Şimdi bazen vakit ayırıp yazıp-yazmama konusunda çok tereddüde düşüyorum.
Bir insan bir kimse hakkında kelam etmeden önce araştırır...
Ne demiş, hangi neşriyatları çıkarmış, neler yazmış...
Okur, ters veya yanlış bulduğu şeyleri yazar...
Der ki, siz savunuyorsunuz amma, bakın neşriyatlarda böyle bir beyan (lar) var, bunlar şu gerekçelerle islam'a ters'tir.
İşte o zaman karşılıklı verim alınabilecek, fikir telakkisi yapılacak, faydalı bir hasbihal olur..
Lakin sofuoğlu ve kurtuluş kardeşler, Şimdi bunların (adams, çelebiler, vb..) nesine cevap yazacaksın ki?Bunların velilere düşmanlığı yeni değil ki hatem-i veli'ye olmasınlar...
Sorsan 27.000 küsur saife olan külliyatın tek bir saifesini okumamışlardır...Bunlar kendilerini çok bilen sanan tipler...Allah'ın ilim ihsan ettiği veli kullarını kendi kıt akıllarıyla tahkir ediyorlar bilgiçlik taslayarak.
Bunlara cevabı Niyazi Mısrî -kuddise sırruh- Hazretleri bir beyiti ile vermiş;
Ey Cahil! Merkeb izinde su gördün de,
Kendini deryada mı sandın?
Derya odur ki; derinliğini
Semek dahi bilmez ola.
Ayrıca Allah'tan gafil insanların bu ilmi zaten anlamayacağını Peygamber efendimiz de bizlere bildirmiş...
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyururlar:“Öyle ilim var ki, gizlenmiş mücevherat gibidir. Onu ancak Ârif billâh olanlar bilirler. Bu ilimden konuştukları vakit, Allah’tan gafil olan kimseler anlamazlar.Binâenaleyh Allah-u Teâlâ’nın kendi fazlından ilim ihsan ettiği âlimleri sakın tahkir edip küçük görmeyin. Çünkü Cenâb-ı Hakk onlara o ilmi verirken tahkir etmemişti.” (Erbâin, Ebû Hüreyre -radiyallahu anh-den.)
Bunlara karşı yapılacak hareket bu ilmi ümmet-i muhammede duyurmaya gayrete devam etmek, lakin bunların art niyetli hakaret ve sataşmalarına ise “Rahman’ın kulları onlardır ki, yeryüzünde tevâzu ve vakar ile yürürler. Cahiller kendilerine lâf attıklarında ‘Selâm!’ derler." Furkan(63)
Selam deyip geçmek...