şirk - küfür - tevhid - dosyası

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Demokrasi ve laiklik kesinlikle tevhid akaidine zıttır.Zira demokrasi ve laiklikte Allah'ın kanunları geçersiz olduğundan küfre girilmiştir.Derhal red olunmalıdır.Allah'ın hükümleriyle hükmetmeyenler kafir olurlar.Müslümanın anayasası Kur'an anayasasıdır.Yani şeriattır.

Şimdi bir sivri akıllı çıkıp da "demokrasi ve laiklik dinsizlik değildir" derse ben buna cevap vermeye hazırım. Buyursun delil getirsin bizde delillerimizi getirelim, bakalım kim haklı çıkacaktır?...
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
İbadet etmekten kastınız nedir?



Bu ayeti nasıl anlamalıyız?

Nisa 59: Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resûlüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.

Sorunuzun cevabı aslında hem basit hem de zordur ve geniştir..Bu ayeti sadece "ulul emr" kavramını açarak kısaca cevaplandıralım bakalım...Kur'an'da asıl itaat edilecek olan ulül emre itaatten kastedilen mana şudur:

Müslümanlar, nerede olursa olsun İslamiyeti yaşamakla görevlidir. Yöneticilerin İslamiyete aykırı olmayan emir ve yasaklarına da uymak durumundadırlar.
Ayette geçen "ulu'lemr" (emir sahipleri)'nin kimleri kasteddiği konusunda görüş birliği yoktur. Sahabe ve tabiun ile müfessirlerin bu konudaki görüşleri beş maddede toplanabilir:

a) Ulu'l-emr, raşid halifelerdir.

b) Ulu'l-emr, ordu komutanlarıdır.

c) Ulu'l-emr, şer'i hükümler konusunda fetva veren müctehid bilginlerdir.

d) Ulu'l-emr, ehl-i hall ve'l-akd denilen müctehid bilginlerin icmalarıdır.

e) Ulu'l-emr, imamlar, fazıl ve adil fakihlerdir.


Ehl-i sünnet alimleri, ayetteki ulu'l-emri yöneticiler olarak yorumlarken buradaki itaatı da tanımlayıp sınırlandırmışlardır. İlke olarak, yöneticilere itaat farzdır. Fakat yöneticiden Allah'a isyan anlamına gelecek bir emir çıkması durumunda, müminlerden itaat yükümlülüğü düşer. Buna karşılık aynı yöneticinin Kur'an ve Sünnet'e uygun emirlerine uyulması gerekir. Fısk işlemesi halinde yöneticinin velayet yetkisi düşer. Eğer görevden alınması mümkünse, görevden alınmalıdır. Ama, mümkün değilse, toplum düzeninin bozulmaması için, zorla görevden almaya, isyan etmeye kalkışılmamalıdır.

Dikkate değer kayıtlardan birisi de müminlere hitap edilerek "sizden" kaydıdır ki, mânâsı apaçıktır. Müminlerden olmayan idarecilere itaat etmek dinen vacib kılınmamıştır. Bu hususta itaat değil, varsa bir anlaşmaya riâyet etmek söz konusu olacaktır. Fakat itaat etmenin vacib olmamasından mutlaka isyan etmenin gerekli olduğunu anlamaya kalkışmamalıdır. İtaatin vacib olmaması, isyan etmenin vacib olmasını gerektirmeyeceğinden itaat mecburiyetinde bulunmamakla, isyan mecburiyetinde bulunmak arasında fark vardır. İsyan hakkı başka, isyan etme vazifesi yine başkadır.

Bundan dolayı buradan mümin olmayan bir çevrede (ortamda) bulunan müminlerin şuna buna karşı isyancı ve ihtilalci bir durumda kabul edilmemeleri ve belki müminlerin her nerede bulunurlarsa bulunsunlar Allah'a ve Resulüne karşı itaatsizlikten sakınmak ve aynı zamanda kendilerinden olan idarecilere itaat etmeleri ve tağutlara boyun eğmemelerinin gerekli olduğunu anlamak gerekir.

"BENİM ŞEYHİM HER ŞEYİ BİLİYOR" DİYE TAASUPLUK ETMEK İNSANI DELALETE DÜŞÜRÜR.TARİKATTE ŞEYHE BAĞLANMAK ESASTIR.ŞERİATSIZ TARİKAT OLURSA KESİNLİKLE RED EDİLİR.ŞEYHLERDE DAHİL, CÜMLE MÜSLÜMANLARIN HALİFEYE YANİ MÜSLÜMANLARIN İSLAM ALİMLERİ ŞURASI İLE SEÇİLMİŞ OLDUĞU LİDERE, BAŞKANA VEYA İMAM-I KEBÎRE İTAAT ETMELERİ FARZDIR.AYETTE Kİ ANLATILMAK İSTENEN DE BUDUR.
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Senin şeyhe ihtiyacın olmadığından mı hürsün yoksa etrafında kamil bir şeyh olmadığından mı?

