Kutsal Kitap neden değiştirilmedi?

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
Öncelikle Hristiyan kardeşlerimin Müslümanlara yönelik bir çalışmasına bakalım.Yazıda da geçiyor ama belirtmekte fayda var.Müslüman arkadaşlar bu tarzda yaklaştıkları için bu tip yazılar yazılmaktadır.Gerçek bir Hristiyan Kutsal Kitap'a inanmak için sebebe ihtiyaç duymaz.Kanıtlar vs. bizim için hiç bir şey ifade etmez.Biz inanırız çünkü inanırız.İnancımız dogmatiktir.

"Allah her şeye kadir mi?
Allah’a iman etmeyenler için O’nun mukaddes kitaplarının değiştirilebileceğine, hatta yok edilebileciğine inanmak belki zor değildir. Fakat hem ‘Allah’a inanıyorum’hem ‘Tevrat, Zebur ve İncil değiştirildi’ diyenler, aşılamaz bazı mantık sorularıyla karşı karşıyadırlar:
Hıristiyanların ve Müslümanların inanışına göre Allah her şeye kadirdir.
Allah merhametlidir, mukaddes kitaplarını insanlara doğru yolu göstermek için vahyeder.
Fakat eğer Tevrat, Zebur ve İncil değiştirilebilirse, şu iki sonuçtan birini kabul etmek zorundayız:
Allah, kitaplarının yok edilmesini önlemeye (haşa) acizdir (ve böylece gerçekten her şeye kadir olamaz). Yahut,
Allah insanlara doğru yolu göstermeye yalnız ara sıra önem verir; şöyle ki, O’nun kitapları değiştirilir ve böylece insanlar doğru yoldan saparlarsa, O pek ilgilenmez, başka bir deyimle merhametsizdir (gene haşa!).
Allah bu tür iftiralardan uzaktır! Allah’ın sözleri yok olursa, o devir insanlarının doğru yolda yürümesi imkansızdır. Tarihten biliniyor ki Tevrat M.Ö. 15. yüzyılda, Zebur (Mezmurlar) M.Ö 10 yüzyılda, Eski Ahit (Eski Antlaşma) peygamberlerin son kitabı (Malaki) M.Ö 5. yüzyılda, İncil (Yeni Antlaşma) M.S. 1. yüzyılda vahyedilmiştir.
Eğer bu kitapların metni değiştirilmiş ya da vahyedilmesinden sonra tümüyle kaybolmuşsa ve tek geçerli kitap Kur’an ise, çok kısa aralıklar hariç 2000 yıla aşkın bir müddet boyunca insanlar manevi karanlık içinde kalmış demektir. Allah, vahiylerini bir iki asır bile tahriften koruyamamış olsaydı, ne kadar aciz ya da merhametsiz bir Varlık olurdu!

Tevrat, Zebur ve İncil birbirlerini tasdik etmektedirler.
Tevrat, Zebur ve İncil birbirlerini tasdik eder, Allah’ın Sözü’nün değiştirilemeyeceğini açıkça belirtirler. İşte birkaç örnek: “Ot kurur, çiçek solar: fakat Allah’ımızın sözü ebediyen durur” (Peygamberlerin kitaplarından, Yeşaya 40:9) “Gök ve yer ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa’dan (Tevrat’tan) en küçük bir harf ya da bir nokta bile eksilmeyecektir” (İncil, Matta 5:18). (İsa dedi ki), ‘Gök ve yer ortadan kalacak, benim sözlerim ise asla ortadan kalkmayacaktır’(İncil, Markos 13:31). (İsa havarilerine dedi ki), “Baba’nın (Allah’ın) Benim adımla göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh (Ruhül-Kudüs), size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacaktır” (İncil, Yuhanna 14:26). (Havari Pavlus, kendinden ve diğer havarilerden söz ederken dedi ki), “(Kutsal) Ruh’u alanlara ruhsal gerçekleri açıklarken, Tanrı’nın lütfettiklerini insan bilgeliğinin öğrettiği sözleri değil, (Kutsal) Ruh’un öğrettiği sözlerle bildiririz” (İncil, 1 Korintliler 2:13).

Milattan önce yaşayan peygamberlerin ve M.S. 1 asırda yaşayan havarilerin sözleri, yaptıkları mucizeler ve bulundukları şaşılacak kehanetlerin yerine gelmesiyle doğrulanmıştır. 20. asırda yaşayan biz Mesih İnanlıları da Kutsal Kitab’I (Tevrat, Zebur ve İncil) şahsi tecrübemizle doğrularız. Çünkü Kutsal Kitap sayesinde tek kurtuluş yolunu öğrendik ve Allah’a yaraşır, temiz, ümit dolu ve sevinçli bir hayat yaşamaya başladık. Kur’an’da İncil’in değiştirildiğini belirten hiçbir ayet yoktur!

Kuran’ın bu konuda öğrettikleri.
Yukarıda gördüğümüz gibi, Tevrat, Zebur ve İncil’e göre Allah’ın Sözü değiştirilemez. Kur’an’da İncil’in değiştirildiğini belirten hiçbir ayet yoktur! Gerçi Yahudiler Tevrat’ı sözlü olarak tahrif etmekle (yani, Tevrat ayetlerini yanlış yorumlamak ya de yanlış aktarmakla) suçlanıyor, ama Tevrat metninin asla değişmediği ve değişemeyeceği açıkça belirtilmiştir: “Süphesiz ki, Tevrat’ı biz indirdik (Allah indirdi). Onda hidayet ve nur vardır” (Sure 5:44) (Dikkat: Kur’an ‘vardı’ değil, ‘vardır’diyor; yani Tevrat’ın hala nur ve hidayet kaynağı olduğunu açıkça kabul ediyor).

“…içinde nurla hidayet bulunan ve önündeki Tevrat’I tasdik eden İncil’I verdik”(Sure 5:46). Ayrıca Sure 3:3, 5:68-70, 6:91’e bakınız. Kura’an’a gore müminlerin Tevrat, Zebur ve İncil’e inanması şarttır: “Biz Allah’a, …Musa’ya ve İsa’ya verilenlere ve bütün peygamberlere Rab’leri tarafından verilen kitaplara iman ettik. Onların hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz.” (Sure 2:136, Ayrıca Sure 2:285, 4:136, 29:46’ya bakınız.). Bu ayetten anlaşılıyor ki, Hz. Muhammed bile Kur’an’ı Tevrat, Zebur ve İncil’den üstün saymadı! Kur’an, önündeki Tevrat ve İncil’i (geçersiz kılmak değil), tasdik etmek için indirildiğini defalarca belirtiyor (Sure 10:37, 35:31, 46:12’ye bakınız). İncil ile Tevrat’ın aslı Muhamed’in zamanında kaybolmamıştı. Bunu şu ayetlerden anlıyoruz: “Ey Resul’üm (Muhammed), eğer sana indirdiğimiz kıssa ve haberlerden bilfarz şüphe edecek olursan, senden evvel kitap (Tevrat ve İncil) okuyanlara sor” (Sure 10:94).

