UMUTLU OLMAK
Kavgasız zamanların geçmediği şu asırda sukunete kapı aralar olduk.Umut taşıyan heybelerde umutsuzluk kol geziyor artık.Çağdan ümidini kesen insanlık, çocuklarından da el etek çekince gençliğin gidişatı daha vahim bir hal alır oldu.
Geçmişin yaralarını kapatamayan gönüller, farkında olmadan yaslarını zürriyetlerine yansıttıkları için geleceğe yeşeren gözlerle bakacak evlat sahibi olamıyorlar.
Ya da ‘biz yaşadık,onlar yaşamasın’ tahayyülünde yardımcı olmayı abartarak sorumluluklarının farkındalığına mani oluyorlar.Babalar çok küçük yaşlarda çocuklarına geleceği temin edebilme yarışına girmiş.Hayat şartları gün geçtikçe zorlanmasına rağmen çoğu babalar gelecek kurtarma yarışından kendilerini alı koyamıyorlar.
Müslümanlar elbette edindikleri maddiyatla karunu değil Hz Süleyman a.s mı örnek edinmeliler.Velakin vahyi emrin tercihinde bile zorlanıyorken acaba zenginliğin şükrünü edebilecek şahsiyete bürünebilmiş midir muhatabımız?
Her hangi bir alışveriş merkezinin önünden geçtiğiniz de bir zamanlar belli bir kesim dışında ayak basılmayan yerler şimdi muhafazakarların neredeyse sık periyotlarla yokladığı yerler haline geldi.
Eğlenmeyeceğiz demiyoruz hakeza hayatın sınırlarını belirleyenin Kuran-sünnet olması gerektiğini düşünüyoruz.Tevbe zırhının bir an dalgınlığa maruz kalmadan akıldan çıkarılmaması gerektiğini,kulun her düşüşünde arzuhalini kendisini tüm yönüyle bilen yaratıcıya arzetmesini umuyoruz.
Tefekkür ettiğim bir zaman diliminde kısa bir yolculuğa çıkmıştım ki…
Bu yolculuk esnasında iki gencin konuşmalarına şahid oldum.Bir şans oyunundan kazandığı çok cüz i bir miktarı babasının elinden almasından dem vuruyordu.Babasına ‘peder’ diyordu.Sonra tazminat davası açtığı bir şahsa dair dava akabinde alacağı parayı boş işlerde kullanacağının vaadinde bulunuyordu.Bazı argo cümlelerini anlayamamıştım.
Derken o gençlerle aynı vasıtaya bindik.Şöfor namaza giderken dolmuşun kapısının açılıp kapanmasını sağlayan kumandayı gençlerden birisine verdi.İnsanlar geldikçe açıyor sonra kapatıyordu.Bir ara iki çocuklu bir bayan ve arkadaşı bindiler.Çocuk kapıya her yaklaştığında kapıyı açıyor uzaklaşınca kapatıyordu.Kadınlar kendi aralarında ‘görüyor musun adam otomotik kapı yaptırmış helal olsun’ dediklerinde gülümsedim.Genç çocukta duymuştu ,amacıda buydu zaten.İnsanlarla eğlenmek.
Şöyle bir baktığımız zaman çokta önemsenmeyecek bir şaka olarak görünse de insanları ti-ye alarak yaşanan bir hayat öyle bir nokta da muhatabını es geçebilirdi.Bu takmayışlar bir gün insanın kaybı olur.
Gençler sözlerine dikkat etmeden yaşıyorlar.Ağızlarından çıkan sözlerin hatta yeminlerin bile mahiyetini anlamıyorlar bazen.Belki nasihat edecek bir baba-anne yoktu.Ve ya kulaklarını çekecek bir büyük yoktu etraflarında.Şimdi ne oldu da hala aynı seyirde devam ediyor insanlık?
Neden çocuklar hala hedefsiz yaşamaktalar?
Neden ahiret bilinci verilmiyor çocuklara?
Neden teslimiyeti ilk önce aile fertleri yaşamıyor?
Neden iman nameleri damarlarda dolaşırken kardeşine düşmanlık besleyecek melodiler barınıyor yüreklerde.
Neden günde beş kere af dilerken bizler affedici olamıyoruz?
Neden geçmişteki acıları sanki yeni yaşamışcasına ısıtıp duruyoruz?
Neden hayata bakış ölçümüzü Kuran-Sünnet doğrultusunda yapamıyoruz?
Allah tevbe edip temizlenenleri sever şiarını unutup neden temizliğe azmeylediğimiz yüreklerimizi defaatle kirletiyoruz.
Neden bir zamanlar güvenle,sevgiyle,itaatle kurulu aile düzenlerimiz şimdi yıkılmaya mahkum edilmiş.
Neden başıboş yaşıyoruz?
Neden Ahireti unutuyoruz?
Niçin tevbe ettikten sonra ısrarla aynı hataya dönüyoruz.Sonra yeniden tevbeye sarılmıyoruz.
Herşey bitmiş değil,vakit geç değil.Allah kötülükleri iyiliklere çevireceğini vaad ederken gelin günaha bulanmış ömrümüzün kalan demlerini umutlar yeşerterek geçirmeye söz verelim.
Şeytanın oyuncağı olmayacağımıza söz verelim.
Kendimizde ki tüm kötü huyları,beğenilmeyen yanları önce nefsi tüm ihtirasları bırakacağımıza söz verelim.
Sonra yeni bir tevbe ile yeniden doğalım bu fani dünyaya temiz bir ruhla.
Tevbe ve iman edip iyi işler yapanlar başka.Çünkü bunların kötülüklerini Allah iyiliklere çevirir.Allah çok bağışlayıcıdır,çok merhametlidir.Her kim tevbe edip iyi bir şekilde çalışırsa muhakka o Allah’a makbul biri olarak döner.Onlar yalana şahit olmazlar ,boş şeylere rast geldikleri zaman vakar içinde gelip geçerler.‘Onlar Rablerinin ayetleriyle nasihat edildikleri zaman ona karşı kör ve sağır tavır takınmazlar.Onlar ‘Ey Rabbimiz lütfunla bizlere eşlerimizden ,zürriyetlerimizden gözler aydınlığı ihsan eyle ve bizi Allah’tan korkanlara rehber yap derler. Furkan 70-74
Hayat ;sınanan ademoğluna en acı kıymıkları batıra dursun,yürekler dağlansa da dirilme adına var gücümüzle Allah’a teslim olmaya gayret edelim.
Vaad edilenler, dünyada asla elde edilemeyecek bir vasıf belki. Sadece iman ederek bu vasıflara nail olmak istemez misiniz?
Haydi hep birlikte tevbe edelim.Rabbim bizleri duası kabul edilenlerden eylesin(amin).
Büşra Betül
Not:Genç birikim Dergisi Şubat ayı için gönderilmiş yazı,dergi çıktı ama elime gelmedi bir sıkıntı olmadıysa yayınlanmış olmalı yoksa marta kalmıştır.