müttaki ile Röportaj

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
İyi yaptınız hatta öteki mesajı da atabiliriz buraya =)

Ewet herkes anlayışı ve farkındalığı nisbetinde anlar fakat sizin o ilk mesajınızda dediğiniz gibi birilerinin daha iyi anlıyor olabileceği bi yana belli kişilerin karşısında diğer birilerinin onlar kadar anlayamayacağı denirse ki deniyor işte burda iş değişir ve sizin de değindiğiniz kast, ruhbanlık sistemi dewreye girmiş olur..
 

müttaki

Profesör
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
2,775
Tepkime puanı
75
Puanları
48
Konum
istanbul
Selamün aleyküm @müttaki
İrfani yaklaşımınız akli yaklaşımdan daha ağır basıyor sizi tanıyabildiğim kadar...
islamda "akılcılık" akımına bir rütbe vermek zorunda kalır isek bu rütbe irfanın altında mı olmalı üstünde mi olmalı?

sevgili Ali.. irfani olan şey aynı zamanda akla da uygun makul olandır.
irfan aklın süzgecidir diyelim.

biz akıl dendiğinde "akılcı" zümrelerin algıladığı gibi algılamıyoruz.
Allah aklı yarattığında O'na gel dedi geldi. git dedi gitti. sonra Allah dediki ben kendime senden
daha sevgili olan başka birşey yaratmadım.

bu şöyle de ifade edilmiş. Allah ismi ulu'dur emri tutan kul'udur(aklıdır)
bakın Allahın rahmetinden yüzçevirenler hep akılsızlar olmuştur.

akılcılar zümresi ise kendi zanlarına dayandırırlar. dayanacağımız şey kendi aklımız olmamalı.
 

alı

Yeni
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,784
Tepkime puanı
51
Puanları
0
Son paragraf yorumlama zaafiyetini çok iyi açıklamış @müttaki.
zan ile doğru arasında bir denge tutturamıyoruz. Günümüzün denge anlayışı kendi doğrulaırımızın mutlak doğru ölçeğinde tartılmadan, mutlak doğru kabul etmemizden kaynaklanıyor. Bölünmelerin bu kadar keskin olmasının en büyük nedeni bu olsa gerek...

Akıl ile ilgili olan kıssayı Hz Ali nin tanımlaması olduğunu okumuştum. Bunun için ayrıca teşekkür ediyorum.
Soruma gelince;
Renklerin bir anlamı varmıdır? Renkler irfani düşünce sisteminde neyi anlatır bize?
 

müttaki

Profesör
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
2,775
Tepkime puanı
75
Puanları
48
Konum
istanbul
İyi yaptınız hatta öteki mesajı da atabiliriz buraya =)

Ewet herkes anlayışı ve farkındalığı nisbetinde anlar fakat sizin o ilk mesajınızda dediğiniz gibi birilerinin daha iyi anlıyor olabileceği bi yana belli kişilerin karşısında diğer birilerinin onlar kadar anlayamayacağı denirse ki deniyor işte burda iş değişir ve sizin de değindiğiniz kast, ruhbanlık sistemi dewreye girmiş olur..

evet bunun için kıldan ince kılıçtan keskin denilen sırat köprüsü var.
yunus da diyorya varıp üzerine evler kurasım gelir. neyse konuya gelelim.

bu dünya da kör olan Ahirette de kör'dür. peki bu dünyada nasıl
göreceğiz. efendimiz mümin müminin aynasıdır buyurmuş.
yani bir mümin insan mümin Allahın aynasıdır. mümin insan
mümin insanın aynısıdır.

işte kast denilen bir sistem varsa bu kastı biz değil Allah koymuş.
bu Allahın kastı. bizim değil. biz buna kast değil Allah'ın erkanı diyoruz.
yani belli bir erkan üzerine tekamül vardır.

sekiz cennet mertebesi de bir kasttır, diyebilirmiyiz.
dersek te bu bizim değil Allahın kastıdır.
 

müttaki

Profesör
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
2,775
Tepkime puanı
75
Puanları
48
Konum
istanbul
Son paragraf yorumlama zaafiyetini çok iyi açıklamış @müttaki.
zan ile doğru arasında bir denge tutturamıyoruz. Günümüzün denge anlayışı kendi doğrulaırımızın mutlak doğru ölçeğinde tartılmadan, mutlak doğru kabul etmemizden kaynaklanıyor. Bölünmelerin bu kadar keskin olmasının en büyük nedeni bu olsa gerek...