"Sen (ey Muhammed) onlara (Yahudilere), 'Eğer sadık iseniz, Tevrat'ı getirin de onu okuyun" (Sure 3:93. Ayrıca Sure 3:70-71, 21:7, 4:47, 2:41, 7:169 ve 29:46'ya bkz.).

Bu Kur'an ayetlerinden anlaşılıyor ki, Tevrat ve İncil Muhammed'in zamanında bozulmamış durumdaydı. Aksi halde, Allah Muhammed'e "bir şüphen varsa, senden önce kitap okuyanlara sor" demezdi. Tanrı, Muhammed'in tahrif edilmiş bir kitaba müracaat etmesini nasıl ister?

Tevrat, Zebur ve İncil'in aslı Allahın Sözü değil miydi? Peki, Kur'an'da Allah'ın Sözü hakkında ne yazıldığına bakalım: "Allah'ın sözlerini değiştirebilecek hiçbir kuvvet yoktur"(Sure 6:34).

"Allah'ın sözlerinde asla bir değişme yoktur" (Sure 10:64). Kur'an'a göre Muhammed önceki kitapları tasdik etmek ve korumak için gönderildi (Sure 5:51). Fakat eğer Tevrat ve İncil değiştirilmişse, Muhammed bunları koruyamamış demektir.

şimdi, sevgili okuyucu, şu iki sonuçtan birini seçmek durumundasın: 1) Ya Allah'ın Sözü (Tevrat, Zebur ve İncil hakkındaki Kur'an ayetleri yanlıştır. 2) Ya da Tevrat, Zebur ve İncil gerçekten değişmemiştir ve böylece her Müslüman onların tüm hükümlerini kabul etmek zorundadır. Kur'an önyargısız okuyan herkes bu ikinci seçeneği tercih eder. Nitekim Ebül-Fazl es-Saudi ve Ebül-Beka Salih el-Caferi gibi en eski ve en saygın Müslüman müfessirler (Kur'an yorumcuları) Hıristiyanların kullandığı Tevrat, Zebur ve İncil'i olduğu gibi kabul etmişlerdir.

Tarihi ve arkeolojik deliller.
Allah'ın kutsal kitaplarını koruma gücünden şüphelenenler için Tevrat, Zebur ve İncil'in değişmediğine dair başka bir sürü kanıt vardır. Ortadoğu'da, bilhassa Mısır kumlarının altında binlerce yıl saklı kalan çok sayıda Kutsal Kitap nüshası keşfedilmiştir. Mesela, 1947 yılında bir Müslüman çoban Filistin'de Lut gölü yakınlarında bulunan bir mağarada 500'den fazla eski el yazmasına rastlamıştır. Bunlardan 100 kadarı M.Ö. 2.yüzyıla ait Tevrat ve Zebur'un çeşitli kısımlarının nüshalarıdır. İngiltere'de Manchester John Rylands Kütüphanesinde muhafaza edilen bu nüshaların metni bugünkü Tevrat ve Zebur'un metninden farksızdır.

M.Ö. 5.yüzyılda Yahudilikten ayrılan Samiriyeliler mezhebi, o zamandan bu yana Yahudilerden tamamen bağımsız olarak Tevrat'ın ilk beş kısmını (Tekvin, Çıkış, Levililer, Sayılar ve Tesniye) okuyorlar. Onların ve Yahudilerle Hıristiyanların Tevrat metinleri aynıdır.

Tevrat ve Zebur'un aslı İbrani dilindedir. Bunun yanısıra Tevrat'la Zebur'un çok eski çevirileri (Mesela, M.Ö. 3.yüzyılda yapılan Grekçe ve M.S. 4. yüzyılda yapılan Latince ve Süryanice çevirileri) mevcuttur. Bazı çeviri hataları hariç, bu çeviriler asıl İbranice metinden farksızdır. Durum, M.S. 1. yüzyılda vahyedilen İncil için de aynıdır. İncil'in aslı Grek dilindedir. İncil'in bazı kısımlarını ihtiva eden ve M.S. 2 yüzyıla ait olan birkaç Grekçe el yazması mevcuttur. Mesela, John Rylands kütüphanesinde İncil'in Yuhanna kısmının bir bölümünü ihtiva eden, M.S. 130 yılına ait bir el yazması vardır. Muhammed'in zamanından önce yazılan, M.S. 3, 4, 5, ve 6 yüzyıla ait yüzlerce İncil nüshası Batı müzelerinde korunmaktadır.

Bundan başka, M.S. 90 yıllarında Roma'daki Mesih İnanlılarının önderi Klement, M.S. 110 yıllarında ölen İgnatyus, Polikarp (M.S. 70-156), Yustin (M.S. 100-163), İreneyus (M.S. 130-200) ve başka birçok eski Mesih İnanlısı bilginin hala mevcut olan eserlerinde İncil'in hemen hemen her ayeti aktarılmıştır. Ayrıca İncil'ín M.S. ilk altı yüzyılda (yani, Muhammed'in zamanında önce) yapılan ve hala mevcut olan Latince, Süryanice, Kıptice, Ermenice, Gotça ve Gürcüce çevirileri vardır. Bunların hepsi asıl Grekçe İncil'den farksızdır.


Yanlış anlaşılmasın. Amacımız Kur’an’ı kötülemek değildir. Ama İncil’in durumu Kur’an kinden daha güvenilirdir. Çünkü Halife Osman’ın Kur’an derlettiği gibi İncil’i toplatıp derletebilen bir halife ya da papa hiç bir zaman olmamıştır.

Bkz. Mişkat, cilt 3, sayfa 7-2-705; Tabari ve Beyzavi’nin Sure 3:100, 6:91, 19:35, 28:48, 33:6, 34:18, 38:22 üzerindeki yorum).
Beyzavi, cilt 3, sayfa 104-105 (Sure 2:106 üzerindeki yorum).
Bkz. Mişkat, cilt 3, sayfa 708 (Bu bilgilerin kaynağı Celaleddin’dir).
Bkz. Sahihi Müslim, sayfa 740.
Mişkat, Kitab ül-Hudud, sayfa 301."
Sonuç olarak;

“Bulma fırsatı varken RAB’bi arayın, Yakındayken O’na yakarın. Çünkü, Rab diyor ki “Benim düşüncelerim sizin düşünceleriniz değil, sizin yollarınız benim yollarım değil. Çünkü gökler nasıl yerden yüksekse, yollarım sizin yollarınızdan ve düşüncelerim sizin düşüncelerinizden öyle yüksektir”.”

