Tasavvufun İslam'daki yeri (delilleriyle münazara)

Havas

Kısıtlı Erişim
Katılım
19 Ocak 2012
Mesajlar
4,432
Tepkime puanı
71
Puanları
0
sana bir sürü delil gönderelim kimden başlayalım?
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
@çelebiler efendi babaları diye dalganı geçiyorsun, müritleri şeyhe olan saygı ve sevgilerinden; sözünden çıkmamaları tavrından dolayı kınıyorsun ya; sen bambaşka bir dünyada yaşan bir şehir çocuğusun. 2014 yılının ne öncesini ne de bir gün sonrasını tasavvura kabilsin. Azcık aklın olsaydı şunu bilirdin ki Resulullah efendimiz döneminde aşiret reislerine, kabile yöneticisine, eşrafa vesaire saygı ve hürmet bugünki senin kınadığın hürmetten kat be kat fazlaydı. Hiç hadis okumadığından dolayı bunları bilemezsin. Bir çok arap kabilesi vardır ki kabile reisinin islama girmesiyle bütün kabile islama giriyor. Şimdi bunlar reislerine taptıkları için mi müslüman oldular? Öyle ya bunlar aslında müslüman değiller ve reislerini put edinmiş olmalılar değil mi? Peki bu ve bunlara niçin tek bir laf etmemiş Hz. Peygamber? Gerçi ingilizler sizi peygambere hürmet noktasından kopardığı; hadisleri inkar ettirdiği için şimdi bunları da görmezsiniz. Uydurma; der geçersini nolacak ki demi?

Allah akıl fikir versin size!!!


Ey aklını sevdiğim sen hiç Kuran okumuyor musun?Allah'ın müşrikler için söylediklerini hiç mi görmedin?Bu ayetleri Allah'ın Resulü kimlere tebliğ etti?Kimlere bildirdi?

Bir kez daha tasavvuf dini mensubunun aklına hayran kaldım maşallah.İlahlarını putlaştırmaya devam ettikçe ayetleri görmezden gelmeye devam edeceksiniz.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
sana bir sürü delil gönderelim kimden başlayalım?

Münazaralarda bir usul vardır.

Mesela bir ateist ile müslüman münazara yapacağı zaman "Kuran ayetlerinde çelişki var mı yok mu" diye bir konuda münazara yapamaz. Çünkü ateist Allahı inkar ettiği için onunla Allahın sözünde eğrilik ver mı yok mu diye tartışılmaz.

Aynı şekilde bir hadis inkarcısıyla da tasavvufun İslam'da yeri var mı yok mu diye de tartışılmaz çünkü adam Peygamberimizin sözlerini inkar ettiği için tasavvufu hayli hayli inkar edecektir.

Hadis inkarcısıyla KuranIn anlaşılması için hadislere ihtiyaç var mı yok mu diye bir konu tartışılır ancak.
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Ey aklını sevdiğim sen hiç Kuran okumuyor musun?Allah'ın müşrikler için söylediklerini hiç mi görmedin?Bu ayetleri Allah'ın Resulü kimlere tebliğ etti?Kimlere bildirdi?

Bir kez daha tasavvuf dini mensubunun aklına hayran kaldım maşallah.İlahlarını putlaştırmaya devam ettikçe ayetleri görmezden gelmeye devam edeceksiniz.
Sen ve taifenizin sorunu bizleri MÜŞRİK görmenizdir. Diyorum ya HARİCİ ZİHNİYYETİ. Ahir zamanda çıkacağı ihtar edilen budur işte. Siz kendinizi harici diye adlandırmanıza lüzum yok; zaten Hz. Ali döneminde ki haricilerde kendilerine harici demiyordular. Haricilerin özelliği kendilerinden başkasına müslüman gözüyle bakmamalarıdır. Onları tanımanın emaresi budur işte. Ha IŞİD ha siz ne farkınız var ki? Hizbullah'da öyle, vahhabiler de öyle. Hepisini gözünde ehli tarik insanlar kâfir, müşrik vesaire. Ama biz bütün bunlara rağmen bu insanlara kafir demiyoruz. Bu alamettir ki FIRKAİ NACİYE BİZİZ Bİ İZNİLLAH. Hadislere de inanıyoruz, şeyh efendilere de hürmetimiz var, evliyalara, kerametlere de inanıyoruz, kabir ziyaretleri de yapıyoruz. Çatlasanız da patlasanız da sizin bize müşrik demenizle Allah bizi müşrik yapmaz bi iznillah.
 

