"hz isa geri gelmeyecek" diyen hoca benzerleri"

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0


Atatürk'ü de ülkenin mehdisi yaptın ya Allah iyiliğini versin cemalii. .

Farkında olmadan mehdilik kavramının içini boşaltıyor. Ve ya bilerek yapıyordur belki. KENDİSİ GİBİ DÜŞÜNMEYENLER FİTNECİ diyor birde. Kişi karşısındakini kendi gibi bilirmiş. Atatürk bizim peygamberimizdir diyen ulusalcılardan sonra , bizim mehdimizdir diyenide gördük.
 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,764
Tepkime puanı
984
Puanları
113
Ayrıca kime ve neye dua edip etmeyeceğimi senden öğrenecek değilim. "Ya Rabbi içki taşıyıcılarının rızkına bereket ver" diye dua edecek ahmaklardan da hiç olmadım elhamdülillah.

o zaman yüzbinlerce imam başta olmak üzere, cumhurbaşkanından tutta başbakana,oradan 75 milyon 999999 kişi ahmak sana göre. zira herkes devletine milletine dua ediyor cuma namazlarında. bir sen garipsiyorsun devlete millete dua edilmisini. demekki herkes ahmak,bir sen akıllısın.
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0


atatürk ülke
mizin mehdisidir.yani kurtarıcısıdır. ülkeyi işgalden kurtarmıştır.cihadı savunduğunu zannedenlerin bunu bilmemesi gerçek cahilliktir. cuma namazlarında devletimize miletimize dua eden hocalardan rahatsız olan cahidin, cihad ve mehdi hususunda görüş bildirmeside ayrı bir ironidir.

Hadi git yat bre tarihten habersin adam...İslam dışı devrim ve inkılap yapmakla ve Hilafeti kaldıran bir adam nasıl ülkemizin mehdisi olurmuş?.Putlaştırmayın şu Mustafa Kemal'i?Klasik ve uyduruk cumhuriyet tarihine sen nasıl inananabilirsin ki?.Mustafa Kemal'den çok çok daha üstün paşaları unutturup şu uyduruk ve yalanlarla dolu olan tarihimizin arşivlerini asıl tozlanmış raflardan indirmek lazım.İşte o zaman kıyameti bu ülkede göreceksiniz.Merak etmeyin az bir zaman kaldı,yakında gerçekler suratlarınıza çarpılacaktır.
 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,764
Tepkime puanı
984
Puanları
113
Mustafa Kemal'den çok çok daha üstün paşaları unutturup şu uyduruk

esas uyduruk sizin gibilerin yıllardır yaptığı ama tek başına kurtarmadı diğer paşalar nolcek diyenlerin yaptığıdır uyduruk. soruyorum bundan 20 yıl hatta yüzyıl sonra türkiyenin 2002 yılından sonrası anılırken, arıncı mı bekir bozdağı mı hüseyin çeliğimi anacaklar. elbette sayın erdoğanı anacaklar çünkü lider olan o. şuanda bile binali yıldırım çok güzel yollar yaptı diyormuyuz? sayın erdoğandan allah razı olsun duble yollarla donattı diyoruz değilmi?

sizi gidi uydurukçular sizi.:D
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0

o zaman yüzbinlerce imam başta olmak üzere, cumhurbaşkanından tutta başbakana,oradan 75 milyon 999999 kişi ahmak sana göre. zira herkes devletine milletine dua ediyor cuma namazlarında. bir sen garipsiyorsun devlete millete dua edilmisini. demekki herkes ahmak,bir sen akıllısın.

Laik ve demokrasi ile yönetilen bir devletin bekası için dua etmek haramdır.Neden hilafet devletinin kurulması için niçin dua edilemiyor cuma hutbelerinde?Demek ki tağuti sistemlere razı olunmuş ki buna yönelik dualar kabul edilmiyor hala bunun farkına varamamışsınız.Allah,kendi hükümlerini getirmeyen devletin yönetim nizamlarından asla razı olmaz.Bunu artık kafanıza kazıyın.

DEMOKRASİ VE LAİKLİK, BİR İSLAM ÜLKESİNDE SİYONİSTLERİN İSTEDİĞİ BİR ŞEKİLDE YÖNLENDİRİLDİĞİ İÇİN BİR SIKINTI OLMUYOR.MISIR'DA İSE SÖZDE DEMOKRASİ GELDİ LAKİN GELEN BU DEMOKRASİ SİYONİST KAFİRLERİN İŞİNE GELMEYİNCE HEMEN ORDUSUNA DARBE YAPTIRDILAR.KAFİRLER ŞİMDİ KENDİ ÜRETTİKLERİ PUTUNU YİYORLAR.LANET OLSUN BÖYLE DEMOKRASİ VE LAİKLİĞE... BUNLARIN HEPSİ KAFİRLERİN HEP HOŞLANDIĞI SİSTEMLERDİR.MÜSLÜMANLARIN DEMOKRASİ VE LAİKLİKLE İŞİ OLMADIĞINI,ŞERİATIN ASLA DEMOKRASİ SİSTEMİYLE GELMEYECEĞİNİ SANA DAHA EVVEL SÖYLEMİŞTİM NE ÇABUK UNUTTUNUZ?.
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0


esas uyduruk sizin gibilerin yıllardır yaptığı ama tek başına kurtarmadı diğer paşalar nolcek diyenlerin yaptığıdır uyduruk. soruyorum bundan 20 yıl hatta yüzyıl sonra türkiyenin 2002 yılından sonrası anılırken, arıncı mı bekir bozdağı mı hüseyin çeliğimi anacaklar. elbette sayın erdoğanı anacaklar çünkü lider olan o. şuanda bile binali yıldırım çok güzel yollar yaptı diyormuyuz? sayın erdoğandan allah razı olsun duble yollarla donattı diyoruz değilmi?

sizi gidi uydurukçular sizi.:D

SENİN BU SÖZLERİN ZÜĞÜRT TESELLİSİDİR.Sen dua et ki T.C.cumhuriyeti bir yüzyıl daha dayanabilsin.Allahu alem, kısa zamanda devrilmesi yakındır.Şunu unutma ki Hak ve adaletin olmadığı bir yerde devlet fazla ayakta duramaz.Zira tarih bunun kanıtlarıyla doludur.OSMANLI'YI ADALETSİZLİK DEĞİL SİYONİSTLERİN ŞEYTANİ VE HAİN PLANLARIYLA YIKILMIŞTIR.DÜŞMANIN NİYETİNİ BİLMEYEN BİR KİMSE KESİNLİKLE TUZAĞA DÜŞER.SİYONİSTLERİN ASIL NİYETİ TÜRKİYE'Yİ BÖLMEK VE BÖLDÜRTMEKTİR.BİRAZ UYAN VE GÖZÜNÜ AÇ KARDEŞİM...