Yeşaya 55:6,8-9

Bu sözler Eski Antlaşma’nın 39 kitabından biri, Yeşaya peygamberin yazdığı Yeşaya kitabının 55. bölümünün 6. ayetidir.

Biz Hristiyanlar tüm eski antlaşmaya yani Tevrat ve Zebur diye bilinen kitaplara (aslında 2 değil 39 bölümdür)

ve tüm Yeni Antlaşmaya yani İncil diye bilinen kitaba (ki bu 27 bölümdür) “Tanrı Sözü” olarak inanırız.

Bunu tarihsel, arkeolojik, mantıksal çıkarımlarla savunuruz, hayatımızda değişikliklerin olmasını

kanıt olarak sunarız, ancak esasen dogmatik olarak buna iman ederiz.

Bilim böyle söylüyor diye değil, Tanrı yüreklerimizi pak kılıp,

kendisine çekip, içimizde imanı var ettiği için.

Tüm inancımızın temeli, evimizi üzerine kurduğumuz “kaya” Tanrı’nın Sözü’dür.

Bizler aynı zamanda İncil’den öğrenerek İsa’nın Tanrı’nın Sözü’nün,

özünün beden almış hali olduğuna da inanırız, ki bu “İncil” denilen şeydir!

Dolayısıyla sizlere ve bizlere anlatıldığı gibi

Matta, Markos, Luka, Yuhanna gibi “4 İncil”e değil, tek bir İncil’e inanırız.

Çünkü İncil “İyi Haber” demektir, dolayısıyla bizler için tek bir İncil, tek bir iyi haber vardır.

İyi Haber, Tanrı’nın dünyaya gelmiş, insanlara kurtuluş yolunu açmış, bu işi tamamlamış olmasıdır.

Matta, Markos, Luka ve Yuhanna ise İncil kitabının ilk dört bölümüdür

ve sinemalarda izlediğimiz İsa’nın Çilesi – Tutku Filminde anlatılan olayları daha geniş kapsamlı anlatmaktadır.

Dolayısıyla İsa’nın Çilesi filmi bile sizin için İncil’dir, iyi haberdir, müjdedir.

Müjde, daha önce de dediğim gibi Tanrı’nın Sözü, Oğlu olan yani

Tanrı ile aynı “öze” sahip olan İsa Mesih’in çarmıhta, kendisine iman edenlerin günahlarını,

Tanrı’nın adaletine affettirebilmek için kurtuluş fidyesi olmasıdır.

Bunun üzerine mantıken çok zor sorular sorulabilir,

(Tanrı insanları af edemez miydi? Tanrı tek ise Tanrı’nın Oğlu kim? İsa Tanrı ise neden öldü?.. )

Tabi çok iyi mantıklı cevaplar da verilebilir.

Ama sadece mantık çıkarımlarıyla hareket etmek bizi insanın

dünyada ulaştığı seviyeden farklı bir yere getirmez, tartışıp dururuz.

Ama illa da mantık derseniz, “Tanrı gökte, biz yerdeyiz ve buna aklımızda dahil”…

Kısaca arada bir uçurum var.

Hemen size “Yol”u göstereyim; Tanrı’nın Sözü’nü okumak!

Tanrı’nın Sözü bize Rab’be gidiş yolunu anlatır.

Çünkü Tanrı, kendini; Tanrı Sözü İncil’de, İsa Mesih’te açıklamıştır.

Bu yüzden İsa Mesih; “Beni gören Baba’yı görmüştür” demiştir.

O olmadan Tanrı’ya gidemeyiz, ancak O’nun aracılığıyla gidebiliriz.

Yani inancımızın temelinde, Tanrı, Tanrı Sözü, İsa Mesih vardır.

Yaşamımızı papazlar değil, Tanrı Sözü düzenler.

Bu yüzden, inancımızı iyi bir şekilde öğrenmek isterseniz, ya da inancımız hakkında yorum yapmak isterseniz,

bizim inancımızdaki kitapları, vahiy kavramımızı öğrenmeniz

ve Tevrat, Zebur, İncil olarak hepsine birden Kutsal Kitap dediğimiz Tanrı Sözü’nün,

çocukluğumuzdan beri bize öğretildiği gibi “değiştirilip, değiştirilmediğini” iyi bir şekilde,

tarafsızca araştırmanız, bir sonuca varmanız gerekir.

Bu olmadan, yapacağınız yorumlar uygun olmayacak ve inancımızın temelini kavramakta zorlanacaksınız.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Tevrat, Zebur ve İncilin değişmediğini veya değiştirilmediğini varsaysak ve farz-u muhal kabul bile etsek, onların hükümlerinin neshedildiğini son kitabımız Kuran bize haber veriyor.
Şu halde bu kadar uzun masal analtmaya ne gerek vardı diye sorasım geldi ?
 

Ehl-i Sünnet

Kıdemli Üye
Katılım
5 Şub 2011
Mesajlar
3,061
Tepkime puanı
139
Puanları
0
Yüce Rabbimiz Hicr suresi 9. ayette buyuruyor ki: 'Hiç şüphe yok ki, Kur'ân'ı biz indirdik ve muhakkak ki onu, tahrif ile tebdîlden (değişikliğe uğramaktan) biz koruyacağız.'

Diğer geçmiş kutsal kitaplar için bu sözü vermemiştir Rabbimiz ve demek ki tahrif olmasını dilemiştir.
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
@Mesihçi,uzunca bir süredir seni takip ediyorum bana pek samimi gelmedin.
Bir kere Hristiyanların inancında İncil Allah'ın sözü veya birebir sözü değildir
Bunu en iyi senin bilmen gerekir..
İncil Mesih İsa'nın hayatıdır İslam'da ki gibi Tanrı sözüdür inanışı yok
Yani Kur'anın İslam'da yer tuttuğu gibi İncil Hristiyanlıkta yer tutmaz.
Mesihin mesajıdır
Kur'an dea İncil'in tahrif edildiği ile alakalı mesaj söz yok demişsin, kur'an ne sıklıkla okuyorsun bilmiyorum ama onun yani incilin tahrif edildiği bir çok ayette zikredilir.
Kur'an kısmı ile ilgili gerçek böyle iken sen neden tersini iddia ediyorsun?
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
"Kur'an da Fatih Sultan Mehmet'in kutsandığı yazmaz,oysa İbrahim'in kutsandığı yazar.O halde Rab Fatih Sultan Mehmet'i lanetlemeyi dilemiştir."
Demeye benziyor yazdığınız.Rab onların korunduğunu belirtmemiş o halde değiştirilmelerini emretmiştir demek ilginç bir mantık.Diğer yandan Kur'an da yazmaması bana bir şey ifade etmiyor.Kutsal Kitap'ta yazıyor.