Ercan Tekin

Kıdemli Üye
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
5,631
Tepkime puanı
266
Puanları
0

Sen ve taifenizin sorunu bizleri MÜŞRİK görmenizdir. Diyorum ya HARİCİ ZİHNİYYETİ. Ahir zamanda çıkacağı ihtar edilen budur işte. Siz kendinizi harici diye adlandırmanıza lüzum yok; zaten Hz. Ali döneminde ki haricilerde kendilerine harici demiyordular. Haricilerin özelliği kendilerinden başkasına müslüman gözüyle bakmamalarıdır. Onları tanımanın emaresi budur işte. Ha IŞİD ha siz ne farkınız var ki? Hizbullah'da öyle, vahhabiler de öyle. Hepisini gözünde ehli tarik insanlar kâfir, müşrik vesaire. Ama biz bütün bunlara rağmen bu insanlara kafir demiyoruz. Bu alamettir ki FIRKAİ NACİYE BİZİZ Bİ İZNİLLAH. Hadislere de inanıyoruz, şeyh efendilere de hürmetimiz var, evliyalara, kerametlere de inanıyoruz, kabir ziyaretleri de yapıyoruz. Çatlasanız da patlasanız da sizin bize müşrik demenizle Allah bizi müşrik yapmaz bi iznillah.
Zaten ısrarla maskelerini çıkarmayıp gizliyorlar bu onların fitne amaçlı bu forumda olduğunu ispat ediyor.

Kim samimiyetle foruma gelip bilgi paylaşımı yapıyorsa maskeyle yazmaz neyi savunduğunu, kimleri referans aldığını hangi istikamette yol aldığını net şekilde ifade etmekten çekinmez.

Ama sanal müfteriler malesef bu tür İslami sitelere sızıp ehli sünnete kasten dil uzatıp insanların itikadlarına saldırmaya çalışıyorlar aynı medine münafıklarının yaptıkları gibi sinsiler !

Bu kimseleri uzun yıllardır yaklaşık 10 yıldır biliyorum 10 yıldır bu tür insanlarla tartışmışlığım var bunların huyunu suyunu herşeylerini iyi bilirim elbette ehli sünnet müslümanlarını bu zararlı maskelilerden sakındırmak asli vazifemizdir.

Bu çelebiler ve havas isimlerindeki şahıslar maskelerini indirmedikleri sürece bu tiplere sanal müfteri muamelesi etmek haktır.
ves'selam
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Sen ve taifenizin sorunu bizleri MÜŞRİK görmenizdir. Diyorum ya HARİCİ ZİHNİYYETİ. Ahir zamanda çıkacağı ihtar edilen budur işte. Siz kendinizi harici diye adlandırmanıza lüzum yok; zaten Hz. Ali döneminde ki haricilerde kendilerine harici demiyordular. Haricilerin özelliği kendilerinden başkasına müslüman gözüyle bakmamalarıdır. Onları tanımanın emaresi budur işte. Ha IŞİD ha siz ne farkınız var ki? Hizbullah'da öyle, vahhabiler de öyle. Hepisini gözünde ehli tarik insanlar kâfir, müşrik vesaire. Ama biz bütün bunlara rağmen bu insanlara kafir demiyoruz. Bu alamettir ki FIRKAİ NACİYE BİZİZ Bİ İZNİLLAH. Hadislere de inanıyoruz, şeyh efendilere de hürmetimiz var, evliyalara, kerametlere de inanıyoruz, kabir ziyaretleri de yapıyoruz. Çatlasanız da patlasanız da sizin bize müşrik demenizle Allah bizi müşrik yapmaz bi iznillah.

Ben sizleri müşrik olarak gördüğümü söylemedim.İnandıklarınızın ve yaptıklarınızın müşriklerin inancı ve yaptığı şeyler olduğunu söyledim.Aradaki fark ne?Bilmeden bu inançlara sahip olduğunuzu kandırıldığınızı düşünüyorum.Müşrik olduğunuz kanaatinde değilim ama bu inançla ölürseniz Allah af etsin derim.

Haricileri bildiğin kadar muaviye ve yezit ailesini de bilseydiniz aslında bu inandıklarınızın nereden geldiğini bilir,Kuran'a yönelir dinin aslını öğrenmeye çalışırdınız.O zaman dinin nasıl ve ne derecede değiştirildiğini de görürdünüz.

Haklısın bütün mezhepperestler diğer mezhep mensuplarını müslüman olarak görmez hepsi de kendini fırkai naciye zanneder,ne demekse.

Yani aynı senin gibi senin mezhebinle ışid'in mezhebi aynı değil mi?Neden kızıyorsun ışid'e?Resul hadislere göre kafa kestirmedi mi?Türbeleri yıkıyorlar diye ağlaşıyorsunuz.hadis var mezarları yıkma emrini Ali'ye veriyor Resul Ali'de hepsini yıkıp geldiğini söylüyor.Niye kızıyorsun ışid'e ?Diğer mezhep mensuplarını müslüman görmediğiniz gibi sünni ışid'i de mi şimdi müslüman saymıyorsunuz?

