Tevrat ve İncil tahrif edilmiş midir?

Dut_agaci

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
7,219
Tepkime puanı
330
Puanları
0
Web sitesi
www.Menzil.Net
Geçenlerde gökten boşalır gibi yağmur yağıyor. Genç bir kız şemsiyenin altına bürünmüş. Hemen önümde bir pencere açıldı. Yağmuru rahmet yağıyor gördüm. Şemsiyeyi de rahmeti engelleyen başka bir rahmet olarak gördüm. İkiside rahmetti. Birbirlerine zıt olsalarda rahmetti. Hemen kalbimde bir hikmet belirdi. Varlık alemi birbirine zıtlıklarla ayakta duruyor. Her iki zıddada aynı sıfatla tecelli etmeye kadir olduğunu bana bildirdi.

Şeriatperest birisi olsaydım o kıza baktığım için cehennemlik oldum diye korkar dururdum.

Maşallah

İhvanforuma rahmet yağdını da görüyor musunuz ?
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,943
Tepkime puanı
2,069
Puanları
113
Konum
Mars
İncil ve Tevratı okuyan arkadaşımız, Kuranda geçen bazı kıssaların olayların İncil ve Tevratta da geçtiğini söylemişti.

Tahrif edilmiş de olsalar hanif dinden kalıntılar var demek ki.

Tahriflik kelimelerin kayması ile oluşmuştur.

Kitaplar elçilere verilir. Elçiler tebliğini yapar artık sorumlu olan kişiler tebliğe olan teslimiyetlerine göre paylarını alırlar. Sonra elleri ile bu tebliğleri nakil etmeye başlarlar artık düşünmek gerekir tebliğden ne kadar anladı ki nasıl nakil ediyor.
 

ALI25

Kıdemli Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
7,509
Tepkime puanı
106
Puanları
0
Konum
Almanya
Bir kardeşimiz tahrif edilmiş olduğunu bilse de oturdu incili okudu.Sonra bir yerden tevrat edinip tevratı okudu.Bize böyle insanlar lazım.Bir yerde bir münazaraya girsen ve adam sana dese ki''Sen hiç incil okudun mu?''Sizde cevap verseniz:''Evet okudum, incili baştan sona okudum.Peki ya siz hiç kuran okudunuz mu?''
Eline saglik sen sag ol bu yazin icin Ebu Computer kardesim.

Bunu tahrif edildigini bilse ne olur ki bu da ona yetmez derim ve buna ilaveten o müslüman icin diyorum bunuda.

Insan bu konuda onlarin ikisini okumasa da onlar hakkinda yeterli bir $ekilde kitab yazilmistir.

Ki$i bu gibi 2 kitabi da okumadan onlar hakkinda bir bilgi sagibi olabilir yeter ki bunlara dair birseyler okusun.

Onlar gibi insanlar kur´an-i kerim´i okusa ne olur bir kere kenidlerinin yanlis da oldugu bilip kabul etmedikten sonra ve kelamullah gibi bir kitab okusa bu da ona ne kadar bir faydali olur soru i$aretidir.
 

ALI25

Kıdemli Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
7,509
Tepkime puanı
106
Puanları
0
Konum
Almanya
İncil ve Tevratı okuyan arkadaşımız, Kuranda geçen bazı kıssaların olayların İncil ve Tevratta da geçtiğini söylemişti.Tahrif edilmiş de olsalar hanif dinden kalıntılar var demek ki.
Ebu Computer eline saglik sen sag ol kardesim.

Bu sözüne $u $ekilde katiliyorum tek bu konuda 1 kac tane kitab okumus insan olarak.

$unu acik ve kesin olarak söyleyim bunlarin cogu en azindan tahrif edilmis oldugunu son okumu$ oldugum kitab da ögrendim.

Evet tahrif de edilmis olsa icinde az seyler var bunlar nasil olmu$sa saglam kalmi$lar.