Bu kadar "masal" anlatmamın sebebi zamanında gelmiş yoğun istektir.Yoksa bu ispat işlerini sevmiyorum.İnanç dogmatik olmalıdır...
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Senin bu masallarının papucu dama atılalı çok yıllar oldu çoook ! Oku da öğren ! Bari bir nebze olsun ilimden nasibin olur :

Soru: Dinimize göre Tevrat ve İncil’in tahrif edildiği kesin midir? “Zikri biz indiriyoruz, Onu koruyacak olan da biziz” ayeti bu kitapları da kapsamıyor mu? Onların tahrifine nasıl izin verilmiş? Tirmizi de "bu kitaplarda ilim vardır, fakat Yahudiler ve Hıristiyanlar onlardan faydalanamıyor" ifadesi nasıl anlaşılmalı?Tahrif iddiası Allah’ın kendi indirdiği kitaplarda bir ayırım’a gittiği anlamına gelmez mi?



Bu soruya verilecek cevabı maddeler halinde şöyle tadad edebiliriz:



A. Dinimizde Tevrat ve İncil'in tahrif edildiği konusunda bir ifade bulunmadığını düşünmek doğru değildir. Kur'an ve Sünnet'te Tevrat ve İncil'in tahrif edildiğine dair pek çok nass bulunması (mesela bkz. 2/el-Bakara, 75, 79, 211; 3/Âl-i İmrân, 78; 4/en-Nisâ, 46; 5/el-Mâide, 13, 41…) bir yana, bu iki kitabın tahrif edilmediği düşüncesinin doğru kabul edilmesi, Kur'an'ın ya "gereksizliği"ni ya "bağlayıcılığının sınırlılığını" intaç eder. Yani eğer Tevrat ve İncil orijinal halleriyle mevcut iken Kur'an gönderilmişse, bunun makul izahı ancak Kur'an'ın sadece Araplar'a gönderildiği, Yahudi ve Hristiyanlar'ın Kur'an'a ve Efendimiz (s.a.v)'e iman etme yükümlülüğünün bulunmadığı düşüncesiyle yapılabilir. Oysa Kur'an kendisinin ve Hz. Peygamber (s.a.v)'in "bütün insanlığa" gönderildiğini açık bir şekilde beyan etmekte (34/es-Sebe', 28; 2/el-Bakara, 185…) ve pek çok ayetinde Ehl-i Kitab'ı Kur'an'a ve Efendimiz (s.a.v)'e iman etmeye çağırmaktadır.



Belki bunlardan önce, "Tevrat tahrif edilmediyse, İncil niçin gönderildi?" sorusuna cevap vermek gerekir. Hz. İsa (a.s) da bir İsrailoğulları peygamberi olduğu halde onları İncil'e iman etmeye niçin çağırmış olabilir?..



Öte yandan İncil'in, Tevrat'taki bazı hükümleri nesh ettiği bizzat Kur'an tarafından bildirildiğine göre (3/Âl-i İmrân, 50), Tevrat'ın o mensuh hükümleriyle amel etmek İncil inzal buyurulduktan sonra mümkün olmamak gerekir.



Aynı durum Kur'an için de söz konusudur. Yani Kur'an, daha önceki kitaplarla getirilmiş bazı yasakları nesh etmiştir (mesela bkz. 7/el-A'râf, 1157). Dolayısıyla Kur'an inzal buyurulduktan sonra artık o kitaplardaki hükümlerle amel edilmesi söz konusu olamaz.



Hz. İsa (a.s)'ın, kendisinden sonra gelecek, adı Ahmed olan bir peygamberi, yani Efendimiz (s.a.v)'i müjdelediği Kur'an'da zikredildiği halde mevcut İnciller'de bu noktaya rastlamıyor oluşumuz, İnciller'in kendi aralarındaki farklılık ve çelişkileri, keza mevcut Tevrat metinlerinin Hz. Musa (a.s)'a nazil olan metnin (birinci sürgün sırasında, yani M.Ö. 7-5. yüzyıllar arası) kayboluşundan yüzyıllar sonra oluşturulduğu gerçeği, Yahudi Tevratı ile Samirî Tevratı arasındaki 6 bin fark… gibi hususlar Tevrat ve İncil üzerinde inkâr edilemeyecek bir tahrif faaliyetinin gerçekleştirildiğinin en açık tarihsel belgeleridir. Bütün bu hususlar ilmî çalışmalarla, müstakil araştırmalarla belgelenmiştir. Şaban Kuzgun'un Dört İncil Farklılıkları Çelişkileri isimli çalışması ile Baki Adam'ın Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat adlı kitabı sadece birer örnektir… Esasen bu kitaplara insan eli ve sözü karıştığını fark edebilmek için yüzeysel bir bakış ile okunmaları dahi yeterli olacaktır.



Tevrat ve İncil üzerindeki tahrif faaliyetinin, metinde eksiltme-artırma, kelimelerin ve cümlelerin yerlerini değiştirme, yorum yoluyla maksadın çarpıtılması… gibi yöntemlerle yapıldığı vakıası ayrı bir başlık altında müstakil olarak ele alınması gereken bir husustur ki, burada buna sadece işaret etmekle yetinmek durumundayız…



B. et-Tirmizî'nin Sünen'inde yer aldığı söylenen "Bu kitaplarda ilim vardır; fakat Yahudiler ve Hristiyanlar onlardan faydalanmıyor" rivayetine gelince, bildiğim kadarıyla mezkûr kaynakta bu anlama gelebilecek bir rivayet vardır ve muhtevası kısaca şöyledir:



Bir keresinde Efendimiz (s.a.v) ilmin insanlardan alınacağını haber vermiş, yanında bulunan bir sahabî, Kur'an aramızda iken bunun nasıl olacağını sorduğunda, "Tevrat ve İncil Yahudi ve Hristiyanlar'ın yanında olduğu halde onlara ne fayda sağlıyor?" buyurmuştur (et-Tirmizî, "İlim", 5). Bu rivayet birbirine yakın lafızlarla İbn Mâce ("Fiten", 26), Ahmed b. Hanbel (IV, 160, 218; VI, 26), ed-Dârimî ("Mukaddime", 29), el-Hâkim (I, 180; III, 281) ve daha başkaları tarafından da aktarılmıştır.



