Niye Korkulur Hristiyanlıktan?

cihad38

Profesör
Katılım
4 Nis 2013
Mesajlar
1,087
Tepkime puanı
18
Puanları
0
yorumların hepsini okumadım ama bu mesihçi müslüman mahallesinde salyangoz mu satmaya çalışıyor,derdi neymiş,siyonistlik görevimi yapıyor,
ne istiyor,.
müslüman kardeşlerimden konuyu bilen kısaca yazabilir mi ?
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
yorumların hepsini okumadım ama bu mesihçi müslüman mahallesinde salyangoz mu satmaya çalışıyor,derdi neymiş,siyonistlik görevimi yapıyor,
ne istiyor,.
müslüman kardeşlerimden konuyu bilen kısaca yazabilir mi ?

Siyonist, mason bir de illuminaticiymiş mesihçi. Salyangoz, börtü böcek ne bulursa satıyor.
 

Muminaga

Yeni
Katılım
19 Ara 2006
Mesajlar
8,208
Tepkime puanı
989
Puanları
0
İslam ne kadar Arapların ay tanrıçasına dayanıyorsa, Hristiyanlık da o kadar zeusa dayanır...
İslam ne kadar Arapların ay tanrıçasına dayanıyorsa,
çok saçma ve çok bilgisizce bir ifade.
İslam öncesi cahilliye devrinde araplar ay tanrısı ve üç kızı lat, uzzat ve mannat 'ın ilah olduklarına inanıyor ve heykellerine tapınıyorlardı. İslam putperestliği ret eder.
İslamda dünyanın uydusu ay'ı kutsayan bir ifadeye rastlayamazsınız. Ay'ın ikiye bölünmesini anlatan Kur-an ayeti, cahiliye devrinde ayı kutsayan ve ilah olarak sunan cahilliye dönemimin putperestliğe dayanan hükmünün ortadan kaldırdığını ay'ın ikiye bölünmesi şeklinde müjdeler.


İslamda İmanın 6 şartından ilki : Allahın bir'liğine inanmaktır.
İslamın 5 şartından ilki : Allah c.c 'tan başka ilah olmadığına ve Resullah s.a.v 'ın Allah'ın elçisi olduğuna inanmaktır.


La ilahe illallah. Allah'tan başka tapılacak ilah yoktur, onun eşi benzeri ve ortağı yoktur. Bu tehvid inancını hıristiyanlıkta bulamazsınız.
Teslis inancına yer veren hıristiyanlık 3 tanrısal erk, güç ve müktedirliğe yer vermiştir.
tahrif edilmiş hıristiyanlık ile İslamiyetin Allah'a olan inancı arasında zerre kadar benzerlik yoktur.
Hıristanlığın ortaya çıkışından yaklaşık 350 yıl sonra hıristiyanlık sil baştan düzenlenmiştir.
Hristiyanlık da o kadar zeusa dayanır...
Kıta avrupasının tüm güneyi boyunca antik çağ yunan inancı hakim olmuştur. Ege'de yeni yeni yayılmaya başlayan hıristiyanlık gittiği bölgelerde yaşayan insanların eski dini inançlarıyla karşılaşmış onlarla bir çeşit uzlaşma yollarını denemiştir. Zeus'un yerine Tanrı baba, hıristiyanların bugün Rab İsa dedikleri Hz.İsa'yı Tanrının oğlu (zeusun oğlu) konumuna getirecek şekilde bir incil tahrifatı ve düzenlemesi getirilmiştir. Mısır'ın bugün kü hıristiyan kıpti'lerin ta o dönemlerde bizans ve romalı hıristiyanları kafirlikle suçlamaları da işte bu sebeplere dayandırılmaktadır.
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
arkadas(mahabad) dogru söylemis, hristiyanligi pagan halklara isindirmak icin onlarin inanclarina uygun yorumlamislar.
Bir nevi sentez olmus. Buna bariz bir örnek olarak 24. Aralikta Noelin kutlanmasini gösterebiliriz. Blindigi gibi 24. aralik Roma devletinde
günes tanricasina atfedilen bir bayram günüydü. Her nekadar mesihci bey bunu kabul etmeyecek olsada bu tartisma götürmez bir gercekdir.
Bunu bizzat hristiyan dini görevlilier söylüyor.
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
çok saçma ve çok bilgisizce bir ifade.
İslam öncesi cahilliye devrinde araplar ay tanrısı ve üç kızı lat, uzzat ve mannat 'ın ilah olduklarına inanıyor ve heykellerine tapınıyorlardı. İslam putperestliği ret eder.
İslamda dünyanın uydusu ay'ı kutsayan bir ifadeye rastlayamazsınız. Ay'ın ikiye bölünmesini anlatan Kur-an ayeti, cahiliye devrinde ayı kutsayan ve ilah olarak sunan cahilliye dönemimin putperestliğe dayanan hükmünün ortadan kaldırdığını ay'ın ikiye bölünmesi şeklinde müjdeler.