 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Hz. Âdem'e gönderilen sahifelerle diğer peygamberlere gönderilen sahifeler veya kitaplar arasında esasta hiçbir farklılık yoktur. İlk sahife neyi anlatıyorsa son kitap Kur'ân da temel esaslar açısından aynı şeyi anlatmaktadır. Sadece fark, icmal ve tafsildedir. Hz. Âdem'e özet olarak anlatılan her şey, Efendimiz'e tafsil edilerek anlatılmış ve geniş geniş izahlarla vahyedilmiştir. Yani Hz. Âdem'e anlatılan çekirdekse, Efendimiz'e anlatılan dalı, budağı ve meyveleriyle ağaç olmuştur. Ne var ki bu usûlde dahi mucize çapında bir sistem mevcuttur. Her şeyden evvel, ilk insanlar, idrak ve fikirleriyle çok fazla inkişaf etmediklerinden, onlara anlayacakları seviyede ders vermek gerekiyordu; onun için de onlara fazla tafsilat yapılmadı. Onlara anlatma tarzı ilkokul seviyesindeki bir çocuğa ders verme mahiyetinde idi. Zira muhatapların umumî seviyesi, böyle bir dersi gerektiriyordu. Eşyanın ledünniyatına vâkıf olmaktan uzak bu ilk insanlara verilecek bilgiler, sathî (yüzeysel) olmalıydı. Ancak şu da bir gerçektir ki, işin ilmini yapmış olan birisi, Kur'ân'da anlatılan bütün hakikatlerin Hz. Âdem'e verilen sahifelerde bulunduğunu çok rahatlıkla söyleyebilir.
Bu husus diğer semavî kitaplar için de aynen geçerlidir. Yani Kur'ân'daki hakikatleri, (icmalen de olsa) Tevrat ve İncil'de de bulmak mümkündür. Tabiî bir dilden başka bir dile çevrilince bazı değişmelerin, hatta tahriflerin olduğu da bir gerçektir. Defalarca çevirilerle değişime uğramış veya tahrif edilmiş kitaplarda, bu kitapların kendi orijinal metinlerini bile bulmak çok zordur. Bu durumda, onlarda Kur'ân'ı bulmak nasıl mümkün olabilir ki…
http://fgulen.com/tr/fethullah-gule...n-altin-ikliminde/18595-fethullah-gulen-giris
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Tevrat, İncil ve Zebur gibi aslı ilâhî olduğu hâlde tahrife uğrayıp, içlerine beşer kelâmı karışan bu kitaplarla, doğruyu bulmak ve bunlarla fikrî istikameti korumak imkânsızdır. Dolayısıyla, bunlarda peygamberlere ait anlatılan, hatta sıradan bir insana dahi yakışmayan kötü tablolar, tamamen bu kitapların tahrif edilmiş olmalarından kaynaklanmaktadır. Yani, bir mânâda, bu kitapların tahrif edildiğine başka hiçbir delil olmasa, bu iftira dolu tablolar, onların tahrif edildiğine delil olarak yeter.
Cenâb-ı Hak, bu kitaplara koruma teminatı vermemiştir. Hâlbuki Kur'ân hakkında: إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ"Kur'ân'ı Biz indirdik ve onu mutlaka Biz koruyacağız."[SUP][1][/SUP] buyurarak hem bir ilâhî referanstan hem de korumadan söz edilmektedir. Onun içindir ki, Kur'ân'ın hükümleri kıyamete kadar bâki kalacağına icma edilmiştir. Çünkü o teminat altındadır. Demek oluyor ki, peygamberler hakkında müracaat edilecek esas kaynak Kur'ân-ı Kerim'dir. Diğerleri tahrife uğradığından, Kur'ân'ın dediğine ve söylediğine mutabık olmayan bu söylentilerin bütünü hükümsüzdür. Çünkü o kitaplara, beşerî his ve düşünceler karışmıştır. Peygamberlik ve ismet mevzuunda ise hiçbir beşerin söz söyleme selâhiyeti yoktur. Sadece peygamberlerdir ki, maziye ait bu gibi gaybî meseleler hakkında vahye müstenit olarak konuşurlar. Efendimiz'den sonra konuşacak bir başka peygamber de yoktur. Çünkü son peygamber, ne konuşulacaksa hepsini konuşmuştur. Hz. İsa (aleyhisselâm) dahi sözü O'na bırakmış ve: "Ben gidiyorum ki, Âlemlerin Efendisi gelsin." demiştir.[SUP][2]
[/SUP]
[1] Hicr sûresi, 15/9.
[2] Kitab-ı Mukaddes (Türkçe tercüme), Yeni Ahit, Yuhanna, Bâb: 16, Âyet: 7.
http://fgulen.com/tr/fethullah-gule...et-Acisindan-Gecmis-Kitaplar-ve-Kuran-i-Kerim
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
tarih olmus derken sunu unutmamak gerek. Incil Hz. Isa´dan en erken 70 sene sonra yazilmis. Bu hristiyanlarinda kabul ettigi bir seydir.