Efendimiz (s.a.v)'in buradaki kastı –Allahu a'lem– şudur: Tevrat ve İncil'in tamamı tahrif edilmiş değildir. "Tevrat" ve "İncil" adıyla bugün elde bulunan kitaplarda vahiy mahsulü yerler de vardır. (Biz de zaten bu iki kitabın tamamının tahrif edildiğini söylemiyoruz.) Böyleyken Yahudiler ve Hristiyanlar mezkûr kitapların tahrif edilmemiş bu kısımlarından bile istifade etmiyor.



C. "Muhakkak ki Zikr'i biz indirdik ve onun koruyucuları da elbette biziz" (15/el-Hicr, 9) ayetinde geçen "Zikr"in Tevrat ve İncil'i kapsamadığının en önemli delillerinden birisi "vakıa"dır. "Tevrat" ve "İncil" adıyla bugün elimizde bulunan kitapların kimler tarafından hangi şartlarda kaleme alındığı tarihsel olarak sabit olduğu gibi, muhtevaları da ortadadır.



Allah'ın peygamberlerinden birine içki içerek kızlarıyla zina ettiği (!!) iftirasını atan, Hz., Yakub (a.s)'ı Allah Teala ile güreştirip galip getiren ve Hz. Musa (a.s)'a indirildiği halde O'nun ölümünden sonrasını da anlatan bir kitabın tahriften korunduğunu söyleyebilmek için ya taassupla kaskatı kesilmiş bir önyargının ya da cehaletin esiri olmak gerekir!



Aynı durum İnciller için de fazlasıyla geçerlidir. "İncil" dendiği zaman niçin bugün Kilise'nin "kanonik" olarak kabul ettiği 4 İncil'i anlıyoruz? 325 İznik Konsili'ne gelene kadar ortada yüzlerce İncil metni vardı. Bunların küçük de olsa bir kısmı bugün neşredilmiş durumdadır. Niçin diğer İnciller değil de 4 İncil?



Kaldı ki bu 4 İncil arasında da "korunan" bir kitapta bulunmaması gereken çelişki ve ihtilaflar vardır. En azından "sinoptik" denen 3 İncil ile Yuhanna İncili arasındaki farklılığı bizzat Hristiyanlar bile itiraf edip dururken bizler bunu ne adına görmezden geleceğiz? İncillerde Hz. İsa (a.s)'dan "Rabb" olarak bahsedilmesi, "korunmuş" kitap telakkisiyle ne kadar bağdaştırılabilir?



Dolayısıyla yukarıda da söylediğim gibi, bu kitapların tahrif edilmediğini söyleyebilmek için kapağını kaldırıp içine bakmamış olmak gerekir. Kur'an'ın ise bu türlü tahriflerden mutlak surette korunmuş olarak, 1400 küsür yıldır bir tek harfinde bile değişiklik olmadan bugüne kadar geldiği, yine "vakıa"nın şahitlik ettiği bir diğer gerçektir. Aksini iddia eden varsa buyursun.



Dolayısıyla mezkûr ayetin Kur'an'ın korunmuşluğunu anlattığını söylemek kesinlikle gerçeğin ifadesidir.



D. Bu durum, Allah Teala'nın kendi kitapları arasında bir ayrım yaptığını niye anlatsın ki? Eğer murad-ı ilahi, daha önceki kitapların tahriften korunması doğrultusunda tecelli etmiş olsaydı, bu elbette gerçekleşirdi. Ancak ilahî irade, Kur'an'ın en son Kitap ve İslam'ın en son Din olmasını istemiştir ve vakıa da bu doğrultuda cereyan etmiştir. Bu durumu "ayrım" kelimesiyle ifade etmek ne kadar isabetlidir?



Kaldı ki "Eğer ayette geçen "Zikr" kelimesini diğer kitaplara da teşmil etmek doğruysa, bunu niçin Hz. Adem (a.s)'a indirilen "suhuf"tan başlatmayalım? Sorusu son derece anlamlıdır. Eğer Hz. Adem'e ve diğer peygamberlere (hepsine selam olsun) indirilen "sayfalar"ın bugün elde mevcut olmadığı realitesini inkâr edecek kadar akıl fukarası değilsek, yukarıdaki mantığa göre şunu itiraf etmek zorundayız demektir: Allah Teala, bu "suhuf"un korunmasını murad etmemekle, onlarla diğer kitaplar arasında ayrım yapmıştır!!



Bu, "Hz. Muhammed (s.a.v)'in "son peygamber" olmasını dilediği için Allah Teala O'nunla diğer peygamberleri arasında ayrım yapmıştır" demeye benzer. Bu ne kadar saçma ise, öteki de o kadar anlamsızdır.


Allah Teala'nın bizden, peygamberleri ve melekleri arasında ayrım yapmamamızı istemesi ile bu durumun ne ilgisi bulunduğunu doğrusu anlayamadım. Önceki kitapların, yollarını şaşırarak Hak'tan sapmış insanlar tarafından tahrif edilmiş olması, özellikle itikadî sahada içerdikleri mesajların orijinal halinin birbirini teyit etmesine niye engel teşkil etsin ki? Allah Teala indirdiği bütün kitaplarda peygamberleri vasıtasıyla insanlığa aynı inanç ilkelerini iletmiştir. Zaman içinde bunların dejenere edilmiş, çarpıtılmış ve unutulmuş olması mesajların özüyle alakalı değildir. Mesele bundan ibarettir!
 

Ehl-i Sünnet

Kıdemli Üye
Katılım
5 Şub 2011
Mesajlar
3,061
Tepkime puanı
139
Puanları
0
"Kur'an da Fatih Sultan Mehmet'in kutsandığı yazmaz,oysa İbrahim'in kutsandığı yazar.O halde Rab Fatih Sultan Mehmet'i lanetlemeyi dilemiştir."
Demeye benziyor yazdığınız.Rab onların korunduğunu belirtmemiş o halde değiştirilmelerini emretmiştir demek ilginç bir mantık.Diğer yandan Kur'an da yazmaması bana bir şey ifade etmiyor.Kutsal Kitap'ta yazıyor.