Mustafa Kemal, rejimlerini anayasaya işlettirerek halka kan yoluyla kabul ettirmiştir.O zamanları müslüman halkımız korkunç bir şekilde sindirilmiştir.Zulümle başa gelenin tahtı fazla ayakta duramaz.Artık vakit yaklaşıyor.İslam alemi uyandı ama henüz küffara karşı birleşemediler.O da gerçekleşirse kemalistlere ve dinsizlere "elveda meyhaneci artık kalamıyorum" şarkısını söylettirecekler merak etmeyin...
 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,764
Tepkime puanı
984
Puanları
113
.Artık vakit yaklaşıyor.İslam alemi uyandı ama henüz küffara karşı birleşemediler.

hangi islam aleminden bahsediyorsun, birbirine kanlı bıçaklı düşman olan,birbirini müslüman olarak görmeyen islam ülkeleri mi? bak bu forumda şiilere karşı en ağır hakaretleri, islamdışı olarak görenleri bolca görebilirsin şia ile ilgili konulara bakarsan. daha kendilerine kuran mümini diyen,sadece ayetlerle konuşan gençleri bile islamdışı olarak görülürken, sen hangi islam devletinden, hangi islam aleminden bahsediyorsun?
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0


hangi islam aleminden bahsediyorsun, birbirine kanlı bıçaklı düşman olan,birbirini müslüman olarak görmeyen islam ülkeleri mi? bak bu forumda şiilere karşı en ağır hakaretleri, islamdışı olarak görenleri bolca görebilirsin şia ile ilgili konulara bakarsan. daha kendilerine kuran mümini diyen,sadece ayetlerle konuşan gençleri bile islamdışı olarak görülürken, sen hangi islam devletinden, hangi islam aleminden bahsediyorsun?

Hangi safta olduğunu belli etmedin.Sahi sen kimlerden yanasın?."Sadece Kur'an bize yeter" diyenler peygambersiz İslam anlayışında olup masonluğa ve dinde reforculuğa, bid'ata kapılarını açan güruhlardandır.Bunların namaz bile kıldıkları görülmemiştir.Asıl tehlikeli olanlar bunlardır.Tv.lere çıkıp sırf kendilerini unutturmamak için lagaluga etmektedirler.

İşte ispatı...



"Ehüm ühüm,Kem küm ,cuma namazı..Enfeksiyon kaparım doktor dedi" falan filan.Yahu açıkça de ki "ben cuma namazını da kılmıyorum" de işin içinden sıyrıl.Y.Nuri'yi takip eden olursa Allah rızası için namazlarını hiç çaktırmadan takip etsinler.Bakalım vakit namazlarını kılıyor mu kılmıyor mu diye?
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0

Öyle saçma sapan konuşuyor ki bu adam tamamen bid'at ve reformculardandır.Bu adamın peşinden giden Vallahi helak olup gider...
 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,764
Tepkime puanı
984
Puanları
113
hayatımda epey bir zaman mehdi ve hz.isa geleceğine inandım. şuanki kanaatim mehdi ve hz.isanın gelmeyeceği, bunun tatlı bir hayal olduğu yönündedir.
 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
İSA ALEYHİSSELÂM KIYAMET KOPMADAN ÖNCE YERYÜZÜNE İNECEKTİR

"Hayatım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki; çok sürmez Meryem oğlu İsa âdil bir hakem olarak inecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizye vergisini kaldıracak ve mal o kadar çoğalacak ki, onu kabul eden kimse bulunmayacaktır."
(Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 1018)

Son günlerde gerek televizyonlarda gerekse bir kısım basında Hazret-i İsa Aleyhisselâm'ın nüzûlünü, kıyamet alametlerini inkâr eden yayınlar çoğalmıştır.
Hazret-i Mehdî'nin zuhuru olsun, İsa Aleyhisselâm'ın ona bir yardımcı olarak yeryüzüne inmesi olsun bu ve diğer kıyamet alametlerini Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif'lerden öğreniyoruz.
Gaybın yegâne bilicisi Hazret-i Allah bu bilgisinden, peygamberlerini ve seçkin evliyaullah kullarından bazılarını haberdar etmiştir.
"Gaybı bilen ancak O'dur. Gaybına kimseyi muttali kılmaz.
Ancak beğenip seçtiği elçi bunun dışındadır. Çünkü O, bunun önünden ve arkasından gözetleyiciler koyar."(Cin: 26-27)
Resulullah Aleyhisselâm da Allah-u Teâlâ'dan aldığı bu bilgiyi yine Allah-u Teâlâ'nın emri ve dilemesi ile ümmetine haber vermişlerdir.
Binaenaleyh kim ki herhangi bir Âyet-i kerime veya Hadis-i şerif'i inkâr ederse dinden çıkar. Bu hususta mahlûkun hükmü yoktur.
Bu en temel İslâm akaidi her müslüman tarafından bilindiği halde bugün ortaya çıkan "Ahir zaman alimleri" 1400 yıldır hakiki İslâm alimlerinin kabul edip iman ettiği, hakkında eserler neşrettiği Hadis-i şerif'leri dahi inkâr ediyorlar. Âyet-i kerime'lere kendi reyleriyle yorum getirmeye çalışıyorlar. Kendileri dinden çıktıkları gibi, böylece halkın imanını da çalıyorlar. Bunlar âhir zaman âlimleridir. Sahayı Âhir zaman âlimlerinin işgal etmesi ise yine Âhir zamanda olduğumuzun, kıyametin âlametlerindendir.
Binaenaleyh İsâ Aleyhisselâm'ın hakikati, yeryüzüne inişi, Hazret-i Mehdî'nin zuhurunun yanında bu alâmetleri inkâr eden âhir zaman âlimlerinin durumlarını da izah ediyoruz ki, hakikat iyice anlaşılsın.
İsâ Aleyhisselâm'ın nüzulü tereddüde yer vermeyecek şekilde açık olarak gerek Âyet-i kerime'de zımnen, gerek Hadis-i şerif'lerde açık açık haber verilmiştir.


