Farklı bakış açısından İbni Teymiyye

Ahi Evran

Profesör
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
1,695
Tepkime puanı
14
Puanları
38
Yaş
45
İslam dininde "Selefilik" diye bir mezheb yoktur, "Selef'in mezhebi" vardır. Mesela, İmam-ı Gazali el-İlcam kitabında bu ifadeyi kullanır. Eşariler ve Matüridiler (yani Ehl-i sünnet) işte bu "Selef'in mezhebi" üzerindedir.

İmam Maturidi: "Allah, ellerimle yarattım diyor. Bu nedir derlerse, biz de, Kuran'daki el, yüz, göz, ayak sıfatları hep kudret anlamındadır deriz." (Risaletun Akaid)

İmam-ı Azam Ebu Hanife: "Allah'ın Kuran'da zikrettiği gibi, yüzü, eli ve nefsi vardır. Bunlar keyfiyeti bilinmez sıfatlardır. Elin'den maksat kudret ve nimettir denemez. Çünkü böylece sıfat iptal edilmiş olur. Bunu kabul etmemek mutezile ve kaderiyyenin sapık görüşündendir. Ama onun eli, nasıllığı bizce bilinmeyen sıfatlarıdır. (Fıkhı Ekber)

kaynak, Ali Nar, Akaid Risaleleri...
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Bugün selefilik ile kast edilen mezheb ehl-i hadis'in mezhebidir. Buhari, Müslim, Ahmed vb hadis kitapları başta olmak üzere hadislerle amel etmeyi meslek edinen bazı müslümanlar, kendilerini selefi olarak nitelemektedirler...

"Ahi Evran", senin şu bilgisizliğin benim sohbetimi felç ediyor.

“O'nun vechinden [zatından] başka her şey yokluğa mahkumdur” meâlindeki âyet hakkında (Kasas/88), İmam Buhârî Sahih’inin Tefsir Kitabı kısmında der ki:

“Vechi hariç, mülkü hariç ma’nâsındadır. Şöyle de söylenmiştir: Sadece O'nun vechi için yapılanlar hariç...”

[İmam Buhârî'nin sözünün ikinci kısmının tam anlaşılması için şunu da ilave edeyim: Kurtubî Tefsiri’nde diyor ki: “Ebû'l-Aliye ve Süfyan da şöyle demişlerdir: Kendisi ile yalnızca O'nun Vechi dilenen şeyler... (kalıcıdır) demektir. Yani sadece O'na yakınlaşmak maksadı ile yapılan ameller kalıcıdır.”]

Buna karşı Vehhabi el-Albânî şu lafı ağzından kaçırmakta ve Buhârî’nin -haşa- kâfir olduğunu imâ etmektedir: “Hiç bir gerçek mü’min böyle bir şey demez.” (Fetâvâ s. 523)

Bunlar Dr. Haddad'ın makalesinde bulunabilir.

***

Bugün kendilerine "Selefi" diyenler Vehhabilerdir. Kadim ulemanın kitaplarında zaten böyle bir tabir yoktur ("Selef" başka, "Selefiyye" başka). Vehhabilik çıkmadan önce, eski asırlardan beri mücessime ve müşebbihe (Haşviyye) inancında insanlar az da olsa hep vardı. Bunlar hep selefin yolunda olduklarını iddia edegelmişlerdir. Mesela, İbni Teymiyye'nin övdüğü ve taklid ettiği el-Darimi (vefatı h. 280) şöyle demiştir:

"Şüphesiz Allah arzu ederse, kudret ve rububiyetinin lutfu ile bir sivrisinek sırtının üzerinde de kalabilir. Koca Arş üzerinde nasıl durmasın?"

Not: Bu Darımi, meşhur hadis alimi Abdullah ibni Abdurrahman el-Darımi (vefatı 255) değildir.

İbni Teymiyye'nin de bu sözün benzerini yazdığı bilinmektedir:

ولو قد شاء لاستقر على ظهر بعوضة فاستقلت به بقدرته ولطف ربوبيته (بيان تلبيس الجهمية, خ1/ص568).

Beyan Telbis el-Cehmiyye, 1/568.

Sonra, bu adı geçen Osman bin Said ed-Darımi es-Secezi diyor ki:

"Hiç şüphe yok ki, dağın zirvesi, alt kısmından göğe daha yakındır. Minarenin tepesi de, tabanından Allah'a daha yakındır."