Bu kadar "masal" anlatmamın sebebi zamanında gelmiş yoğun istektir.Yoksa bu ispat işlerini sevmiyorum.İnanç dogmatik olmalıdır...

kimsenin sizden yoğun istekte bulunduğu yok. O meraklı @veri istiyorsa onunla özel olarak mesajlaşınız

.
Kur’an-ı Kerim’in en mühim vasıflarından biri geçmişte olan hadiselerin doğru ve sadık tarafını onaylamak, tahrife uğramış kısımlarını da düzeltmektir. Kur’an bize geçmişte hak olarak gönderilmiş peygamberleri ve semavi kitap ve suhufları haber veriyor.

Bize düşen de bu habere iman etmektir. Tevrat, Zebur ve İncil, Kur'an-ı Kerim gibi lafzi ve nazım olarak mucize olmamasından, zamanla art niyetli ve dessas adamların eli ile tahrife uğramıştır. Bu yüzden hükümleri, Kur’an’ın gelmesi ile iptal edilmiştir. Bu kitab-ı mukaddeslerin tahrif edildiğini ilan eden, Kur’an-ı Kerim'de yoruma açık olmayan çok ayetler mevcuttur.

Tevrat ve İncil’in tahrif edildiğini, Kur’an-ı kerim şöyle haber vermektedir:

”Onlardan bir grup, okuduklarını kitaptan sanasınız diye kitabı okurken, dillerini eğip bükerler. Halbuki okudukları kitaptan değildir. Söyledikleri, Allah katından olmadığı halde, Bu Allah katındandır derler. Onlar bile bile Allah’a iftirâ ediyorlar." (Âl-i imran, 3/78)
"Ey iman edenler! Biliniz ki, hahamlardan ve râhiplerden bir çoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve insanları Allah yolundan engellerler..." (Tevbe, 9/34)
"Ve Allah çocuk edindi.’ diyenleri uyarmak için. Bu hususta ne onların ne de atalarının bir bilgisi vardır. Ağızlarından ne büyük söz çıkıyor! Onlar yalnız ve yalnız yalan söylerler.” (Kehf, 18/4-5)
“Ey ehl-i kitap! Niçin hakkı bâtıla karıştırıyor ve bile bile hakkı gizliyorsunuz?” (Âl-i imrân, 3/71)
Yahudiler hakkındaki âyetlerden bazıları şunlardır:

1- Tevrat’ı değiştirdiler. (Bakara, 2/79)
2- Peygamberleri öldürdüler. (Âl-i İmran, 3/183)
3- Hz.İsa’yı öldüremediler. (Nisa, 4/157)
4- Fesat çıkardılar. Allah’a cimri dediler. (Maide, 5/64)
5- Hz. Meryem’e iftira ettiler. (Nisa, 4/156)
6- İman edenlere en şiddetli düşmanlık edenler Yahudi ve müşriklerdir. (Maide, 5/82)
7- Üzeyir Allah’ın oğlu dediler. (Tevbe, 9/30)
8- Kıskançlık ve maddi çıkar yüzünden Kur’ana inanmadılar. (Bakara, 2/146)
9- Çoğu iman etmeyecektir. (Bakara, 2/100; Nisa, 4/155)
10- Allah’ı inkârlarından dolayı lanete uğradılar. (Bakara, 2/88-89) Allah’a ve peygamberlerine inanın. (Allah) üçtür demeyin!” (Nisâ, 4/171)

Kur’ana Göre Hristiyanlar

1- Meryem oğlu Mesihe, Allah diyenler, kâfir olmuştur. (Maide, 5/72)
2- Allah üç ilahtan biridir diyenler kâfir olmuştur. (Maide, 5/73)
3- Meryem oğlu Mesih bir Peygamber, anası da sadık bir kadındır. (Maide 75)
4- İsa Mesihe Allah’ın oğlu dediler. (Tevbe, 9/30)
5- Yahudilere göre, Hıristiyanlar Müslümanlara daha yakındır. (Maide, 5/82)

Yahudi ve Hristiyanların Ortak Yönleri:

1- Bilginlerini, rahiplerini Rabler edindiler. (Tevbe, 9/31)
2- Yahudi bilginleri ve Hıristiyan rahipleri halkın mallarını yediler. (Tevbe, 9/34)
3- Allah’ın oğullarıyız dediler. (Maide, 5/18)
4- Bile bile hakkı gizlediler. (Âl-i İmran, 3/71)
5- Allah çocuk edindi diye iftira ettiler. (Bakara, 2/116)
6- Allah’ın âyetlerini inkâr ettiler. (Âl-i İmran, 3/70)
7- Allah’a iftira ettiler. (Âl-i İmran, 3/78)
8- Yahudi ve Hıristiyanlar, birbirinin dostlarıdır. (Maide, 5/51)
9- Resulullah, dinlerine girmedikçe, Yahudi ve Hıristiyanlar ondan razı olmazlar. (Bakara, 2/120)
10- Dinlerinde aşırı gittiler. (Nisa, 4/171)
11- Kitaplarındaki bilgileri gizlediler. (Maide, 5/15)
12- Ehl-i kitap, “Cennete ancak Yahudi ve Hıristiyanlar girecek” dediler. (Bakara, 2/111)
13- Ehl-i kitap ve müşriklerden olan inkârcılar, Cehennem ateşinde ebedi olarak kalırlar. Onlar, halkın en şerlileridir. (Beyyine, 98/6)

Bu âyet-i kerimelerden açıkça anlaşılıyor ki, Yahudiler Tevrat’ı değiştirdiler. Hz. Musa’nın dini değişince Allahü teâlâ, İncil ile Hz. İsa’yı gönderdi. Hz. İsa’nın dini de bozulunca, İncil, yüzlerce İncil halini alınca , Allahü teâlâ, İslamiyet’i ve Kur'an-ı Kerimi tahrif den masun ve muhkem bir şekilde göndermiştir. Bunlar Kur’an içindeki nakli delillerdir. Aynı zamanda, akli ve mantıki delilleri de İslam alimleri kitaplarında beyan etmişlerdir. Zaten, hal-i hazırdaki Tevrat ve İncil, ispata lüzum kalmadan, kendi kendini çürütecek çelişkilerle doludur.