İslamda İmanın 6 şartından ilki : Allahın bir'liğine inanmaktır.
İslamın 5 şartından ilki : Allah c.c 'tan başka ilah olmadığına ve Resullah s.a.v 'ın Allah'ın elçisi olduğuna inanmaktır.


La ilahe illallah. Allah'tan başka tapılacak ilah yoktur, onun eşi benzeri ve ortağı yoktur. Bu tehvid inancını hıristiyanlıkta bulamazsınız.
Teslis inancına yer veren hıristiyanlık 3 tanrısal erk, güç ve müktedirliğe yer vermiştir.
tahrif edilmiş hıristiyanlık ile İslamiyetin Allah'a olan inancı arasında zerre kadar benzerlik yoktur.
Hıristanlığın ortaya çıkışından yaklaşık 350 yıl sonra hıristiyanlık sil baştan düzenlenmiştir.

Kıta avrupasının tüm güneyi boyunca antik çağ yunan inancı hakim olmuştur. Ege'de yeni yeni yayılmaya başlayan hıristiyanlık gittiği bölgelerde yaşayan insanların eski dini inançlarıyla karşılaşmış onlarla bir çeşit uzlaşma yollarını denemiştir. Zeus'un yerine Tanrı baba, hıristiyanların bugün Rab İsa dedikleri Hz.İsa'yı Tanrının oğlu (zeusun oğlu) konumuna getirecek şekilde bir incil tahrifatı ve düzenlemesi getirilmiştir. Mısır'ın bugün kü hıristiyan kıpti'lerin ta o dönemlerde bizans ve romalı hıristiyanları kafirlikle suçlamaları da işte bu sebeplere dayandırılmaktadır.


Bence de çok saçma ve bilgisizce bir ifade. İslam'ın ay tanrısıyla ne alakası var? 300 küsür sözde tanrının babası Allah değil midir putperest Arap inancında? Şimdi bunu ele alıp İslam'ı oraya mı bağlayalım. Hristiyanlık da aynı şekilde hiç bir pagan inanca müsamaha göstermediği gibi uyum da sağlamamıştır.

25 Aralık gününün uydurulmuş bir tarih olduğunu ve romalıların tanrıları dahil herhangi bir şeyi ifade edebileceğini daha önceden de söyledim. Gerçekte noeli kimsenin bilmediğini zaten söyledim. Doğu kiliseleri ise Noel'i 25 Aralıkta değil 7 Ocak ta kutlar dedim. 7 Ocak kimin tanrısının hangi haltı yediği gün acaba? Noel diye bir şey inançta yoktur. Bir gelenektir. İsa anılır ve ibadet edilir. Kötü bir şey yapılmadığı için hoş görülür dedim. Ama kime dedim. Ha duvara dedim ha zevata dedim...

