İlhan Selçuk Ve Perinçek Çete Baskınıyla Gözaltında

SirayeT

Asistan
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
215
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Perinçek, Başbakan Erdoğan'ı tehdit etti!

Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alınan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, "Tayyip Erdoğan'ların suçları büyüyor. Altlarında kalacaklar." dedi.

Gözaltına alındığı Ankara'dan uçakla İstanbul'a getirilen ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'ne götürülen Perinçek, emniyetten sonra Fatih Adliyesi'ne getirildi. Perinçek, Adliye'den çıkarılışı sırasında "Tayyip Erdoğan'ların suçları büyüyor. Altlarında kalacaklar. Suçları büyüyor. Kanunsuzca gözaltına alındık" dedi.


Samanyoluhaber
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Prinçek yıllardır Derin devletin kullandığı bir ajan olarak varlığını korudu
Dün Apocu Maocu oldu provakasyonlar yaptı
Şimdi Ulusalcı kuvvacı oldu

Halkı hükümete karşı kışkırttı

tehlikeninfarkindayizmw5.jpg
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Zehir zemberek sözler...

Türkan Saylan: İntikam olarak görüyorum

İlhan Seçuk'un göz altına alınmasıyla ilgili olarak sabah saatlerinde Cumhuriyet gazetesine gelen ÇYDD Başkanı Türkan Saylan, konuyla ilgili açıklamalar yaptı. Saylan "İlhan Selçuk gibi yaşını başını almış insanların gece yarısı evlerinden alınmalarını bir nevi intikam olarak görüyorum." yorumunu yaparak "Birileri bu insanların yazdıkları ve düşündüklerinden belki intikam almak istiyor. Bu insanlardın kaçma durumları yok. Bunların ifadeleri gündüz alınabilirdi. Demek iki hepimizin başına gelebilir. Habersizce herhangi bir imzasız mektup karşısında tutuklanabiliriz. Ergenekon ve JİTEM'in açıklanmasını istiyoruz. Hepimiz zaman zaman tehditler alıyoruz. Ama bu şekilde tutuklanılmasını doğru bulmuyorum. Bu bir nevi göz dağı vermektir." şeklinde konuştu.

İstanbul Baro Başkanı Kazım Kolcuoğlu: Savcı operasyonu biran önce sonuçlandırmalı

İstanbul Baro Başkanı Kazım Kolcuoğlu ise "Savcı bir an önce uzun bir zamandır süren bu operasyonu bir sonuca bağlamalı. Durmadan insanlar apar topar alınıp götürülüyor. Bazı noktalar açıklanmıyor. Bir an önce her şeyin açıklanmasını istiyoruz." dedi.

Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş: Yasadışı en ufak işe karıştıklarına inanmıyorum

"Ergun Poyraz, son dönemdeki eylem söylemleriyle Doğu Perinçek, Kemal Alemdaroğlu ve İlhan Selçuk'un en ufak bir yasadışı işe karıştığına inanmıyorum. Bütün gaye bu gözaltına alınmalarda 'İşte bunlarda Ergenekon'a bulaşmış kişiler' ithamını etrafa yaymak. Dikkat edin her gün ağızlarından hazırladığı kapatma iddianamesi hazırladı diye Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nı Ergenekon'a bulaştırmaya çalışan ******** insanlar. Açık söylüyorum"

CHP milletvekili Çetin Soysal: Ertuğrul Günay'ın gösterdiği hedeflere dikkat çekmek istiyorum

"İlhan Selçuk gibi bir bilgi birikimini toplumumuz tarafından büyük saygınlığı olan bir gazetecinin bu şekilde gözaltına alınması üzücü bir durumdur. Bunu kabul etmek mümkün değil. Gerçekten ülkemizin gelmiş olduğu noktayı görme şansını vermiştir. Bununla ilgilide Ertuğrul Günay'ın göstermiş olduğu hedefe de herkesin dikkatini çekmek istiyorum." dedi.

Ulusal Kanal Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Büyükdağlı:

"Tamamen politik bir karardır. Son kapatma davası ile ilgilidir. AK Parti anayasayı ihlal etmiştir, çiğnemeye girişmiştir. Anayasa ihlalini engelleyebilecek kurumlara yönelik de bir saldırıya girişmişlerdir. Olay da bundan ibarettir. AK Parti anayasayı iki şekilde ihlal etmiştir. Birincisi Recep Tayyip Erdoğan, Büyük Orta Doğu Projesi'nin eşbaşkanı olduğunu yıllardır söylemektedir. İkincisi de laiklik ilkeleri yerle bir edilmekte. Bir yandan anayasayı ihlal ediyorlar, diğer yandan da Ergenekon bahanesiyle yaptıkları bu tür saldırılarla kendilerini engelleyebilecek kuvvetlere karşı saldırıya geçmişlerdir. "

CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter: Türbanla ilgili intikam alıyorlar

"Son derece üzgün ve şaşkınım. Türk vatanını seven, bayrak diyen, ulus devlet diyen insanlar gözaltına alınabiliyorsa Türkiye ciddi bir tehdit altında demektir. Bütün yaşamı içinde laik Türkiye için mücadele vermiştir. Kemal Alemdaroğlu'nun hiçbir şekilde gizli bir örgütle ilişkisi yoktur. Herkes basiretli davranmalı. Ergenekon gibi henüz ne olduğu belli olmayan ve henüz iddianamesinden dahi haberdar olmadığımız bir gizli örgütten olduğu varsayılarak gözaltına alınmıştır. Zaman zaman bir intikam planı gibi algılıyorum. Yargı en doğru kararı verecektir. Türbanla ilgili bunu söylüyorum. Çünkü türbanla ilgili ilk yasa İstanbul Üniversitesi'nde uygulandı. Biz bu konuyla ilgili tehdit aldık. Kendisi çok sevdiğim biridir."