Ben hiçbir mezhebe bağlı değilim hiçbirinin de doğru olmadığına inanıyorum.Mezhep dini bölmektir.Hadisleri dine delil zannedersen böyle dinini parça parça edersin.Gözünün önündeki görmeyecek kadar mezhep ve tarikat körlüğüne yakalanmışsın Allah şifa versin.

Bak son sözlerinde aynı müşriklerin inancı ile ne kadar örtüşüyor.

Müşrikler de Allah'ın azabından kurtulanlardan olduklarını zannediyorlardı.

Onlarında inandıkları bir sürü Allah'ın sözlerinin haricinde sözleri vardı.Bu söz söylemek o kadar ileriydi söz medeniyeti oluşturmuşlardı.Şairleri toplumun en etkin kişileriydi.Sözlere iman ediyorlardı Allah'tan gelmemiş kendi uydurdukları sözlere.Senin gibi değil mi?

Sadatları vardı müşriklerin çokça hürmet ettikleri.Bu kelimeyi tarikat büyükleri için kullanıyorlar.Şeyhler,evliya edindikleri kişleri onların hürmet gösterdikleri sadatlarıydı.Bi bak istersen Kuran'daki sadatlara.Tabi bu sadatların kerametleri olmadan olmaz.En büyük kerametleri şefaat edeceklerine inanmalarıydı.Kendi kendilerine şefaatçiler ediniyorlardı bu sadatlarını.Halbuki şefaat sadece Allah'a aittir.

Emin ol ben kimseyi müşrik yapma niyetinde değilim ama sen de şirk nedir müşrik nedir bi Kuran'a bakta anla artık.Yarın çok geç olmasın.
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
Neredesin REDVEKABUL ?
Neredesiniz ey mezhepsizler güruhu, ehli sünnete düşman kesilenler?
Ne o ruh mu çağırıyorsun?
şu ehli sünnete düşman safsatasını da bırakın artık, bir şeyi 40 kere söylersen olurmuş. Sonunda çağıra çağıra birileri çıkacak böyle giderse.

Ha.. Unutmadan sufiliği savunmak için ehli sünnet duvarının arkasına sığınmakta yeni taktik olsa gerek.
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
Size çok bariz bir örnek tabii görmek isteyene olacak, islamın içinden kopup daha sonraları ana gövdeden ayrılan hatta bunlar daha sonra tek başına bir din haline gelen hiziplerin hepsi tasavvuf ekolünden olmuştur.

Neden acaba diye düşünmeye devam ediyorum. Elbetteki tasavvufun hak yanları vardır ama böyle büyük kopuşlara zemin hazırlamasının da bir anlamı vardır. Sufiler neden bu kadar islamın sınırlarını zorluyorlar, hatta dışına taşıyorlar. İyi düşünün.
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Nefis terbiyesi, ruhsal ihtiraslardan kurtulmak gibi kulağa hoş gelen sözlerin arkasına sığınıp,
yepyeni bir din icat etmeyi eleştirmiyorlar da, ayetleri eğip büküp, "Emir ehline tabi olun" lafzını bile tarikat şeyhlerine tabi olun demek istiyor
diye çevirip, aymazca, futursuzca, vicdansızca önüne arkasına bakmadan kendi batıl yollarını desteklemek için Kur'an'ın ayetleri ile alay ediyorlar.
Böyle bir tezgahı zamanın süper gücü İngilizler sömürgeleri Hindistan, her milletin islam öncesi paganist inançlarını da harmanlayarak,
bir kısmı kendi ajanları, bir kısmı para , şöhret, kadın gibi unsurları, bir kısmı da müslümanın hası olduğunu iddia edip Allah'ın verdiği akıl nimetinden zerre nasibi olmayan nasipsizler tarafından insalığın başına bela edilmiş bir morfinden bahsediyoruz.

Halbuki insan nefsini namaz ile, ihtiraslarını ve cimriliğini sadaka ile, Allah'ı zikrini tefekkür ve idrak ederek Kur'anı tertil üzere idrak ile okuyarak yapar.
Ama bu zatlara göre boyunlarında halat gibi tesbih ile, yarım yamalak Allah, Yallah, ya şöyle, ya böyle diye kafa bir yerde, gönül bir yerde sadece sayı tutturulmak için yaapılan ağız hareketleri zikir oluyor, zorla bile yapsa zavallı mollanın kızı, karısı dünya kadar sevaba giriyor, ya hu zerre kadar aklınız yok mu?

Böyle ağdalı, kulağa hoş gelen morfinli lafları bırakın bunların alasını Budistler ve hristiyan ruhbanlar yapıyor.
Amerikayı keşfe gerek yok, hristiyanların da tarikatçileri yani nefis terbiyesini ilke edinmiş ruhbanları vardı.
Allah Kur'anda bunu açıkca zikrediyor, neden kendinizi ispat etmek için bin dereden bin du getireceğinize Allah'a kulak vermiyor sunuz?

