Allah cc kainatı 6 günde yarattığını ve hala genişlettiğini bize haber vermektedir.
Bunları anlamakta ve kabul etmekte bir sorunumuz yoktur.
Fakat çözülmesi gereken sorular vardır.
1. yokluğun içindeki varlığın mekansal koordinatları nedir
zira eğer mekan var ise onun bir yeri olmalıdır.
2 oluşan bu maddenin kaynağı nedir. onu oluşturan, sadece komut ve temassız kudret midir?
yoksa bir kaynaktan gelen bir enerji ile mi kaimdir?
3 birinci şıktaki sorunsalda; eğer yokluğun içinde madde/mekanı kabul ederseniz; başka yaratıcıların aynı bilgi ve kudret ile başka yoklukta kendi evrenlerini inşa edebileceklerini kabul edilebilir bir hale sokarsınız.
zira yokluğu mutlak hale sokup çoğul hale getirmiş oluruz.
zaten temas ve enerji vermeden sadece ol emri ile oluşan bir evren
bu bilgiyi çalan başkalarına ilahlık kapısı açacaktır.(Haşa)
4. Allah cc 6 gün yaratma sonunda arşa istiva etmesi ve Allah cc yerlerin ve göklerin nurudur izahını nasıl anlamalıyız?
eğer bu kainata bir mekan tayin ederseniz ve bu mekana istiva etmiş bir ilahada mekan tayin etmiş olmaz mısınız?
ya evrenin yokluk içinde bir mekana sahip olmasını red etmelisiniz
ya da Allah cc arşa istiva etmesini yorum kalıplarında eritmelisiniz.
şimdilik sorunsallarımız bu kadar olsun
evet bunlara adım adım cevap arayışında olmak isteyen
cevaplar vererek ya da soru sorarak yardım edebilir
not: maddeyi elbette inkar etmiyorum
amacım onu yaratan Yüce Güç ile ilişkisi nedir
ve mekana tabi midir sorusuna cevap aramaktır.
"6 gün" sözüyle kastedilen şey "6 evre"dir. Tabii ki dünya günü değildir ve bizim bildiğimiz bir zaman ölçü birimi değildir.
Zamanın evrendeki 4. boyut olduğunu, izafî olduğunu biliyoruz. O halde evrenin yaratıldığı "6 gün"ü herhangi bir zaman ölçü birimi olarak almanın saçmalığı zaten ortaya çıkıyor.
"6 evre" nedir, bilmiyoruz.
Yokluk kavramını ise hiç bilmiyoruz ve bilmemiz de imkansız. Yokluğu ve hiçliği muhayyilemizde canlandıramıyoruz.
Aynı şekilde, kendimizin olmamasını, olmama ihtimalinin bulunduğu bir durumu düşünmeye çalıştığımızda da bir tuhaf oluyoruz.
Oysa bu dünyaya gelişimiz ne kadar da tesadüflere bağlıydı; hesaplamaya kalksak, kim bilir kaç trilyonda bir denilebilecek bir tesadüf gerçekleşti ve biz geldik. Ama yoksa böyle değil mi?
Peki, kainat "6 günde" yokluktan yaratıldı; ama mesela insan ve diğer canlılar "alak"tan, "pıhtı"dan, "su"dan, "toprak"tan vb yaratıldı. Peki neden? Yoksa bu iki ayrı yaratma türü mü? İkisi arasında önemli bir fark mı var?
Evet, öyle. İlki yokluktan, hiçlikten yaratıldı; ikincisi ise var olanın üzerinden ortaya çıkarıldı, imal edildi. O halde ayrı türdeki yaratma eylemini aynı kategoriye sokmamak gerek. Mesela insanın yaratılışını bir imalat şeklinde görmek gerek. Var olan canlı türlerinin içinden birilerine bir tür aşılama benzetmesi doğru bir benzetme olabilir.
Yani iki yüz yıllık tartışma orta bir yol buluyor. Evrim mi, yaradılış mı? Her ikisi de. Hem evrim, hem de evrim sürecinde bir canlı türüne bilinçli müdahale. Daha önce olmayan bir kromozomun ilavesi.
Yöntem olarak şöyle yaklaşmalıyız: fizik ötesinin sorunlarına fizikî düşünerek yaklaşılamaz; fizikî dünyanın sorunlarına da metafizik düşünülerek yaklaşmak doğru olmaz.