Akıl ile ilgili olan kıssayı Hz Ali nin tanımlaması olduğunu okumuştum. Bunun için ayrıca teşekkür ediyorum.
Soruma gelince;
Renklerin bir anlamı varmıdır? Renkler irfani düşünce sisteminde neyi anlatır bize?

sevgili Ali anlamı derken herşeyin bize hatırlattığı bir anlam var.
bunu sen biliyorsundur da bilmeyenler için söyleyelim.

mesela yunus emrem çiçeği konuşturur.
sordum sarı çiçeğe rengin neden sarıdır.
çiçek ey dür derviş baba ölüm bana yakındır.
yani sarı ölmezden evvel ölmeyi sararıp solmayı hatırlatır.

yeşil cennet rengidir. hızırı baharı yeniden dirilişi hatırlatır.
kırmızı tutkuyu aşkı ve celali hatırlatır.
hz.Ali kırmızı sarığını giydiğinde etrafındakiler Hz.Ali bugün celalli derlermiş.
beyaz saflığı, hakikati hatırlatır.
kara cismi unsurları hatırlatır.
gece vahdeti, gündüz kesreti.
mavi(muaviye) saltanatı derler.
 

Havas

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
4,432
Tepkime puanı
71
Puanları
0
yunus emrenin namaz kıldığı oruç tutduğu yok bunun şiirlerinde dile getiriyor.nasıl bunu islam ile bağdaştıracağız?harrabiyi nasıl islam ile bağdaştırdığınıda öğrenelim.Adam islamın değerleriyle resmen dalga geçiyor..
Içeriz Sarap

Ey zahit saraba eyle ihtiram
Müslüman ol terk et bu kilükali
Ehline helaldir na-ehle haram
Biz içeriz bize yoktur verbali

Sevaba girmek çün içeriz sarap
Içmezsek oluruz duçar-i azap
Senin aklin ermez bu baska hesap
Meyhanede bulduk biz bu kemali

Kandil geceleri kandil oluruz
Kandilin içinde fitil oluruz
Hakki göstermeye delil oluruz
Fakat kör olanlar görmez bu hali

Sen münkirsin sana haramdir bade
Bekle ki içesin öbür dünyada
Bahs açma HARABI bundan ziyade
Çünkü bilmez haram ile helali

Harabi
 

Fakr

Profesör
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
449
Tepkime puanı
25
Puanları
28
Selam


Daha önce başka bir röportajda bir arkadaşımıza aşağıdaki soruları yöneltmiştim.Size de yöneltmek istiyorum. Cevaplarsanız sevinirim…


1)''Put'' tanımlamanız nedir? Hayatınızda (edindiğiniz)''put(lar)'' var mı?(Yanlış anlaşılmasın tekfir amaçlı sorulmamıştır...)

2)Kişi sınırları koruyarak Allah'ın kendisine verdiği nimetlerden(nimet maddi ve manevidir) faydalanamaz mı? Faydalanması onları ''put'' edinmesi midir?

3)(Genelde) Okuduğunuz kitapların içerikleri nedir?

4)Hangi yazarları okursunuz?

5)Mushafı kaç defa orijinal ve mealinden okudunuz?

6)Okumalarınızı tilavet şeklinde mi yaptınız yoksa diğer iki(tertil-Kıraat) okuma şeklinde de yaptınız mı?

7)Eğer bir alanda uzmanlaşmak isteseydiniz hangi ilim alanında uzmanlaşmak isterdiniz?

8)Kişileri ve olayları/konuları/’’şey’’leri değerlendirir iken ‘’mihenk taşınız’’ nedir?

9)Konularda delil olarak sunduklarınızı araştırma ihtiyacı hissediyor musunuz? Yoksa sadece sizin için önemli olan birisinin söylemesi/kitabında geçmesi yeterli midir?Yeterli diyorsanız Tarihte bazen bir alimin verdiği ictihad/fetva(lar)dan dönüp farklı ictihada/fetva(lar)a uyma örnekleri var.O zaman bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?Burada baz alınacak isim mi yoksa delil midir?

10)’’Melami’’ olduğunuzu! ifade ediyorsunuz. Bu yolu seçmenizde/yürümenizde ki faktörler nelerdir? Bu yolda yürümeyi tercih etmenizin nedeni nedir?

