Fetih 1453 rekorları alt-üst etti

SeNoL

MUEYABYA
Katılım
16 Kas 2006
Mesajlar
4,867
Tepkime puanı
224
Puanları
0
Yaş
42
Konum
Kocaeli
Ne çok gebzeli var :) Dün bizde izledik filmi. Gebze center'da değil ama :D

Gayet başarılı bir film.

eksikleri, zayıf yanları yok mu ? Elbette var. Olmaması mümkün değil zaten.

Ama genel itibariyle çok beğendik.

Ayrıca İstanbul'un kıymetini bir kez daha anladım.

Akşemseddin'i atlayacaklar mı acaba dedim ama atlamadılar.
 

Yitik Lale

“Men dakka dukka”
Katılım
3 May 2010
Mesajlar
3,282
Tepkime puanı
810
Puanları
0
Nasipse en kısa zamanda bizde gitmeyi düşünüyoruz. :)
 

HaZiRuN

Revizyonda
Katılım
15 Ara 2010
Mesajlar
2,591
Tepkime puanı
354
Puanları
0
ben de hala düşünce aşamasında bekletiliyorum..
gitmek için niyetlendiğim an bir engel çıkıyor, hayırdır inşallah:)
 

türkü

Kıdemli Üye
Katılım
18 Tem 2007
Mesajlar
4,973
Tepkime puanı
975
Puanları
0
2,45 saat mi sürüyor bu film :D
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Fetih 1453'te neden mehter yok?



Dün gösterime giren Fetih 1453'e yöneltilen 'Neden mehter marşı yok' eleştirilerine yapımcılardan açıklama geldi. İşte o açıklama:



Dün gösterime giren ve kısa sürede gündeme oturan Fetih 1453 adlı filme, izleyicilerden yöneltilen eleştirilerden biri de 'Filmde neden mehter marşı kullanılmadığıydı'... Yapımcılar sosyal medya üzerinden yaptıkları açıklamada konuya açıklık getirdi.
İşte o açıklama:
FETİH 1453 ve MEHTER MARŞI İLE İLGİLİ
Film gösterime girmesi ardından sosyal medya'da bazı yorumlarda dile getirilen "Filmde Mehteran Takımı ve Mehter Marşı'nın neden olmadığı" yönünde gelen mesajlar bulunmaktadır.

Mehteren Takımı ve Mehter Marşı bugün bilinen hali ile İstanbul'ın Fethi'inden daha sonraki dönemlerde Osmanlı Ordusu bünyesinde yer almıştır. Diğer yandan fetih döneminde davullar ve kös çalınmaktaydı ve filmde yer almaktadır...
Haber7
 

reis

Kıdemli Üye
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
10,901
Tepkime puanı
414
Puanları
0
Konum
Karadeniz
Ulen doğduk doğalı keferelerin kıytırıktan filmlerini seyredip duruyoruz.
Bu film ne kadar kötü olsa bile batmaz bize.
24 saatimizin uyanık kaldığımız kısımlarının neredeyse tamamı dekolte görmekle geçiyor yav. (Hem sadece göğüs dekoltesi olsa bayılırsın.)

Kaçsan kaçamaysın, kaçmasan gene kaçamaysın.

Ahirzaman'ın fitnesi kadın, N'etceğuk bilmem ki!..
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Mustafa Armağan filmi çok dinci ve milliyetçi bulmuş ve Fatihin neden kürt hocaları yok diye eleştişrmiş
Övgüleri yanında
Ulubatlı Hasan Fatih'den çok ön plana çıkmış
Bence gayet de olumlu olmuş
Belgesel olmaktan kurtarıp aşk yükünü de Hasan omuzlamış.
Akıcılığı artırmış
Ne yani Bizans sarayına Fatih mi gizlice girip Urbanı kaçırsaydı..
Gereksiz bir eleştiri..
Ben mustafa armağan'a HADİ ordan diyorum :)
Kimin aklına gelirdi Türk hocası Kürt hocası
Fetih filmi çekiyorum elbette milliyetçi olacak elbette dini motifleri olacak
 

z£LaL

Börtecine
Katılım
12 Eki 2009
Mesajlar
3,828
Tepkime puanı
561
Puanları
0
Konum
izmit/istanbul
medyadaki yorumlara çok gülüyorum film meyve veriyor birileri taşlamakla meşgul
 

zekaikc

Profesör
Katılım
17 Mar 2011
Mesajlar
805
Tepkime puanı
59
Puanları
0
Dün izlemek nasip oldu. Kesinlikle izlemenizi ve mümkünse sinemada izlemenizi tavsiye ederim.
 