SAMANYOLUHABER
 

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
bunların dalağına yapıştıkça daha bi temiz olacak sokaklar..akp nin kapatılmasını isteyen güruh bunların hamisi sıra onlara gelecek diye korkuyorlar..
 

Demirci Mehmet

Asistan
Katılım
26 Ağu 2007
Mesajlar
330
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Son günlerde duyduğum en güzel haber oldu.Sabahleyin arkadaşım söylediğinde kulaklarıma inanamadım.
Demek ki ergenekon efsanesinin sonuna yaklaşıyoruz.
 

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
doğu perinçek in bilgisayarlarına el konulmuş,acaba neler vardı orda neler..
 

Türkay

Doçent
Katılım
2 Ocak 2007
Mesajlar
542
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Gecenin bir yarısında orada ne yapıyordu?

Doğu Perinçek ve korumalarının Ankara'da gözaltına alınmasıyla ilgili bilgiler geldi.

Operasyona ilişkin bilgi veren Ankara Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gönderilen gözaltı emrinin dün akşam geldiğini ifade ederek, talimatında sabah saatlerinde uygulandığını ifade ettiler. Sabah 4.30 sıralarında İşçi Partisi Genel Merkezi'ne giden Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin Perinçek'i, partideki makamın arka bölümünde bulunan odasından aldılar.

Bu arada partide bulunanlarla kısa süreli bir arbede yaşandığını ifade eden emniyet yetkilileri, ilk çapta yapılan aramada 4 ruhsatsız silah bulunduğunu kaydettiler. Ele geçirilen silahları Perinçek'in 2'si yakın koruması olduğunu ifade eden 4 kişiye ait olduğu için bu şahıslarında talimat olmamasına rağmen gözaltına alındığını söyleyen emniyet yetkilileri, yapılan ilk işlemler ardından İstanbul'a gidecek ilk uçağa yetiştirilerek gönderildiğini bildirdiler.

Talimat çerçevesinde partideki bilgisayar ve dökümanlara da el konulduğunu bildiren Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele yetkilileri, Perinçek'in gözaltı işlemine ilişkin sürekli olarak itiraz ettiğini belirterek, "Görevliler kimliklerini ibraz etmiş olmasına rağmen, sürekli zorluk çıkardı. Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne gelene kadar görevlilerin polis olduğuna inanmadı" dediler.

AKTİFHABER

delilleri yoketmeğe mi gitmişti oraya acaba?
 

şifa_

Doçent
Katılım
14 Nis 2007
Mesajlar
551
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İşte Perinçek'in şifreleri...

DOĞU PERİNÇEK ASLINDA KİMDİR?

Doğu Perinçek gençliğinde sağcıydı.

Babası Sadık Perinçek Süleyman Demirel'in sağ koluydu.

Yani, Perinçek 'dün dündür bugün ise bugün' çizgisine sahip politik bir gelenekten gelmektedir.

Aydınlık'ın PKK ile ilişkisine de bu oportünizm hakim olmuştur.

1) Aydınlık hareketi, 1970'li yıllarda PKK ile mücadele etti. Bu uğurda Aydınlıkçılar canlarını verdiler.

2) 12 Eylül 1980'den sonra Aydınlık hareketi özeleştiri yaptı. PKK'ya yakınlaştı.

Bu yakınlık öylesine sıcak dialoglara döküldü ki, Aydınlıkçılar yayın organları 2000'e Doğru'da, 'gerillalar komutan kaçırdı' gibi propağanda kokan yalan haberler bile yaptılar.

Ödüllerini de aldılar: Öcalan başta Doğu Perinçek olmak üzere üç Aydınlıkcı'nın SHP listesinden TBMM'ye girmesini teklif etti.

Ancak Perinçek daha çok milletvekili istedi. Anlaşamadılar.

3) 1990 yılların ikinci yarısından sonra Aydınlık ile PKK arasında soğuk rüzgarlar esmeye başladı.

4) Son yıllarda Aydınlık, PKK'ya tıpkı 1970'li yıllarda olduğu gibi savaş açtı.

Şimdi gelelim meselenin Uğur Mumcu'yla ilişkisine: Uğur Mumcu öldürülmeden önce 'Öcalan-MİT' ilişkisini araştırıyordu. O dönemde Perinçek, Öcalan'a Bekaa'da kırmızı karanfil veriyordu.

Mumcu, Öcalan MİT ilişkisi konusunda Cumhuriyet'te bazı makaleler yazdı.

Mumcu'nun, Öcalan'la ilgili yazdıklarına en büyük tepki kimden geldi dersiniz; Doğu Perinçek'ten!

Yayın organı 2000'e Doğru dergisinde Mumcu'yu, CIA-MOSSAD ajanlığı ile itham etti. Perinçek'i bu kadar öfkelendiren neydi biliyor musunuz?

Mumcu'ya göre Öcalan Aydınlık'ın (o dönemdeki adı şafak'tı) bildirilerini dağıtırken, yakalanmış ve bu dönemde MİT tarafından 'devşirilmişti'.