Hristiyanlığı bir mısır tanrılarına, bir romaya, bir yunana bağlarsınız. Hangisine bağlarsanız diğerlerini masumlaştırırsınız. Tarihte Hristiyanların birbirini imansızlıkla suçladığı çok olmuştur. Bazen de haklıdırlar. Ancak ne Kıptiler ne Süryaniler Ne Yahudi kökenliler ne Avrupalılar ne de Hristiyanlığın merkezi olan Anadolulu kiliseler temel inançlar konusunda anlaşmazlık içinde değildirler. Hepsi 3 lü birlik inancına sahiptir. Olur olmaz söyleniyorsunuz. Bu ateist tezlerini bırakın diyorum. Onu da duvara diyorum...
 

cihad38

Profesör
Katılım
4 Nis 2013
Mesajlar
1,087
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Siyonist, mason bir de illuminaticiymiş mesihçi. Salyangoz, börtü böcek ne bulursa satıyor.Siyonist, mason bir de illuminaticiymiş mesihçi. Salyangoz, börtü böcek ne bulursa satıyor.

iyi o halde,bunu şimdiye kadar öğrenmen lazımdı,sen bu ticaretten iflas edersin.
 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,118
Tepkime puanı
1,428
Puanları
113
Konum
Muamma...!
Başlıktaki soruya cevap: "Allah'a (c.c.) ortak koşmak"tan daha çok korkulacak hiçbir şey yoktur bizim için.
 