Ercan Tekin

Kıdemli Üye
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
5,631
Tepkime puanı
266
Puanları
0
Dün izledim filmi, gayet teknik açıdan beğenilecek bir film yapanlardan Allah razı olsun.
Eksik yönleri ise fetih gibi muazzam bir olayda mehteran gibi önemli bir aksiyonun olmaması büyük bir eksiklik getirmiş filime.

Diğer bir eleştiride Akşemseddin hz'lerinin çok kısa rolü olması. Fetihin başından sonuna kadar Fatihin yanında olması gereken Akşemseddin, Molla Gürani, Molla Hüsrev gibi büyük zatların filmde çok etkin olamamaları büyük kayıp.

Fatihin birde tesbihi parçalama sahnesi var o zikir tesbihini ezme sahnesi oda garip bir senaryo ürünü gibi geldi. Fatih alim bir sultanken ne olursa olsun zikir tesbihine o davranışı yapacak kadar kendinden geçemez diye düşünüyorum.

Ayrıca muhteşem rezalet dizisindeki gibi giyinmiş Sultanın eşi ve hane kadınları. Buda büyük yanlışlardan birisi olmuş.

Ulubatlı Hasan'da r.a. bayağı farklı anlatılmış. Yani Urban'ın kızıyla gayri meşru bir gecelik ilişkiye girmesi Ulubatlı Hasan gibi takva ehli bir mücahide yakışmayacak bir tavır değilmi?

Eminim şehidimiz toprağında buna sitem etmiştir. Allah'ın askerlerini anlatırken daha hakkaniyetle davranılsa tarihte canlarını vermiş koca dedelerimize vefamız olur.
Osmanlı hanedanında böyle bir giyim tarzını uyduranlara Allah azap eder mazallah.

Çünki o ecdadın verdiği mücadeleler ile bu mukaddes topraklar üzerinde namusumuzla inancımızla hür yaşıyoruz vefa borcumuz varken birde iftira atmayalım vebali olur.

Film genel itibariyle harp sahneleri çok etkileyici yani birde daha evvelden böyle bir filmin yapılamamasıda filmin beğenilmesini eksik yönlerine rağmen arttıracak gibi görünüyor.
BU filmin bir faydasıda eminim bu milletin batı taklitçiliğinden nevri döndüğü şu nesile iyi bir dersde vericektir. Kimin torunu olduğunu, ecdadının kim olduğunu nasıl olduğunu tekrar görmesi açısından güzel yanıda var.
İnşaAllah bu tarz filmlerin devamı gelir tabi tarihi gerçek haliyle anlatırlarsa filmlerde haksızlıkla edilmeden nesile doğru aktarılır.

Filmin eleştirilecek çok yanı olduğu gibi eleştirilmeyecek güzel yanları da yani senaryonun doğru analiz edilmiş yanlarınında olduğu aşikardır.
Emeği geçenlerden Allah razı olsun.amin
 