Hadid 27;

Sonra bunların izinden ardarda peygamberlerimizi gönderdik.
Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik, ona İncil'i verdik;
ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet vermiştik.
Uydurdukları ruhbanlığa gelince, onu biz yazmadık.
Fakat kendileri Allah rızasını kazanmak için yaptılar.
Ama buna da gereği gibi uymadılar.
Biz de onlardan iman edenlere mükâfatlarını verdik. İçlerinden çoğu da yoldan çıkmışlardır.

Bakın Allah'ü teala kendi emri olmayan Allah adına yapıldığı söylenen bir takım davranışları eski adı ile Ruhbanlık, şimdi adı ile
Tasavvuf-Tarikat, çileganlık için "Uydurma" tabirini kullanıyor,
Ama yine de merhamet sahibi olan Allah uydursalar bile imanlarını bozmamışlar ise mükafatlarını verdim diyor, ama şart koşuyor,
"iman edenlere" yani şirk ve küfre bulaşmadan, uydurma da olsa Allah'ın rızası için yapıyor dediklerini yapsalar idi, ki yapmadılar diyor.
Tıpkı bizim içinde bulunduğumuz durum gibi, elde Allah'ın kitabında, hatta sünnette de diyelim zerre delili olmayan
rabıta, Gavlık makamı, Allah dostluğu kavramı, rical ehli, gayb tan haber alma gibi uydurma kavramlar ile tevhid inancını delik deşik edip,
kuşaktan kuşağa aktarılan tıpkı müşriklerin ta ki Resulullah A.S tebliğ edilene kadar uydurmalarla resmen yeniden başka bir din halina soktukları İbrahim A.S dini gibi.

Halbuki Allah'ü teala İbrahim A.S çok ince ayrıntıları ile tevhid'i anlatmıştı, peşinden gelecek nesillere de aktarmasını istedi ve öyle de oldu.
Ama İsmail soyundan gelen arapların Allah'a daha yakın olmak adına ürettikleri ve adına aracı dedikleri, Allah'ın deyimi ile sadece uydurulmuş bir takım isimlerden ibaret sözde uydurma Allah'ın dostları yüzünden adları müşrik oldu ve bozulan bu inanç sistemine Allah Resullah A.s ile müdahele etti.

Hatta biz bir adım ileri gitmişiz bu batıni ilmi zahiri ilmin önüne koymuşuz, şeyhine tabi olan mürit şeriatı unutacak, zahiren şeyhinden küfür, isyan gibi şeyler sadır olsa da buna gördüğü ile hükmetmeyecek illa ki vardır bir hikmeti diyecek, yani şeriat ikinci planda önemli olan şeyhin tercihleri, ne de olsa tabi olduk artık, ölü yıkayıcısının elindeki ölü gibiyiz değil mi? Bu nu her söylediğimde uydurma, biz de önce şerattir diyorlar, Ali Kara gibi ama bu sadece lafta.
Buyrun Ali Kara'nın tabi olduğu şeyhinin kitabından alıntı, bunu her yazdığımda birileri yalan olduğunu ispatlayacağım diyor, sonra ortada kimseyi görmüyoruz.

Buyrun yalan bu diyen varsa yalan olduğunu ispatlasın biz de bir daha yazmayalım,
bakın kendisi de bir nakşi Mukalliti olan Mahmud Ustaosmanoğlu'nun irşadül mürşidin kitabından alıntılar...


"Talebe akıl ve şeriat ölçüsüne göre, hacasından hoş olmayan bir hal görse bile, işlerine sözlerine , hal ve hareketine asla itiraz etmemelidir. Onda gördüğü o daranışı kerih görüp hocasının bu konuda cahil olduğu , hata ettiği gibi su-, zanlarda bulunmamalıdır. Akside hatayı kendi göz ve idrakinde aramalıdır. Mahmud usta osmanoğlu, İrşadü’l Müridin sayfa 173 Yasin yayınları "

* Hani her şeyden önce şeriat geliyordu demek ki değilmiş, önce şeyhin lafı, mesela sen yanlış gördün ben zina etmedim derse bitmiştir yani

Şah-ı Nağşibend Hazretleri’nin bir müridi vardı. Hızır aleyhisselam ona göründü. O da hiç onun tarafına bakmadı. Ve benim hızırım orada dedi. İkinci kez tekrar göründü, yine tarafına bakmadı, üçüncü defa pazarda göründü ve Hızır (aleyhisselam) onu kucakladı ve bazı kelimeler söyledi.