Uzatmayalım, gelelim bugüne:

Doğu Perinçek ve Aydınlıkcılar, Mumcu'nun doğru yazdığını söylüyorlar. Aydınlık'ın son sayısında Uğur Mumcu'ya övgüler düzüyorlar!

Rahmetli Mumcu, Perinçek ile aynı çizgide buluşmaktan memnun mudur bilenmez.

Bilinen; Mumcu'nın yaşadığında, 'Öcalan'ın MİT ile ilişkisi neden Aydınlıkcıları rahatsız ediyor� sorusuna yanıt bulamadığıdır.

Sahi 1990'lı yılların başında Öcalan'ın istihbarat ilişkilerinden rahatsız olan Aydınlık bugün neden 'PKK'yı MİT kurdu' diye haber yapmaktadır.

Siz siz olun Perinçek'in ne dediğine değil, ne demediğine bakın!

PERİNÇEK'İN 2000'E DOĞRU DERGİSİNDEN BİRKAÇ BAŞLIK

2000'e Doğru Dergisi PKK'nın yayın organı mıydı?

Öyle olmadığını söyleyeceksiniz.

Peki neden PKK'nın 'psikolojik harp merkezi' gibi çalıştınız?

Sadece soruyoruz: 2000'e Doğru Dergisi'nde bu haberleri neden yaptınız?

-Türk askerleri Cudi de kimyasal silah kullanıyor (23.Temmuz 1989)

-PKK ordulaşıyor: Doktor Baran, komando taburuna meydan okuyor: �Gelin buradayız� diyor. Karakol komutanı erzaklarını PKK ile paylaşıyor.(6 Ağustos 1989)

-�Dağlarda Gerilla barınmayasın� diye Ordu, orman yakıyor (3 Eylül 1989)

-Öldürülen PKK gerillaları efsaneleşiyor, kimse öldüklerine inanmıyor. ( 24 Eylül 1989)

-PKK kamp komutanları anlatıyor: Hedefimiz çocuklar değil (3 Aralık 1989)

-Nusaybin'de Kürt intifadası ( 18 Mart 1990)

-Gerillalar Onbaşı'yı dağa kaldırdı (1 Nisan 1990)

-Hakkari'nin küçük generalleri ( 21 Mayıs 1990)

Bu haberlerin yanı sıra 2000'e Doğru'da, Abdullah Öcalan tıpkı Atatürk'ün Kocatepe'deki fotoğrafına benzetilerek dağda çekilmiş fotoğrafına yer verildi.(22 Ekim 1989)

Ayrıca bugün medyanın gündeminde olan PKK'lı Yücel Halis cezaevinde olduğu 1991 yılında, 2000'e Doğru aracılığıyla dağdaki teröristlere mesajlar gönderdi. ( 1 Eylül 1991)

Uzatmayalım bu durum 20 Ekim 1991 seçimleri öncesine kadar devam etti.

Dergi o dönem Kürtlerin partisi HEP ile ittifak yapabilmek için kolları sıvadı ve haber yapmaya başladı:

-Taban birlik istiyor (25 Ağustos 1991) vs.

samanyoluhaber
 

real.ist

Doçent
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
500
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Üzüntü içindeki insanları sevindirdi bu haber.
 

alkanaga

Asistan
Katılım
13 Ocak 2008
Mesajlar
398
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Yaş
48
Bu Dünya kimseye kalmaz..
Allahın takdiri neyse öyle olsun..
 

inkişaf_

Doçent
Katılım
3 Eyl 2006
Mesajlar
1,124
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Ergenekon Operasyonu kapsamında Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk'un gözaltına alınmasına tepki gösteren vatandaşlar, gazete binası önünde beklemeye devam ediyor.

Ergenekon soruşturması kapsamında İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk ve eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun da aralarında bulunduğu 13 kişinin gözaltına alınmasının ardından Şişli'deki Cumhuriyet Gazetesi binası önüne çok sayıda vatandaş geldi. Ellerinde Atatürk posteri ve Türk bayrakları bulunanan gazete okurları, yağışlı havaya rağmen gazete önündeki bekleyişine devam ediyor. Sık sık, "Hepimiz İlhan Selçuk'uz" sloganları atan vatandaşlar, gecenin ilerleyen saatlerine kadar beklemeye devam edeceklerini söylüyor.
Öte yandan, Cumhuriyet Gazetesi'nin yarınki sayısında "Susturamayacaklar" manşetiyle okurlarının karşısına çıkacağı öğrenildi.

İLHAN SELÇUK'UN GÖZALTINA ALINMASINA YAPILAN İTİRAZ REDDEDİLDİ
İlhan Selçuk'un avukatlarının, gözaltına alma işleminin yasaya ve usule aykırı olduğu gerekçesiyle yaptığı itiraz, İstanbul Nöbetçi 11. Ağır Ceza Mahkemesince değerlendirildi. Mahkeme, itirazın reddine karar verdi.

Öte yandan, Doğu Perinçek, Kemal Alemdaroğlu ve İbrahim Benli'nin avukatlarının da gözaltı işlemine itiraz ettiği, ancak aynı mahkemece bu itirazların da reddedildiği öğrenildi.

İLHAN SELÇUK'UN GAZETEDEKİ ODASINDA ARAMA YAPTI
Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk'un gazetedeki odasında polis tarafından arama yapıldı.

Terörle M ücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Şişli'deki Cumhuriyet Gazetesine geldi.
Ekipler, sabah saatlerinde evinden gözaltına alınan İlhan Selçuk'un odasında arama yaptıktan sonra gazete binasından ayrıldı.