zekaikc

Profesör
Katılım
17 Mar 2011
Mesajlar
805
Tepkime puanı
59
Puanları
0
Perş. cuma, cumartesi ve pazar olmak üzere 4 günlük izleyici sayısı 1.400.253 olarak açıklandı.
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
Bu tarz filimler 100% HAKKIYLA verilmeli.
ben filmi izlemedim ama fragmanina baktim,dans eden acik sacik bayanlar,ask sahnesi eksik kalmamis,rezalet.
karilari görünce filimden sogdum.
debrelinin yazdigi eksikliklerde büyük kusur...Yahu fetih olayinda asil anlatilmasi gereken sey olayin manevi boyutudur,OSMANLININ ruhudur,ukubatli hasana iftira atarak olmaz bu isler, Akşemseddin, Molla Gürani, Molla Hüsrev fatihi fatih yapan Fetihin kalbidir aslinda,hani nerede bunlar?...dekolte mekolte sahnelerine harcadiklari emek yerine bunlara deginselerdiya...
Müslüman Türkün ecdadini canlandiran filimlerin senaryosu mutlaka ama mutlaka müslüman türkün ecdadini taniyan ve örnek alan alimlerle, dini liderlerle istisare ederek hazirlanmali,müslüman tarihcilerin onayi alinmali,sonucda fetih meselesi dini bir konu, burada gercekler anlatiliyor,tarih anlatiliyor, gercekten olmus olan olaylarin canlandirilmasi 100% isbaetli olmali.
Hersey bittikten sonra elestirilerin hicbir faydasida olmaz,ok yaydan cikmis artik,degistirmek isesende mümkün degil.
Onun icin bu tarz filimlerde istisare ve ittifak SARTTIR!
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Popüler sinema ile tarihi sorumluluk arasında...

Süleyman Ceran, Fetih 1453 filmini değerlendirdi.
Epik sinema, tarihin belli bir dönemini içine alması, süresi, konu genişliği ve yüksek beklentileri ile gerçekleştirilmesi hayli zahmetli olan bir tür. Bu nedenle olsa gerek sinemamızda bu alana uygun bugüne kadar çok ciddi örnekler verilemedi. Şimdiye kadar yapılmış filmlerin, bu türün etrafında dolanan, izlenimler barındıran, kişisel karizmalarla öne çıkmış, iyi niyetli ama zayıf yapımlar olduğunu belirtmekte fayda var.

İslam dünyasının en etkileyici epik sinema konularından biri de elbette İstanbul’un fethedilmesidir. Halkımız, destanlaştırdığı, hafızasına kazıdığı bu büyük tarihi olayı, yıllardan beri hemen her kentinde canlandırarak adeta “özlem” gidermektedir. İstanbul, Anadolu’da her 29 Mayıs’ta zayıf da olsa, sinematografik olarak fethedilmektedir.

Şimdilerde ünlü yapımcı ve yönetmen Faruk Aksoy, yaklaşık 17 milyon $’lık Türkiye’nin sinema tarihinin en büyük bütçesi ve 160 dakikalık süresiyle de en uzun metraj filmi olan “Fetih 1453” (Conquest 1453, Завоевание 1453) ile yıllardan beri beklenen prodüksiyon sonunda beyaz perdede. Gösterimden önce kısa görüntüleri bile milyonlarca kişi tarafından izlenen filmin, gişede de birinci olarak çıkması kimseyi şaşırtmayacak.

Binlerce metrekarelik platolar, bir ilçedeki insan sayısından fazla figüran ordusu, eğitimler, teknik donanımlarla oluşturulan film, bir gövde gösterisi niteliğinde. Fethin gerçekleşmesinde büyük payı olan devasa büyüklükteki Şahi Topu’nun birebir yapılması ve sağlanan gerçekçi ortam oldukça iyi. Karşılıklı dövüş sahnelerinde koreografi yabana atılır cinsten değil, oldukça kaliteli. 20 saniye gösterilecek bir flashback sahnesi için koca bir köyün inşa edilmesi, gösterilen titizliğin de büyüklüğünü ifade etmeye yetiyor. Buna karşın, abartılan dijital sahnelerin göze battığını, doğallığın zorlandığını söyleyebiliriz.

Fatih Sultan Mehmet’i canlandıran kişinin tanıdık bir sima olmaması yerinde bir tercih olmuş. Devrim Evin, bu rolün hakkını vermeye çalışsa da biraz sırıtmış, bir beden büyük gelmiş sanki. Belki de izleyicinin beklentisinin yüksekliğinden kaynaklanıyor bu algı. Ulubatlı Hasan (İbrahim Çelikkol) ise tam kıvamında. Ulubatlı’nın en büyük rakibi olan Şovalye Guistiniani’yi oynayan Cengiz Coşkun da hiç fena değil. Ama iki karakterlerin imaj olarak birbirlerine çok benzemeleri dezavantaja dönüşmüş; kılıçla dövüş sahnelerinde birbirlerine karışıyor karakterler. Yine Hasan’ın kale burcuna bayrağı dikme sahnesi fevkalade hazırlanmış. Lağımcıların dünyası, çabaları ve fedakârlıkları çok güzel işlenmiş, izleyicinin içine işleyebiliyor.

