise, sütten çıkmış ak kaşık-mülâyım Rıfkı öyle mi ? Senin ehl-isünnet inançlarına saldırıların ve İslâm Dininin kurallarıyla dalga geçmen, hadis munkirliğini nereye koyacağız ? Bu özelliklerinle sen halâ müslüman kaldığını mı zannediyrosun ? Ulemanın "Küfür Sözler" başlığı altında açtığım konuya neden sadece sen itşiraz ediyorsun ? Çünkü,çokiyi biliyorsun ki, oradaki maddelerin bir çoğu senin üzerinde var ! Ve sürekli inkâr hali yaşadığın için omaddeler senin ne durumda olduğunu ortaya koyuyor. Yunus Emre Hz.lerinin sözüyle gelmiş mugalata -demagoji yapmışsın ! O hazret, o hale gelinceye kadar kırk sene tekkeye dağdan eğri odun bile taşımadı ! O duruma senin gibi her şeyiinkâr ederek mi geldi zannediyorsun? Senin, yolarını tasvip etmediğin insanlarla ne ilgin olabilir ? Zerre kadar dürüst olsan, yollarına "yol" demdiğin bu insanların bir tek sözünü bile etmezdin. Ama, sende bu onur ve yiğitlik ne gezer ?
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
SORU:
“Kitaplarda "Elfazı küfür"den söz ediliyor Bir insan manasını bilmeden küfür irtikap eden bir söylerse, dinden çıkar kafir olur deniyor Halbuki toplumumuzda o kadar çok cahil insan var ki, bunlar çoğu zaman dinden çıkıyor, öyleyse; ve toplumumuzun büyük bir kısmı kafir olmuştur Cehennemi hafife alıcı fıkralar şunlar bunlar… Ben bunu duyunca inanın doğrusu ödüm koptu; ailemde dahi namazlarını mütemadiyen kıldıkları halde bilmeden bu sözleri söyleyen insanlar var Küfür olduğunu bilmiyor ki, düzeltsin İnanın kaç zamandır bu durum benim kalbimi sıkıntıya soktu İmam Gazali diyor ki: "bir insan ben inşallah müslümanım derse kafir olur" Ama, bilmemek acaba bir özür teşkil etmez mi? Şeytan sürekli bu konuda bana vesvese veriyor ve içinden çıkamıyorum; olan iman lezzetini artık kalbimde duyamaz oldum Şöyle vesveseler geliyor; dünyada 5 milyar insan var bunların 1 milyarı sadece Müslüman 1 milyarın da ne kadarı yaşayabiliyor, kulluk yapabiliyor Ne kadarı Cennete gidecek? Kendi kendime diyorum Rabbimin hikmetinden sual olunmaz; ama bu vesveselere de engel olamıyorumİnanın ki, hayatımın tadı tuzu kalmadı Milyarlarca küfür üzere ölen insanı düşünüyorum; acaba ateş azabına ebedi nasıl dayanacaklar, dünyadaki gafletlerinden dolayı Etrafımdaki gaflet halinde yaşayan akrabalarımı düşünüyorum İslam insana sürekli bir sıkıntı ve ızdırab hali vermek için inmemiştir, dünyasını ve ahiretini mamur etmek için inmiştir Bunlara bir açıklık getirebilir misiniz? Vesvese midir nedir? Nasıl atlatırım, bu durumu? Bazı düşüncelerin altından inanın kalkamıyorum Ruh sağlığım zedelendi”

CEVAP:
Kainatta en yüksek hakikat imandır Çünkü Allah kainatı varlığına delil olması için, insanı da kainattaki delillere bakarak kendisini ve kainatı yaratan Allah’a iman etmesi için yaratmıştır Bunun için “Hilkatin en yüksek gayesi ve fıtratın en yüce neticesi iman-ı billahtır” Bütün kemalatın esası ve madeni iman-ı billah hakikatidir Yüce Allah kitaplarını ve peygamberlerini insanlar kendisine iman etsinler diye göndermiştir Bundan dolayı Allah’a iman etmek en büyük farzdır En büyük günah da Allah’a şirk koşmaktır “Allah şirki affetmez; bunun dışında her günahı affeder”