Öyle anlaşılıyor ki, bu şahıs dünyanın yuvarlak olduğunu da idrak edememiştir!


***

Dr. Ebubekir Sifil'in bu konuyla ilgili yazılarını okursan, İbni Teymiyye'nin ve onun yolunda olanların akidelerini biraz öğrenirsin. Eğer okumak zor geliyorsa, bir de ilginç sohbeti (ses kaydı) var, hiç olmazsa bunu dinle:

İslâmî Tasavvur Seminerleri

Yanlış hatırlamıyorsam buradaki "Seminer 6" bu konuyla ilgili idi.

Şunu da ilave edeyim ki, Sifil'in buradaki her sözüne aynen iştirak ediyor değilim. İbni Teymiyye'ye fazlaca "tolerans" gösteriyor. Ancak, faydalı ve doğru bilgiler de veriyor.
 

ihvan23

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
3,539
Tepkime puanı
220
Puanları
0
GÜmüşhanevi hazretleri.Ehli Sünnet İtikadı kitabında.İbni teyyime hakkında hiçte hoş konuşmamış.düşünceleriyle fitne katmıştır islama.diyor....arvasi hazretleri..daha ağır konuşmuş,necip fazılın hatıralarında.arvasi hazretleri.teyymeyi küfürle itham etmiştir....bizlerde Ehli sünnet olarak,bu veli kulların görüşüne katılıyoruz.bazıları istedikleri kadar yazsın cizsin.hiç bir ehli sünnet.alimi ibni teyyimeye itibar etmemiştir.etmeyecektir..Ehli sünnet yolunda olanlara selam olsun.
 

ihvan23

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
3,539
Tepkime puanı
220
Puanları
0
İbni Teymiyye Ömer ibnu’l-Hattab’a üç talak meselesinde ve Hazret-i Ali'ye de on yedi meselede Kur'anın nassına muhalefet etti diye isnadda bulunmuştur. Hazret-i Ebu Bekir ne dediğini bilen yaşlı birisi olarak müslümanlığı kabul etti, ama Hazret-i Ali çocukken İslamiyeti kabul edip bir kavle göre çocuğun İslamiyeti sahih değildir, demesi ve yine Hazret-i Ali hakkında, kendisi Ebu Cehil'in kızını istemiş ve ölünceye kadar onu severek unutmamıştır, demesi üzerine alimler ona münafıklığı isnad etmişlerdir. İbni Teymiyye Hazret-i Osman hakkında (Osman malı severdi) demiş ve (Peygamberden -aleyhisselam- istigasede bulunulmaz) dediği için ona zındıklık isnad etmişlerdir.” (Bera’atü’l-Eş’ariyyin min Akaidi’l-Muhâlifin, s.410.)
 

Ahi Evran

Profesör
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
1,695
Tepkime puanı
14
Puanları
38
Yaş
45
İbni Teymiyye Ömer ibnu’l-Hattab’a üç talak meselesinde ve Hazret-i Ali'ye de on yedi meselede Kur'anın nassına muhalefet etti diye isnadda bulunmuştur.

İbn Teymiyye'ye atıfta bulunmadan, ona ait bir eser kaynak gösterilmeden, iftira atılıyor...
Hz.Ali gibi sahabenin büyüklerinden biri için iftira atması, palavradan başka bir şey değildir, hatta iddia ediyorum bu palavranın arkasında İbn Teymiyye'yi hazmedemeyen bazı münafık-takiyyeci rafiziler vardır, rafizilerin ipi ile kuyuya inenler kimlerdir ona bakın, rafizilerin cevşenini sünnilere pazarlayanlar kimler ona bakın, geçin İbn Terymiyye'yi...ya da en azından onun kitapların atıf yapın, iftiralarla bir yere varamazsınız...

ve (Peygamberden -aleyhisselam- istigasede bulunulmaz) dediği için ona zındıklık isnad etmişlerdir.

Hiç bir ehl-i sünnet uleması, bu içtihatından dolayı İbn Teymiyye'yi tekfir etmemiştir...Kaldı ki ehl-i sünnet kıble ehlini tekfir etmez...
 

dostluk

Kıdemli Üye
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
5,663
Tepkime puanı
304
Puanları
0
Yaş
50
Konum
istanbul
Yok senin bildiğin gibi değil.Burda yanlışsın.Öyle kendi fikrince anlatma
olayları kardeş.