Bak bu soru çok iyi...Asıl benim gönlüm İsmailağa cemaatinde idi.Lakin bazı istenmeyen şeyleri gördüm ki onlardan buz gibi soğudum.Maalesef bunu burada anlatamam.Mahmud efendi'ye canım kurban!.Lakin o giderse İsmail ağa dağılır.Senlik benlik, postrişin kavgası yapacaklarsa ben şimdiden yokum..İçlerinde birbirlerini çekemeyen hocaefendiler var.Ben nasıl güvenebilirim onlara...

Birkaç değişik cemaatlerden dergahlara gittim.Herkes kendi cemaatine davet ediyor beni.Diyorlar ki; "bir yerlere gitme, kitaplarını da okuma ki sonra kalbin ve ayağın kayar iyisi mi sen bize gel! diyorlar.Ben bunlara gülüyorum.

Osmanlı zamanında böyle ayırım kayırım var mıydı?O zamanları şeyhler avvam tabakasını etkiliyorlardı.Şimdi yüzlerce cemaat var,hala toplumda güzel gelişmelere rastlayamıyoruz.Bunlar sanki kapalı bir kutu gibi aynı yerinde sayıyorlar.Halkımıza hiç açılmıyorlar.Avvamdan uzak olarak kendi cemaatlerini oluşturmuşlar.Normal camiilere de gitmiyorlar.Böyle cemaatleşme mi olur?.Ben şahsen herkesle empati kurmaya Çalışıyorum.Kimseyle de alıp veremediğim de yoktur.Sadece kederleniyorum.Bu müslümanlar ne zaman ifrat ve tefrikadan kurtulacak diye...

Düşünebiliyor musunuz?Ülkemizde tarikatler ve cemaatler çok var ama halkımız gaflet ve delaleten bir türlü kurtulamıyorlar.Niye, çünkü cemaatler bu düzenden razı olmuşlar.Değmeyin keyiflerine!Tağuti sitemlere karşı ses çıkarmayanların arkasından gitmek caiz değildir.Rahmetli Timurtaş Uçar hocaefendiler gibi alimlere ihtiyacımız var.Asıl ben onun gibilerinin peşinden giderim.Ben korkak ve pısırık olup da makamından korkan, sürgünden korkan, "gerçekleri anlatırsam maaşım kesilir" diye Hak'kı ve hakikatleri anlatmayan ve de gizleyenlerin arkasından asla gitmem..Varsa bana cesaretli bir hocaefendi göster, eğer peşinden gelmezsem namerdim...
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
Bak bu soru çok iyi...Asıl benim gönlüm İsmailağa cemaatinde idi.Lakin bazı istenmeyen şeyleri gördüm ki onlardan buz gibi soğudum.
Maalesef bunu burada anlatamam.Mahmud efendi'ye canım kurban!.Lakin o giderse İsmail ağa dağılır.Senlik benlik, postrişin kavgası yapacaklarsa ben şimdiden yokum..İçlerinde birbirlerini çekemeyen hocaefendiler var.Ben nasıl güvenebilirim onlara...

Birkaç değişik cemaatlerden dergahlara gittim.Herkes kendi cemaatine davet ediyor beni.Diyorlar ki; "bir yerlere gitme, kitaplarını da okuma ki sonra kalbin ve ayağın kayar iyisi mi sen bize gel! diyorlar.Ben bunlara gülüyorum.

Osmanlı zamanında böyle ayırım kayırım var mıydı?O zamanları şeyhler avvam tabakasını etkiliyorlardı.Şimdi yüzlerce cemaat var,hala toplumda güzel gelişmelere rastlayamıyoruz.Bunlar sanki kapalı bir kutu gibi aynı yerinde sayıyorlar.Halkımıza hiç açılmıyorlar.Avvamdan uzak olarak kendi cemaatlerini oluşturmuşlar.Normal camiilere de gitmiyorlar.Böyle cemaatleşme mi olur?.Ben şahsen herkesle empati kurmaya Çalışıyorum.Kimseyle de alıp veremediğim de yoktur.Sadece kederleniyorum.Bu müslümanlar ne zaman ifrat ve tefrikadan kurtulacak diye...