Dünyada en kolay iş, İncil ve Tevrat’ın tutarsızlıklarını göstermektir.
Mesela, teslis inancı, günah çıkarmak, vaftiz, melekler Allah'ın kızlarıdır (haşa) inanışı, rahiplerin ilah yerine konulması, Kilisenin Kul ile Allah arasında aracı olması, Allah’ın papa ile hulul etmesi inancı, daha buna benzer çok aklın haricindeki safsatalar meseleye ışık tutar kanatindeyiz.


sorularlaislamiyet.com
 

alanyali07

Kıdemli Üye
Katılım
11 May 2008
Mesajlar
6,968
Tepkime puanı
845
Puanları
0
"Allah her şeye kadir mi?
Allah’a iman etmeyenler için O’nun mukaddes kitaplarının değiştirilebileceğine, hatta yok edilebileciğine inanmak belki zor değildir. Fakat hem ‘Allah’a inanıyorum’hem ‘Tevrat, Zebur ve İncil değiştirildi’ diyenler, aşılamaz bazı mantık sorularıyla karşı karşıyadırlar:
Hıristiyanların ve Müslümanların inanışına göre Allah her şeye kadirdir.
Allah merhametlidir, mukaddes kitaplarını insanlara doğru yolu göstermek için vahyeder.
Fakat eğer Tevrat, Zebur ve İncil değiştirilebilirse, şu iki sonuçtan birini kabul etmek zorundayız:
Allah, kitaplarının yok edilmesini önlemeye (haşa) acizdir (ve böylece gerçekten her şeye kadir olamaz). Yahut,
Allah insanlara doğru yolu göstermeye yalnız ara sıra önem verir; şöyle ki, O’nun kitapları değiştirilir ve böylece insanlar doğru yoldan saparlarsa, O pek ilgilenmez, başka bir deyimle merhametsizdir (gene haşa!).
Allah bu tür iftiralardan uzaktır! Allah’ın sözleri yok olursa, o devir insanlarının doğru yolda yürümesi imkansızdır. .

:):):):):):)
bunlara sen inanıyormusun Mesihçi sahiden..
siz değilmisiniz "ilah olan -haşa-Hz.isa yahudiler tarafından eziyet görüp çarmıha gerildi " diyen..
Hem ilahınıza bu acizliği yakıştıracaksınız ,hem de yukarda "Allah böyle aciz olamaz" deyip "kitaplarını korur" diyorsunuz..Siz ,ilahın bile kendini koruyamadığına inanırken,birkaç yahudinin onu yakalayıp çarmıha gerip eziyet ettiğine inanırken, kitaplarını koruduğunu nasıl söylüyorsunuz ????????

:yahoo::yahoo::yahoo::yahoo:
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
@Mesihçi,uzunca bir süredir seni takip ediyorum bana pek samimi gelmedin.
Bir kere Hristiyanların inancında İncil Allah'ın sözü veya birebir sözü değildir
Bunu en iyi senin bilmen gerekir..
İncil Mesih İsa'nın hayatıdır İslam'da ki gibi Tanrı sözüdür inanışı yok
Yani Kur'anın İslam'da yer tuttuğu gibi İncil Hristiyanlıkta yer tutmaz.
Mesihin mesajıdır
Kur'an dea İncil'in tahrif edildiği ile alakalı mesaj söz yok demişsin, kur'an ne sıklıkla okuyorsun bilmiyorum ama onun yani incilin tahrif edildiği bir çok ayette zikredilir.
Kur'an kısmı ile ilgili gerçek böyle iken sen neden tersini iddia ediyorsun?

Kur'an da İncil'in değiştirildiğine dair ayetlerinizi getirir misiniz?Ben bir türlü göremedim.Metinlerin değiştirildiğine dair ayet göremedim kaç kere okudum Kur'an ı.

İncil Hristiyanlık'ta önemli bir yer tutmaz demişsiniz.İncil dahil Kutsal Kitap dışında hiçbir kaynak kullanmıyoruz kilisemizde.Katoliklerin bazı dış kaynakları vardır ancak bizim inancımızda Kutsal Kitap'tan daha önemli bir öğreti yoktur.

Kutsal Kitap tamamen Tanrı sözüdür.Pek çok yazarı vardır.Hepsinin kendisine göre üslubu vardır.Hepsinin dünyasal sözleri vardır.Ancak yazdıkları tamamen Rab'bin esinidir.İsa Mesih kendisi hiç bir metin yazmamıştır.Dirildikten sonra peygamberlerine esinlemiştir.Her Kutsal Metin yazarı hitap ettiği toplumları dikkate almıştır yazarken.Kutsal Kitap Tanrı esinidir.Aksini söyleyen samimi bir imanlı değildir.
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Mesihci Hazreti İsa Aleyhisselam'a peygamberliği müddetince kaç kişi iman etmişti.?
 

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
şimdi, sevgili okuyucu, şu iki sonuçtan birini seçmek durumundasın: 1) Ya Allah'ın Sözü (Tevrat, Zebur ve İncil hakkındaki Kur'an ayetleri yanlıştır. 2) Ya da Tevrat, Zebur ve İncil gerçekten değişmemiştir ve böylece her Müslüman onların tüm hükümlerini kabul etmek zorundadır.

Müslümanlar Allah Teala'nın Peygamberlerine inzal ettiği vahiylere iman etmişlerdir. O vahiyler gereği, Hazreti Musa ve Hazreti İsa aleyhisselamların bildirdiklerini onlara tabi' olduklarını iddia edenlerin heva ve hevesleri uğruna tahrif ettiklerine de iman etmişlerdir. O vahiylerin asılları Allah Kat'ında mahfuzdur. Müslümanlar onlara iman ederler. Bu imanları da Kur'an-ı Kerim'e olan imanları sebebiyledir. Tahrifata imanları da öylece...

Hristiyanlar 'Eli, Eli, lema şevaktani? Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin? diye bağırdığını iddia ettikleri (
Matta 27,46) rab tanrılarının ve hitaba mahal tanrılarının acizliği ile uğraşmalarından onları kurtaran hamakatlik ile müslümanların itikadına müslüman bir forumda hakaret etme şansları buldukları bu forumda yelpazelerini aşağıya aşağıya sallasınlar...
 

Ehl-i Sünnet

Kıdemli Üye
Katılım
5 Şub 2011
Mesajlar
3,061
Tepkime puanı
139
Puanları
0
<font face="Verdana"><font color="DarkRed"><font size="3"><i>
Kur'an da İncil'in değiştirildiğine dair ayetlerinizi getirir misiniz?Ben bir türlü göremedim.Metinlerin değiştirildiğine dair ayet göremedim kaç kere okudum Kur'an ı.

İncil Hristiyanlık'ta önemli bir yer tutmaz demişsiniz.İncil dahil Kutsal Kitap dışında hiçbir kaynak kullanmıyoruz kilisemizde.Katoliklerin bazı dış kaynakları vardır ancak bizim inancımızda Kutsal Kitap'tan daha önemli bir öğreti yoktur.