Selefiliği bi araştır sen önce,gerçi biyerden sağdan soldan kopyalar getirirsin ama yinede iyi olur yanlış bilgilenmekten.

:glm

sizmi söylüyorsunuz bunu..kopyasız konu açtınızmı hiç,sağdan soldan yazılarınızdan kopilerinizden başka konunuzu hatırlamıyorum..

siz önce bir ehli sünnet itikadını araştırı kardeş ,gerçi sağdan soldan kopyiler pasteler getirirsin ma olsun yinede iyi olur yanlış bilgilenmekten..
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
İbn Teymiyye'ye atıfta bulunmadan, ona ait bir eser kaynak gösterilmeden, iftira atılıyor...
Hz.Ali gibi sahabenin büyüklerinden biri için iftira atması, palavradan başka bir şey değildir, hatta iddia ediyorum bu palavranın arkasında İbn Teymiyye'yi hazmedemeyen bazı münafık-takiyyeci rafiziler vardır, rafizilerin ipi ile kuyuya inenler kimlerdir ona bakın, rafizilerin cevşenini sünnilere pazarlayanlar kimler ona bakın, geçin İbn Terymiyye'yi...ya da en azından onun kitapların atıf yapın, iftiralarla bir yere varamazsınız...

Hem yazılanları okumuyorsun (ya da anlamıyorsun), hem de uyduruyorsun.

Hâfız İbni Hacer el-Askalânî, Ed-duraru’l-kâmine isimli kitabında, İbni Teymiyye'nin sahabenin büyükleriyle ilgili sözleri hakkında alimlerden bazı nakiller yapmaktadır:

“İbni Teymiyye Ömer ibnu’l-Hattab’a üç talak meselesinde ve Hazret-i Ali'ye de on yedi meselede Kur'anın nassına muhalefet etti diye isnadda bulunmuştur. Hazret-i Ebu Bekir ne dediğini bilen yaşlı birisi olarak müslümanlığı kabul etti, ama Hazret-i Ali çocukken İslamiyeti kabul edip bir kavle göre çocuğun İslamiyeti sahih değildir, demesi ve yine Hazret-i Ali hakkında, kendisi Ebu Cehil'in kızını istemiş ve ölünceye kadar onu severek unutmamıştır, demesi üzerine alimler ona münafıklığı isnad etmişlerdir. İbni Teymiyye Hazret-i Osman hakkında (Osman malı severdi) demiş ve (Peygamberden -aleyhisselam- istigasede bulunulmaz) dediği için ona zındıklık isnad etmişlerdir.” (Bera’atü’l-Eş’ariyyin min Akaidi’l-Muhâlifin, s.410.)


Yukarıda yazmıştım: Prof. Dr. Zekeriya Güler diyor ki:

İbn Hacer el-Askalânî (v. 852/1448) İbn Teymiyye’nin, İmâmiyye Şîası’nın otoritelerinden olan İbnü’l-Mutahher el-Hıllî’nin (v. 726/1325) Minhâcü’l-kerâme fî ma’rifeti’l-imâme (Tebriz 1286, Tahran 1298, Kahire 1962) adlı eserine reddiye olarak yazdığı Minhâcü’s-sünne en-nebeviyye fî nakzı kelâmi’ş-şîa ve’l-kaderiyye isimli kitabı üzerine yaptığı değerlendirmede diyor ki:

Telif esnasında kaynağını hatırlayamadığı bazı makbül/sahih hadisleri veya senedi zayıf da olsa bazı mevcut/sabit rivâyetleri mevzu olduğu gerekçesiyle reddetmiştir. İbn Teymiyye, İbnü’l-Mutahher el-Hıllî’nin kullandığı hadislerin büyük bir kısmı mevzu ve çok zayıf olmakla birlikte, onun sözünü çürüteyim (tevhîn) derken bazan Hz. Ali’yi küçük düşürmüş, ifrat ve teşeddüde düşmüştür. (İbn Hacer, Lisân, VI, 319-320; a.mlf., Dürer, I, 71; Leknevî, Ecvibe, s. 174-176; Prof. Dr. Z. Güler'den naklen)

Benzer bir bilgiyi Dr. Ebubekir Sifil vermektedir. İşte şurada:

İslam ve Modern Çağ, Cild 1, s. 70, Kayıhan Yayınları, İstanbul, 2004.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Ahi daha önce Hâfız İbni Hacer el-Askalânî veya Teymiyye aleyhinde yazan başka bir alim için Cehennemin dibinde yanasıca demiş idi. Şahidim.