Düşünebiliyor musunuz?Ülkemizde tarikatler ve cemaatler çok var ama halkımız gaflet ve delaleten bir türlü kurtulamıyorlar.Niye, çünkü cemaatler bu düzenden razı olmuşlar.Değmeyin keyiflerine!Tağuti sitemlere karşı ses çıkarmayanların arkasından gitmek caiz değildir.Rahmetli Timurtaş Uçar hocaefendiler gibi alimlere ihtiyacımız var.Asıl ben onun gibilerinin peşinden giderim.Ben korkak ve pısırık olup da makamından korkan, sürgünden korkan, "gerçekleri anlatırsam maaşım kesilir" diye Hak'kı ve hakikatleri anlatmayan ve de gizleyenlerin arkasından asla gitmem..Varsa bana cesaretli bir hocaefendi göster, eğer peşinden gelmezsem namerdim...

Müteşekkür kardeş bence bunlardan evvel.. ben bir şeyhe bağlanabilirmiyim... diye düşünmen lazım.. buna hazır değilsen... önüne en büyük evliyayıda koysalar burun bükersin yoksa....
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
"İman edip de, imanlarına zulüm bulaştırmayanlar var (ya), işte (korkudan) emin olmak onlar içindir. Ve onlar doğru yolda olanlardır!" (En'am, 82)

Madem ki, o kişiler, imanlarına zulüm bulaştırmayanlar genel manada"Tevhid'e evet, şirke hayır!" demiş ve bu tebliğatlarını gaflete düşmüş kişilere yaparak bunları şirkten arındırıp Tevhid'le bağdaştırmış ve kalplerinden korkuyu silmiştirler. Elhamdülillah günümüz insanı Tevhid'le şirkin mana ve önemini idrak etmiş ve şirk bataklığındaki kişilere de tebliğini yapmaktadır. Ve bunun akabinden kemalistlerin, particilerin ve bunları oylarıyla destekleyip seçenleri şu üç maddeden dolayı küfre girdiklerini defalarca belirtmiştir:


1- Şirk meclisine girenler kendilerini tağut yerine koymuş ve şirke
düşmüşlerdir!

2- Yemin meselesi, tüm milletvekilleri meclis kürsüsünden yemin edip,
"Atatürk İlke ve İnkilaplarına bağlı kalacaklarına" dair yemin edip and
içmektedirler. Gayr-i meşru bir şey üzerine yemin etmek caiz değildir. Bir kimse Allah'ın isimlerinden başka bir şey üzerine yemin ederse şirke düşmüş olur.
(Ahmed b. Hanbel; Tirmizi)

Bir kimse Allah'ın isimlerin'den başka bir şey üzerine yemin ederse, o Allah'tan değildir.
Bazı kişiler diyecek ki, "Biz yemin ederken, niyyetimiz başkadır, başka bir şeyi aklımıza alıyoruz!" Böyle bir şeyi söylemeleri de acaba kendilerini kurtarabilir mi?..


Bakınız Peygamber (s.a.v.) şöyle buyuruyor: "Yemin, yemin edenin niyetine göre değil, ettiği yemin niyyetine göre hüküm alır!" (Müslim; İbn-i Mace)


3- Hâkimiyyet ve kanun koyma selahiyyeti, teşri makamı Allah'a mahsus olan bir mevkidir. Allahü Teala bu selahiyyeti hiç bir kimseye vermemiştir; Ne meleklerine ve ne de peygamberlere vermiştir. Ve kişinin, bir insanın bu selahiyyeti kendine veya millete vermesi şirktir. Çünkü, "Yaratan da O'dur,
kanun koyup idare eden de!" (Mülk, 14); "Hüküm Allah'ındır ve O'na
mahsustur!" (Yusuf, 40)



Ve yine Allah'a mahsus olan kanun koyma yetkisini kendilerinde gören ve kendi beş paralık akıllarına göre kanun koyanlar ilâhlık taslamış, açık bir şekilde "Ben ilâhım, Rabb'im!" demese bile kâfir ve müşrik olmuşlardır.
Kanun koyma ilim işi ve Allah'a aid bir haktır. Zira kanun koymak Allah'a savaş açmak demektir. Adeta Allah'a, (haşa) "Sen bilmiyorsun, Senin aklın ermez, Sen gökyüzüyle ilgilen, devlet işlerinden anlamazsın!" demiş olmuyorlar mı?