Kutsal Kitap tamamen Tanrı sözüdür.Pek çok yazarı vardır.Hepsinin kendisine göre üslubu vardır.Hepsinin dünyasal sözleri vardır.Ancak yazdıkları tamamen Rab'bin esinidir.İsa Mesih kendisi hiç bir metin yazmamıştır.Dirildikten sonra peygamberlerine esinlemiştir.Her Kutsal Metin yazarı hitap ettiği toplumları dikkate almıştır yazarken.Kutsal Kitap Tanrı esinidir.Aksini söyleyen samimi bir imanlı değildir.

Birkaç mesaj yukarı bak ve bir sürü ayet oku incilin tahrif olduğunu gösteren ayetleri... Ayrıca burayıda bi okuyun... http://nurdiyarim.azbuz.com/blog/yazi/oku/5000000005801186/KUTSAL-KITAP-INCIL-TAHRIF-EDILMISTIR
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
İsa Mesih kendisi hiç bir metin yazmamıştır.Dirildikten sonra peygamberlerine esinlemiştir.Her Kutsal Metin yazarı hitap ettiği toplumları dikkate almıştır yazarken.Kutsal Kitap Tanrı esinidir.
Mesihci bizde bir söz var.Uydur,uydur ipe düz.Seninki aynen bu hesap.
Tanrı birdir fakat üçtür.Tanrı üçtür fakat birdir.diyen bir müşrikle bizim neyi konuşmamızı bekliyorsun.Bak git hiristiyan mahallesinde salyongoz sat.Burası Müslüman mahallesi burda salyongoz satılmaz.Çünkü alıcısı yoktur,elinde kalır,kokar.
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
@aziz küçük bir örnek;Kur'anda melekler Allah'ın kızlarıdır dediğimiz iddia ediliyor.Biz bunu söyleyen Hristiyan'ı bulamadık siz bulursanız haber verin.Verdiğiniz ayetlerde metinlerin tahrif edildiği yazmamaktadır.Dilleriyle sözü eğip büküp yalan söyleyen insanlardan ve söz diye bir şeyler karalayıp satan insanlardan bahsediliyor.Bunların hiçbiri tahrifi iddia etmiyor.

@fakiri hala diğer İnciller değil de neden 4 İncil gibi komik ifadelerle bana ilim vermeye çalışıyorsunuz.Önce yazdıklarınızda doğruluk payı olması lazım.Sonra mantık yürütün isterseniz.4 İncil diye bir şey olmadığını hep söyledim.Diğer İnciller diye bir şeyde yok.Hep Tek İncil vardı.İncil Eski Ahit'in tamamlayıcısıdır.Onu yok etmek için yazılmamıştır.Tanrı sözü değişmez ve bozulmaz.Dolayısıyla İncil Eski Ahit değiştiği için geldi demek saçma bir durum.Bir de 4 kutsal kitap ifadesi var.Böyle bir şey yok.Tevrat Eski Ahit'in ilk beş bölümüdür.Zebur bir bölümüdür.Eski ve Yeni Ahit'in kalan 60 bölümü ise görmezden gelinmektedir.Bunun gibi pek çok terimsel ve temel hatalar var bu sözlerde.Bu konuda yorum yapmak için Kur'an okumak yetmiyor ne yazık ki...
 

Ehl-i Sünnet

Kıdemli Üye
Katılım
5 Şub 2011
Mesajlar
3,061
Tepkime puanı
139
Puanları
0
@aziz küçük bir örnek;Kur'anda melekler Allah'ın kızlarıdır dediğimiz iddia ediliyor.Biz bunu söyleyen Hristiyan'ı bulamadık siz bulursanız haber verin.Verdiğiniz ayetlerde metinlerin tahrif edildiği yazmamaktadır.Dilleriyle sözü eğip büküp yalan söyleyen insanlardan ve söz diye bir şeyler karalayıp satan insanlardan bahsediliyor.Bunların hiçbiri tahrifi iddia etmiyor.

Madem Kur'an'ın mealinden ayetlerin ne anlatmaya çalıştığına ilmin yetmedi o zaman mutlaka tefsirlrini oku ilgili ayetlerin. Bunu samimiyetimle söylüyorum. Çünkü umulur ki bu batıl düşüncenden vazgeçip hidayete erersin inşaallah...
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
İsa Mesih kendisi hiç bir metin yazmamıştır.Dirildikten sonra peygamberlerine esinlemiştir.Her Kutsal Metin yazarı hitap ettiği toplumları dikkate almıştır yazarken.Kutsal Kitap Tanrı esinidir.
Mesihci bizde bir söz var.Uydur,uydur ipe düz.Seninki aynen bu hesap.
Tanrı birdir fakat üçtür.Tanrı üçtür fakat birdir.diyen bir müşrikle bizim neyi konuşmamızı bekliyorsun.Bak git hiristiyan mahallesinde salyongoz sat.Burası Müslüman mahallesi burda salyongoz satılmaz.Çünkü alıcısı yoktur,elinde kalır,kokar.

İsa Mesih yaşarken ona bir kaç bin kişinin iman ettiğini biliyoruz.

Pavlus'un mektupları da Tanrı sözüdür.İçinde kişisel sözler geçmesi onları Kutsal Kitap'ın dışına koymadıysa Pavlus'un Kutsal Ruh'un etkisinde yazdığına şüphe yoktur.
 

Ehl-i Sünnet

Kıdemli Üye
Katılım
5 Şub 2011
Mesajlar
3,061
Tepkime puanı
139
Puanları
0
İsa Mesih yaşarken ona bir kaç bin kişinin iman ettiğini biliyoruz.

Pavlus'un mektupları da Tanrı sözüdür.İçinde kişisel sözler geçmesi onları Kutsal Kitap'ın dışına koymadıysa Pavlus'un Kutsal Ruh'un etkisinde yazdığına şüphe yoktur.

Hoppalaaaa bunlar pavlusu da peygamber sanıyor
heralde yahu :) :) :)
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
Bu arada yazarken saldırgan bir tavrım varsa affedin.Sütten ağzım yandı,yoğurdu üfleyerek yiyorum.Panik atak oldum :)
 

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
Pavlus'un mektupları da Tanrı sözüdür.İçinde kişisel sözler geçmesi onları Kutsal Kitap'ın dışına koymadıysa Pavlus'un Kutsal Ruh'un etkisinde yazdığına şüphe yoktur.

konsül'ün damgaladığı metinler. ne tanrının sözü ve ne değil... işte bu kutsal ve bu değil... tanrıdan daha yetkin tanrılar ayıkladılar ve sundular. tanrısının onu terk ettiğinden hayıflanan tanrının vaad ettiği cennetin kapı bekçileri...
 
Üst