Daha önce, bu forumda şöyle bir yazı yazmıştık:
Nuh Suresi 23. Ayet "Ve dediler ki: Kendi ilahlarınızı bırakmayın; bırakmayın ne Vedd'i, ne Suva'ı, ne Yeğus'u, ne Ye'uk'u ve ne de Nesr'i."
"İlahlarınızı yani putlarınızı yani haşa Allah diye taptığınız heykelleri sakın bırakmayın" diyenler Nuh As.'ın kavminin liderleri, öne çıkanları... Kureyş'in putperest liderleri de aynını demişlerdir.
Vedd, Şit As'dır. Adem As'ın oğlu ve Peygamberdir. Suva, Yeğus, Ye'uk ve Nesr ise Şit As.'ın oğullarıdır ve salih kimselerdir. (Bu isimlerin sevilen krallar ve önderler oldukları da söylenmiştir) Bunlar yaşarken yeryüzünde çok seviliyorlardı. Hepsi vefat edince insanlar uzun zaman arkalarından ağladılar. İblis aleyhilane, insan suretine girerek bunları unutmamaları, sevgilerini taze tutmaları için suretlerini yapıp evlerde saklamalarını teklif etti. Kabul ettiler. İblis aleyhilane, her birinin heykelini yonttu. İlk nesil sadece hatırlamak için bu heykelleri bulundurdular/ziyaret ettiler... Sonraki nesiller ise bu heykellere haşa yaratıcı diye tapmaya başladılar. Bu tapınma teklifi de İblis'ten gelmişti. Böylece yeryüzünde putperestlik başlamış oldu.
Ved ismi verilen heykel, arzda tapılan ilk puttur.
Bu heykeller, Şit As'dan sonra Nuh As. zamanına intikal etti. Bahsi geçen Nuh, 23. Ayeti zaten Nuh As. ve kavminden bahseder. Nuh As.'ın bedduasından sonra tufan kopup Gemiye binen 80 kişiden başka herkesi boğdu. Sular çekilince heykeller çamur altında kaybolup gitti. Ta ki İblis aleyhilane, bu heykelleri Araplara haber verip onları çıkarttırıncaya kadar toprak altında kaldılar. Arap müşrikleri bu heykelleri çıkarıp onlar da Nuh As.'ın kavmi gibi bu putlara taptılar.
Ayet-i Kerimeden çıkarılacak çok ders vardır: Kemalizm dahil İslam coğrafyasında heykelcilikle iştigal eden her rejimin putperest olduklarını, onları bu tapınmaya İblis ve şeytanlarının sevk ettiğini böylece anlamış oluyoruz. (Yıldızlara tapanlar da o yıldızları, haşa ilahlıklarını temsilen heykeller yapmışlardır, neticesi aynı kapıya çıkar: Şirk ve müşriklik...)
İkinci bir ders: Adem As'ın neslinden, bittabi Nuh As.'ın kavminden Allah'a haşa cisim yakıştıran ve Allah'ı haşa melekleriyle beraber arş civarında ikamet ediyor vehmedenler vardı. İblisin heykelciklerini ilah olarak benimsemelerini bu felsefe kolaylaştırmıştır. Madem Allah Teala, her yaratık gibi cisim sahibidir (haşa), madem arş civarında bulunabiliyor (haşa), öyleyse neden bu heykelciklerin içine yerleşemesin! İşte putçuluğu kolaylaştırıp yaygınlaştıran bu inanç olmuştur. Allah Tealayı, müşriklerin vehimlerinden tenzih ederiz.
Dolayısıyla, Müslümanları kolayca şirke nispet eden haşviye ve vehhabilik gibi akımlar şirke herkesten daha yakındırlar. Çünkü onlar müşrikler gibi haşa Allah'ı cisim sahibi ve arşa oturmuş olarak hayal ederler.
Tasavvuf ehlini Peygamberlere ve salihlere haşa tapıyor görenlere de sözümüz var. Hiç bir tasavvuf ehli, hiç bir sahih itikadlı Müslüman, asla ve kat'a Peygamberlerin ve salihlerin heykelini yapmamışlardır. Bu bile tek başına İblis'in icadı olan putperestliğe bulaşmadıklarını gösterir. Yapmadıkları gibi, onları ayrı bir güç ve tasarrufta hayal etmemişlerdir. Peygamberler dahil hiç kimsenin elinde bir güç, bir varlık, bir fiil yoktur. Allah, mutlak kudret sahibidir. Allah'ın her mahluku acizdir ve Allah'a muhtaçtır. Vesile edinmek ise, cansız nesnelere ilahlık vehmetmekle bir tutulamaz. Peygamberler, Sadıklar, Şehid ve salihler, bunlar ne güzel arkadaştır! (Nisa, 69) Bu güzel insanlarla arkadaşlık yapmak, yola beraber girmek, işte vesilenin anlamı...
Eğer, sadece sevmek ve sadece hatırlamak, yani arkadaşlık putperestlik sayılsaydı, heykellerin hatırlamak kastıyla yontulması yeterdi. Fakat İblis onun yetmeyeceğini bildiği için, sonraki nesillerde heykellere ilahlık vehmettirdi ve putperestliği böylece başlatmış oldu. Sevgi ve hatırlamanın yerini ilahlık vehmetme ve tapınma aldı. Müşriklik, sevgiyle değil vehim ve felsefe ile yola çıkmıştır. Teemmül edile...