Kuran da bahsi gecen incil ise Hz. Isa´ya verilmis olan. Tahrif denince ilk akla gelen var olan metnin degisitirlmesidir ki, ortada yazili bir incil yokki bu manada bir tahrif gerceklessin.

Ancak 70 sene sonra yazilan incillerde dahi farkliliklar var ve bunlarin diger dillere cevrilmesinde de yanlisliklar var. Ve yine kabul edilirki, günümüzdeki inciller Pauvlusun yazdigi mektuplar dogrultusunda yorumlanir.

Tahrif var muhakkak bilerek veya bilmerek ancak bu tahrif Hz. Isa´dan kalan yazili bir metnin tahrifi seklinde degil anlayabildigimiz kadariyla.
 

ALI25

Kıdemli Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
7,509
Tepkime puanı
106
Puanları
0
Konum
Almanya
Bilmiyorum sizlere ne desem tam olaraktan,kardesim yada arkadasim birsey yaz kisa da olsa isterse birkac satir olsun oda yanliz tek senden olsun.

Burda olsun sitedeki diger konularda olsun bu yazilmis vede eklenmis olan $eyleri elle tek olarak sira ile alacak olsam hem zaman olarak bu zor vede kendimi de istemeden de olsa yormus olurum.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,943
Tepkime puanı
2,069
Puanları
113
Konum
Mars
tarih olmus derken sunu unutmamak gerek. Incil Hz. Isa´dan en erken 70 sene sonra yazilmis. Bu hristiyanlarinda kabul ettigi bir seydir.

Kuran da bahsi gecen incil ise Hz. Isa´ya verilmis olan. Tahrif denince ilk akla gelen var olan metnin degisitirlmesidir ki, ortada yazili bir incil yokki bu manada bir tahrif gerceklessin.

Ancak 70 sene sonra yazilan incillerde dahi farkliliklar var ve bunlarin diger dillere cevrilmesinde de yanlisliklar var. Ve yine kabul edilirki, günümüzdeki inciller Pauvlusun yazdigi mektuplar dogrultusunda yorumlanir.

Tahrif var muhakkak bilerek veya bilmerek ancak bu tahrif Hz. Isa´dan kalan yazili bir metnin tahrifi seklinde degil anlayabildigimiz kadariyla.

Zaten kitaplar elçilere verilir kavme kitap verilmez. Kitabı elçiler tebliğ ederler ve her kavme elçi gelir. Bu bağlamda bakınca zaten her kavim elçisinin tebliğ ettiği kitapları zaman ile terk ettikleri için tahrif olmasına müsade etmiş olurlar. Yada kitapta belirtildiği gibi elleri ile yazıp Allah katındandır diye yalan söylerler.

Bizim algımıza öyle bir yeşleştirme yapmışlar ki bu zaten daha önceki kavimlere de yapıldığı için kitaplarını düzeltmiyorlar tahrif oldukları açık ve net belli olmasına rağmen.