ehlinimet

Asistan
Katılım
7 Ocak 2013
Mesajlar
409
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Ya hu artık tüm dünya bunlardan bıktı.Kendi memleketlerinde bile bakın neler yapıyorlar.
Image8.gif
"Kilise'nin Milyonlarca Mağdurları İçin İnisiyatif"adı altında örgütlenerek insanları bilinçlendirmeye çalışan, aralarında eski papazların da olduğu bir grup hıristiyan, paneller düzenleyerek, kitapçıklar basarak halkı kiliseye karşı uyandırmaya çalışıyorlar. Kilisenin milyarlarca dolarlık servetine dikkat çeken araştırmayı hazırlayanlar kiliseden kaydınızı sildirin ve kiliseye yardım etmeyin diyorlar. Ve hazırladıkları kitapçıkta İncil'den alıntılar yapıp, kilisenin icraatlarının İncil'e aykırı olduğunu, en büyük sahtekârların papazlar olduğunu belirtiyorlar ve bunların İsa Aleyhisselâm'ın yolundan gitmediklerini yazıyorlar. İsa Aleyhisselâm'ın ve onu takip eden ilk üç yüzyıldaki hıristiyanların yaşantısı ile bugünkü papazların yaşantısının kesinlikle farklı olduğunu, hatta Hazret-i İsa'nın papaz, papa gibi şeyler bırakmadığını söylüyorlar. "Tanrıya evet, kiliseye hayır!" diyorlar. Papazların zina mahsulü çocuk sahibi olduğunu, kilisenin sahte evrak düzenlemek, kara para aklamak, silah ticareti yapmak gibi yollarla büyük gelirler elde ettiğini, medyada parmağı olduğunu yazmaktadırlar. Gerçekten bunlar doğru. Gerçekten bunlar doğru söylüyor.
Bu kilise dedikleri papazlar; İslâm dininin o devirdeki bölücülerinin devamıdır. Zira İsa Aleyhisselâm İslâm dinini tebliğ etmiştir. Ahir son zamanda gelecek Muhammed Aleyhisselâm'ı müjdelemiştir. Bugünkü İncil'de bile bu müjdeye dair ifadeler vardır.
Ancak daha sonra gelen din kurucu bölücü papazlar onun tebliğinde olmayan şeyleri dindenmiş gibi göstererek yeni bir din kurmuşlardır. "Hıristiyan" ismini de bunlara kendileri vermiştir.
"'Biz Hıristiyanız' diyenlerden de söz almıştık." (Mâide: 14)
Bu ilâhi beyanda: "Hıristiyanlardan" ifadesi yerine: "Biz hıristiyanız diyenlerden." ifadesinin kullanılmasının sebebi; bu ismi onların kendi kendilerine verdiklerine işaret etmek içindir.
Nitekim havarilerin "Müslüman" olduklarına Âyet-i kerime'de şöyle işaret ediliyor:
"Havârîlere: 'Bana ve Peygamber'ime iman edin!' diye vahyetmiştim (ilham etmiştim). Onlar da: 'İman ettik, bizim müslümanlar olduğumuza şâhit ol!' demişlerdi." (Mâide: 111)
Bu papazların ise bütün maksatları kendi kurdukları dinin, para düzeninin devam etmesidir. Hakikatin ortaya çıkmasını istemezler. Her fırsatta iftira etmekten çekinmezler.
Bugün nasıl İslâm dininin bölücülerinin en büyük icraatı para toplamaksa bu kiliselerin de en büyük icraatı para toplamaktır. Çok büyük paralara hükmederler. Küresel ekonomide sözü geçecek derecede Karun gibi büyük servetlere sahiptirler.
Dikkat ederseniz bu murdar kâfirlerin küfrünü hoş gören bugünkü İslâm dininin bölücüleri de en büyük parayı toplarlar. Banka kurarlar.
"Kalpleri ne kadar da birbirine benzemiş!" (Bakara: 118)
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
Ya hu artık tüm dünya bunlardan bıktı.Kendi memleketlerinde bile bakın neler yapıyorlar.
Image8.gif
"Kilise'nin Milyonlarca Mağdurları İçin İnisiyatif"adı altında örgütlenerek insanları bilinçlendirmeye çalışan, aralarında eski papazların da olduğu bir grup hıristiyan, paneller düzenleyerek, kitapçıklar basarak halkı kiliseye karşı uyandırmaya çalışıyorlar. Kilisenin milyarlarca dolarlık servetine dikkat çeken araştırmayı hazırlayanlar kiliseden kaydınızı sildirin ve kiliseye yardım etmeyin diyorlar. Ve hazırladıkları kitapçıkta İncil'den alıntılar yapıp, kilisenin icraatlarının İncil'e aykırı olduğunu, en büyük sahtekârların papazlar olduğunu belirtiyorlar ve bunların İsa Aleyhisselâm'ın yolundan gitmediklerini yazıyorlar. İsa Aleyhisselâm'ın ve onu takip eden ilk üç yüzyıldaki hıristiyanların yaşantısı ile bugünkü papazların yaşantısının kesinlikle farklı olduğunu, hatta Hazret-i İsa'nın papaz, papa gibi şeyler bırakmadığını söylüyorlar. "Tanrıya evet, kiliseye hayır!" diyorlar. Papazların zina mahsulü çocuk sahibi olduğunu, kilisenin sahte evrak düzenlemek, kara para aklamak, silah ticareti yapmak gibi yollarla büyük gelirler elde ettiğini, medyada parmağı olduğunu yazmaktadırlar. Gerçekten bunlar doğru. Gerçekten bunlar doğru söylüyor.
Bu kilise dedikleri papazlar; İslâm dininin o devirdeki bölücülerinin devamıdır. Zira İsa Aleyhisselâm İslâm dinini tebliğ etmiştir. Ahir son zamanda gelecek Muhammed Aleyhisselâm'ı müjdelemiştir. Bugünkü İncil'de bile bu müjdeye dair ifadeler vardır.
Ancak daha sonra gelen din kurucu bölücü papazlar onun tebliğinde olmayan şeyleri dindenmiş gibi göstererek yeni bir din kurmuşlardır. "Hıristiyan" ismini de bunlara kendileri vermiştir.
"'Biz Hıristiyanız' diyenlerden de söz almıştık." (Mâide: 14)
Bu ilâhi beyanda: "Hıristiyanlardan" ifadesi yerine: "Biz hıristiyanız diyenlerden." ifadesinin kullanılmasının sebebi; bu ismi onların kendi kendilerine verdiklerine işaret etmek içindir.
Nitekim havarilerin "Müslüman" olduklarına Âyet-i kerime'de şöyle işaret ediliyor:
"Havârîlere: 'Bana ve Peygamber'ime iman edin!' diye vahyetmiştim (ilham etmiştim). Onlar da: 'İman ettik, bizim müslümanlar olduğumuza şâhit ol!' demişlerdi." (Mâide: 111)
Bu papazların ise bütün maksatları kendi kurdukları dinin, para düzeninin devam etmesidir. Hakikatin ortaya çıkmasını istemezler. Her fırsatta iftira etmekten çekinmezler.
Bugün nasıl İslâm dininin bölücülerinin en büyük icraatı para toplamaksa bu kiliselerin de en büyük icraatı para toplamaktır. Çok büyük paralara hükmederler. Küresel ekonomide sözü geçecek derecede Karun gibi büyük servetlere sahiptirler.
Dikkat ederseniz bu murdar kâfirlerin küfrünü hoş gören bugünkü İslâm dininin bölücüleri de en büyük parayı toplarlar. Banka kurarlar.
"Kalpleri ne kadar da birbirine benzemiş!" (Bakara: 118)