Fetih 1453’ün senaryosunda gereksiz yüklerin atılmaya çalışıldığı göze çarpıyor. Medine sahnesi ve Sultan Mehmet’in çocukluk dönemi hızla geçiliyor. Küçük yaşta Haçlı saldırılarının başlaması nedeniyle Çandarlı Halil Paşa tarafından tahtan indirilip babası çağrılan Mehmed’in daha sonra tekrar tahta çıkması da hızla kotarılan sahnelerden. Padişahın aldığı mühendislik ilimleri ve bildiği diller ifade edilerek geçiştirilmiş ama özellikle top imal edilirken Hünkârın hiç devreye girmemesi bir eksiklik olarak belirmekte. Ayrıca karadan kadırgaların yürütülmesi fikrinin nereden ortaya çıktığı anlaşılmıyor, her ne kadar bu sahneler güzel çekilse de bu olayın İstanbul’un alınmasındaki önemi filmde atlanmış; önemsiz bir detay gibi görünüyor. Aynı zamanda Sultan Mehmed’in yıllar boyunca bu fethe hazırlandığı halde melankolik duruşu, günlerce çaresiz kıvranması filmin zaaf noktalarını oluşturuyor.

YAPIMCI FARUK AKSOY’UN POPÜLİZMLE İMTİHANI

Bu coğrafya üzerinde yaşayan insanların genel ahlak kurallarını zorlayan filmleriyle tanınan bir insan Faruk Aksoy. Recep İvedik, Avanak Kuzenler, Karışık Pizza, Ayakta Kal ve Çılgın Dersane gibi popüler kültür namına halka dayatılan yapımlarla elde ettiği parayı İstanbul’un fethini anlatan bir sinemaya yatıran yapımcının samimiyetine inanmamız bekleniyor. Yönetmen, son elli yıldan beri yapılmamış bir sinema konusuna yönelirken bunun ekonomik, teknik güçlüğünün altından kalkmaya çalışırken tarihi sorumluluk tarafında gereken dikkati göstermiyor, geçmişin yanlışlarına bir kez daha düşüyor. Örneğin, “Kara Murat” serisinde görünen “çapkın Türk” imajı devam ediyor. Ulubatlı Hasan figürü gerçeği tartışmalı olsa da bu durum o dönem savaşan insanların “mücahit” olma hissiyatlarını değiştirmez. İstanbul “cihad” ruhuyla alınmış bir şehir. Bu kuşatmaya dâhil olanların, peygamberimizin isteğini yerine getirme arzusu taşıdıkları da düşünülünce Ulubatlı Hasan’a reva görülen uygunsuz ilişkinin, gayrı meşru çocuğun korkunç yanlışlığı daha bir ortaya çıkmakta. Bunun dışında gereksiz çıplaklıkların, karikatür tipteki Bizanslıların, çirkin rahiplerin bulunduğu film, uzun yıllar izlenebilecek bir yapım olmak yerine günü kurtarmaya çalışan, tüketim kültürüne yeni bir veri olma tuzağına düşmekte.

GÜÇLÜ PRODÜKSİYON ZAYIF SENARYO

Müslümanların ürettiği en büyük epik sinema örneğinin “Çağrı” (The Message/ Mohammad: Messenger of God) olması sürpriz değildir. Çağrı’nın bu denli başarı kazanmasında Mustafa Akkad’ın halisane girişimleri ve üstün yönetmenlik yeteneklerinin yanında, hafızalarda kalıcı senaryosunun da bir o kadar önemi vardır. Tevfik el-Hekim, H. A. L. Craig, Jawdat Al-Sahhar, Muhammed Ali Maher ve Abdurrahman Şarkavi gibi kıymetli insanların ortak emeği ile hazırlanan metinde çetrefilli pek çok konunun zorlu yükü taşınmıştır. Elde edilen gelirin büyük kısmının hayır amaçlı kullanıldığı Çağrı, 35 yıl sonra bile hâlâ aşılamadığı gibi diriliğini de muhafaza etmektedir.