11)Diğer fırkaları kendi kaynaklarından okudunuz mu? Yoksa yol kabul ettiğiniz kişilerin sözleri üzerinden mi değerlendiriyorsunuz?

12)Bu fırkaları/yürüyüşleri değerlendirir iken onları hangi isimle değerlendiriyorsunuz?

13)Size göre Peygamberlerin ana misyonu/mesajı nedir?

14)Size tanımadığınız birisi gelse bana ‘’din’’i tanımlayın dese nasıl tanımlardınız?

15)Tasavvuf ile tarikat aynı mıdır, farklı mıdır? Neden?

16)''Kader''in sırrı nedir?

17)Mü’minun Suresi Ayet 17 ‘yi siz veya güvendikleriniz nasıl yorumluyorsunuz?(Bu soru yol’unuzu anlayıp anlamama adına sorulmuştur. Başka bir nedeni yoktur)

18)İddianız nedir? Gayeniz nedir? Bu iddianızı hayatınızda ne ile/nasıl kanıtlayabilirsiniz?

19)Bir kişinin‘’miracı’’ yaşaması nasıl olur? Miraca nasıl ulaşılır?

20)Peygambere dünyadan sevdirilen 3 şey vardır. Bunlar kadın, güzel koku ve namazın içindeki gözaydınlığı. Peki, size de bunlar SEVDİRİLDİ mi sevdirildi ise bunlar ne anlama gelmektedir?

21)Dost edindiniz mi/Dostunuz var mı?

22)Aşk nedir? Âşık oldunuz mu?

23)İnandığınız Allah’ı ‘’bir cümle’’ ile anlatırmısınız?

24)''Kurban olmak'' ile ''Feda olmak'' aynı mıdır, farklı mıdır? Neden?


25)‘’An’’ ile ‘’zaman’’ aynı mıdır değil midir? Neden?

Selametle…
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
evet bunun için kıldan ince kılıçtan keskin denilen sırat köprüsü var.
yunus da diyorya varıp üzerine evler kurasım gelir. neyse konuya gelelim.

bu dünya da kör olan Ahirette de kör'dür. peki bu dünyada nasıl
göreceğiz. efendimiz mümin müminin aynasıdır buyurmuş.
yani bir mümin insan mümin Allahın aynasıdır. mümin insan
mümin insanın aynısıdır.

işte kast denilen bir sistem varsa bu kastı biz değil Allah koymuş.
bu Allahın kastı. bizim değil. biz buna kast değil Allah'ın erkanı diyoruz.
yani belli bir erkan üzerine tekamül vardır.

sekiz cennet mertebesi de bir kasttır, diyebilirmiyiz.
dersek te bu bizim değil Allahın kastıdır.

Sewgili müttaki üstünlük takvadadır elbet, insanların bazı gerçekleri ters yüz ettiğide bi gerçek, benim "kast" ettiğim ise oldukça açık (sonu kafiye olmadı ama =) ) biliyorum bu sorulara biraz temkinli yaklaşıyorsunuz amacım üstünüze gelmek değil sadece hakkın içinden batıl oluşturulup hakkı onun üzerine giydirilmesi gerçeğinin de varolduğunu sizden duymak istemiştim..Başka sorulara geçelim inş. ortadoğuda yaşananlar hakkında ne düşünüyorsunuz??
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
Sewgili @Fakr bu sorularla röportajı 1 sene uzatabiliriz =)
 

müttaki

Profesör
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
2,775
Tepkime puanı
75
Puanları
48
Konum
istanbul
Sewgili müttaki üstünlük takvadadır elbet, insanların bazı gerçekleri ters yüz ettiğide bi gerçek, benim "kast" ettiğim ise oldukça açık (sonu kafiye olmadı ama =) ) biliyorum bu sorulara biraz temkinli yaklaşıyorsunuz amacım üstünüze gelmek değil sadece hakkın içinden batıl oluşturulup hakkı onun üzerine giydirilmesi gerçeğinin de varolduğunu sizden duymak istemiştim..Başka sorulara geçelim inş. ortadoğuda yaşananlar hakkında ne düşünüyorsunuz??

verda. birşeylerin taklidinin olması aslının olduğunun delili değilmidir. elbette nadir olan bir güzelliğin
taklitleri de olacaktır buna engel olamayız. taklitleri var diye aslını da yok sayamayız. biz sadece bu yönünü
yok saymayalım demek istedik.