 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde şöyle buyurur:
"Şüphesiz ki o, kıyametin kopacağını gösteren bir bilgidir." (Zuhruf: 61)
Bütün İslâm âlimleri bu Âyet-i kerime'de "O" diye bahsedilenin Hazret-i İsâ Aleyhisselâm olduğunda ittifak etmişlerdir.
İmâm-ı Âzam Hazretleri'nin Fıkh-ı Ekber kitabında bu Âyet-i kerime aynen şu şekilde neşredilmiştir:
"Şüphesiz ki o, (İsa aleyhisselâm) sâat(in, kıyametin) ilmi (kendisiyle bilinenlerden)dir. (O kıyamete bir delildir..)" (Fıkh-ı Ekber şerhi, Allâme Aliyyül Kâri, Hisar Yayınevi, sh: 303)
İsâ Aleyhisselâm'ı babasız olarak yaratan Allah-u Teâlâ şüphesiz onu yüzyıllar boyu hayatta tutarak zamanı gelince tekrar yeryüzüne göndermeye de kâdirdir.
Nitekim Resulullah Aleyhisselâm Hadis-i şerif'lerinde bu hususu hiçbir tereddüde yer bırakmayacak şekilde zikretmişlerdir:
"Hayatım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki; çok sürmez Meryem oğlu İsa âdil bir hakem olarak inecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizye vergisini kaldıracak ve mal o kadar çoğalacak ki, onu kabul eden kimse bulunmayacaktır." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 1018)
İslâm'ı bilmeyen kimselerin İsa Aleyhisselâm'ın tekrar yeryüzüne inmesini hıristiyanlığı getirecek gibi anlamaya anlatmaya çalışmaları da kesinlikle doğru değildir.
İslâm bütün peygamberlerin dinidir. Kur'an-ı kerim'de bütün peygamberlerin ümmetleri "Müslüman" ismi ile vasıflandırılmışlardır.
Musa Aleyhisselâm da kavmine şöyle söylemişti:
"Ey kavmim! Eğer siz gerçekten Allah'a inanıyorsanız ve O'na teslim olmuş müslümanlar iseniz, O'na güvenin." (Yunus: 84)
İsa Aleyhisselâm İslâm peygamberidir, ümmeti de müslümandır.
Havarilerin de İsa Aleyhisselâm'a şöyle dedikleri Kur'an-ı kerim'de haber verilmiştir:
"Biziz Allah'ın yardımcıları, Allah'a inandık, (sen de ey İsa!) şahit ol ki biz müslümanlarız." (Âl-i imran: 52)
Kaldı ki, İsa Aleyhisselâm yeryüzüne indiği zaman Resulullah Aleyhisselâm'ın şeriatına tabi olacak ve Hazret-i Mehdî'nin arkasında namaz kılacaktır. İslâm'ın neşri ve müdafaası için çalışacaktır. İsa Aleyhisselâm bugünkü hıristiyanların değil, müslümanların peygamberidir. Nitekim Rahip Bahira, Selman-ı Farisî gibi onun samimi takipçileri Resulullah Aleyhisselâm'ı beklemişler. Zaman-ı saâdete erişenler ise iman etmişlerdir.
Diğer bir husus da bugünkü "Hıristiyan" ismini Allah-u Teâlâ vermemiştir. Bu ismi İsa Aleyhisselâm da vermiş değildir. Bu ismi onlar kendi kendilerine takmıştır:
"'Biz Hıristiyanız' diyenlerden de söz almıştık." (Mâide: 14)
Bu ilâhi beyanda: "Hıristiyanlardan" ifadesi yerine: "Biz hıristiyanız diyenlerden." ifadesinin kullanılmasının sebebi; bu ismi onların kendi kendilerine verdiklerine işaret etmek içindir.
Allah-u Teâlâ "Allah'ın yardımcıları" mânâsına gelen "Nasârâ" (hıristiyan) ismini vermemiş; onlar bu iddiada bulunarak kendilerine "Nasârâ" (hıristiyan) demişlerdir. İslâm çizgisinden ayrılmışlar kendilerine ayrı bir isim yakıştırmışlardır. Resullullah'a iman etmedikleri için de küfürde kalmışlardır.
Binaenaleyh İsa Aleyhisselâm müslümandır. İndiği zaman müslümanların arasına inecek ve hıristiyanların küfrü ile mücadele edecektir. Nitekim cizyeyi kaldıracak olması, küfür ehli ile yapılacak harplerde düşman ordularına İslâm'a girmek ya da harp etmekten ibaret iki seçenek bırakılmasını ifade eder. Bilindiği üzere bir İslâm ordusu küffar ordusu ile karşılaştığında şu teklifleri yapmakla mükelleftir: 1. İslâm'a girmek 2. Harp etmek 3. Cizye adı verilen vergiyi vererek, İslâm'ın hükümranlığını kabul etmekle, dinini yaşamak gibi hürriyetlere sahip olmak.
İsa Aleyhisselâm'ın nüzulü ile kıyamete yakın zamanda artık küfür dini üzere yaşamaya izin kalkmış olacaktır. İnsanlar müslüman olmak ya da İslâm orduları ile harp etmek arasında tercih yapmak zorundadır.
Bunca hakikati, Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif'i inkâr eden "Âhir Zaman Âlimleri"ne gelince;
Bunlar Âyet-i kerime'lere inanamazlar, Hadis-i şerif'leri zaten dinlemezler.
Oysa Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde şöyle ferman buyurmuştur:
"Resulullah size ne verdiyse onu alın, neyi yasak ettiyse ondan sakının!" (Haşr: 7)
Bu emr-i ilâhî'yi bizzat Allah-u Teâlâ buyuruyor ve iman edenlere duyuruyor. Bu emr-i ilâhî'yi inkâr eden Allah-u Teâlâ'yı inkâr etmiştir. O'nu ve O'nun emrini inkâr eden de zaten dinden çıkmıştır.
Ona yapılan her türlü itiraz, bu Âyet-i kerime mucibince inkâr ve küfürdür. Bunlarda iman yok zaten. İşte isbatı da budur.
Kendi zanlarını hüküm yerine koymak isterler.
İfsat ettiğini bilmez, irşad ettiğini zanneder. Bunların ahiretteki durumlarını bir Allah bilir.
Cenâb-ı Fahr-i Kâinat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz birçok Hadis-i şerif'lerinde Asr-ı saâdet'ten kıyametin kopmasına kadar geçecek zaman içerisinde zuhur edecek olan birçok fitneleri gerek kapalı olarak gerekse açık olarak haber vermiş, ümmet-i muhteremesini gelecek fitnelere karşı uyarmıştır. Günümüzde ise haber verdiği o fitnelerin gün yüzüne çıktığı bir devirde yaşıyoruz.
Hazret-i Ali -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif'lerinde buyururlar ki:
"İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecektir ki İslâm'ın yalnız ismi, Kur'an'ın ise resmi kalacak. Mescidler dış görünüşleri ile mamur, fakat içleri hidayetten mahrum olacak.
Onların âlimleri gökkubbe altındakilerin en şerlileridir. Fitne onlardan çıktı ve yine onlara dönecektir." (Beyhakî)
Görüldüğü üzere bunlar gökkubbe altındaki en şerli ve en tehlikeli insanlardır. Bunun da sebebi halkı şaşırtmalarıdır. Onlar yalnız kendi zanlarını âyet ve hadis yerine koyarlar. Onlar ilâhî hükümlere değil de kendi zanlarına uymuşlar, kendi mesnetsiz iddiâlarını hüküm yerine koymuşlardır.
İşte onun için Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif'leri önünüze diziyoruz. İçyüzleri bilinsin ve halkı imanından etmesinler! Bu iman hırsızlarına imanınızı kaptırmayın!!

