Savcıya Ek Deliller!
Davaya tepki verirken, AKP’li milletvekillerinden Bülent Arınç ölümden, musalladan söz etmiştir. Sayın milletvekili ahiret hayatı, insanların ölünce yaptıklarından hesaba çekileceği gibi konuları ima etmiştir.
Bunlar tamamen dini konulardır, laik bir sistem içerisinde bunların kokusunun bulunması bile kabul edilemez!
Yine açılan davaya tepki gösteren Cumhurbaşkanı, tepki gösterdiği sırada, Senagal’de İslam Konferansı Teşkilatı toplantısındaydı. Ne işi var orada cumhurbaşkanının? Biz İslam ülkesi miyiz ki, bu tür toplantılara devletin tepesi katılıyor? Savcı bu nokta üzerinde de durmalı.
Gözden kaçan başka bir nokta, başbakanın, bakanların çocuklarının isimleridir. Mesela başbakanın çocuklarının adlarına bir bakın: Ahmet Burak, Necmeddin Bilal, Esra, Sümeyye…
Maliye Bakanı’nın çocuklarının ismi Zeynep, Abdullah, Fatma… Diğer bakanların ve çocuklarının isimlerine de bakılabilir. Hepsi de dinsel çağrışımları olan isimler. Maksatlarının İslami çağrışımları canlı tutmak olduğundan adım gibi eminim.
Laiklik “İnsanı kul olmaktan çıkarıp birey yapan” bir ilkedir (Bknz. Başsavcı’nın iddianamesi, s. 11). Ama cumhurbaşkanının adı Abdullah’tır, yani Allah’ın kulu. Şimdi nerde kaldı laiklik? Bunlar ne zaman birey olacaklar?
Gerçi başsavcının adı da Abdurrahman’dır ve bu da “Rahman’ın kulu” anlamına geliyor ama o siyasetçi değildir. Siyasetçiler adlarına da dikkat etmek durumundadırlar. Aksi halde laiklik karşıtı bir odak haline getirebilirler partilerini.
Bu arada laik isim koymak isteyenler, ülkemizde laiklik konusunda duyarlı insanların Arapça olmayan, herhangi bir tarihi ismi çağrıştırmayan (örneğin Deniz, Baykal, Aydın, Doğan,Onur, Öymen, Sezer vb.) isimlerini düşünmelidirler. Çocuklarını siyasetçi yapacaklara ileride laiklik karşıtı odak olmamak adına şimdiden duyurmuş olalım.
Daha durun, aslıl bomba şimdi. Abdullah Gül, siyasete atılmadan önce nerede çalışmış? Cidde’de, İslam Kalkınma Bankası’nda.
Zaman zaman başını örten kızlar için sürgün yeri olarak düşünülen ve bir şeriat devleti olan Suudi Arabistan’ın bir şehrinde yıllarca çalışmış, oranın kültürünü almış birisini getirdiler, Atatürk’ün makamına, Çankaya’ya oturttular. Bundan daha feci bir laiklik karşıtlığı olabilir mi?
Şimdi belki de çaktırmadan Arap kültürünü ülkeye yaymaya çalışmaktadır. Bu da iddianamede yer almalıydı, ya da bundan sonra düşünülebilir.
Başsavcı sanırım zamansızlıktan dolayı daha bir çok delili dosyasına koymayı unuttu. İşini kolaylaştırmak adına yukarıdaki konular benden olsun.
Aslında daha yüzlerce delil bulunabilir, ama ona benim de vaktim yetmez.
serhat atabey