NEBİLER SİLSİLESİ ( KURAN'I KERİM IŞIĞINDA ) (Osman nuri topbaş hoca efendinin kaleminden )
HAZRET-İ ÂDEM a.s.
Ezelde Allâh - celle celâlühû- yalnız kendisi mevcûd iken bilinmeyi murâd edip yüce sıfatlarının ve esmâ-yı ilâhiyesinin tecellîsi ile bu kâinâtı yaratmıştır.
Cenâb-ı Hakk'ın bilebildiğimiz veya bilemediğimiz bütün ilâhî sıfatlarının en fazla tezâhür ettiği üç tecellî mekânı vardır:
a. Kâinât
b. Kur'ân-ı Kerîm
c. İnsan
Kâinât, esmâ-yı ilâhiyenin fiilî, Kur'ân-ı Kerîm ise kelâmî bir tezâhü*rüdür. Diğer bir ifâdeyle Kur'ân-ı Kerîm, kelâm sûretine bürünmüş bir kâinâttır.
İnsan ise, o kâinâtın bir özü, tohumu gibidir. Çünkü Allâh'ın hemen hemen bütün sıfatların*dan az veya çok nasîb almış tek varlık odur. Ve onun “eşref-i mahlûkât” olarak zik*redilmesinin sebebi de budur. Ancak onda Mudill 1, Mütekebbir 2 ve benzeri celâlî sıfatla*rın yanında Hâdî 3, Rahmân , Rahîm ve benzeri cemâlî sıfatların tecellîsi de bulunduğun*dan, insan hayra da şerre de fıtraten meyyâldir. Zîrâ âyet-i kerîmede şöyle buyrulmuştur:
“Nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilhâm edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu günah ve isyanlarla kirleten de elbette ziyan etmiştir.” (eş-Şems, 7-10)
HAZRET-İ ÂDEM a.s.
Ezelde Allâh - celle celâlühû- yalnız kendisi mevcûd iken bilinmeyi murâd edip yüce sıfatlarının ve esmâ-yı ilâhiyesinin tecellîsi ile bu kâinâtı yaratmıştır.
Cenâb-ı Hakk'ın bilebildiğimiz veya bilemediğimiz bütün ilâhî sıfatlarının en fazla tezâhür ettiği üç tecellî mekânı vardır:
a. Kâinât
b. Kur'ân-ı Kerîm
c. İnsan
Kâinât, esmâ-yı ilâhiyenin fiilî, Kur'ân-ı Kerîm ise kelâmî bir tezâhü*rüdür. Diğer bir ifâdeyle Kur'ân-ı Kerîm, kelâm sûretine bürünmüş bir kâinâttır.
İnsan ise, o kâinâtın bir özü, tohumu gibidir. Çünkü Allâh'ın hemen hemen bütün sıfatların*dan az veya çok nasîb almış tek varlık odur. Ve onun “eşref-i mahlûkât” olarak zik*redilmesinin sebebi de budur. Ancak onda Mudill 1, Mütekebbir 2 ve benzeri celâlî sıfatla*rın yanında Hâdî 3, Rahmân , Rahîm ve benzeri cemâlî sıfatların tecellîsi de bulunduğun*dan, insan hayra da şerre de fıtraten meyyâldir. Zîrâ âyet-i kerîmede şöyle buyrulmuştur:
“Nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilhâm edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu günah ve isyanlarla kirleten de elbette ziyan etmiştir.” (eş-Şems, 7-10)