Murat gardaş, boşuna uğraşıyorsun. Bunların niyeti hakikat nedir öğrenmek değil. Bunlar inadına bir yol tutturmuş gidiyorlar. Sen gine yaz, ama bunlar anlar mı diye ümid etme.
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Mesela, İbni Teymiyye'nin övdüğü ve taklid ettiği el-Darimi (vefatı h. 280) şöyle demiştir:

"Şüphesiz Allah arzu ederse, kudret ve rububiyetinin lutfu ile bir sivrisinek sırtının üzerinde de kalabilir. Koca Arş üzerinde nasıl durmasın?"

Not: Bu Darımi, meşhur hadis alimi Abdullah ibni Abdurrahman el-Darımi (vefatı 255) değildir.

İbni Teymiyye'nin de bu sözün benzerini yazdığı bilinmektedir:

ولو قد شاء لاستقر على ظهر بعوضة فاستقلت به بقدرته ولطف ربوبيته (بيان تلبيس الجهمية, خ1/ص568).

Beyan Telbis el-Cehmiyye, 1/568.

Sonra, bu adı geçen Osman bin Said ed-Darımi es-Secezi diyor ki:

"Hiç şüphe yok ki, dağın zirvesi, alt kısmından göğe daha yakındır. Minarenin tepesi de, tabanından Allah'a daha yakındır."

Öyle anlaşılıyor ki, bu şahıs dünyanın yuvarlak olduğunu da idrak edememiştir!

Bu yazışmaların şöyle bir faydası oldu:

Hem Türkçe hem İngilizce bloglarıma İbni Teymiyye'nin fikir babalarından olan Osman bin Said el-Dârimî el-Secezî ve görüşleri hakkında birer yazı ekledim:

Türkçe:

http://muratyazici.blogspot.com/2009/10/ibni-teymiyyenin-fikri-kaynaklarndan-el.html

İngilizce:

http://ahl-al-sunna.blogspot.com/2009/10/source-of-ibn-taymiyyas.html

Vesselam.
 

dosdoğru

Üye
Katılım
17 Eki 2009
Mesajlar
71
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
64
uzak yollar kardeşim

bizler müslümanlar inşallah peygamberimizi öne çıkaralım

alimleri öne çıkaran tağutla birlikte olanların tuzaklarına düşmiyelim.

Allah c.c yar ve yardımcımız olsun
 

Uzak Yollar

Doçent
Katılım
15 Eki 2009
Mesajlar
569
Tepkime puanı
14
Puanları
0
Yaş
54
uzak yollar kardeşim

bizler müslümanlar inşallah peygamberimizi öne çıkaralım

alimleri öne çıkaran tağutla birlikte olanların tuzaklarına düşmiyelim.

Allah c.c yar ve yardımcımız olsun

Amin kardeşim.
Bu dinin kitabı var,oda Kuran-ı Kerim.
Bu dinin peygamberi var oda Hz.Muhammed(sav)
Bu iki kaynağa muhalif olan hiç bir görüşü kabul etmek mümkün değildir.
İster mürşid olsun,ister ermiş olsun,isterse müctehid olsun.
Kuranda ve sünnette bakış açısı belirtiliyor.Bakan görür.
Kimseyi zorlamıyoruz,kitabımızda belli peygamberimizde.
Yapılan hertürlü iftiralara Allaha sığınarak ve mizan başında hakkımızı alacağımızı bilerek katlanıyorum.
Allah anlamayanalara izan ve feraset versin.(öyle diyorlarya bende öyle diyorum)
 