İyi de ona bende isyan ediyorum zaten. Katolik kilisesi orada bahsedilen. Elbette İsa Mesih vatikan gibi saçma sapan bir kurum kurmadı ve katolik kilisesi gibi Hristiyanlığın başından beri utanç kaynağı olan o kurumu kurmadı. O kilise zengindir ama fakirlere yardım etmez, papazları çocuklara sarkar. İğrenç bir kurumdan bahsediyoruz. Buna itirazı yok kimsenin.

Havarilerin yazdığı eserler ortadayken nasıl onlara Müslüman diyebiliyorsunuz o kısmı ise hayret uyandırıcı. Hristiyan adı Mesihçi anlamına gelir ve Antakya'da havari Petrus tarafından konmuştur. İsa Mesih'in taktığı bir ad değildir. Ancak durumu açıklar. Bizler Mesihçiyiz. Katolikler geleneklere dayalı bir şeyler inşa etmiştir ama ne Doğu kiliseleri ne de Protestan kiliseleri onların durumunda değildir. Kutsal Kitap'a dayalı kiliselerde sorun yoktur. Hristiyanlık ilk günkü haliyle sağ ve salimdir.
 

Muminaga

Yeni
Katılım
19 Ara 2006
Mesajlar
8,208
Tepkime puanı
989
Puanları
0
Hristiyanlık ilk günkü haliyle sağ ve salimdir.
yapmayın sn. Mesihçi. bu söylediğinize sizde inanıyor musunuz?
Hz.İsa' a.s 'dan sonra Peygamber Efendimiz s.a.v 'in peygamberlikle müjdelenmesine kadar ki zaman dilimi içinde hak din konumunda olan Hıristiyanlığı yaymak için havariler hıristiyanlığın doğduğu yerde tutunamadan coğrafya değiştirmişlerdir. Yani Hz.İsa'ya şahitlik yapan ona komşu olan, O'nunla doğup büyümüş, birlikte yaşamış insanların bulunduğu alandan daha uzaklara göç eden havarilerden söz ediyoruz. Hz.İsa a.s 'a ihanet eden havarinin var olduğunu biliyoruz.

Hıristiyanlık ilk günkü gibi sağ ve salim olması iki şeyden dolayı mümkün değildir.
-İnsan oğluna Yüce Ra'bimiz sayıları binlerce tutan peygamberler gelmiştir. Peygamber gönderilen kavimler çoğunlukla uyarıları dinlememişlerdir. Az veya çok sayıda inananı olduğu durumlarda bile Peygamberlerinin vefatından sonra tekrar atalarının adetlerine uymuşlardır.
-Hıristiyanlık doğduğu topraklardan çok daha uzaklarda M.S 325 yıllarında İznik' te yeniden düzenlenmiştir. İznik konsilinin Hıristiyanlığın temel esaslarını reforme uğratıp, getirdiği düzenlemeler, yaptığı eklemelerden sonra hıristiyanlığın ilk günkü gibi sağ ve salim olduğunu iddia etmek nasıl mümkün olabilir?
 