Mürid, Şah-ı Nağşibend Hazretleri’nin yanına geldiği zaman ona dedi ki ’’ Pazarda görüştünüz ’’ Evliyaullah ile bacak atılır mı ? Onlarla müsabakaya girilirmi ?Şah-ı Nağşibend Hazretleri, onların karşılaşıp konuştuklarını nasıl bildi ? Evliyaullah ile başa çıkılırmı ? Onlar büyük adam. Bizim bilemeyeceğimiz kadar büyük Şah-ı Nağşibend Hazretleri.Bütün dünya bana tırnağım üstü gibidir. Buyurmuştur.Dünya onlara tırnak gibi olunca o dünyada bir şey olur da onlara görünmez mi ? Ya Rabbi ! Onları bizden, bizi onlardan hepimizi Sen’den ve Habib’inden ayırma .Mahmud usta osmanoğlu, İrşadü’l Müridin sayfa 167 Yasin yayınları

Şu uydurmalara bir bakar mısınız, Hızır'a prim vermemişler, sen kimsin ki Dünya benim tırnağımda dönüyor, kibirden arınmaya çalışan adamlar güya,
Kur'anda Musa A.S'a bile bilmediği başka bir frekansı gösterdiğini söylediği Kur'anda zikredilen bir isim için, sen kimsin bizimle aşık atamazsın diye kibirlenmişler :)

“İşlerinizde ne yapacağınızı şaşırdığınızda kabir ehlinden yardım isteyiniz.” (Mahmut USTAOSMANOĞLU başkanlığında bir heyet, Ruhu’l-Furkan Tefsiri, İstanbul 1992, c. II, 82.)

“Bir veli ölünce ruhu, kınından çıkmış kılınç gibi olur.” (Ruhu’l-Furkan, c. II, s. 67)


Uydurmanın da uydurması olduğunu yakınen bildiğimiz bu saçmalıkları tefsir yani güya Kur'anı açıklarken nakledebilen bir ilim ehli (!) 'den bahsediyoruz.
Uydurma hadis olduğunu hadisçilerin yedi ceddi biliyor halbuki, ama işimize geliyor napalım, o zaman mevzu, sahih farketmez hemen alalım değil mi?


Siz kime ne anlatıyorsunuz, asıl kavramları Kur'ana ait olan üç beş güzel hasleti güya allayıp pullayıp bu iş böyle yapılır,
yoksa başka türlü Allah'ı bilemeyiz, nasıl fena makamına çıkarız, şeyhimiz olmazsa şeyhimiz şeytan olur, nefsimiz olur gibi saçmalıkları size söyleten, cüret ettiren nedir, nasıl bu kadar aymaz olabilir siniz?


Tarikat tasavvuf adına bindir dereden su getirip açıklama çalışan zat-ı muhteremler,
o kadar delile gerek yok, şunun cevabını verin yeter,
Gavs diye Allah'ın hiç bir yerde zikretmediği,
ama sizin ölü iken bile alemleri gezip dolaşıp insanlara yardım ettiğine inandığınız,
kainatı yönetmede tasarruf hakkına sahip, yani söz sahibi,
insanların bu zatten yardım istediklerinde gaybı bilerek duyup, gelip yardım ettiğine inandığınız,
yarın hesap gününde şefaat edeceğine inandığınız, hatta cehennemdeki sevdiği evlatlarını elinden tutup cehenneminden çıkaracağına inandığınız bu
isme, bu zat'a deliliniz nedir.

Gavs olmadan tarikat olmuyor değil mi, her tarikatin bir Gavsı var.
Kendi kaynaklarınız dan açıklayın kimdir bu Gavs, deliliniz nedir,
bir tane mi olur on tane mi, zamanımızda kimler Gavs'tır delilleri nelerdir.

Buyrun bekliyoruz, hep öyle ağdalı süslü laflarla olmaz, biraz da dininizin temellerine inelim bize dininizi anlatın?
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
https://www.youtube.com/watch?v=76-FiCVINrs&feature=youtube_gdata_player

Ornek Vol 1.

Burada cubbeli Ahmed'in , oku oku ne okursan oku durmaz, ya Gavs imdat dedin mi, gelir imdata yetisir kurtarir dediği, Allah gibi istenme makaminda olan Gavs isimli varlik nedir, Allah nerede bize boyle bir sahis ya da varlik oldugunu bildirmistir.

Halbuki Kur'an okuyan herkes su ayeti okur,

Cinn 20:

"Ben yalnizca Rabbime cagirir,dua eder yalvaririm, bu isimde ona hiç bir varligi ortak kabul etmem"

Kur'ani kabul etmek arapca lafzinin Allah'tan geldigine inanmak demek degildir, içinde Allah'in bizim için ongorduklerini kalben tastik edip supheye mahal vermeyecek sekilde iman etmektir.