ortadoğu meselesi binlerce yıllık bir gelişmenin sonucu. bir anda düzelecek gibi değil.
biz ilmi/aklı/araştırmayı terkettik. batı bunlara sahip çıktı. şimdi bizim değerlerimizle bize
tahakküm kuruyorlar. ve biz hala bunun yerine birbirimize düşüyorsak bunun sorumlusu
bizden başkası değildir.
yani bizim bize yaptığımızı biz kendimize reva görüyorsak batının bu topraklara reva gördüğüne
ne diyebiliriz. her aydınlanma bazı sıkıntılardan sonra ortaya çıkar. inşallah bu sıkıntılar ortadoğuya
aydınlanma ilacına yönelmeye sebep olur. selametle
 

müttaki

Profesör
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
2,775
Tepkime puanı
75
Puanları
48
Konum
istanbul
Selam


Daha önce başka bir röportajda bir arkadaşımıza aşağıdaki soruları yöneltmiştim.Size de yöneltmek istiyorum. Cevaplarsanız sevinirim…


1)''Put'' tanımlamanız nedir? Hayatınızda (edindiğiniz)''put(lar)'' var mı?(Yanlış anlaşılmasın tekfir amaçlı sorulmamıştır...)

2)Kişi sınırları koruyarak Allah'ın kendisine verdiği nimetlerden(nimet maddi ve manevidir) faydalanamaz mı? Faydalanması onları ''put'' edinmesi midir?

3)(Genelde) Okuduğunuz kitapların içerikleri nedir?

4)Hangi yazarları okursunuz?

5)Mushafı kaç defa orijinal ve mealinden okudunuz?

6)Okumalarınızı tilavet şeklinde mi yaptınız yoksa diğer iki(tertil-Kıraat) okuma şeklinde de yaptınız mı?

7)Eğer bir alanda uzmanlaşmak isteseydiniz hangi ilim alanında uzmanlaşmak isterdiniz?

8)Kişileri ve olayları/konuları/’’şey’’leri değerlendirir iken ‘’mihenk taşınız’’ nedir?

9)Konularda delil olarak sunduklarınızı araştırma ihtiyacı hissediyor musunuz? Yoksa sadece sizin için önemli olan birisinin söylemesi/kitabında geçmesi yeterli midir?Yeterli diyorsanız Tarihte bazen bir alimin verdiği ictihad/fetva(lar)dan dönüp farklı ictihada/fetva(lar)a uyma örnekleri var.O zaman bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?Burada baz alınacak isim mi yoksa delil midir?

10)’’Melami’’ olduğunuzu! ifade ediyorsunuz. Bu yolu seçmenizde/yürümenizde ki faktörler nelerdir? Bu yolda yürümeyi tercih etmenizin nedeni nedir?

11)Diğer fırkaları kendi kaynaklarından okudunuz mu? Yoksa yol kabul ettiğiniz kişilerin sözleri üzerinden mi değerlendiriyorsunuz?

12)Bu fırkaları/yürüyüşleri değerlendirir iken onları hangi isimle değerlendiriyorsunuz?

13)Size göre Peygamberlerin ana misyonu/mesajı nedir?

14)Size tanımadığınız birisi gelse bana ‘’din’’i tanımlayın dese nasıl tanımlardınız?

15)Tasavvuf ile tarikat aynı mıdır, farklı mıdır? Neden?

16)''Kader''in sırrı nedir?

17)Mü’minun Suresi Ayet 17 ‘yi siz veya güvendikleriniz nasıl yorumluyorsunuz?(Bu soru yol’unuzu anlayıp anlamama adına sorulmuştur. Başka bir nedeni yoktur)

18)İddianız nedir? Gayeniz nedir? Bu iddianızı hayatınızda ne ile/nasıl kanıtlayabilirsiniz?

19)Bir kişinin‘’miracı’’ yaşaması nasıl olur? Miraca nasıl ulaşılır?

20)Peygambere dünyadan sevdirilen 3 şey vardır. Bunlar kadın, güzel koku ve namazın içindeki gözaydınlığı. Peki, size de bunlar SEVDİRİLDİ mi sevdirildi ise bunlar ne anlama gelmektedir?

21)Dost edindiniz mi/Dostunuz var mı?

22)Aşk nedir? Âşık oldunuz mu?

23)İnandığınız Allah’ı ‘’bir cümle’’ ile anlatırmısınız?