Aynı soruşturma kapsamında, İşçi Partisi (İP) İstanbul İ l Başkanlığı, Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisinin bulunduğu Beyoğlu'ndaki binada polisin sabah saatlerinde başlattığı arama ve incelemenin ise halen sürdüğü öğrenildi. Arama sırasında bazı evraklara el konulduğu kaydedildi.

Polisin çalışması sırasında binanın önünde toplanan İP'li bir grup, çeşitli sloganlar atarak, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'in de aralarında bulunduğu bazı kişilerin gözaltına alınmasına tepki gösterdi.

netgazete
 

Mihenk

Asistan
Katılım
7 Ara 2006
Mesajlar
338
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yargı mensupları imam hatipli olmadıklarına göre bu kuyruğuna basılmış kediler gibi miyavlama niye.

Bunca zaman kadar terör diye(uyuşturucu,petrol,insan kaçakçılığı,milli varlıkların es dost kılıf uydurularak gasp edilmeleri olurken) vatan-millet diye nice er-erbaşlar şehit,gazi oldular.

Nice ocaklar devletin hiçbir nimetinden faydalanamadan sondu,söndürüldü.

Artik zaman hesap zamanı,teknolojiden kaçış yok,vicdanları temiz olanların birlikteliği ordulara bedeldir.
 

şifa_

Doçent
Katılım
14 Nis 2007
Mesajlar
551
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Ergenekon 2 tetikçiden ibaret mi ?

İşte bu soruyu yorumlayan Sabah Gazetesi Yazarı Emre Aköz
'Ergenekon'u 2 tetikçiden ibaret mi sanmıştınız?' sorusunu soruyor:

Doğu Perinçek ... İlhan Selçuk ... Kemal Alemdaroğlu ... 'Ergenekon Operasyonu'na bu ünlü simaların da dahil edilmesine şaşıranlar çok oldu.


Gözaltına alınmak, hatta tutuklanmak bir kişinin suçlu olduğu anlamına gelmez.
Ancak ünlü ya da saygın bir isme sahip olmak kimseye dokunulmazlık sağlamaz.
Eğer Ergenekon'un nasıl bir örgüt olduğunu bilirsek... Yukarıda ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.


Hikâyeyi 1945'ten başlatalım...
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Türkiye, Batı bloğunda yer aldı. En büyük korku Sovyetler Birliği'nin ülkeyi işgal etmesiydi.
ABD'nin yönlendirmesiyle alternatif bir güvenlik yapısı oluşturuldu. Özel Harp Dairesi ya da Kontrgerilla denilen bu örgütlenme; Meclis'in bilgisi, Yargı'nın denetimi dışındaydı.
Bu örgüt NATO üyesi tüm Avrupa ülkelerinde kurulmuştu. Mesela İtalya'daki adı Gladio idi.


Sovyetler dağılınca gizli örgütlerin " amacı, hedefi, mantığı " kalmadı. Avrupa bunları tasfiye etmeye başladı.
Ama tasfiye bazen kolay olmadı. Çünkü 'yarı-özerk' hale gelmiş; toplum içinde dal budak salmış olan örgütler direniyor; maddi ve manevi çıkarlarından vazgeçmek istemiyordu.
Türkiye'de ise köklü bir tasfiye yapılmadı. Eski yapı, yeni şartlara göre düzenlendi, sadece başıbozuklar tasfiye edildi.
Yeni şartları şöyleydi:


Yükselen Kürt hareketi... Kent nüfusunun ağırlık kazanması... Dünya ekonomisi ile bütünleşme... Avrupa Birliği süreciyle gelen şeffaflaşma, demokratikleşme, insan hakları ... Kendini İslami kavramlarla ifade eden yeni orta sınıfların yönetime talip olması...
İşte ' Ergenekon' denilen gizli örgütlenme, bu şartlar altında Türkiye'ye yeni bir yön vermek için çalışıyor.
Sert ulusalcı, militarist, demokrasi karşıtı, otoriter bir ideolojiye sahip olan 'Ergenekon', iki bombacı, üç maceracıdan ibaret değil.


Zirve yönetiminde bazı emekli generaller olduğu tahmin ediliyor. Aşağıya doğru kadro zenginleşiyor: Akademisyenler, gazeteciler, eski subaylar, işadamları, dernekvakıf yöneticileri, avukatlar, siyasetçiler, mafya ...
'Ergenekon ideolojisi' normal şartlarda aynı masaya oturup çay içmeyecek simaları bir araya getiriyor.
Kimi Ergenekon'a para sağlıyor... Kimi fikri katkıda bulunuyor... Kimi eylem düzenleyip, tetikçilik yapıyor... Kimi dernek ve vakıf kurarak yeni elemanlar buluyor...


Sanırım artık Giresun Üniversitesi Rektörü, eski binbaşı, Prof. Osman Metin Öztürk'ün, Ergenekon'dan tutuklanan emekli tuğgeneral
Veli Küçük'e, " Her zaman emrinizdeyim " diyebilmesine şaşırmıyorsunuz.
İşgale ve bölünmeye karşı kurulmuş olan kimi kanun-ötesi, paramiliter örgütlerin, kontrolden çıkıp devlete hükmetmeye, siyaseti yönlendirmeye kalkıştığını biliyoruz.
Bu sebeple ben, Ergenekoncuların, Silahlı Kuvvetler'in aklını çelmek için uğraştığını tahmin ediyorum.