6000 küsur ayetten hangisinden benden baska su varlik,sahis her neyse ona imdat edin, dualarinizda.onu cagirin demiş bize sizin uydurduklarinizla degil, Allah'in delilleri ile cevap verin. Peygamberlerin bile boyle bir vasfi yokken, ben yalnizca sizin gibi bir insanim, bana ve size ne olacagini bilmem, tek farkimiz var bana vahyolunuyor" dedirtirken Rabbimiz kibirden gonulleri daglari asmis.bu.zatlar kim???

Bize cevap verin?
MB860 cihazımdan Tapatalk 2 ile gönderildi
 

Ercan Tekin

Kıdemli Üye
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
5,631
Tepkime puanı
266
Puanları
0
Ne o ruh mu çağırıyorsun?
şu ehli sünnete düşman safsatasını da bırakın artık, bir şeyi 40 kere söylersen olurmuş. Sonunda çağıra çağıra birileri çıkacak böyle giderse.

Ha.. Unutmadan sufiliği savunmak için ehli sünnet duvarının arkasına sığınmakta yeni taktik olsa gerek.
Çok komik bir yorum biraz güldüm, eğer komiklik dışında konuyla alakalı bir yorumunuz laflamaktan öte bilgiye dayalı varsa alalım.
Konu hüccetlerle dolu bir konudur okuduğunuzu sanmıyorum.
 

Ercan Tekin

Kıdemli Üye
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
5,631
Tepkime puanı
266
Puanları
0
“İşlerinizde ne yapacağınızı şaşırdığınızda kabir ehlinden yardım isteyiniz.” (Mahmut USTAOSMANOĞLU başkanlığında bir heyet, Ruhu’l-Furkan Tefsiri, İstanbul 1992, c. II, 82.)

“Bir veli ölünce ruhu, kınından çıkmış kılınç gibi olur.” (Ruhu’l-Furkan, c. II, s. 67)


Uydurmanın da uydurması olduğunu yakınen bildiğimiz bu saçmalıkları tefsir yani güya Kur'anı açıklarken nakledebilen bir ilim ehli (!) 'den bahsediyoruz.
Uydurma hadis olduğunu hadisçilerin yedi ceddi biliyor halbuki, ama işimize geliyor napalım, o zaman mevzu, sahih farketmez hemen alalım değil mi?
Soru
“Dünya işlerinizde sıkıştığınız zaman, kabir ehlinden yardım isteyin” hadis-i şerifi sahih midir?
Cevap:
Bismillahirrahmanirrahim

Bu ifade, hadis değildir. Büyüklerin sözlerindendir.

Mehmet Talu
Selam Ve Dua ile
http://www.dinimeseleler.com/soruCevapDetay.aspx?ur_id=2273

...
Ruhul Furkan tefsiri bende var baktım sayfaya hadis olarak zaten geçmiyor İbn-i Kemal paşanın risalesinden naklen diye geçiyor.

Daha bunun hadis olup olmadığından haberiniz olmadığı halde uydurma hadis propagandasına girmeniz dahi ilimde tutarsızlıklar içerisinde olduğunuzu göstermektedir.

Meselelerin ilim yönüyle ruhul furkan tefsirinden kitaptan çektiğim dört resimle cevap oldukça makuldür.






IMAG0426.jpg


IMAG0427.jpg


IMAG0429.jpg



Bu naklettiğim bilgileri okumadan kimse karşı cevap vermesin.


 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Bu sözü doğru mu kabul ediyorsunuz?Yoksa bu sözü doğruymuş gibi kabul eden,kitaplarında insanlara doğruymuş gibi anlatan,bu sözün peygamber sözü olduğunu dahi söyleyen "büyüklere" ? Allah'ın dini hakkında yalan söyledikleri için karşı mı çıkıyorsunuz?
 

Ercan Tekin

Kıdemli Üye
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
5,631
Tepkime puanı
266
Puanları
0
Bu sözü doğru mu kabul ediyorsunuz?Yoksa bu sözü doğruymuş gibi kabul eden,kitaplarında insanlara doğruymuş gibi anlatan,bu sözün peygamber sözü olduğunu dahi söyleyen "büyüklere" ? Allah'ın dini hakkında yalan söyledikleri için karşı mı çıkıyorsunuz?
çelebiler sürekli meseleleri çarpıtıp yokuşa sürüyorsun biz o sözün hadis olduğunu hiçbir zaman iddia etmedik ama senin çağırdığın Yahayy adlı kişi bunu uydurma hadis diye lanse edip sözde bizi tenkite yeltenmiş ama rezil olmuş o ayrı çünkü hadis olduğunu iddia eden yok o hadis diye anlamış.

Meselenin sözün hakikatini sormuşsun Allah aşkına neden yazdıklarımızı o son eklediğim bizzati kitabından resimlediğim sayifaları okumadan yorum yazıyorsun anlamıyorum sen neden böyle sürekli zan üzeresin.
Biliyordum böyle yapacağını ki bir önceki mesajımın sonunda kimse okumadan yazmasın dedim şimdi oku ve sözümü o sayifalardan değerlendirip gel inşaAllah
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
O dözün hadis olduğunu söyleyeler var @Yahayy rezil olmuş falan değil.Doğru söylemiş.