Halbuki Peygamber (s.a.v.) hadis'inde "Din ile devlet iki ikiz kardeştir!"
buyurulmuyor mu? Biri olmadan diğeri işe yaramaz! Etle kemik, bedenleruh nasıl birbirinden ayrılmazsa, din de devletten ayrılamaz! Zira din devletsiz, devlet de dinsiz kalır!Ve yine, "Kim Allah'ın indirdiği, vaaz ettiği kanunlarıyla hükmetmezse, işte onlar zalimlerin, fasıkların ve kâfirlerin ta kendileridir!" (Maide 44, 45 ve 47)

İşte bu kişiler şirk meclisine girdiklerinden, beşerî nizama göre yeminden ve
"hâkimiyyet" sıfatını millete verip kendi kafalarına göre kanun koyup, hüküm verip, Allah'ın emrine aykırı hareket ederek, bunları oylarıyla seçen ve İslam'ın, Şeriat'ın verdiği hükme aykırı hareket ettiklerinden, şirke bulaşmışlardır.


Yine bir ayette:

"Yemin olsun ki, ya Muhammed, şirk yaparsan veya şirke düşersen bütün
amellerin mahvolur ve neticede zarar edenlerden olursun!" (Zümer, 65)


İşte görüldüğü gibi ayet-i kerime'de, Peygamber'e bile ağır hitabta bulunuluyor. Zira günahların en büyüğü şirktir. Kişi şirke düşer ve tevbe etmeden ölürse onun yeri cehennemdir!


Şirk kelimesi Kur'an'da 160'dan fazla yerde geçmektedir.

Bir yol düşünün ki, uzun ve çileli, görünüşü acı ve tehlikeli, görünüşü karanlık ama sonu aydınlıktır ve menzil tam cennet bahçelerine çıkıyor, ama yoldan giderken sağa-sola saparsanız, "Bu yollar kestirmedir!" deyip rotadan çıkarsanız, daha manasını idrak edemediğiniz şeyden medet umarsanız, yani demokrasinin oyununa gelip İslamî olmayan sistemleri benimseyip rıza gösteririp şayet saparsanız, şirke düşmüş olursunuz ve akabinde cehennemin Veyl deresine yuvarlanır gidersiniz!
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
sonuna kadar izlemenizi tavsiye ederiz.... izleyip öyle eleştirelim.




Mehmet EROL Hoca İslam'ı ŞİRK Dininden ayırmak
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
birilerinin tövbe etmesi lazım..... hemde geç olmadan!!!! izleyin lütfen!


CÜBBELİ AHMET HOCA'YA MÜSLÜMANCA UYARI, CAPRİCE GOLD, NUREDDİN YILDIZ HOCA, ALPARSLAN KUYTUL HOCA...
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
mustafa kemalin tüm tekkeleri kapatırken iki tekkeye (bektaşi tekkesi ve mevlevi (cerrahi) tekkesi) niye dokunmadığını, aşağıdaki videoyu izleyince daha iyi anlayacaksınız. bunlar; cumhuriyetin hormonlu tosuncukları, bakalım nasıl hesap verecekler...

bunlar için "sapıtmışlar" tabiri az kalır..

Sufilerin yere göge sigdiramadiklari Ömer Tugrul Inancer denen ... boslugu siz doldurun yoksa bana kalsa ipten dahi banlanirim, bakin ne diyor;

Tasavvuf dinine göre Peygambere kul olmak gerekirmiş!!






not: @talib bey bak bu zat da tasavvuf ehli. sen de mi böyle düşünüyorsun açıkla bakalım.
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
şimdi bu şirk değilse, lütfen biri bize şirkin ne olduğunu bir izah etsin...



Cüppeli, Abdülkadir Geylani'nin kitabınından okuyor onay vererek,gülerek.
A.Geylani:Elimin içinde misketi çevirdiğim gibi dünyayı çeviririm,bir kaşımın ucuyla,gözümün
ucuyla da hepsini tavaf eder gelirim diyor(muş) Cüppeli'ye göre..37.saniyeden itibaren dikkatli izleyin
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
CÜBBELI AHMET'IN KÜFÜR VE ŞIRK SÖZLERI -1-
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
CÜBBELİ AHMET HOCA ETE KEMİĞE BÜRÜNDÜM MAHMUD DİYE GÖRÜNDÜM

ulen bu şirk değilse şirk nedir?
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Cübbeli yi Dinden Çıkaran Sapık Sözleri İsmail Ağa Cemaati Sapıklığı] YouTube
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Cübbeli Ahmet Hoca nın Peygamberimize iftirası
 
Üst