Mesihçi

Ordinaryus
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
91
Puanları
0
yapmayın sn. Mesihçi. bu söylediğinize sizde inanıyor musunuz?
Hz.İsa' a.s 'dan sonra Peygamber Efendimiz s.a.v 'in peygamberlikle müjdelenmesine kadar ki zaman dilimi içinde hak din konumunda olan Hıristiyanlığı yaymak için havariler hıristiyanlığın doğduğu yerde tutunamadan coğrafya değiştirmişlerdir. Yani Hz.İsa'ya şahitlik yapan ona komşu olan, O'nunla doğup büyümüş, birlikte yaşamış insanların bulunduğu alandan daha uzaklara göç eden havarilerden söz ediyoruz. Hz.İsa a.s 'a ihanet eden havarinin var olduğunu biliyoruz.

Hıristiyanlık ilk günkü gibi sağ ve salim olması iki şeyden dolayı mümkün değildir.
-İnsan oğluna Yüce Ra'bimiz sayıları binlerce tutan peygamberler gelmiştir. Peygamber gönderilen kavimler çoğunlukla uyarıları dinlememişlerdir. Az veya çok sayıda inananı olduğu durumlarda bile Peygamberlerinin vefatından sonra tekrar atalarının adetlerine uymuşlardır.
-Hıristiyanlık doğduğu topraklardan çok daha uzaklarda M.S 325 yıllarında İznik' te yeniden düzenlenmiştir. İznik konsilinin Hıristiyanlığın temel esaslarını reforme uğratıp, getirdiği düzenlemeler, yaptığı eklemelerden sonra hıristiyanlığın ilk günkü gibi sağ ve salim olduğunu iddia etmek nasıl mümkün olabilir?

Havarilerin ve elçilerin müjdelemek için Kudüs'ten çıkmaları İsa Mesih'in emri üzerine gerçekleşmiştir. İhanet eden Yahuda iskaryot bunun ardından intihar etmiştir. İhaneti çarmıhla ilgilidir. İnanç temelli değildir. Anadolu Kudüs'e uzak bir toprak değildir. O günün koşullarında aynı ülke sınırları içindedir. Üstelik aynı bölgededir. Anadoluda çalışan elçiler olduğu gibi İsrail'de çalışmaya devam eden elçiler de mevcuttur. İsa Mesih'in göğe yükselişinin hemen ardından Yuhanna, Petrus, Barnaba gibi çok önemli isimler Antakya'dan başlayarak Anadolu'da ve Kıbrıs'ta çalışmışlardır. Aynı şekilde Suriye'de müjde yayılmıştır. Kudüs kilisesi de tüm canlılığıyla yerinde durmaktadır. Bunu Pavlus'un Yunanistan ve Anadolu'daki kiliselerden Kudüs'teki kiliseye yardım toplamasından anlıyoruz. Bütün bu olaylar ilk yüzyılda yaşanmıştır. Kutsal Kitap'ın Yeni Ahit kısmı bu dönemde yazılıp bitmiştir. İnanç temelleri zaten yerine oturmuştur.

Bunlardan yaklaşık 250 sene sonra toplanan İznik Konsili ise Hristiyanlığı kabul eden ilk Roma İmparatoru Konstantin'in himayesinde İskenderiye kilisesiyle, diğer kiliselerin tartışmalı konuları çözüp tek parça halinde hareket etmesini sağlamak için toplanmıştır. İslam'daki icma kavramına karşılık gelir. Burada Hristiyanlığın temelleri atılmadığı gibi köklü bir değişiklik de yapılmamıştır. Yalnız inanmayanların ayrıntı olarak göreceği bir kaç konu tartışılmıştır. Yaygın kanının aksine imparatorun istekleri de yerine getirilmemiştir. İmparatorun desteklediği taraf tartışmayı kaybetmiştir ve ortak bildiri imparatora rağmen yazılmıştır. İznik konsili sıradan bir toplantıdır ve gereksiz anlam yüklenmiştir. Sebebi ise aşikardır. Masa sallayıp kitap seçilebileceğine inanan bir zihniyetin güçlü hayal alemi...
 

zülcenaheyn

Asistan
Katılım
2 Tem 2013
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Hristiyanlıktan niye korkulur?

Batı'da İslam'dan neden korkulursa ondan.

Yani dejenere olmaktan.
 
Üst