Daha sözlerinin başında yanlış seyler söyleyen bir kişinin sonra söylefiklerini niye okuyayım.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,961
Tepkime puanı
2,074
Puanları
113
Konum
Mars
Tasavvufun temellerini bilmeyenler tasavvufu savunuyorlar.

Rab edinme nasıl olur!! Allah dilerse peki nereden bileceksin dilediğini?
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,961
Tepkime puanı
2,074
Puanları
113
Konum
Mars
Ete kemiğe büründü mahmud diye göründü diyen bir tasavvuf öğretisini savunuyorsunuz peki bu sözün nerelere gittiğine dair bir ilminiz yada bilginiz varmı? yok peki neyi savunuyorsunuz ki?
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul

çelebiler sürekli meseleleri çarpıtıp yokuşa sürüyorsun biz o sözün hadis olduğunu hiçbir zaman iddia etmedik ama senin çağırdığın Yahayy adlı kişi bunu uydurma hadis diye lanse edip sözde bizi tenkite yeltenmiş ama rezil olmuş o ayrı çünkü hadis olduğunu iddia eden yok o hadis diye anlamış.

Meselenin sözün hakikatini sormuşsun Allah aşkına neden yazdıklarımızı o son eklediğim bizzati kitabından resimlediğim sayifaları okumadan yorum yazıyorsun anlamıyorum sen neden böyle sürekli zan üzeresin.
Biliyordum böyle yapacağını ki bir önceki mesajımın sonunda kimse okumadan yazmasın dedim şimdi oku ve sözümü o sayifalardan değerlendirip gel inşaAllah

Bu senin yaptığının adı nedir biliyor musun? Tam olarak muvazaa'dır.

"Sıkışınca kabir ehinden yardım isteyin" Naklinin alındığı kitap nedir?

Acluni'nin Keşful Hafa'sı...
Acluni kimdir Muhaddis, Peki Keşful Hafa nedir? Hadis kritiği yapılan, bir takım hadisler hakkında değerlendirme yapılan bir kitap.
Peki bu kitap bu söze uydurmadır diyor mu? Hayır.
Genel olarak "Hadis kitaplarında delili olmasa bile bizim muteber büyüklerimize hüsnü zan edip uydurma olarak kabul edemeyiz diyor,
yani hüsnü zan ile hadis olduğu kanatine varmış. Ortalıkta dolanan bir söz demiyor, hüsnü zan ile hadis olduğu doğruluğuna karar vermiştir.


Buyrun İsmailağa Vakfının'nın açıklaması.

Sûfîlerin dilinde, Resûlüllah (sallallâhu aleyhi ve sellem) buyurdu ki, diye başlayarak söylenen “Kabir ehlinden yardım isteyin!” sözünün, hadîs mecmûalarında bulunamadığı bir hakîkattir. Allah (celle celâlühû) en iyisini bilir. Böylesi bir sözün büyük Fakîh ve Usûlcüİbn-i Kemal’in Erba’în’inde isnatsız olarak bulunması ve Allâme Muhaddis Aclûnî’nin Keşfu’l-Hafâ’sın*da, onu zikredilen kitaptan nakletmesi, hadîs ilimlerinden nasîbi olanları elbette tatmîn etmez. Lâkin İslâm’da yüksek mertebelere ulaşmış kim*selere hüsnüzan etmek ve onları bir kalemde yalanlamamak, elden gel*diğince meselenin sahîh bir teviline gitmek de ilmin ve İslâm ahlâkının îcaplarından olduğundan olmalı ki, Aclûnî, zamâne kendini bil*mezleri gibi, bu söz için birden uydurmadır diye kestirip atmamış, hüsnüzannın îcâbını yerine getirmiştir. [1]

Mehmet Talu'nun hadis değildir demesi İsmailağa'yı ya da genel olarak tasavvuf ehlini temsil etmiyor.
Hadis değil ise hüküm bina eder gibi din adına bir hükmü kim hangi hakla koyuyor?
Allah'ın kitabını açıklama iddiası olan bir kitabın yani Ruhul Furkan Tefsir'sirinde böyle mesnedi olmayan belli belirsiz bir laf,
Allah'ın muradı imiş gibi nasıl naklediliyor? işte film zaten burada kopuyor.

Bu tür delilsiz, saptırıcı nakilleri hadis nakli diye, hatta cümlenin başına "buyuruluyor ki" diye başlayarak naklediyorlar ki,
Allah ve Resulunun dediği intibağı oluşsun dinleyen de.

bir örnek te burada, aynı nakil türünden buyruluyor ki diye başlanıyor?

"Levla ke lavlak..." kaynak kim yine keşful hafa, yine mesnedsiz bir söz.