Bir tarafta ordunun siyaset dışı kalmasını isteyen, demokrasiye bağlı kesim var.
Diğer tarafta ise bu değerlerin tersini benimseyenler... Ergenekon işte bu ikinci gruba 'oynuyor'.
Ev ödevi: Bu pencereden baktığınızda... Doğu Perinçek'in basın toplantısında, " Veli Küçük orduda görevliyken bize bilgi sızdırıyordu " demesini... Ya da eski GK Başkanı, emekli org. Kıvrıkoğlu'nun " Ben Org. Hilmi Özkök'ün Genelkurmay Başkanı olmasına karşıydım" açıklamasını nasıl yorumlarsınız?


Not 1: İnşallah 83 yaşındaki İlhan Selçuk'a gözaltında iyi bakılır. Aksi halde hükümetin üstüne kalır.
Not 2: Darbecilik yaşta değil baştadır. Celal Bayar ölene kadar İttihatçı olduğunu söylemişti.

EMRE AKÖZ- SABAH
 

şifa_

Doçent
Katılım
14 Nis 2007
Mesajlar
551
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Tuncay Güney : Perinçek Bir Numarayı Biliyor

Kanada'da yaşayan gazeteci Tuncay Güney gözaltılarla ilgili Yenişafak'a konuştu. Güney, gözaltına alınan ve tutuklananların dışında başka önemli isimlerin de bulunduğunu iddia etti. Hatta Henry Kissinger'ın İstanbul'a Ergenekon örgütünün en tepesinde bulunan '1 numara' için geldiğini söyledi.

ERGENEKON ÇOK GÜÇLÜ

TUNCAY GÜNEY KİMDİR?
Gazeteci Saygı Öztürk, İlhan Selçuk, Doğu Perinçek ve Kemal Alemdaroğlu'nun gözaltılarını değerlendirirken Tuncay Güney diye bir isim zikretti. Öztürk'e göre bu isimler Tuncay Güney'in verdiği ifadelere göre göz altına alındı.

Samanyolu Televizyonu'nda talk show yaparken evindeki bilgisayarda, gizlilik derecesi yüksek olduğu varsayılan “Ergenekon Lobi Örgütlenmesi- Gizli” raporu bulunan Güney, Veli Küçük hakkında ağır suçlamalarda bulunmuştu. Diyarbakır’a döndüklerinde dönemin Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’la bağlantıya geçmiş. Güney "Museviyim, sabetayistim" diyor. Ancak Samanyolu'nda çalıştığı dönemde müslüman olduğunu söylemiş.

Güney Ergenekon operasyonuyla ilgili 'Türkiye'de tesbihin ipi koptu, taş dağıldı. Doğu Bey'in gözaltına alınması çok ilginç. Doğu abi çok şey biliyor çünkü. Bu kişiler çok güçlü, kendilerini mutlaka savunurlar. Örümcek ağı gibi tüm Türkiye'yi sarmışlar. Başetmek çok güç. Hedef AK Parti'nin bir şekilde gitmesidir' dedi.

PERİNÇEK 1 NUMARAYI BİLİYOR
Tuncay Güney, 'Ergenekon yapılanmasının tepesinde kim var' sorusuna ise 'Sana tavsiyem, bu soruyu Doğu Bey'e (Doğu Perinçek) sor. Çok yere ulaşırsın. Kusura bakma 1 numarayı asla söyleyemem' cevabını verdi. Güney, 'Bazı emekli paşaların ismi zikrediliyor' sorusuna da 'Bilinen biri ama asla bulaşma. 1 numara olduğu çok az kişi tarafından biliniyor ama 1 numara, çok güçlü' diye konuştu.

ABD eski Savunma Bakanı Henry Kissinger'in Türkiye'ye, '1 numara' ile görüşmek için geldiğini ileri süren Tuncay Güney, 'Kissinger Zion adlı tarikatın başkanı. Bu tarikatla bağlantılı çok şey var. Doğu Bey her şeyi biliyor' şeklinde konuştu.

KÜÇÜK, DHKP/C'YLE İLİŞKİLİ

Tuncay Güney, 2001'de polise verdiği ifadede, bir dönem JİTEM'in kurucusu emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün, PKK'ya ve Kuzey Irak Kürtlerine silah sattığını iddia etmişti. Veli Küçük'le ilgili iddialarını sürdüren Tuncay Güney, 'Veli Paşa DHKP/C örgütü ve bir siyasi parti içinde çok etkili bir isim. DHKP/C örgütüyle, Bayrampaşa Cezaevi'nde yaralanan Meral Hıdır'la vasıtasıyla kontak kuruluyor' dedi.

yenişafak
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Allah Teala, Cumhurbaşkanımızı, Hükümetimizi ve Polisimizi muvaffak eylesin.. Onları utandırmasın; usandırmasın..

Gizli savaş devam ediyor.. Taraflar kozlarını öne sürüyorlar, karşılıklı hamleler peşpeşe geliyor.. Ve gerçekte güçlü olan hangi taraf ise diğer tarafı tasfiye edecek..

Er meydanda belli olur demişler.. Hadi bismillah..

AKP'yi kapatamazlarsa bilin ki "Derin Devlet" tasfiye oluyor..
 

Türkay

Doçent
Katılım
2 Ocak 2007
Mesajlar
542
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Şok İddia: Sezer de sorgulanabilir!