İstanbul’un fethi gibi mitler, efsaneler, yanılgılar, yanlışlar ve bol ayrıntılarla dolu bir alanda senaryo çalışması yapılırken konuya duygusal olarak yaklaşabilecek kişilerin de işin içine dâhil olması gerekirdi. Lise düzeyi tarih kitaplarında yer alan kronolojik bilginin ötesine gidemeyen ve tarihi ayrıntıları o dönemin pazarlarındaki sebze ve meyvelerin ötesine geçemeyen yapımda izleyici kendini filmle özdeşleştirememektedir.

Filme dönük eleştirilerde bir yandan ansiklopedik tarihi verilerle ilgili hatalar olduğu ya da köşeli gerçeklerin olmadığına dair eleştiriler de yer alabilir. Yönetmen birebir gerçeğe yaslanmak zorunda değildir ama oluşturduğu kurgu var olanla çatışacak veriler taşımamalıdır. Üç yılı bulan çekim sürecinden dolayı kurgu kopuklukları taşıyan Fetih 1453’ün yıllar boyu izlenmesini sağlayacak orijinal bir senaryosu ne yazık ki yoktur. Varolan metni canlandıran oyuncuların samimiyeti de perdeden izleyiciye akmamaktadır.

TÜRKİYE’DE SİNEMA İÇİN MAZERET DÖNEMİ SONA ERMİŞTİR!

Yıllardır söylenir, parasızlıktan, teknik imkânsızlıklardan eli yüzü düzgün film yapamıyoruz diye. Tüm bu mazeretler artık sona ermiştir/ermelidir. New York’ta Beş Minare, Labirent ve Fetih 1453 gibi yapımlarla uluslararası standartlarda filimler ülkemizde üretilmeye başlanmıştır. On milyonlarca dolarlık Hollywood yapımları düzeyinde teknik işler çıkarmak artık imkânsız değildir. Kalan tek sorun, kendi halkına, kitlelerin inanç değerlerine ve sembollerine saygı duymayan, bir avuç “soluk benizli” yönetmenden kurtulmakla alakalıdır.

Dini duygulara sahip kitlelerin, milliyetçi kesimin, aksiyon meraklısı gençlerin ağzına bir parça bal süren yönetmen Aksoy, salona gelen izleyici kitlesini bir şekilde memnun etmeyi başarıyor. Fetih 1453, eksikleriyle ve zaaflarıyla bütün bunlara karşın eli yüzü düzgün, kaliteli, dünya standartlarında bir yapım olarak sinemamızdaki yerini alıyor.
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Fetih 1453 rekorları alt-üst etti


''Fetih 1453'' filmini, 500 kopyayla 850 salonda gösterime girdiği geçen hafta perşembe gününden itibaren 4 günde, 1 milyon 400 bin 351 kişi seyretti.



AA muhabirinin Box Office Türkiye istatistiklerinden derlediği bilgiye göre, yapımcılığını Faruk Aksoy, Servet Aksoy ve Ayşe Germen'in üstlendiği, Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet'in çocukluğundan fetihlerine kadarki sürecin anlatıldığı film, 500 kopya ile 850 salonda gösterime girdi.

Geleneksel olarak vizyona giriş günü olan cuma yerine perşembe günü izleyici karşısına çıkan 17 milyon dolar bütçeli film, 4 günde 1 milyon 400 bin 351 izleyiciyle buluştu. Hafta sonu (17-19 Şubat) seyirci sayısı 1 milyon 157 bin 939 olan ''Fetih 1453''ü, buna göre ilk gün 242 bin 412 kişi seyretti. Filmin ilk gösterimi, İstanbul'un fethedilme tarihine ithafen saat 14.53'te yapılmıştı.