Bak sana cevap verir gibi cübbeli hocan nasıl müdafa ediyor.

http://www.youtube.com/watch?v=nIhivdn9vW4

Siz insanları aptal mı sanıyorsunuz?
tefsirinize buyuruluyor ki yazacaksınız, yüzelsel olarak kaynağı sorulunca olur mu öyle şey, Acluni'nin keşful hafasında diyeceksiniz,
yani dolaylı olarak hadis olduğunu iddia edeceksiniz.
Biraz daha araştırınca insanlar aslında hadis değil, ortada dönen bir laf diyeceksiniz.
Madem ortada dönüp dolaşan bir laf ise nasıl inanç sisteminizi böyle uydurma lafızlara dayandırıyorsunuz?
Dininizi baştan yıkıyorsunuz zaten.

Tıpkı "Levla ke levlak... " buyurmuş Allah, bu Allah adına yalan atabilecek adamların lafına mı inanalım,
yoksa temiz şekilde elimize ulaşan vahye mi?

Zariat 56.

"Ben, cinleri ve insanları sadece bana ibadet etsinler diye yarattım."

Allah böyle buyuruyor Kur'anında ama sizi dinlersek öyle değil, Muradı peygamberimizdi, o olmasa yaratmaz dı.
şimdi bu haliyle siz Kur'ana iman etmiş oluyor musunuz.
Bir kere ayetleri siz olduğu gibi değil, efendileriniz nasıl istiyorsa öyle anlıyorsunuz.
Hatta onların laflarını Allah'ın sözünün üzerine çıkarıyorsunuz, işte ortada.
 

Ercan Tekin

Kıdemli Üye
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
5,631
Tepkime puanı
266
Puanları
0
O dözün hadis olduğunu söyleyeler var @Yahayy rezil olmuş falan değil.Doğru söylemiş.

Daha sözlerinin başında yanlış seyler söyleyen bir kişinin sonra söylefiklerini niye okuyayım.

Din adamı kavramı İslamda yokmuş bu cehaletin dibidir ayrıca hiçbir ilmi nakli ve değerlendirmelerimizi analiz etmiyor sadece kendi görüşlerini bastırmak için uğraşıp duruyor böyle biriyle ilmi tartışma yapmak hem vakit kaybıdır hemde faydasızdır. Bu sebeple bu üye ile bu mevzuları değerlendirmeyi kesiyorum:
2vVRJ0.jpg
@çelebiler bu kararım şahsınla alakalı olmayıp ilme yönelik ciddiyetsiz yaklaşımların, analiz etme tenbelliğin ve tartışma adabına uygunsuz tavırlarındır. sana Ves'selam

***
@adams77 ve @Yahayy adlı üyeler, kaç gündür bu meseleleri yazıyoruz, ama günlerce bile tartışsak bir meselede yeri olan bu mevzuları daldan dala sarkıtmanız, oradan burada konuyu yayıp durmanız ne kadar doğru?

Eğer gayeniz ilmi tartışma ise ciddiyet, seviye ve şeffaflık gösterin.

Şimdi bana ''sen çokmu seviyelisin'' diyeceksiniz!
En baştan yazdım bu sizler içinde geçerli bu mevzuları karşıma gelip tartışmaya çalışan insanların önce itikadi konumlarını, fırkalarını ve referans aldıkları alimleri bilmemiz haktır.

10 yıldır nette sizler gibi ehl-i sünnete muhalif karakterle tartışıyorum ve gördüm ki bazılarınız kendlerinizi saklamayı tercih ediyor sanal maske takarak ehl-i sünnete saldırıyorsunuz!
İşte bu fitneciliğe asla izin vermem şimdi bu konularıma gelip yazmadan önce herkes itikadi konumunu, fırkasını ve referans aldığı alimleri bildirsin ondan sonra sanal müfteri muamelesi görmeden edeple tartışalım.

İtikadi konumunuza, fırkanızın ilmine güveniyorsanız gelin tartışalım ama çizgiler belli herkesin ne olduğu önce belirtilmeli kim neye inanıyor neye inanmıyor görülmeli ondan sonra sırayla mevzuları değerlendirelim. Ama sırayla!
Daldan dala atlamayla hiçbir konu sağlıklı ele alınamaz.

Ayrıca yazılan yazıları okumadan, analiz etmeden verilen cevaplarda geçersizdir.

Eğer niyetleriniz samimi ise buyrun gayet adil olan bu tartışma ortamına katılın.

Eğer niyetiniz fitnecilik yapmak ise maskelerinizi çıkarmayın o halde bende sizlere sanal müfteri muamelesi ederim ki herkes kimin ne olduğunu daha iyi anlar.

Yani samimiyet sınavı verilmeden bu tartışma konularına gelmeyin.

Ves'selam
 
Üst