24)''Kurban olmak'' ile ''Feda olmak'' aynı mıdır, farklı mıdır? Neden?


25)‘’An’’ ile ‘’zaman’’ aynı mıdır değil midir? Neden?

Selametle…





selam fakr

1-2:) put edinmek demek birşeyi var oluş amacından farklı bir amaç için kullanmaktır.
bize göre en büyük put ilimdir. çünkü bütün putlar ilim ile kullanılır.
mal mülk bütün bunlar var oluş amaçlarından farklı bir amaç için kullanılıyorsa birer puttur.
bütün nimetler Allah'ın onları var ediş sebebi ile faydalanıldığı müddetçe bunlara put diyemeyiz.

3-4:) okuduğumuz kitaplar ile ilgili bir yazı yazmıştık. tasavvufi, psikolojik, veya ilgili ilgisiz seçmece
romanlar. farklı olan şeylere bir gözatarım. bunu tek tip olmamak adına Allah'ın ne kadar rekli bir
kainat halk ettiğini unutmamak için herkesi olduğu gibi kabullenmek için yapıyorum sanırım.
belli başlı takip ettiğim bir yazar yok galiba.

5-6:) mushaf meailini ilk defa 20'li yaşlarımda üniversiteye giderken okudum sonra mealini ezberlemeye
çalıştım. bir kaç sure ezberledim sonra tekrar etmeyince unutuluyor. fakat internet sitelerinden
düzenli orjinal-mealli kelime kelime anlamına bakarak araştırmaya çalışıyoruz. her seferinde buda mı varmış
dediğim bilgilere rastlıyorum.

7-) sanırım bütün ilimlerde uzmanlaşmak isterdim :) insanlık ilmi, kendini bilmekte uzmanlaşmak isteriz.

:cool: kişileri olayları değerlendirirken miheng taşımız elbette Allah ve resülüdür.
fakat herkesin kendince bir Allah ve resül tanımlaması var. bu konuya 13.sorudan devam edelim.

9-) konularda sunduğumuz delillerden faydalanmışsak bunu paylaşırım. eğer fayda görmemişsem paylaşmam.
zaten tüm paylaşımlarımda faydalanmak/ yaşanmışlık/deneyim öncelikle önem verdiğim bir konu.

10-11-12) O'nun kalbi kaymadı ve sapmadı. insan bir yola girdiğinde nelerle karşılacaşağını bilmez.
bizde bu yola girdiğimizde ne ile karşılaşacağımızı biz seçmedik. mesela bu forumda kimlerin olacağına
kimlerin neler yazacağına biz karar vermiyoruz. hatta bir insan kendi çocuğunun bile nasıl biri olacağına
karar veremiyor. herşey bizim kontrolümüzden çok Allahın kontrolünde. bunu böyle kabulleniyoruz.
sadece bizim kalbimiz bu yoldan hiç kaymadı ve sapmadı.
diğer fırkalar derken her insanın bir fıtratı yapısı var. herkes kendi fıtratına uygun bir yere aidiyet hisssediyor.
bunlara saygı duyuyoruz. fakat bize göre insan aidiyetten öteye bir aidiyet bulmalı.

13:) peygamber'in ana misyonu elimizden tutup bizi hakkın huzuruna götürmektir.
o bir kılavuz bir yol göstericidir. eğer peygamberler kıssaları anlatılıyorsa, bunlar birer menkıbeden çok
bizi bize anlatan bizim iç dünyamızda ki değerlerdir diye bakıyoruz. her peygamber bizim iç dünyamızda
(enfus) bizim iyi yönlerimizdir. peygamberlere inanmak demek iç dünyamızda yaşadığımız sıkıntılardan
bizi aydınlığa çıkaracak olandan emin olmak demektir.
mesela nuh a.s. tufan meselesi. büyük bir sıkıntı yaşadığımızda bu sıkıntılar bir tufan gibi her yerden bize
dalgalarıyla vurduğunda bizim sığınacağımız bir gemimiz var mı. bize bu sıkıntıdan geçirecek bir gemi nasıl
bir gemidir.
eğer bir kişi bu konuları içselleştirmediyse iman etsede öncekilerin masalı diyenler gibi inanır fakat bunu
kendisine söyleyemez.

14:) tanımadığım biri din'i tanımla derse kendisini tanıtmasını isterim. O'nun beni benim O'nu tanımam
dindir.