İman bu derece önemli olunca onu kazanmak elbette kolay değildir Allah da imanı o kadar ucuza vermez Peygamberimiz (sav) ve şanlı sahabeleri iman davası için nice çileler çektiler, ne sıkıntılara duçar oldular Bunun için imanın değerini bilmek gerekir İman nimetinden dolayı Allah’a şükretmelidir

İman kelime anlamı ile tereddütsüz kalpten inanmadır İslam dinine göre ise Hz Peygamberin (sav) Allah tarafından getirdiği kesin olan şeylerin hepsine tereddütsüz kalp ile inanıp dil ile ikrar etmektir İmanda kalp ile tasdik aslî rükün, dil ile ikrar ise zâid bir rükündür Amel ise imanın gereği ve imanın kemalinin delili olmakla beraber, imanın bir cüz’ü değildir Ancak imansız amel makbul değildir

Peygamberimiz (sav) kendisine sorulan “iman nedir?” sorusuna “Allah’ın birliğine, peygamberlerine, kitaplarına, meleklerine, ahiret gününe ve kadere inanmak” olarak tarif etmiştir İmanın iki unsuru vardır Birincisi bilgi/marifet, ikincisi ise irade/kesb unsurudur Marifet neye niçin inanacağını bilmek, irade/kesb ise iz’an ve kabul için şarttır İmanda bilgiye dayanan iradeli hürriyet içinde bir tasdik, yani ihtiyar dairesinde bir kesb gerekirYalnız marifet ile iman olmaz Şeytan da Allah’ı bilir ama imanı yoktur İmanın gereği olan “tasdik” için irade ve ihtiyara dayanan kalp rızası ve teslimiyet şarttırAncak tasdikin “Yakîn” ifade etmesi şart değildir “Zann-ı Galip” denilen avamın taklidî imanı da makbuldür İman aklî ve naklî delillere dayanır ve yakîn ifade ederse buna “İman-ı tahkîkî” denir Avamın taklide dayanan imanı da imana muhalif bir bid’aya girmediği ve inancını sarsacak bir şüpheye düşmediği taktirde makbuldür Ancak “Delil ve istidlale dayanan bir imanı elde etmek farz olduğundan” bunu terk ettiği için günahkar olur
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
İman bu derece kıymetli bir hazine olduğu için şeytan onu çalmaya çalışır Mü’minin de en önemli görevi bu imanı korumaya çalışmak olmalıdır İmanı elde etmek kolaydır Zor olan onu korumaktır Mü’min olmak kolay ama mü’min ölmek zordur Bir mü’minin en önemli görevi imanını korumak ve imanlı olarak ölmeye çalışmak olmalıdır Zira bu bir insan için en önemli davadır

Bu asırda din ve İslamiyet düşmanları, evvela imanın esaslarını zayıflatmak ve yıkmak planını, programlarının birinci maddesine koymuşlardırÇünkü imanda hasıl olacak bir şüphe veya tereddüt veya inkar dinin teferruatında yapılan lakaytlıktan pek çok defa daha felaketli ve zararlıdırBunun için şimdi yapılacak en mühim iş, taklidi imanı tahkiki imana çevirerek imanı kuvvetlendirmek, imanı takviye etmek ve imanı kurtarmaktırBu Türkiye’de böyle olduğu gibi, umum İslam dünyasında da böyledir Bediüzzaman bunun için
“Zaman imanı kurtarmak zamanıdır” demiştir Kimin imanını kurtarmak “Ehl-i imanın imanını kurtarmak!”
Çünkü, “Bir ehl-i keşif ve tahkik, bir yerde, kırk vefiyattan yalnız birkaç tanesi kazandığını sekeratta müşahede etmiş; ötekiler kaybetmişler” Bu kaybedenler ehl-i iman! Sebebi de “Bu asırdaki maddiyyunluk taunu”

İmanı kazandıktan sonra onu kaybettirecek sebepleri beş-altı maddede toplayan İslam muhakkikleri bunları şöyle sıralamışlardır