 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
sa Aleyhisselâm Allah-u Teâlâ'nın İsrailoğulları'na gönderdiği ve mucizevî bir şekilde doğmuş bir peygamberidir. Kudsî ruhla desteklenmiştir ve Allah-u Teâlâ'nın bir kelimesidir. Kendisinden önce Musa Aleyhisselâm'a verilen Tevrat'ı tasdik etmekle birlikte, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmek üzere gelmiş, muhataplarını Allah-u Teâlâ'nın kulluğuna yönelmeye teşvik etmiştir. Allah-u Teâlâ'nın mütevazi ve seçkin kullarından birisi ve peygamberidir.
İsa Aleyhisselâm ölmemiş, semâya çekilmiştir. Cesedi ile birlikte semâda yaşamaktadır. Deccalin fitnesi ile müslümanların iyice bunaldığı bir sırada yeryüzüne inecektir ve icraatlarını gerçekleştirecektir.
İsa Aleyhisselâm'ın halen sağ olduğuna, âhir zamanda mutlaka yeryüzüne inerek Muhammed Aleyhisselâm'ın şeriatı ile hükmedeceğine ve Allah yolunda mücadele mücahede edeceğine inanmak farzdır.
Bu husus tevatür derecesine ulaşmış; Kitap, Sünnet ve İcmâ ile sabit olmuştur.
Ümmet-i Muhammed'in her asırdaki âlimlerinin ileri gelenleri, İsa Aleyhisselâm'ın kıyamete yakın bir zamanda ineceği hakkında icmâ etmişler, muhalefette bulunmamışlardır. Ancak bir takım filozoflar inkâra kalkışmışlardır. Bunda şüphe eden bil'icmâ küfre düşer.
İsa Aleyhisselâm'ı çok sevmeli ve gelmesini de beklemeliyiz, ancak henüz daha gelmiş değil. Bu yüzden bu çıkanların hepsi sahtedir, yalancıdır, soytarıdır.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'lerinde şöyle buyurur:
"Şüphesiz ki o, kıyametin kopacağını gösteren bir bilgidir." (Zuhruf: 61)
İsa Aleyhisselâm'ın yeryüzüne inmesi de kıyametin en büyük ve en bariz alâmetlerinden birisidir. Allah-u Teâlâ kıyametin kopmasından az önce onu gökten indirecektir. Onun belirmesi ile kıyametin kopmasının yakın olduğu anlaşılır.
"Ehl-i kitaptan her biri, ölümünden önce İsa'ya muhakkak iman edecektir. Kıyamet gününde de o onlara şâhit olacaktır." (Nisâ: 159)
İman edecekler amma, imanları makbul değildir. Çünkü zamanın peygamberi o değil. Ancak Resulullah Aleyhisselâm'a yapılan iman makbuldür.
İsa Aleyhisselâm'ın şâhitlik yapması; "Ben o zamanın peygamberi değilim, ben onlara Resulullah'ı tavsiye etmiştim."
O onun geleceğini işaret etmişti, onun emrini dinlemediler, kendi arzularına uydular.
Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadisi şerif'lerinde şöyle buyurmuşlardır:
"Varlığım kudret elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki; bu ümmetten yahudi olsun hıristiyan olsun, kim benim peygamberliğimi duyar da benim getirdiğime iman etmeden ölürse mutlaka cehennemliklerden olur." (Müslim: 153)
İman etse müslüman olacak, yahudi veya hıristiyan olmayacak.
Onun içindir ki Âyet-i kerime'de şöyle buyuruluyor:
"İbrahim ne yahudi ne de hıristiyandı. Fakat o Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslümandı. Müşriklerden de değildi." (Âl-i imrân: 67)
Onun içindir ki İsa Aleyhisselâm'a iman etmeleri onları kurtarmayacaktır. İsa Aleyhisselâm onları Muhammed Aleyhisselâm'a indirilen ahkâma uymaya dâvet edecek, bu dâvete uyan kurtulacaktır.
Bu ehl-i kitap, âhir zamanda onun nüzulü esnasında hayatta bulunacak olan kitap ehlidir. Yeryüzüne indiği zaman onun vefatından önce bütün ehl-i kitap iman edeceklerdir. O zaman bütün insanlar İslâmiyet'e nâil olacaklar, bir ümmet halinde bulunacaklardır.
Onlar öyle iştiyakla iman edecekler ki, içlerinden: "Ah, ne olaydı, ben de onu görseydim!" diyenler çıkacak.
 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
Câbir bin Abdullah -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyuruyorlar:
"Ümmetimden bir taife, kıyamet gününe kadar hak için muzaffer bir şekilde mücadeleye devam edecektir.
O zaman Meryem oğlu İsa da iner. Müslümanların emiri 'Gel bize namaz kıldır!' der. Fakat o: 'Hayır! Allah-u Teâlâ'nın bu ümmete bir ikramı olarak siz birbirinize emirsiniz.' buyurur." (Müslim: 155)
Yani Allah-u Teâlâ'nın ona verdiği lütfu tebeyyün ediyor. "Siz Allah-u Teâlâ'nın Resulü'nün nurunu taşıyorsunuz." mânâsına gelir.
İsa Aleyhisselâm dahi onu kabul edecek ve Allah-u Teâlâ'nın tayini olduğu için öne geçmeyecek.
İsa Aleyhisselâm ki önüne geçmiyor, onun önüne kim geçebilir? Veya karşı gelebilir? Geçtiği zaman durumu ne olur?
Onun nurunu, onun vekâletini taşıdığı için ulül-azm bir peygamber dahi öne geçemiyor.

Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif'lerinde Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
"İnsanlar arasında Meryem oğlu İsa'ya dünyada ve ahirette en yakın olan benim. Bütün peygamberler kardeştir, bir babanın ayrı kadınlardan doğmuş evlatları gibidir. Dinleri birdir." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 1403)
Peygamberlerin dinlerinin bir olması, asıl itibariyle aynı olmasını ifade eder. Bu asıl "Tevhid"dir. Aralarındaki ayrılık, gelişen şartlara tâbi olarak ortaya çıkan bazı fürû meselelerindedir.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde:
"O'nun peygamberlerinden hiçbirini ayırmayız." buyuruyor. (Bakara: 285)
Onları birbirinden ayırmak emr-i ilâhiye muhalefet etmek demektir.
Onlar gerçek dinde kardeştir, muteber olan da dinde kardeş olmaktır, karında değil. Eğer karında kardeşlik muteber olsaydı Nuh Aleyhisselâm'ın oğlu da dahil olurdu.
Aynı zincir, son bakla...
Yalnız şu var ki, Allah-u Teâlâ Resulullah Aleyhisselâm'ın nurunu Âdem Aleyhisselâm'a taktı. Onun şeref bulması, o nur sayesindedir. O nur bütün peygamberan-ı izam hazeratına geçti. Nur nura gelince bütün âlemleri kapladı. Sonra o nur hangi vekile geçtiyse, yine o aynı âlemlerin nurunu taşıyordu.

Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz İsa Aleyhisselâm'ın hacc yapacağını Hadis-i şerif'lerinde haber vermişlerdir:
"Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki Meryemoğlu, Hacc veya umre yahut her ikisini birden yapmak için mutlaka Fecc-i Ravhâ'da telbiye getirecektir." (Müslim: 1252)
Bu Hadis-i şerif de İsa Aleyhisselâm'ın sağ olduğuna delildir. Âhir zamanda yeryüzüne inecektir.

Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif'lerinde Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:
"Benimle İsa Aleyhisselâm arasında bir peygamber yoktur. O inecektir. Gördüğünüz vakit, onu tanıyın:
Orta boylu, pembeye mâil beyaz tenli, üzerinde iki parçadan ibaret bir takım elbisesi olan bir kimsedir. Islaklık yoksa da, sanki başından su damlar. İslâm üzerine insanlarla savaş edecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek ve cizyeyi kaldıracaktır. Onun zamanında Allah, İslâm'dan başka bütün milletleri helâk edecek, Mesih Deccal'i de helâk edecektir.
Sonra, yeryüzünde sükunet, emniyet meydana gelecektir. O kadar ki arslanlar develerle, panterler ineklerle ve kurtlar kuzularla serbestçe otlayıp geçinecekler, çocuklar da yılanlarla oynayacaklardır.
İsa Aleyhisselâm kırk yıl yeryüzünde yaşayacak, sonra ölecek, cenazesini de müslümanlar kılacaktır." (Ebu Dâvud - Hâkim - Ahmed bin Hanbel)
"Allah'ın düşmanı Deccal, İsa'yı görünce, tıpkı tuzun suda erimesi gibi erir." (Müslim)
Zülmaniyet nur ile eriyecek, yok olacak!

 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
İslâm Âlimlerinin,

Hazret-i İsa Aleyhisselâm'ın
Yeryüzüne İneceğini Tasdik Eden Sözleri
Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, İbn-i Mâce, Hakîm, Nesâî, Taberânî, Ebû Nuaym el-Isfahânî, Deylemî, Beyhakî, Sa'lebî, Münâvî, İbn-i Kayyum el-Cevzî, Mâverdî, İmâm-ı Şa'rânî, Dârekutni, Taberî, İbn-i Hacer el-Heysemî, Celâleddîn es-Suyûtî, Kurtubî, Begâvî ve daha pek çok büyük muhaddis, İsâ Aleyhisselâm'ın yeryüzüne gönderileceğine işâret eden Hadis-i şerif'leri eserlerinde nakletmişler ve bu Hadis'lerin hepsini sahih ve mütevâtir kabul etmişlerdir.

İsâ Aleyhisselâm'ın âhir zamanda yeryüzüne indirilip Muhammed Aleyhisselâm'ın ümmetinden biri olacağı ve onun şeriatı ile amel edeceği Kitap, Sünnet ve İcmâ ile sâbit olup; İslâm âlemini nurlandıran en meşhur ve en yüksek âlimler, müfessir ve muhaddisler tarafından dâimâ tasdik edilmiş, bu hususta hiçbir şüphe ve itirâza meydan verilmemiş, bu ilâhî gerçeği inkâra kalkışanların küfre düştükleri ittifakla beyân edilmiştir.
Nitekim Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, İbn-i Mâce, Hakîm, Nesâî, Taberânî, Ebû Nuaym el-Isfahânî, Deylemî, Beyhakî, Sa'lebî, Münâvî, İbn-i Kayyum el-Cevzî, Mâverdî, İmâm-ı Şa'rânî, Dârekutni, Taberî, İbn-i Hacer el-Heysemî, Celâleddîn es-Suyûtî, Kurtubî, Begâvî ve daha pek çok büyük muhaddis, İsâ Aleyhisselâm'ın yeryüzüne gönderileceğine işâret eden Hadis-i şerif'leri eserlerinde nakletmişler ve bu Hadis'lerin hepsini sahih ve mütevâtir kabul etmişlerdir.
Bunlar İslâm âleminde asırlar boyunca herkes tarafından kabul görmüş en büyük ve en muteber âlimlerdir. Onların "Sahihtir!" ve "Mütevâtirdir!" dedikleri Hadis'leri reddedip onlara muhâlefete kalkışanlar kimdir?

İmâm-ı A'zam Ebû Hanife (r.a.):
İslâm âlimlerinin ve mezhep imamlarının en büyüğü, en üstünü ve mezhebimiz "Hanefî mezhebi"nin kurucusu olan İmâm-ı A'zam Ebû Hanife -rahmetullâhi aleyh- Hazretleri "el-Fıkhü'l-Ekber" adlı eserinin son bölümünde; İsâ Aleyhisselâm'ın yeryüzüne ineceğini gösteren Hadis-i şerif'lerin hepsinin sahih olduğunu ve bu Hadis'lerde beyan buyurulan haberlerin mutlakâ gerçekeleşeceğini haber vermiştir:
"Deccal'in, Ye'cüc ve Me'cücün çıkması, Güneşin batıdan doğması, İsâ Aleyhisselâm'ın gökten inmesi ve diğer Kıyâmet alâmetleri, sahih haberlerde varid olduğu (geldiği) üzere haktır ve mutlakâ olacaktır." (İmâm-ı A'zam Ebû Hanife, "el-Fıkhu'l-Ekber", trc. Hasan Basri Çantay; Ankara, 1982.)

İbn-i Kesîr:
Büyük müfessir İbn-i Kesîr "Tefsîr-i İbn-i Kesîr" adlı meşhur tefsirinde ve "Sünen-i Ebû Dâvud" kitabına yazdığı "Avnu'l-Mâbud" adlı şerhte, İsâ Aleyhisselâm'ın yeryüzüne ineceğini gösteren Hadis-i şerif'lerin hiçbir yoruma meydan bırakmayacak kadar kesin ifâdeler taşıdığını; Kitab'a, Sünnet'e ve ehl-i sünnet âlimlerine zerre kadar imânı olan bir kimsenin, bu ilâhî gerçeği inkâra kalkışamayacağını beyân etmiştir:
"İşte bunlar Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- den mütevâtir olarak rivâyet edilmiştir ve bu Hadis-i şerîf'lerde, İsâ Aleyhisselâm'ın nasıl ve nereye ineceği hususu açıklanmıştır. İsâ Aleyhisselâm'ın cesed-i şerîf'iyle dünyâya ineceği hakkında zikredilen sahih ve mütevâtir Hadis-i şerîf'ler, te'vile (yoruma) imkân vermeyecek kadar açıktır. Dolayısıyla zerre kadar îmânı ve insâfı olan herkesin, İsâ Aleyhisselâm'ın yeryüzüne ineceğine mutlakâ inanması gerekir. Bunu ancak şerî'ata zıt, Allah'ın Kitâb'ına, Resul'ünün sünnetine ve ehl-i sünnet'in ittifâkına muhâlif olan kimseler inkâr edebilir." (İbn-i Kesîr, "Tefsîr-i İbn-i Kesîr", c. 1, s. 578-582; "Avnü'l-Mâbud", c. 11, s. 457-464.)

İmâm-ı Rabbânî (k.s.):
İslâm târihinin yetiştirdiği en büyük âlim ve velîlerden olan İmâm-ı Rabbânî -kuddise sırruh- Hazretleri, İsâ Aleyhisselâm'ın kıyâmete yakın bir zamanda yeryüzüne ineceğini "380. Mektup"larında açıkça beyan buyurmuşlardır:
"İsâ Aleyhisselâm Mehdî zamânında yeryüzüne inecektir. Mehdî, Deccal'in katlinde İsâ Aleyhisselâm'a muvâfakat eder. Onun saltanatı zamânında Ramazan ayının on dördünde güneş tutulacak, o ayın ilkinde ise ay kararacak. Bunların oluşu, âdetin ve müneccimlerin yaptıkları hesâbın hilâfına olacaktır." (İmâm-ı Rabbânî, "Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî", c. 2, s. 1162-1163)
Hazret "Mektûbât" adlı eserinin "209. Mektub"unda ise; Hazret-i Mehdî'nin ve İsâ Aleyhisselâm'ın yeryüzüne ineceğini bizzat Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in bildirdiğine dikkati çekerek, onun Resulullah Aleyhisselâm'dan bin sene sonra, yâni ikinci bin yılın içinde nüzûl edeceğini haber vermiştir:
"Aradan bin sene geçtikten sonra, Mehdî'nin gelişi de bunun içindir. Onun mübarek gelişini, Hâtemü'r-rüsul olan Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz müjdelemiştir. İsâ Aleyhisselâm dahî aradan bin sene geçtikten sonra nüzûl edecektir." (İmâm-ı Rabbânî, "Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî", c. 1, s. 440)

Taberî:
Müfessirlerin önde gelenlerinden olan İmâm-ı Taberî, "Taberî Tefsîri" adlı Kur'an tefsirinde; Mâide sûre-i şerîf'inin 110. ve Âl-i İmrân sûre-i şerîf'inin 46. Âyet-i kerime'lerinde, İsâ Aleyhisselâm'ın tekrar yeryüzüne gönderileceğine dâir işâretler bulunduğuna dikkati çekmiştir.
Büyük müfessir, tefsirinde bu husûsa şöyle işâret etmektedir:
"'Beşikte iken de, yaşlı iken de insanlarla konuşuyordun!' (Mâide: 110)
Âyet'indeki ifâdeler; İsâ Aleyhisselâm'ın ömrünü tamamlayıp, yaşlılık döneminde insanlarla konuşabilmesi için gökten indirileceğine işâret etmektedir. Çünkü o çok genç bir yaşta iken göğe kaldırılmıştı…
'İnsanlarla beşikte iken de, yaşlandığı zaman da konuşacak ve sâlihlerden olacak.' (Âl-i İmrân: 46)
Âyet-i kerime'sinde de İsâ Aleyhisselâm'ın hayatta olduğuna dâir delil vardır ve bütün ehl-i sünnet bu görüştedir. Çünkü Âyet'te, onun yaşlandığı zaman da insanlarla konuşacağı ifâde edilmektedir. Yaşlanması da ancak, semâdan yeryüzüne indiği zaman gerçekleşecektir." (Taberî, "Tefsîr-i Taberî", c. 2, s. 528 - c. 1, s. 247.)
Nisâ sure-i şerif'inin 159. Âyet-i kerime'sinin tefsirini yaparken naklettiği şu rivayetler gayet sarihtir:
"Abdullah b. Abbas, Ebu Malik, Hasan-ı Basri, Katade ve İbn-i Zeyd âyeti şöyle izah etmişlerdir: 'Ehl-i kitaptan hiçbir kimse yoktur ki İsa Deccal'ı öldürmek için tekrar yeryüzüne gönderildiğinde İsa ölmeden önce ona iman etmiş olmasın.'"
Hasan-ı Basri diyor ki: 'Allah'a yemin olsun ki Hz. İsa şu anda diridir ve Allah katındadır. O, yeryüzüne indiği zaman bütün ehl-i kitap ona iman edecektir. Kıyamet gününde de Hz. İsa, kendisine inanan veya inanmayanlara karşı şahit olacaktır.'" (C. 3, s. 166, 168)

Alûsî:
İslâm âlimlerinin önde gelenlerinden Alûsî de "Rûhu'l-Me'ânî" adını taşıyan tefsirinde, büyük İslâm âlim ve müfessirlerinin İsâ Aleyhisselâm'ın yeryüzüne ineceğini gösteren sözlerinden bâzı misâller vererek, "Bu konuda bütün İslâm âlimlerinin söz birliği içinde olduğunu ve bu hususun tevâtürle sâbit bulunduğunu, bu nedenle İsâ Aleyhisselâm'ın âhir zamanda yeryüzüne gönderileceğine imân etmenin şart olduğunu" açıkça dile getirmiştir. (Alûsî, "Rûhu'l-Me'ânî", c. 7, s. 60.)

Muhammed Zâhid Kevserî:
Hadis-i şerîf'ler üzerinde uzun tahkîkatlarda bulunan Muhammed Zâhid Kevserî Hazretleri "Nezratü'n-Abire" isimli eserinde İsâ Aleyhisselâm'ın yeryüzüne ineceği husûsunda bütün İslâm âlimlerinin ittifak ettiğini bildirmiş, Hadis ilminin yalnız kokusunu koklamış bir kimsenin bu ilâhî gerçeği aslâ inkâr edemeyeceğini haber vermiştir:
"İsâ Aleyhisselâm'ın yeryüzüne ineceğini gösteren Hadis'lerdeki tevatür, mânevî tevâtürdür. 'Sahih' ve 'hasen' tâbir edilen Hadis-i şerif'lerin hepsi birbirinden farklı mânâlara delâlet etmesine rağmen, hepsi de bütünüyle İsa Aleyhisselâm'ın nüzûlü husûsunda söz birliği içindedirler. Öyle ki bu, Hadis ilminin yalnız kokusunu koklamış bir kimse için bile inkârı mümkün olmayan bir gerçektir.
Mehdî ve Deccal'in çıkacağını ve İsâ Aleyhisselâm'ın ineceğini beyân eden Hadis-i şerif'lerin tevatür derecesine ulaşmış oduğu, Hadis ilmi'ne ehil olanlar tarafından aslâ şüpheyle karşılanacak bir mesele değildir. Kelâm ilmiyle uğraşan bâzı kimselerin, kıyâmet alâmetleriyle ilgili Hadis-i şerif'lere imân etmenin şart olduğunu kabul etmelerine rağmen, bu Hadis'lerden bir kısmının mütevatir olup olmadığı husûsundaki şüpheleri ise, Hadis ilmi hakkındaki bilgilerinin azlığından ileri gelmektedir." (Kevserî, "Nezratü'n-Abire", s. 44-49.)

Kettânî:
Meşhur muhaddislerden el-Kettânî de "Nazmü'l-Mütenâsır fi'l-Hadîsi'l-Mütevâtir" isimli eserinde, İsâ Aleyhisselâm'ın yeryüzüne ineceği hakkındaki bilgilerin Kitap, Sünnet ve İcmâ ile sâbit olduğunu söyleyerek; "İsâ Aleyhisselâm'ın nüzûlü Kitap, Sünnet ve icmâ-i ümmet ile sabittir. Gerek bu hususla ilgili Hadis'lerin, gerekse Deccal ve Mehdî hakkındaki hadislerin hepsi de mütevâtirdir." demiştir. (Kettânî, "Nazmü'l-mütenâsir fi'l-Hadîsi'l-Mütevâtir", s. 147.)

Şevkânî:
İslâm âlimlerinden Şevkânî, İsâ Aleyhisselâm'ın âhir zamanda yeryüzüne ineceğini bildiren yirmi dokuz Hadis-i şerif'i tek tek beyân edip, bunların sahih olduklarını ispatladıktan sonra;
"Görüldüğü gibi bizim naklettiğimiz Hadis'ler tevâtür seviyesine ulaştı!.. Bu beyânımızla artık şu neticeye varılır ki, beklenen Mehdi (Mehdiyyü'l-Muntazar) hakkındaki Hadis'lerin, Deccal hakkında hadislerin ve İsâ Aleyhisselâm'ın nüzul edeceğine dâir Hadis'lerin hepsi de mütevâtirdir!" demiştir. ("Sünen-i İbn-i Mâce", c. 10, s. 338.)

Elmalılı M. Hamdi Yazır:
Son devrin tanınmış alimlerinden Elmalılı Hamdi Yazır Efendi Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali'nde Zuhruf Suresi'nin 61. Âyet-i kerime'sini;
"Gerçekten o -Meryem oğlu İsa'nın gönderilişi- kıyamet için bir bilgidir. Onun için, sakın kıyametin geleceğinden şüphe etmeyin ve bana uyun. İşte yegane doğru yol budur."
Şeklinde tercüme ettiği gibi Hak Dini Kur'an Dili isimli Kur'an-ı kerim tefsirinde de bu hususu açıkça zikretmiştir:
"Çünkü İsa gerek ortaya çıkışı, gerek ölüleri diriltme mucizesi ve gerekse ölülerin ayağa kalkmasını haber vermesi itibarıyla kıyametin meydana geleceğine bir delil olduğu gibi, hadiste haber verildiğine göre, inmesi de Kıyametin alametlerindendir." (Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an dili)

Diğer Bazı İslâm Âlimlerinin Tasdik Edici Sözleri:
Tefsîr ve Hadis sahasında söz sâhibi bu gibi zâtların beyanlarının yanısıra, diğer İslâm âlimleri de İsâ Aleyhisselâm'ın kıyâmete yakın bir zamanda yeryüzüne ineceğini tasdik etmişler; bu husustaki nassların hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar kesin ve açık olduğunu haber vermişlerdir.
Nitekim Seffârinî "Levâmi'" adlı eserinde bu noktaya dikkati çekerek; "Bütün ümmet Meryem oğlu İsâ Aleyhisselâm'ın ineceği hususunda ittifak etmiştir. Şerî'at ehlinden hiç kimse bu hususta muhâlif olmamıştır." demiştir. ("Levâmi'u'l-Envâri'l-Behiyye", c. 2, s. 94-95.)
İsâ Aleyhisselâm'ın nüzûlü hakkında, esâsen bütün İslâm âlimleri görüş birliği içindedir.
Gırnata'lı meşhur tefsir âlimlerinden İbnü'l-Atiyye el-Endülüsî, "Bahru'l-Muhit" ismini taşıyan tefsirinde diğer muhaddis ve müfessirlerin sözlerini tasdik ederek, "İsâ Aleyhisselâm'ın diri olduğuna, âhir zamanda ineceği hususunda ümmetin ortak görüşünün bulunduğuna ve bu konudaki hadislerin mütevâtir olduğuna" dikkati çeker.
Hadis âlimlerinden Abdülfettah Ebû Gudde de; "İsâ Aleyhisselâm'ın yeryüzüne inip Deccal'i öldüreceğine işâret eden rivâyetlerin tevâtür derecesine ulaştığını" ifâde eder. (Sa'îd Havvâ, "el-Esâs fi's-Sünne", c. 9, s. 445.)
İsâ Aleyhisselâm'ın âhir zamanda yeryüzüne ineceğinin tevâtürle sâbit olduğunu ispatlamak maksadıyla husûsiyetle bir kitap yazmış olan ünlü muhaddislerden Muhammed Enver el-Keşmîrî de, "Kitâbu't-Tasrîh bi-mâ Tevâtere fî Nüzûli'l-Mesîh" adlı eserinde çok sayıda mütevâtir Hadis-i şerif zikreder.
Ukaylî ise bu hususta hiçbir şüphenin sözkonusu olmadığını belirterek;
"Şüphesiz ki, Hazret-i İsâ Aleyhisselâm mutlakâ yeryüzüne inecektir! Elbette onun zuhûruna yakın alâmetler ve fitneler olacaktır!.." der. ("en-Necmü's-Sâkıb fî Beyân-ı enne'l-Mehdî min Evlâd-ı Alî bin Ebî Tâlib alâ't-Tamâm ve'l-Kemâl", s. 151.)

"Meryem Oğlu İsa'nın
İneceğini İnkâr Eden Kâfir Olmuştur!.."
Câbir bin Abdullah -radiyallâhu anh-den rivâyet edildiğine göre, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde; Hazret-i İsâ Aleyhisselâm'ın yeryüzüne ineceğini inkâr edenlerin kesin bir surette kâfir olduklarını beyân buyurmuştur:
"Mehdî'nin çıkışını inkâr eden, muhakkak ki Muhammed'e indirileni inkâr etmiş olur. Meryem oğlu İsâ'nın ineceğini inkâr eden de mutlakâ kâfir olmuştur. Deccal'in çıkacağını kabul etmeyen de şüphesiz ki kâfirdir." (Suyûtî, "Kitâbü'l-Arfi'l-Verdi fî Ahbâri'l-Mehdî", 2/161)

 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Hz.İsa Aleyhisslâm'ın gelmeyeceğini söyeyenlerin bir çoğu kendi iplerinin pazara çıkacağından çekindikleri için böyle söylemektedirler ! Çünkü,o zaman bunların müslümanları nasıl bir yanlış itikad ve inanca sürükledikleri ayan-beyan ortaya çıkacaktır. Hâlböyle olunca e şimdi bunlar ne desinler yani?
Hz.İsa geldiğinde size söyleiğimiz yalanlar faş olacak ve bizler de rezil mi olacağız deseydiler ?
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Hz. İsa geri gelmeyecek! [Prof. Dr. Şinasi Gündüz]
 
Üst