Bütün sorun kitabın ne olduğu yada kitaba bakış açısı ile alakalı
 

ALI25

Kıdemli Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
7,509
Tepkime puanı
106
Puanları
0
Konum
Almanya
Cübbeli'den duydum.Gerçekten öyleymiş.Kafam almadı önce,sonra kardeş evliliğini misal verdi.Bizim içinde yetiştiğimiz şeriatle geçmiş şeriatleri anlıyamayız.
Bir cüppeli bir alim degil ikicisi sayet alim de olsa idi, bu da tek bir dayanak olur idi ve kaynak da degil olurdu. Ücüncü güne burda eski $eriat meselesi gündeme girmi$.
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
Zaten kitaplar elçilere verilir kavme kitap verilmez. Kitabı elçiler tebliğ ederler ve her kavme elçi gelir. Bu bağlamda bakınca zaten her kavim elçisinin tebliğ ettiği kitapları zaman ile terk ettikleri için tahrif olmasına müsade etmiş olurlar. Yada kitapta belirtildiği gibi elleri ile yazıp Allah katındandır diye yalan söylerler.

Bizim algımıza öyle bir yeşleştirme yapmışlar ki bu zaten daha önceki kavimlere de yapıldığı için kitaplarını düzeltmiyorlar tahrif oldukları açık ve net belli olmasına rağmen.

Bütün sorun kitabın ne olduğu yada kitaba bakış açısı ile alakalı

kanaatimce indirilen "kitabin" yaziya dökülmesi ilk ve son kez Kurani Kerimle olmustur.

Zaten bu sekilde korunmasi önemli sekilde saglanmistir, tabi hifz yöntemide var.
Ne dersiniz?
 

ALI25

Kıdemli Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
7,509
Tepkime puanı
106
Puanları
0
Konum
Almanya
Kitabın tanımını alalım? Bakalım nasıl tahrif olmuş.
Bu konuda bizzat o kitablara bakabilirsin benim ise demin demek istedigim de ehli kitab hakkinda yazilmis olan kitablar bunlar da tahrif oldugu yaziyorlar ve de orda delilleriyle örnekler veriliyor bu konuda.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,943
Tepkime puanı
2,069
Puanları
113
Konum
Mars
kanaatimce indirilen "kitabin" yaziya ilk dökülmesi Kurani Kerimle olmustur. Zaten bu sekilde korunmasi önemli sekilde saglanmistir, tabi hifz yöntemide var.
Ne dersiniz?

din birdir ve islam 'dır. ilk gün ne ise son günde ol olacaktır. Yazıya dökülen bir kitap nasıl korunabilir ki? Döken mükemmel değil yazıyı oluşturan mükemmel değil koruyacak olan mükemmel değil?

Kutsal olanı bizim katımıza indiremeyiz biz kutsal olanın katına çıkmalıyız. Önce kitap kavramını görmek gerekir. Evrensel bir tebliğ bölgesel bir dil ile olmaz.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,943
Tepkime puanı
2,069
Puanları
113
Konum
Mars
Bu konuda bizzat o kitablara bakabilirsin benim ise demin demek istedigim de ehli kitab hakkinda yazilmis olan kitablar bunlar da tahrif oldugu yaziyorlar ve de orda delilleriyle örnekler veriliyor bu konuda.

kitapta böyle bir ayet yok!! ayrıca kitap ehline sorabilirsiniz diyor! ayrıca zikir ehline de!!

tekrar soruyorum kitap tanımını alabilirmiyiz? ve ayrıca Musa 'ya tevrat 'ın verdiğine dair bir ayet alabilirmiyiz?
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,943
Tepkime puanı
2,069
Puanları
113
Konum
Mars
Bu $uandaki meseleye nesh etme denir bu ise bir sey belli bir zaman icin musaade verilmis vede zamani gelince hükmü kalmi$ olur.

Kitap nesh olmaz!! ayet nesh olur. Nesh ayetin hükmü kaldırmaz daha iyisi ve hayırlısı ile değiştirir.
 
Üst