Birincisi:
İmanda şüphe ve tereddüt olmamalıdır Şüphe imanı giderir Bu açıdan “İnşallah mü’minim!” demek küfürdür Bu ifade tam ve kesin inanmadığının, inancında şüphe ve tereddüt içinde olduğunun ifadesidir İnanan bir mü’min inancını tereddütsüz ifade etmelidir Bunun ifade şekli ise “Elhamdülillah mü’minim ve müslümanım!” diyerek imanından dolayı Allah’a hamd etmektir Bediüzzaman da “Biz daima ‘İman ve İslam nimetinden dolayı Allah’a hamd olsun’ demeliyiz” der Kişi “İnşallah cennete girerim” diyebilir Zira bu Allah’ın lütfuna ve günahlarını affetmesine bağlı bir durumdur ve kişi açısından kesinliği yoktur Ama Allah’ın birliği ve ahiretin varlığı kesindir Bunda şüpheye düşmek o imandan nasibi olmadığına delildir
İkincisi:
Kur’an-ı Kerimde iki kapak arasında bulunan 114 sure ve 6666 ayetten ibaret olan “Nass”lardan herhangi bir ayeti kabul etmemek ve reddetmek, Allah’tan geldiğine inanmamak imanı tamamen yok eder Bu peygambere ve Allah’ın kitabına inanmamak anlamına gelir Kur’anda bulunan bir ayet Allah’ın kelamı değilse o zaman diğerleri de değildir Birinde yanlışlık söz konusu ise diğerlerinde de olabilir Bu imanı tamamen izale eder
Üçüncüsü:
Haramı helal kabul etmek, helalı da haram görmek Allah’ın ayetlerini inkar anlamı taşıdığı için bu da imanı tamamen giderir Çünkü haram ve helal Allah’ın kitabına ve peygamberin Allah’ın izni ve rızası ile verdiği hükmüne göredir Yoksa alimlerin görüşlerine göre değildir Alimler ancak bunların neden helal ve niçin haram olduğunu izah etmeleri ile alim sıfatını alırlar İnkar ederlerse iman dairesinden çıkarlar, izah edemezler ise cahil konumuna düşerler Haram olan bir hükmü inkar etmeden işlemek günahtır Bu ayrı bir husustur
Dördüncüsü:
Allah’ın rahmetimden ümidini kesmek ve kendini kurtulmuş görerek azabından emin olmak da kişiyi imandan mahrum eder Zira bu da Allah’ın Kur’an-ı kerimde “Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin” “Ancak kafirler Allah’ın rahmetinden ümitlerini keserler” “Kafirlerden başkası Allah’ın azabından emin olmazlar” ayetlerine zıttır
Beşincisi:
İslam dini ile, Kur’an ve peygamberimiz ile alay etmek, dalga geçmek ve hafife almak elbette imandan nasibi olmadığının en bariz delilidir İmanı olan bunları yapmaz Zira “İman tevhidi, tevhit teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder”
Altıncısı:
İmanın altı esasından birini veya bir cüz’ünü inkar etmek de kişiyi imanın tamamından mahrum eder Çünkü iman bir bütündür ve altı imanın erkanından ortaya çıkan vahdânî bir hakikattir Bu hakikatin bir cüz’ünü inkar etmek doğrudan doğruya Allah’ın ilim, irade, kudret ve sair sıfatlarını inkara ve bu da Allah’ın inkarına götürür Bunun için kabil-i inkısam olmaz Bunun izahı Meyve Risalesinin Dokuzuncu meselesinde vardır
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Bu hususların dışında olan ve insanların ağızlarından çıkan sözlerinden dolayı mü’mine imansız nazarı ile bakılmaz, küfür ile itham edilmezBilhassa namaz kılıyor ise yanlış düşünce ve fikirlere de kapılmış olsa bundan dolayı kesin cehennemiliktir ve imansızdır denilemez Zira Allah’ın rahmeti ve affı geniştir, bir gün iyi insanlarla ve iyi kitaplarla karşılaşır ve yanlışını anlayarak kemal-i imanı kazanır Amacımız bunlara yardımcı olmak ve iyi bir ortam hazırlamaktır Mü’min olduğunu bildiğimiz bir kişinin imanına delalet eden bir iyi hali, küfrüne delalet eden doksan dokuz hali varsa o iyi hali ile onu değerlendirip onun hakkında rahmet-i ilahiyeden kemal-i imanı kazanmasını istememiz ve ona sevgi, şefkat ve merhamet göstermemiz imanımızın gereğidir

Bediüzzaman hazretleri
“Çeşitli meselelerdeki şüpheler erkan-ı imaniyenin zafından ileri geliyor”
diyor, ‘imansızlıktan ileri geliyor’ demiyor Öyle ise imanlarını takviye etmek, taklitten tahkika çıkarmak hizmeti gibi çok değerli bir hizmet ile meşgul olduğumuzun şuurunda olmamız gerekir

İmanı kazanmak kolay ama korumak zor olduğu için peygamberimiz (sav) “İmanınızı ‘Lâ İlahe İlallah’ diyerek yenileyin”
buyurmaktadır Çünkü “İnsanda madem nefis, hevâ ve vehim ve şeytan hükmediyorlar; çok vakit imanını rencide etmek için, gafletinden istifade ederek, çok hileleri ederler Şüphe ve vesveselerle iman nurunu kaparlar Hem zahir-i şeriata muhalif düşen ve hatta bazı imamlar nazarında küfür derecesinde tesir eden kelimât ve harekât eksik olmuyor Onun için her vakit, her saat, her gün tecdid-i imana bir ihtiyaç vardır” Namaz kılmak da bir nevi imanı tecdid etmek ve imanı korumak içindir Bunun için bilhassa küfrün en dehşetli olduğu bu zamanda daima “La İlahe İllallah”ın manasın ders vererek imanımızı kuvvetlendiren “Nur Risalelerini” okuyarak bu peygamber emrine uymamız ve beş vakit namazımızı kılmamız gerekir Yoksa kendimizi kurtaramayız Başkalarının da imanını kurtarmak ve kuvvetlendirmenin yolu yine onlara “Nur Risalelerini” okutmaktan geçer

Bediüzzaman 1922 de Ankara’ya geldiği zaman
“Ehl-i imanın kuvvetli efkarı içinde gayet müthiş bir zındıka fikri içine girmek ve zehirlendirmek için dessasane çalıştığını görür” “İnsanların ağzından çıkan ve dinsizliği işmam eden dehşetli kelimeler var; ehl-i iman bilmeyerek istimal ediyorlar” der ve bunlara cevap olacak şekilde “Tabiat Risalesi”ni te’lif eder “O insanlar küfre girmiştir” demez
Zaman ahir zaman ve müslümanların imanını tehlikeye atan fitneler çok olduğu için peygamberimiz (sav) “O zamanda dini yaşamak elinde ateş tutmak gibi zor olacaktır” der ve sahabelerine dönerek “Sizler öyle bir zamanda yaşıyorsunuz ki emr olunanın onda birini terk ederseniz helak olursunuz Öyle bir zaman gelir ki emr olunanın onda birini yapan kurtulacaktır” buyurur Öyle ise imanımızı artırmaya ve Allah’ın imandan sonra en önemli ibadet olarak emrettiği namaz farzını kılmaya çalışalım İnşallah kurtulanlardan oluruz

İnsanın kalbine gelen vesveseler ise imanın bir alametidir Peygamberimize sorulunca “O halis imandır” buyurdular
Zira iman olmazsa şeytan vesvese vermez Bunda da bir hikmet vardır ki imtihanın gereği olup, o mümini uyanıklığa, gerçeği araştırarak ilmini ve imanını artırmaya sebep olur İnsana bir teşvik kamçısıdır

İnsanların çoğunun dalalette kalması ve küfre girmesi meselesinin Mektubat’ta 12 Mektupta mükemmel cevabı vardır Oraya bakılmalıdırPeygamberimiz (sav) gelmeden önce bütün dünya küfür içinde idi Hak dine inanan İbrahim (as) ın bakıye-i dini ile putlara tapmayan birkaç
“Hanif”
dışında kimse yoktu Yüce Allah rahmet eseri olarak peygamberimizi (sav) gönderdi Binlerce evliya ve milyonlarca müslümanın kurtuluşuna vesile oldu Biz de iman ve Kur’an ile bizi şereflendiren Allah’a şükretmeliyiz, imanımızın kıymetini bilmeliyiz

Yüce Allah insanı yaratmış, akıl vermiş, iman aklın gereği olmakla beraber, rahmetinin muktezası olarak akla yol göstermesi için peygamberleri ve onlar vasıtası ile kutsal kitapları inzal buyurmuştur Bir insanı da hayatı boyunca çeşitli imtihanlara tabi tutmaktadır İmanı olanı imanı koruması için, imanı olmayanı da iman etmesi için çok hadiseler, olaylar, kişiler ve durumlar ile karşı karşıya getirmektedir Rahmetini geniş tutarak af ve mağfiret kapısını ölümüne kadar açık bırakmaktadır Hiçbir kulunu imana ve imansızlığa zorlamamaktadır Zira insanları hayra ve şerre zorlamak zulümdür Adil olan insanların kendi arzuları ile imanı ve küfrü tercih etmesidir Yüce Allah biz kulları için daha ne yapsın?