15:) tasavvuf şeriat-tarikat-hakikat-marifet bütünlüğüdür. tarikat bunun içinde bir idrak seviysidir.
bu seviyeleri ifade eden menkıbeler var. bunu bir bütünlük içinde yaşamaksa tasavvuftur.

16:) biz hiçbirşeyi sır olarak görmüyoruz. sadece herşey ehline söylenir.
bir çocuk için et sır'dır. dişleri çıkınca O'na et yedirilir. çocuğa et verirsen tükürüp atar. yada boğazına
takılır. allah muhafaza boğulur. kader sırrını gazinin bir sözüyle ifade edelim. "aradığın KUDRET
damarlarında akan asil KAN'da mevcuttur."
her insan Allah'ın yarattığı asil bir mevcuttur.

17:) sizin üzerinizde yedi yol yarattık. biz yaratmaktan gafil değiliz.
bize göre insan'ın yaratılış mertebesinin yedi mertebe ile gerçekleştiğini ifade ediyor.
tabi bu söz ayakta tutulacak bir söz. bu söz nerede yaşanılabilir.
rahman olan kuranı nerede öğretecek, nasıl insanı halk edecek.
ervah-ı alem bizce bu alem. bütün bunlar burada yaşanacak.

18:) bizim bir iddiamız yok. biz kendimizi kendimize kanıtladığımızda herşey hallolmuş olur.
bir insan'ı kurtaran bütün insanlığı kurtarmış gibidir. kendimi kurtarsam yeter.

19:) mirac meselesini 13.soruda paylaştık. peygamberlerin bize kılavuzluğu miractır.
peygamberlere iman eden herkes miractadır.

20:) peygambere sevdirilen 3 şey. kadın, gözümün nuru namaz ve güzel koku.
güzel koku rahman kokusudur. efendimiz rahmanın kokusu yemenden geliyor buyurur.
yanımda ki yemen kadar uzak yemendeki yanımdan yakın. güzel koku kişinin bir dosta duyduğu muhabbettir
kadın konusu edilgen olmasıdır. kainatta ki herşey edilgendir. anaçtır. doğurgandır.
eğer bizler hakka dair konulara gebe oluyorsak onları alıp rahmedip rahmete ulaşıyorsak bizde
kadını sevmiş oluruz.
gözümün nuru namaz. ise bize göre bizi seven kul'umuzun gören gözü, yürüyen ayağı tutan eli olurum
sözünü ifade eden bir konudur. çünkü kul Hiç'tir. buna bazı erenler şöyle der: insan hakkın bineğidir.

21:) dost edindim mi. buna çalışıyorum. inşallah birgün bunu kendime ispat ederim.

22:) aşık oldum mu. bize göre Aşk kişinin fevk'idir. Allah yaratmaktan gafil değildir.
aşık oldum diyemem amma Aşk'ın içinde olduğumu biliyorum.

23:) inandığım Allah yaşadıklarım ve yaşayacaklarımdır.

24:) kurban olmak kişinin Allah ile olan ilişkisi, fedakarlık ise kişinin kişilerle olan ilişkisidir.
şöyle diyelim Allaha kurban olmayan kula fedakarlık yapamaz.

25:) zaman Allah'ın elinde dürülüdür. bize göre bu dürülüş an'dır.

aslında her konu üzerinde çokça paylaşımda bulunulacak bir konu. genede hülasa paylaşımımızı
kabul buyrunuz.

selametle
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
Soruları başa ekledim ki insanlar sürekli bir önceki sayfaya gitmesin =)
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
Sn müttaki kişi istidatı gereği mi hakkı tanır yoksa istidatını kuvvetlendirme durumu mudur varedene teslimiyet?
 

Fakr

Profesör
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
449
Tepkime puanı
25
Puanları
28
Selam Muttaki

Sorularıma kendi duruşunuzu/inancınızı/yorumunuzu yansıttınız ve cevaplar verdiniz… Sorularıma cevap verme inceliğini gösterdiğiniz için teşekkür ederim…


Selametle…
 

müttaki

Profesör
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
2,775
Tepkime puanı
75
Puanları
48
Konum
istanbul
Sn müttaki kişi istidatı gereği mi hakkı tanır yoksa istidatını kuvvetlendirme durumu mudur varedene teslimiyet?