Ergenekon operasyonunda Cumhuriyet Başyazarı İlhan Selçuk’un da gözaltına alınması, hayli sıkı fıkı olduğu A. Necdet Sezer ismini gündeme getirdi” diyen Vakit Gazetesi, eski Cumhurbaşkanı Sezer’in de sorgulanabileceğini ileri sürdü. Konu hakkında 9.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in eski danışmanı olan Mustafa Başoğlu'nun açıklamalarına yer veren gazetenin haberine göre Sezer'in sorgulanması hukuken mümkün.

İşte gazetenin tartışılacak haberi:

Sezer'in Cumhurbaşkanlığı döneminde Selçuk'un özellikle kritik kararlar öncesinde Çankaya Köşkü'ne çıktığı, kapalı kapılar ardında ikili arasında uzun değerlendirmeler yapıldığı biliniyor. Aralarından su sızmayan Sezer-Selçuk ikilisinin Köşk'te neler konuştukları hep merak konusu oldu. Selçuk'un Ergenekon Operasyonu kapsamında gözaltına alınmış olması, dikkatleri Sezer'e çevirdi.

HUKUKEN MÜMKÜN

Hukukçular Derneği yöneticilerinden avukat Selçuk Kar, Cumhurbaşkanlığı görevi süresi sona ermiş ve emekliye ayrılmış bir ismin artık sıradan bir vatandaş olduğunu dolayısıyla anayasal korumaya ihtiyacının olmadığını ifade ederek, Soruşturma kapsamında gerek görülmesi halinde 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in de ifadesine başvurulabileceğini söyledi.

'GÖRÜŞTÜĞÜ TEK GAZETECİ'

Hukukçular Birliği Vakfı Genel Başkanı Sinan Kılıçkaya da, Ahmet Necdet Sezer'in Cumhurbaşkanlığı döneminden itibaren baş başa görüştüğü tek gazetecinin İlhan Selçuk olduğuna dikkat çekerek, "Selçuk'un ifadesinden yola çıkılarak gerek görülürse Ahmet Necdet Sezer'in bile beyanına başvurulabilir. Sezer'in eski bir Cumhurbaşkanı olması buna engel oluşturmamaktadır" diye konuştu.

SEZER HABERSİZ MİYDİ?

Cumhurbaşkanı Demirel'in eski danışmanlarından Sağlık İş Başkanı Mustafa Başoğlu ise, şu hususa dikkat çekti: "Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Ülkede olup biten her şeyden Çankaya Köşkü'nün haberinin olması gerekir ve olur. Yine görülen o ki, bu Ergenekon yeni bir oluşum değil, kökleri derinlerde olan bir yapı. Ancak bugün üzerine gidilebiliyor, su yüzüne çıkartılıyor. Bu noktada şunun sorgulanması gerekir, Köşk'e önceki dönemde bu çeteyle ilgili bilgiler gelmiyor muydu? Sayın Sezer'in de ifadesine başvurulmasının faydalı olacağını düşünüyorum."

SONUNA KADAR GİDİLMELİ

Memur Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Dr. Ahmet Aksu, Ergenekon soruşturmasında ucu kime dayanırsa dayansın sonuna kadar gidilmesi, sorumlu ve bağlantıları tespit edilen herkesin ifadesine başvurulması ve gerekirse bu kişilerden hesap sorulmasını istedi. Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası Genel Başkanı Mürsel Turbay da, Vakit'e yaptığı açıklamada, "Hukuksuzluk, illegalite neredeyse oraya kadar gidilmeli, herkes hak ettiğini bulmalı, yaptığının cezasını çekmelidir" dedi.

Vakit
 

Türkay

Doçent
Katılım
2 Ocak 2007
Mesajlar
542
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Türkiye ne gözaltılar görmüştü!

Geçmişte insanların tüylerini ürpetecek kadar yasaların ve yönetmeliklerin dışına çıkmış pek çok gözaltı var hiç şüphesiz. Ama biz sırf medyada şov malzemesi olarak kullanılan iki medyatik gözaltıyı hatırlatmayı yeterli buluyoruz... Çünkü bu iki davaya imza atan isimler, bugün İlhan Selçuk'un gözaltısını bile hukuk dışı bulanların alkışladığı isimlerin imza attığı operasyonlar.

Hukunun herkese lazım olduğu hatırlatıldığında sağır kesilen bu isimlerin bugün İlhan Selçuk'a yapılanları bile ağır ve kınayıcı bulmaları manidardır. Ünlü Yazar İlhan Selçuk'a yapılan tasvip edilemez ama bu gerçeği bugün görenler bakın dün neleri alkışlamışlardı...

NUH METE YÜKSEL ŞOV!

Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, tebligat dahi göndermeden, RP eski Milletvekili Merve Kavakçı'nın kapısına polislerle dayanmıştı. Üstelik savcı ve polislere gazeteciler de eşlik ediyordu. Gece yarısı polisle birlikte bir hanımın kapısına dayanılmasını medyanın büyük bir kısmı o dönem ayıplamamış ve yapılanları eleştirmek bir yana Nuh Mete Yüksel'e övgü bile dizilmişti.

Aslında bu şov Savcı Yüksel'in ilk icraatı değildi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'i de bir gün sabahın erken saatlerinde evinden polis zoruyla aldırmış, DGM'ye götürmesi gerekirken doğrudan Terörle Mücadele Şubesi'ne göndermişti. Gökçek, tutuklanmaktan son anda Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in devreye girmesi sayesinde kurtulmuştu. Yüksel, Milli Görüş Lideri Necmettin Erbakan'ı da polis zoru ile ifade için getirtmekle tehdit ettiği için uyarı almıştı.