Bütün bunlardan dolayı insanın yarın ahirette hiçbir bahanesi kalmayacağı için kişi Allah’ın huzurunda hesaba çekildiği zaman
“Ya Rab! Ne olur beni cehenneme gönder Orada bana dilediğin gibi azab et! Ben seni layıkı ile tanıyamadım, gerekli kulluğu yapamadım”
diyerek kendi arzusu ile cehennemin azabına girecektir Sonunda zerre kadar imanı olan da cehennemden kurtularak Allah’ın rahmeti ile cennete girecek Cehennem kafirlerin ve münafıkların üzerine kapatılıp kilitlenecektir Onlar için de cehennemde ebedi kalmaları adalet olmakla beraber ademe giderek tamamen yok olmalarından daha hayırlıdır
Zira “vücut hayr-ı mahz, adem ise şerr-i mahzdır”
Yokluktan kurtularak cehennemde de olsa var olmaları onlar için bir nimettir Yüce Allah kafirlerin cinayetlerinin büyüklüğüne göre onlara azab etmekle beraber çok uzun bir zaman sonunda dünyada yaptıkları iyiliklerine mükafeten Allah’ın rahmetine mazhar olarak ateş ile bir nevi ülfet peyda edeceklerini ve evvelki şiddetinden bir derece kurtulacaklarını peygamberimiz (sav) den rivayetin var olduğunu Bediüzzaman İşaratü’l-İ’caz da ifade etmektedir Belki de onlar orada kendilerine bir dünya inşa ederek varlıklarını devam ettireceklerdir Gerçeği Allah bilir
“La Ya’lemu’l-gaybe İlallah!”
Allah kendi muradını daha iyi bilir
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Bir adama „Namaz kıl ki, helavet bulasın!“ dendiğinde o da, ona: „Sen de namazı terket ki, helavet bulasın!“ derse kâfir olurVeya cevabını şöyle verse, „Namaz kılsam da kılmasam da değişmez, ikisi de müsavidir,“ derse yine kâfir olur Bir kimseye: „Farz olan namazı kıl!“ dense, o da „Kılmıyacağım!“ diye cevap verse küfre gider, kâfir olur

Ancak senin emrinle kılmıyacağım, niyyetiyle söylerse kâfir olmaz Veya „Farz namazı kıl!“ teklifine karşı o, „Namazı terketme güzeldir“ veya „o, büyüklerin, tenbellerin işidir“ veya „namaz öyle bir meşguliyyettir ki, ondan kaçmak lazım!“ derse yine kâfir olur Abdestsiz namaz kılanın küfre gidip gitmemesinde ihtilaf olunmuştur

Ramazan geldiğinde: „Ağır misafir geldi,“ derse kâfir olur „Kendisine zekâtını ver!“ dendiğinde o, „Hayır, ben zekât vermem!“ derse kâfir olur Faizin veya zulüm yapmanın helal olmasını temenni etse küfre gitmiş olur