Ahi Evran

Profesör
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
1,695
Tepkime puanı
14
Puanları
38
Yaş
45
ibn teymiyye: Ilahi sıfata dair bütün ayetleri ilk tarzda nakledildiği şekilde hak olarak kabul ederim… işte şafi’nin de, malik’in de, ebu hanife’nin de sonra da ahmed’in de nakledilegelen akidesi budur. eğer onların izledikleri yola uyarsan, ilahi tevfike mazhar olursun. eğer bid’at bir yol ortaya koyarsan, kimse senin bu yolunu dayanak kabul etmez. (cilaul ayneyn fi muhakemetil ahmedyn)



doğrusu allah’ın yolundan ayrılmayan imamların tutumudur. Bu da allah’ın kuran’da kendini ve peygamberinin de sünnetinde allah’ı vasıflandırdığı bütün sıfatlar ile vasıflandırılması, kuran ve sünnetin dışına çıkılmamasıdır. bu konuda ilim ve iman sahibi olan selefin yolundan gidilmelidir…(mecmuatur resaillul kübra)

“selef mezhebi sıfatları inkar (ta’til) ile allah’ı yaratılmışlara benzetme (temsil) arasındadır. Selef allah’ın sıfatlarını, yaratıkların sıfatlarına benzetmezler. Nitekim o’nun zatını da mahlukların zatına benzetmezler. Allah’ın (cc) ve rasulü’nün o’nun zatını vasıflandırdıkları ilahi sıfatları inkar edip de güzel isimlerini, yüce sıfatlarını reddetmezler. Böylece nassı tahrif etmekten, allah’ın (cc) isim ve ayetlerini inkar etmekten uzak dururlar.” ( el-akidetul hameviyyetül kübra)

İbn Teymiyye, tecsim suçlamalarına karşı genelde Buhârî'nin şeyhi Nuaym b. Hammad el-Huzâî'nin şu sözünü nakleder: "Kim Allah'ı mahlûkatına benzetirse kâfir olur, kim de Allah Teâlâ'nın kendisini vasfettiği bir sıfatını inkâr ederse kâfir olur. Allah'ın ve Resulunün Allah'ı vasfetmek için bildirdiği bir sözü kabul etmek teşbih değildir."
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
İbni Teymiyye'nin övdüğü ve taklid ettiği el-Darimi (vefatı h. 280) şöyle demiştir:

"Şüphesiz Allah arzu ederse, kudret ve rububiyetinin lutfu ile bir sivrisinek sırtının üzerinde de kalabilir. Koca Arş üzerinde nasıl durmasın?"

Not: Bu Darımi, meşhur hadis alimi Abdullah ibni Abdurrahman el-Darımi (vefatı 255) değildir.

İbni Teymiyye'nin de bu sözün benzerini yazdığı bilinmektedir:

ولو قد شاء لاستقر على ظهر بعوضة فاستقلت به بقدرته ولطف ربوبيته (بيان تلبيس الجهمية, خ1/ص568).

Beyan Telbis el-Cehmiyye, 1/568.

Sonra, bu adı geçen Osman bin Said ed-Darımi es-Secezi diyor ki:

"Hiç şüphe yok ki, dağın zirvesi, alt kısmından göğe daha yakındır. Minarenin tepesi de, tabanından Allah'a daha yakındır."

Öyle anlaşılıyor ki, bu şahıs dünyanın yuvarlak olduğunu da idrak edememiştir!

İbni Teymiyye'nin bu Osman bin Said el-Dârimî el-Secezî'nin görüşlerini benimseyip kitaplarında tekrar ettiğine işaret etmiştim. Benimseyip tekrar ettiği sözlerden biri olarak "Allah arzu ederse, kudret ve rububiyetinin lutfu ile bir sivrisinek sırtının üzerinde de istikrar edebilir (durabilir)." sözünü misal vermiştim. el-Dârimî'den aldığı ve benimsediği iki ayrı söz de şunlardır:

"Allahü teâlâ için bir sınır olup mekânı için de bir sınır vardır. Göklerinin üstünde, Arş'ının üzerinde bulunmakta­dır. İşte bunlar iki sınırdır."

“Herkes, Allah'ı ve Allah'ın mekânını Cehmiye taifesinden daha iyi bilir”

Kaynak: İbni Teymiyye, Minhacu's-Sünne.

"Cehmiye" ile kasdettiği Eşariler ve tüm Ehl-i sünnettir.

Bu konuyla ilgili bir yazıyı bugün bloguma ekledim:

Makaleler ve Vesikalar: İbni Teymiyye'nin Allahü teâlâya Mekân ve Sınır İsnad Etmesi
 
Üst