Arapça bilmeyen biri o vakit en başta imandan sınıfta kalmıştır senin bu lafına göre. Öyle ya arapçabilmeyenler bir meal alacak ve falancının Kurandan anladığını yazdığı mealden kendine göre iman esasları çıkartacak. Sizi biraz deşince daha ortaya neler çıkar neler.
Kur'an sadece Araplar anlasın diye indirilmiş bir kitap değil, düzgün bir çeviri verirsen eline çoban da, terzi de, bakkal da o kitaptan imanını tastiklemek zorundadır.
İman kimsenin zannına çıkarımına emanet Edilmez. Bir çeviri net olarak
"Sizin Allah'tan başka yakarıp durduğunuz kimseler ancak sizin gibi kullardır, sizi kıyamete kadar duyamazlar" diyorsa bu dua ve ibadette Allah’a ortak ve aracı koşmaması gerektiğini çobana bile net anlatır, ama sizin bunun üzerine 10 sayfa tefsir yazan ulemanız tam tersine Allah'tan başkasına da yakarılır, onlar diridir bizi duyuyor şeklinde bile iman ettirmişler insanları ötesi var mı?
Gördün mü bir ayette bile net açıyla bakan çoban Sizden Kuranı daha iyi anlar yeter ki imana gönlü açık olsun.
Kuranı anlamak demek ne yazmış bee desinler diye Üzerinde saçmalamak değildir, kendi diline en yakın anlama merkezli çeviri İman etmede açık ve seçik yeterlidir. Daha doğru amel için ise istişare, sohbet ve ilimde ilerleme gerekir.
Ama iman Kurana aittir, başkasına emanet edilemez, taklitçi zihniyetle yetinilemez, net.