Hocaların ikiside mevzuyu kıl payı ıskalamış..
Mustafa İslamoğlu ''Hepinizi nutfeden yarattık'' ayetini delil gösterirken buradan çıkarımla ''demek ki Adem'i de taşıyan bir rahim vardı'' diyor.
Şefik Kocaman ise, Hz. Adem'in yaratılışının İsa gibi olduğunu söyleyen ayetleri delil göstererek ''Adem'in babası vardır demek küfürdür'' diyor..
Bu tartışmaların ikisinde de derin tefekkür yok, tekfir etme gayreti ve tekfir edilme endişesi hakim olduğu için akıl devre dışı kalıyor böylece ikiside olumlu anlamda dalalete sapıyor.. Daha doğrusu birisi gazaba, diğeri dalalete.. Akıl yoksa ya gazap vardır yada dalalet. Fatiha'da bunun ip uçlarını bulursunuz. Olumlu anlamda diyorum çünkü ikiside tevhid ehlidir, Müslümandır. Evet, dalalet ve gazap, Allah'a şirk koşma seviyesine gelidiği noktada artık küfür kapısından içeri girmiş demektir.
Mustafa İslamoğlu'ya derim ki, madem nutfeden yaratılmış ayetini delil alıyor ve buradan bir rahme kadar geliyorsan İsa ayetinide delil alıp orada ki babasız yaratılmayı görmen gerek. Demem o ki, Adem bir babadan değil, bir anneden yaratılmıştır. O anne ise topraktan beslenen bütün canlı türlerinin genetik kodlarını temsil eden bir niteliktir. Tabiyat ana, toprak ana, adına ne dersen de! Oraya ruh üfleniyor ve Adem, bir anneden dünyaya geliyor.. Gökyüzüne bakan ilk canlı türü Ademdir. Orada üflenen ruhla birlikte ruhun niteliği üzerinde düşünmek gerek. Gökyüzüne baktıran şey nedir? Merak, sorgulama, akletme, tefekkür etme, bilme, hakikat dürtüsü, ...., ...
Allahu alem..
Bakın arkadaşlar, Eş'ari freni icad etti. Mutezile gazı icad etti. Maturidi ise debrajı icad etti.. Araba ortada duruyor. Biz ise bu arabayı kullanmasını öğreneceğiz. Yolların niteliğine göre her nesil bunu kendisi bulacak..