İzlenen film sıralamasında 17-19 Şubat döneminde, ''Hayalet Sürücü 2: İntikam Ateşi'' adlı film, 91 bin 675 seyirciyle ikinci, Ata Demirer'in senaryosunu yazdığı ve baş rolünü üstlendiği, Hakan Algül'ün yönetmenliğini yaptığı ''Berlin Kaplanı'' adlı film ise 87 bin 785 seyirciyle üçüncü sırada yer aldı.

Bu yıl 27 Ocak'ta 352 kopyayla gösterime sunulan, ilk 3 gün 510 bin 542 kişi tarafından seyredilen ''Berlin Kaplanı'', gösterime girdiği günden bugüne toplam 1 milyon 778 bin 502 tarafından izlendi.

Filmin resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, ''Fetih 1453'' filminin, Türk sinemasında ilk hafta açılış rekorunu kırdığı belirtilerek, ''Tarihimize sahip çıkan milletimize sonsuz teşekkürler. Fetih 1453 tüm zamanların rekorunu açık ara kırdı'' ifadeleriyle seyirciye teşekkür edildi.

Devrim Evin, İbrahim Çelikkol, Dilek Serbest, Recep Aktuğ, Erden Alkan'ın yanı sıra geniş bir oyuncu kadrosu bulunduğu filmin senaryosu, İrfan Saruhan ve Atilla Engin'e, müzikleri ise Benjamin Wallfisch'e ait.

Film, Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, Fransa, İngiltere, İsviçre, KKTC, Ortadoğu ülkeleri, Endonezya, Malezya, Rusya, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Sırbistan, Makedonya, Kosova, Romanya, Yunanistan, Güney Kore, Tayland, Japonya ve Amerika'da da sinemaseverlerle buluşacak.

-Yapımcı olarak da rekorlar kırmıştı-

Yönetmen Faruk Aksoy'un yapımcılığını üstlendiği ''Recep İvedik'' serisi de 2005 yılından günümüze, ilk hafta sonu seyirci sayısında ilk 10 film arasında yer alıyor. ''Recep İvedik'' serisi, toplamda 11 milyon 960 bin 750 seyirciye ulaşmıştı.
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Rakamlar için saol sessizlik
Demek ki ilk üç gün itibari ile izlenen en iyi ikinci film oldu
Film şuan kapalı gişe oynamaya devam ediyor
Bakalım nihayi izlenme oranı ne olacak
5 milyon rakamı güzel bir oran olur film için
 

mü'HÜR

Ordinaryus
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
2,563
Tepkime puanı
422
Puanları
0
Yaş
37
Hayatımda ikinci sinemaya gidişim ve nerdeyse nefret ettim! Tamam sinemada film sesli izlenir amenna da, bu kadar sese de ne gerek var canım kafa bu!

Neyse, filme yorum yapacak olursam;

Artılar; Görsel olarak muhteşem bir filim.Oyuncuların oyunculukları muhteşemdi bana göre.Muhteşem bir emek söz konusu değil 3 sene, 5 sene sürse yeriymiş.Era ve Hasanın aşkı filmi hapsetmemiş yani filim daha çok savaş sahneleriyle ilgi çekiyor.Denilen aşk sahneleri yok denecek kadar az.

Açık bayanlar var denmiş o açık bayanların olması normal neden derseniz o açık bayanlar müslüman olmayanlardı. Müslüman olmayanların eğlencelerini göstermişler ama dini açıdan ele alırsak tabi ki izlencek bir film değil.Dini açıdan baktığımızda hiçbir film izlenmez zira,harama bakılıyor!

Eksiler; Bana göre filmin sonu çok daha iyi bitebilirdi.Bayrak dikilirken maneviyat kokması için salat,dua vs bir manevi hava soluklatılabilirdi.Hasan bayrağı diktikten sonra Fatih birşeyler söyleyebilirdi.Sevinç sahneleri olabilirdi.Era ve Hasanın ima edilen zina sahnesi gereksizdi ki, denildiği gibi imam nikahı kıyılmıştır mutalaka lakin, filmde gösterilmemesi çok yanlıştı.