Kaderin cilvesine bakın ki Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, daha sonraki yıllarda İstanbul'daki bir otelde görüntülenmiş seks kasedinin ardından 'kınama cezası' vermişti. Skandal kaset, İstanbul Terörle Mücadele ekiplerinin Çağdaş Eğitim Vakfı'na yaptıkları aramada ele geçirilmişti.

ÇOCUKLARI GÖZALTINA ALIP İŞKENCE EDİLİRKEN...

Ama daha beteri de vardı. Tam altı kez polislikten azledilen Eski İstanbul Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'ın imza attığı daha büyük gözaltı rezalet vardı ki bugün yapılanı kınayanlar o zaman da susmayı tercih etmiş ve operasyonu yapaları alkışmayı ihmal etmemişlerdi.

Düzmece belgelerle yapıldığı sonradan anlaş'Albayrak operasyonu'nu yürütmek adına yaşları 5 ila 11 arasında değişen üç çocuk polis tarafından gözaltına alınmış, ilkin çocukların kaçırıldığı söylenmiş ama kaçırıldığı ileri sürülen çocuklar Emniyet'te bulunmuştu.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı bir grup ekip, bir gece yarısı Albayrak Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Nuri-Kazım-Muzaffer Albayrak'ların evlerine geceyarısı operasyonu düzenleyerek, yatak odalarına kadar girdi. Evde suç unsuru bulamayan ve hane halkına fiziki cebir kullanan polis, komşuların ve ailelerin çığlıklarını kesmek için çocukları bile gözaltına almaktan çekinmemişti.

Nuri Albayrak'ın eşi Havva Albayrak ve 5 yaşındaki oğlu Faruk, 11 yaşındaki oğlu Muhammet ile Muzaffer Albayrak'ın eşi Ayşe Albayrak ve 6 yaşındaki kızı Meryem Albayrak'ı adeta kaçıran polis, olayı, gözaltına alınanların ailesi ve avukatlarından bir süre gizlemişti!

Hukuk, insan hakları ve Polis İç Hizmet Yönetmeliği'nin ayaklar altına alındığı operasyon kapsamında 27 kişi gözaltına alınmıştı.

İçişleri Bakanı Yücelen'in ilk icraatlarından biri de Albayrak Şirketler Grubu'na yönelik, daha önce soruşturma konusu olmuş ve mahkemelerin verdiği takipsizlik kararıyla sonuçlanmış olayları yeniden ısıtmaktan ibaret operasyon için görevlendirilen Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren hiçbir maddi bulguya dayanmayan taraflı ve sonradan düzmece olduğu ortaya çıkan bir rapor hazırlamıştı.

Hazırlanan düzmece rapor, İstanbul polisinin önceki gece kanundışı ve keyfi tutum takınmasına gerekçe oldu.

Saçan: Kaçırılmışlarsa buluruz

Polis, gözaltına alınan isimlerin kaçırıldığını bile öne sürdü! Gözaltına alınanlar yakınlarına telefon ederek Organize Şuçlar Şube Müdürlüğü'nde gözlem altında olduklarını bildirdiler. Bu gelişmeler üzerine, gelişmeler hakkında bilgi almak üzere aranan Mali Şube ve Organize Suçlar Şube müdürlerininin istirahate çekildikleri(!) dile getirildi!.. Girişimlerden sonuç alınamaması üzerine, Albayrakların "kendilerine polis süsü veren dört kişi tarafından kaçırıldığını" belirtir haberin baskıya verildiği dakikalarda, sürpriz bir telefon geldi: İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan, gazetmizi arayarak: "Ahmet Albayrak bize faks çekmiş; kendisinin gelip bize müracaat etmesi lazım. Kendisi gelirse biz kaçırılan çocuklarını ve eşlerini buluruz" dedi!.. Ancak daha sonra aranan Emniyet yetkilileri ise Havva Albayrak ve çocukları Faruk ile Muhammet Albayrak'ın Organize Suçlar'da, Ayşe Albayrak ve 6 yaşındaki kızı Meryem'in ise Mali Şube'de tutulduğunu doğruladılar...

Gözaltında işkence

Sabah saatlerinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'ne ifade vermeye giden gazetemizin sahibi ve Albayrak Şirketler Grubu Yönetim Kurulu üyelerine işkence yapıldığı öğrenildi.

Hazır vicdanlar sızlamışken, Hukuk uygulamalarının insaniliğinin önemi ortaya çıkmışken geçmişteki uygulamalar da hatırlansa ve bunları seyredenler kendilerdinden bir özür dilese fena olmayacak... Medyadan gizlenen ve hukukla uzaktan yakından ilgisi olmaksızın bir gece yarısı ansızın ortadan kaybolan gözaltı vakalarını hiç hatırlatmaya gerek yok sanırız...

(Haber 7)
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Savcıya ağır hakaret, askere mesaj

Perinçek, "Soruşturmayı yürütenler Amerika'yı savunuyor ve Ordu'ya karşı konumdalar. Yaptıkları girişim Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ikinci kez çuval geçirme girişimidir. Birinci kez Amerikan Ordusu TSK mensuplarına çuval geçirmişti şimdi bu operasyonla çuval geçirme peşindeler. Kuşkusuz girişim düzeyinde kalacak ve altında kalacaklardır" dedi.

