Bugün selefilik ile kast edilen mezheb ehl-i hadis'in mezhebidir. Buhari, Müslim, Ahmed vb hadis kitapları başta olmak üzere hadislerle amel etmeyi meslek edinen bazı müslümanlar, kendilerini selefi olarak nitelemektedirler...
"Ahi Evran", senin şu bilgisizliğin benim sohbetimi felç ediyor.
“O'nun vechinden [zatından] başka her şey yokluğa mahkumdur” meâlindeki âyet hakkında (Kasas/88), İmam Buhârî Sahih’inin Tefsir Kitabı kısmında der ki:
“Vechi hariç, mülkü hariç ma’nâsındadır. Şöyle de söylenmiştir: Sadece O'nun vechi için yapılanlar hariç...”
[İmam Buhârî'nin sözünün ikinci kısmının tam anlaşılması için şunu da ilave edeyim: Kurtubî Tefsiri’nde diyor ki:
“Ebû'l-Aliye ve Süfyan da şöyle demişlerdir: Kendisi ile yalnızca O'nun Vechi dilenen şeyler... (kalıcıdır) demektir. Yani sadece O'na yakınlaşmak maksadı ile yapılan ameller kalıcıdır.”]
Buna karşı Vehhabi el-Albânî şu lafı ağzından kaçırmakta ve Buhârî’nin -haşa- kâfir olduğunu imâ etmektedir: “Hiç bir gerçek mü’min böyle bir şey demez.” (Fetâvâ s. 523)
Bunlar Dr. Haddad'ın makalesinde bulunabilir.
***
Bugün kendilerine "Selefi" diyenler Vehhabilerdir. Kadim ulemanın kitaplarında zaten böyle bir tabir yoktur ("Selef" başka, "Selefiyye" başka). Vehhabilik çıkmadan önce, eski asırlardan beri mücessime ve müşebbihe (Haşviyye) inancında insanlar az da olsa hep vardı. Bunlar hep selefin yolunda olduklarını iddia edegelmişlerdir. Mesela, İbni Teymiyye'nin övdüğü ve taklid ettiği el-Darimi (vefatı h. 280) şöyle demiştir:
"Şüphesiz Allah arzu ederse, kudret ve rububiyetinin lutfu ile bir sivrisinek sırtının üzerinde de kalabilir. Koca Arş üzerinde nasıl durmasın?"
Not: Bu Darımi, meşhur hadis alimi Abdullah ibni Abdurrahman el-Darımi (vefatı 255) değildir.
İbni Teymiyye'nin de bu sözün benzerini yazdığı bilinmektedir:
ولو قد شاء لاستقر على ظهر بعوضة فاستقلت به بقدرته ولطف ربوبيته (بيان تلبيس الجهمية, خ1/ص568).
Beyan Telbis el-Cehmiyye, 1/568.
Sonra, bu adı geçen Osman bin Said ed-Darımi es-Secezi diyor ki:
"Hiç şüphe yok ki, dağın zirvesi, alt kısmından göğe daha yakındır. Minarenin tepesi de, tabanından Allah'a daha yakındır."
Öyle anlaşılıyor ki, bu şahıs dünyanın yuvarlak olduğunu da idrak edememiştir!
***
Dr. Ebubekir Sifil'in bu konuyla ilgili yazılarını okursan, İbni Teymiyye'nin ve onun yolunda olanların akidelerini biraz öğrenirsin. Eğer okumak zor geliyorsa, bir de ilginç sohbeti (ses kaydı) var, hiç olmazsa bunu dinle:
İslâmî Tasavvur Seminerleri
Yanlış hatırlamıyorsam buradaki "Seminer 6" bu konuyla ilgili idi.
Şunu da ilave edeyim ki, Sifil'in buradaki her sözüne aynen iştirak ediyor değilim. İbni Teymiyye'ye fazlaca "tolerans" gösteriyor. Ancak, faydalı ve doğru bilgiler de veriyor.