Era ve hasanın dini nikahı kıyılma sahnesi olmalıydı kısaca onların aşkı gereksizdi.Filmi bütün olarak ele alırsak çokta müstehcenlik yoktu zira Türklerin bu kadar temiz film yapabilmeleri de mucize!

Saçma sapan bir film olan Recep İvediği geçmesini ümit ediyorum!
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Film eleştirileri her zaman yapılır ama film eleştirisi olmalı
Nihayetinde bir sinema filmidir
Aslında Aksoy'u tebrik etmek gerek
Recep İvedik tarzı daha ucuz filmler yapıp yine gişede coşabilirdi
Ama o kolaya kaçmamış
Bu yönü bence çok önemli
Bu tarz filmlerin hepsinde bir aşk yönü vardır
Beşeri mesele
Cennetin Krallığı Gladyatör İskender Truva.. vesair
Ancak filmin bütünlüğünde çok göze çarpmıyor
Yani asıl amaç olan Fetih gölgede kalmıyor
Recep İvedik'i geçsin
Tek arzum şuan için bu
 

türkü

Kıdemli Üye
Katılım
18 Tem 2007
Mesajlar
4,973
Tepkime puanı
975
Puanları
0
@mü'HÜR ün begenisini kazanmış ilgim arttı şu an itibariyle :D
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Fazıl Say'dan Fetih 1453'e Sert Çıkış!

'Türk’ün Türk’e reklamından başka bir şey değil'

Filmle ilgili çıkan bazı haberlerde hâlâ müzikleri kendisinin yaptığının yazılmasından rahatsızlık duyduğunu anlatan Say, bu konuda yapımcıyı da uyardığını belirtti ve projeden neden çekildiğiyle ilgili şu açıklamaları yaptı:

-Bu filmin müziklerini yapmam konuşuldu, İstanbul senfonisi 1453 (1. Bölüm; Nostalji) kesitler de kullanmayı planlamıştım. Filmin büyük bir bölümünü seyrettikten sonra karar vereceğimi söylemiştim ve büyük bir bölümünü seyrettikten sonra bu görkemli projeden çekildim.

Nedeni şudur; Bütçe 17 milyon dolar olur, 117 milyon dolar olur bu kimseyi ilgilendirmez. Sonuçta insanlar iyi bir film ile karşılaştıklarında mutlu olmakta...

İyi bir film ise, kanımca sadece bir toplum için değil, tüm toplumların, tüm insanlığın kalbinde “iyi” olursa işlev görecektir.

Bakın, “Kahpe Bizans” ideolojisi, sadece Türk toplumunun beğenisini kazandı hep. Kapıkule’den öteye gidince pek bir Kahpe Bizans anlayışının kalmadığını göreceksiniz. Bu film, diğer toplumlarda maalesef sorun yaşayacak.

Sürekli Türk kahramanlığını övüyoruz. Fethi, Fatih’in yaratıcı ve dahiyane bazı fikirleriyle oldu. Yaratıcı ve dahiyanenin ne olduğunu da Türk toplumu hâlâ anlayamadı. Atatürk’ü anlayamadıkları gibi..

-Sadece Türkler sevinecekse, başkası niye seyretsin o filmi? Amaç; “Biz Batılılar, biz farklı dinden olanlar muhteşem değilmişiz meğer! Meğer Türk olunmalıymış!” mı dedirtmek? Amaç ne? Bir filmde sanat yoksa, yenilik ve devrimcilik yok ise, bir film insani felsefesinde birçok perspektif ile hesaplaşmıyorsa ve her şey kilise ise diğer toplumlarda bu ne değer görecektir? Bilemedim.

Bilemediğim için bu işten çekildim. Gerçekten büyük bir iş çıksın isterdim. Ben geçen yıl seyrettiğim 60-70 dakikasında o filmi göremedim. Kusuruma bakmayın. Müziğini kim yapmıştır bilmiyorum.

Yurt

Kedi uzamanadığı ciğere pis dermiş. İşi alamadım de daha inandırıcı olur. Her şeyi Atatürk'e bağlamayı bırakın laikçi yobazlar.
 
Üst