Şayet, bir kimse benimle beraber şeriat’a gel, dese onun hasmı da dese ki, adamları getir ki, ben de yürüyeyim veya ben şeriat ile neyi amel edeceğim veya burada bu iş yürümez, laik kafalıların dediği gibi bu memlekette bu iş, yani şeriat yürümez veya bu ülkede şeriat’ın ne işi var veya ben şeriat’la ne iş yapacağım veya ben şeriat’ın gelmesini istemiyorum veya şeriat’cılık gericiliktir veya şeriat bizi ortaçağa götürür veya şeriat bizi geri bıraktı veya şeriat’ın devri geçti veya şeriat’ın modası geçmiştir veya şeriat insanları idare demez veya şeriat noksandır veya asrın ihtiyaçlarına cevap veremez veya yirminci asır geldi, artık şeriat’ın sözü mü edilir veya şeriat eskidendi, şimdi ilim devri geldi, artık söz sahibi ilimdir derse veya şeriat kol kesmektir derse veya hâkimiyyet kayıtsız ve şartsız milletindir, derse veya şeriat dinden değildir, derse veya İslam dininde devlet ve siyaset yoktur, derse veya günümüzün sistemi artık demokrasidir, derse veya ben demokrasi taraftarıyım, onu isterim, derse veya demokrasi ile İslam bağdaşır, derse veya parti de şeriat’tır, derse veya ben tebliğ metodunu kabul etmiyorum, derse veya partiyi, dolayısıyla demokrasiyi ayakta tutmak için sandık başırıa giderse veya parti de meşru bir yoldur, partiyi şemsiye veya ayakkabı olarak kullanmak şeriat’ta vardır, derse veya davamın tahakkuku için ben papaz elbisesi de giyerim, derse veya gerektiğinde putun önünde secde de ederim, derse veya şeriat’ı reddetmiş olan anayasaya veya Atatürk ilke ve inkilaplarına parti tüzüklerinde yer verirlerse ve işte bütün bunlar; bu sözleri söylemek veya yazmak küfürdür, kâfirliktir Söz ve yazı ile ifade edenler kâfir olurlar.
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Fakire verdiği haram maldan sevap beklerse kâfir olur Fakir de o malın haram olduğunu bile bile verene dua etse o da kâfir olur Bir kimseye „Helaldan ye!“ dese o da „Bana haram daha sevimlidir, daha hoştur,“ derse kâfir olur
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Siyer-i Kebir şerhinde Şeyhülislam’dan şu nakledilir: Başkasının küfrüne rıza, güzel görsün veya görmesin, bazılarına göre mutlaka küfürdür Yine o kitapta deniyor ki, biz Ebu Hanife’den bir rivayete vakıf olduk ki, tafsilata gitmeksizin başkasının küfrüne rıza küfürdür İkinci dirayet bakımından daha kuvvetlidir Bezzaziye’de küfre rıza küfürdür diye meşayihin kelamı işte bunun üzerine hamlolunur Camiülfeteva’dan da naklolunmuştur ki, esah olan budur

Küfrü gerektiren bir sözü, dil sürçmesi olmaksızın isteyerek ve onun küfür olduğunu bildiği halde konuşması bilittifak küfürdürAma, o sözün küfür olduğunu bilmiyerek konuşması ulemanın ammesi indinde küfür, yani yine küfre gider Tatarhaniye’de beyan edilmiştir: Bir kimse küfür kelimesinin, onun küfür kelimesi olduğunu bilmemekle beraber, kendi ihtiyariyle, yani kendi isteğiyle söylese ulemanın bütünü indinde yine kâfir olmuştur Bilgisizliği mazur gösterilemez Mâzur sayılıp küfre gitmediği söylenirse de bu, bir kıl kavlidir Çünkü, şeriat zahire göre hükmeder; kalpler Allah’ın indinde muteberdir; şer’î
hükümleri tatbikde değil

Yukarıdaki meselede, „Kendi ihtiyariyle, kendi isteğiyle“ tabiri geçti Ama, o küfür sözü kerhen söylerse, yani ikrah-ı mülci ile söylerse, daha açık bir ifade ile, „Seni öldürürüz, senin bir uzvunu keseriz!“ gibi tehditler karşısında o küfür kelimesini konuşursa ve fakat konuşurken de kalbi imanla dolu, kalbinde imanını muhafaza ediyor Bu takdirde küfre gitmez Çünkü, „Artık ondan kalem kaldırılmıştır’’ mealindeki hadisle ‘’Kalbi imanla mütmein olduğu halde (hayat tehlikesiyle) zorlanan (tehdit edilen) kişi müstesna!“ mealindeki ayetin hükmüne girer Ammar b Yasir hakkında olduğu gibi

Mâlum: Ammar b Yasir’e müşrikler şöyle demişti: „Sen şayet Muhammed’i inkâr edersen; seni öldürmeyiz’’ O da onların istediği sözü söyledi de serbest bırakıldı Ammar, Peygamber (sav)’e geldi ve başından geçenleri üzülerek anlattı Allah Resulü, kendisine sordu: „O anda kalbini nasıl buldun?“ O da „İmanla mütmein buldum!“ cevabını verdi Bunun üzerine Allah Resulü şöyle buyurdu: „Onlar tekrar sana böyle bir şeyi teklif ederlerse, sen de aynı şeyi iade et!“ (Mevahib ve diğerleri)
 
Üst