Bir Soru?
Bir fikre davet, Cumhur-u Ulemanın (ALİMLERİN ÇOĞUNLUĞUNUN) kabulüne vâbestedir (BAĞLIDIR). Yoksa davet bid'attır, reddedilir. (Said Nursi, Mektubat, Hakikat Çekirdekleri, sf. 455, Madde 25)
Risale-i Nur Külliyatı Arama Motoru
Bu düstur Risale-i Nur’dan…
Güzel ve Müslümanlara faydalı bir Ehli Sünnet VelCemaat ilkesinin ifadesidir.
Ne deniyor yukarıdaki sözde: Bir davete bakılır: Eğer alimler çoğunluğunun kabul ettiği bir fikir değilse, o fikir bid’attir, yani Dinimizin aslında yokken sonradan türetilmiş reddedilmesi gereken bir düşüncedir. Yani, reddedilmesi gereken o düşünce sahiplerinin varabileceği “hayır” yoktur.
Risale-i Nur’u defalarca okumakla övünen, birbirlerine en az 5 kere külliyatı devirmelisin diye nasihatler veren ve cemaat dışı her muhatablarını satırlarca süren alıntılardan sonra en az bir kere Risale okumaya davet eden Nurculara sormak lazımdır. Sormak lazım ki onların yukarıdaki güzel ölçüyü görmedikleri, fark etmedikleri düşünülemez:
İmdi, “Tarikat devrini kapatan” “Kendilerini Tarikate gerek bırakmayan bir hakikat yolu olarak gösteren” “Said Nursi’yi son ve en büyük Müceddit olarak tanıtan” ve hatta Mücedditlik makamı küçük görünmüş olacak ki birçoklarına “Mehdi-i Azam üstadımızdı, Mehdi bekleyenler boşuna bekler; hasbel kader biri geliverecek olsa Risale’yi program yapmaktan başka çaresi yoktur”, “Nurcular seçilmiş insanlardır”, “Cevşen, Celcelutiyye, Sekine, Ercuze’de nice büyükler üstadımızı ve mesleğimizi överek haber vermişlerdir”, “İslam ile Hıristiyan ruhanileri omuz omuza çalışacak Hz. İsa’ya zemin hazırlayacak” ve saire… diyen Nurcular, hangi Cumhur-u Ulemaya bu görüşleri kabul ettirmişlerdir?
Kabul ettirmemişler ise, neden iddiaların isabetli olamayabileceğini hatırlarına dahi getirmeden bu bayrakları Ümmet-i Muhammed’in meydanına asmışlardır?
Nurculara sormak lazım dedim ama sorunun olması gerektiği gibi cevaplanmayacağından da eminim. İsterseniz deneyin. Yukarıdaki sözde olduğu gibi “Cumhur-u Ulemaya” vurgu yapan Risaleden sayfa sayfa nakillerle sizi ilzam etmeye (susturmaya) kalkacaklar; Risaleye yine Risaleden tonlarca deliller sıralayacaklardır. Yetinmeyecekler, talebelerden üstadları lehinde bir ton hatırayı da önünüze sereceklerdir. Tabii en sonunda Risale’yi okuyun da öyle gelin kardeşim tembihini eklemeyi unutmayacaklardır.
Yoksa “Cumhur-u Ulema”dan kasıt Said Nursi’nin tek başına kendisi midir? Ehli Sünnet dedikleri de Nurculuk mu oluyor?
Değilse, Cumhur-u Ulema'ca kabul görünceye kadar kimi fikirlerin arka plana atılıp temkin ve ihtiyat ile beklemeye alınması gerekmez miydi?