İP Genel Başkanı Doğu Perinçek avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada, soruşturmayı yürütenlerin ""Nereden bir leke üretir, yara açarız ve oradan işleriz çabası" içinde olduklarını savundu. Perinçek şunları kaydetti: "Soruşturmada var gücüyle Türk Silahlı Kuvvetleri'ne suç atılmaya çalışıyor. Soruşturmayı yürütenler Amerika'yı savunuyor ve Ordu'ya karşı konumdalar. Yaptıkları girişim Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ikinci kez çuval geçirme girişimidir. Birinci kez Amerikan Ordusu TSK mensuplarına çuval geçirmişti şimdi bu operasyonla çuval geçirme peşindeler.


Kuşkusuz girişim düzeyinde kalacak ve altında kalacaklardır. Amerika Türk Silahlı Kuvvetleri'ne dışarıdan set çekiyor ve yıpratıyor. Bunlar da TSK'yı içerden hançerliyor. Özellikle TSK'nın Kuzey Irak'ta Özel Kuvvetlerle harekat yeteneğini yok etmek için milli olan Özel Kuvvetleri yıpratmak ve savaşamaz hale getirmek gayretindeler. Bugünkü ve geçmiş komuta kademesine suç atmak için özel çaba içindeler. Bu görevi aldıkları sorularından ve araştırmalarından ortaya çıkıyor. Orduyu suçlu gösterecek kanıtlar üretme peşindeler."

Ergenekon Operasyonu'nun Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Eşbaşkanlığı tarafından "Türkiye'nin birliğini savunan Ordu'ya ve Milli Kuvvetler"e karşı yürütüldüğünü ileri süren Perinçek açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Ordu'yu hedef alma talimatı açıkça ABD yetkilileri tarafından ve Avrupa Parlamentosu Karar Tasarısı'nda belirtilmiştir. Yine, Avrupa Parlamentosu'nun Talat Paşa Komitesi'ni etkisiz hale getirme kararı (Şubat 2006) uygulanmaktadır. Gözaltına alınmama itiraz ettim.


Orada bunları özetle belirttim. İtirazım reddedildi. Savcı Zekeriya Öz bir Cumhuriyet Savcısı sorumluluğu ile görev yapmıyor. Ordu'ya suç yükleme görevini yerine getiriyor. Bu nedenle, Yüksek Hakimler ve Savcılar Kurulu'na yeniden şikayet edeceğim. Dün akşam, Savcı Zekeriya Öz, Aydınlık'ın bundan sonraki sayısında yer alacak haberleri sekiz polisin önünde ağzından kaçırdı. 'Sizi izliyoruz' dedi. O çalışma, telefonlarda konuşulmamıştı. Aydınlık ve Ulusal Kanal'ın duvarlardan kanunsuz olarak izlendiği görülüyor ve savcı suç işlemeye devam ediyor. BOP Eşbaşkanlığı suçlarını büyütmektedir. Türkiyemizi ve Atatürk Cumhuriyeti'ni hedef alan bu düşmanca girişimin altında kalacaklardır."

samanyoluhaber
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Yargıya GÜL gibi RİCA!

Ergenekon Operasyonu kapsamında dün sabah saat 04.30'da gözaltına alınan Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı ve İmtiyaz sahibi İlhan Selçuk'un durumu hakkında bilgilendirme yapılması amacı ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül devreye girdi.

İlhan Selçuk'un durumu ile ilgili gün boyunca süren belirsizlik üzerine dün akşamüstü sıralarında Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü aradı.

CUMHURİYET GAZETESİ ENDİŞELİ

Balbay, telefonda Cumhurbaşkanı Gül'e, 83 yaşındaki İlhan Selçuk'un durumu ile ilgili çok uğraşmalarına rağmen, bilgi alamadıklarını belirterek, bu konudaki endişelerini seslendirdi. Balbay, Cumhurbaşkanı Gül'ün devreye girmesini istedi.
GÜL SÖZ VERDİ

Bunun üzerine, Abdullah Gül, Balbay'a, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ile görüşeceği ve gerekenin yapılacağı sözünü verdi.

Ardından da Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'i aradı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cumhuriyet Gazetesi'nin İlhan Selçuk hakkındaki bilgilendirilme konusundaki endişelerini Bakan Şahin'e aktardı.
İLHAN SELÇUK HAKKINDA BİLGİ VERİLDİ

Gül'ün bu ricasını kırmayan Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin de bir süre sonra, Cumhuriyet Gazetesi'ni arayarak İlhan Selçuk'un sağlık durumu ve nasıl bir süreçten geçtiği konusunda bilgi verdi.

(Hürriyet)

HANİ GÜL SİZİN CUMHURBAŞKANINIZ DEĞİLDİ FİTNELER.
 

real.ist

Doçent
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
500
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Selçuk, örgüt adına vazife yüklenmiş

Cumhuriyet gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk’un ‘örgüte üye olmaksızın, örgütün amaçlarını bilerek örgüt adına vazife yüklenmek’ olduğu bildirildi.

Star gazetesinde yer alan bir haberde, Cumhuriyet Savcısı Zekeriya öz, Cumhuriyet gazetesi Başyazarı İlhan Selçuk’un neden gözaltına alındığını açıkladı.

öz’ün, Selçuk’un örgüte üye olmaksızın, örgütün amaçlarını bilerek, örgüt adına vazife yüklendiği’ gerekçesiyle gözaltına alındığını söylediği bildirildi.

VAKİT

 
Üst