sorumluluk ergenlik ile başlıyor. çünkü istidat ergenlikten sonra ortaya çıkıyor.
istidatı belirleyen koşullar çevre, zaman, imkan ile ilgilidir.
eğer dağlık bir hindistan köyünde dünyaya gelseydik o bölgeye uygun istidatlar edinirdik,
o bölgenin dili ile iletişim kurar, o bölgenin değerleri ile değerler edinirdik.
istidatlar hakkı tanımakta zemindir. çünkü her bölgenin değerleri, dili, ihtiyaçları kısaca
her bölgenin hakkı bölgeye göre oluşur.
buna şöyle bir misal verelim. bir işçi'nin hakkı avrupada onbin euro'dur, türkiyede bin euro'dur,
çinde 100 euro'dur. hakkı belirleyen şartlardır.

eğer şartlar gelişirse, bölgeler arası farklar ortadan kaldırılırsa, iletişim ve imkan denkliği her yere
yayılırsa istidatlar da ortaklaşır.

istidatların gelişimi hakkı tanımaktan ziyade hakkı mutlak otorite yapmak için gereklidir.
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
sorumluluk ergenlik ile başlıyor. çünkü istidat ergenlikten sonra ortaya çıkıyor.
istidatı belirleyen koşullar çevre, zaman, imkan ile ilgilidir.
eğer dağlık bir hindistan köyünde dünyaya gelseydik o bölgeye uygun istidatlar edinirdik,
o bölgenin dili ile iletişim kurar, o bölgenin değerleri ile değerler edinirdik.
istidatlar hakkı tanımakta zemindir. çünkü her bölgenin değerleri, dili, ihtiyaçları kısaca
her bölgenin hakkı bölgeye göre oluşur.
buna şöyle bir misal verelim. bir işçi'nin hakkı avrupada onbin euro'dur, türkiyede bin euro'dur,
çinde 100 euro'dur. hakkı belirleyen şartlardır.

eğer şartlar gelişirse, bölgeler arası farklar ortadan kaldırılırsa, iletişim ve imkan denkliği her yere
yayılırsa istidatlar da ortaklaşır.

istidatların gelişimi hakkı tanımaktan ziyade hakkı mutlak otorite yapmak için gereklidir.

Ewet şartlar başlangıçta belirleyici/şekillendirici unsur taşısa da birebir öyle olması/kalması gerektiği haksızlık olur bunu en güzel peygamber yaşamları açıklar diye düşünmekteyim
 

müttaki

Profesör
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
2,775
Tepkime puanı
75
Puanları
48
Konum
istanbul
Ewet şartlar başlangıçta belirleyici/şekillendirici unsur taşısa da birebir öyle olması/kalması gerektiği haksızlık olur bunu en güzel peygamber yaşamları açıklar diye düşünmekteyim

bu konuda söylemek istediğimiz şeyler vardı sanırım sırası geldi.

t.c. bütçe gideri yıllık 250 milyar lira

kişi başı gider= 250 milyar/ 80 milyon = yaklaşık yıllık 3000 tl
devlet yeni doğan çocuk emekli dahil kişi başına 3000 tl topluyor
giderlerini karşılamak için.
bunu çalışanlara oranlarsak 250 milyar/30 milyon = 8.000 tl olur

bizansmıydı/sasanimiydi. bir devlet başkanı hz.ömeri ziyarete gelir
O'nu bir köşeye çekilmiş istirahat ederken görür.
biz saraylar içinde bunca koruma ile bu kadar rahat uyuyamazken
bu kişi herkesin ulaşabileceği bir köşede rahatça istirahat edebiliyor der.

bu düzeni kuran kurucular düzeni sermaye üzerine kurdular.
başka bir düzeni kuran kurucularsa emek üzerine kurdu.
halbuki düzen sermaye/emek üzerine değil insanlık değerleri üzerine
inşa edilmeli. bilim üzerine, paylaşım üzerine, ahlaklılık üzerine.
eğer böyle olursa peygamberlerin düzeni kurulmuş olur.
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
Sn müttaki size de sormak istiyorum, hz. Ali'nin "ilim bir nokta idi onu cahiller çoğalttı" sözünü nasıl değerlendirmeliyiz?
 

alı

Yeni
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,784
Tepkime puanı
51
Puanları
0
@Verda bu sözün başka şekilde olduğunu hatırlıyorum.
"Doğru tek bir nokta idi onu cahiller ve hırs sahipleri çoğalttı"
Yoksa yanılıyormuyum?
Selametle...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst