Mevlananın dilinden Aşk
“Anam aşk, babam aşk,
Peygamberim aşk, Allahım aşk,
Ben bir aşk çocuğuyum,
Bu aleme aşkı ve sevgiyi söylemeye geldim.”
sözleriyle aşkın dört hak mezhebin özü olduğunu belirtir. Buradan anlaşılan şudur ki , yalnızca dinin kurallarına uymakla yetinenler, dinin özünü tanımayıp , kabukta kalanlardır. Asil olan insanin ibadetlerine Allah aşkını katması, tam bir ihlas ve samimiyetle kulluk etmesidir.
Hazret-i Mevlana, Allah aşkının dışındaki sevgilere aşk denemez ;
“Aşk , renge ve kokuya bağlı olursa, o aşk değildir, kişiye bir utançtır.” (Mesnevi,I/224)
“Faniye olan aşk ebedi değildir. Çünkü insan bu düzenin hükmüne , ebediliğe müsait değildir.
Her an gönüle feyizler veren , goncadan daha taze olan , gözün ve ruhun safası olan İlahi aşk bakidir.
Daima diri ve ebedi olana aşık ol, Sırrını o nura kavuştur.
Onun aşkını iste, Çünkü bütün peygamberler, veliler bu aşkı , iksirin ta kendisi bildiler.
“Bu aşka bende kabiliyet yok’ deme. Kerem sahibinin ihsan etmediği bir nesne yoktur. (Mesnevi I /226-230)
“Külle aşık olanlar , cüz’ e itibar etmez. Cüz’ e meyleden , küllün isteyicisi değildir” (Mesnevi,I/ 2903) beytiyle Mevlana , Allah aşıklarının Cenab-ı Hak dışında , başka hiçbir şeye değer vermediğini, sevgisini fani unsurlara yöneltenin ise Allah aşkından yoksun olduğunu belirtir. Ancak bazen istisnai durumlar olabilir. İnsan faniye duyduğu aşkta kararlı, vefalı ve sadık ise , bu mecazi aşk onu gerçek sevgiye, ilahi aşka götürebilir :
“Vehme, hevese aşık olan sadıksa ; bu mecaz onu hakikate götürür.” (Mesnevi , I /2861)
Mecnun, Leyla’nın aşkıyla yola çıkmış, neticede Mevla’nın aşkına ulaşmıştır.
Ama insanın ne mecazi, ne hakiki aşktan nasibi yoksa Hazret-i Mevlana , bunlara sert bir dille çatar:
“Mademki aşık olmuyorsun, git yün ör, iplik eğir.
Yüz işin var, yüz renge boyanmışsın , yüz rengin var, yüz alacan…
Mademki kafatasında aşk şarabı yok,
Var, geliri bol kişilerin mutfağında kase yala…”
(Rubailer,126)
“Her kim aşk ile yanıp tutuşmamışsa; o, uçmayan, kanatsız kuş gibidir.” (Mesnevi,I/31)
Yaradılışın özünü ve insanın fani benliğinden yükselişini aşkta bulan Mevlana; aşksız geçen ömrü, ömür saymaz:
“Baht sana yar olur, yaver kesilirse;
Aşk, seninle işe güce girişir.
Aşksız ömrü hesaba sayma;
O sayıdan dışarda kalacaktır çünkü…”
(Mecali-i Saba 43)