levent48
Kıdemli Üye
- Katılım
- 12 Şub 2012
- Mesajlar
- 3,518
- Tepkime puanı
- 142
- Puanları
- 0
Tarih tekrar ediyor...Hesabı kapatılmayan I. Dünya savaşı dinamikleri kapımıza dayanmıştır...
Rus ve Türk işbirliği nedeniyle Rus'ların Kırım yarım adasını ilhakına kadar umutlanmış "Bu kez değil,ilk defa Ruslar ve Türkler doğru yerde duruyor.."tespitinde bulunmuştuk. O zaman Rus tanıdıklarla bir araya geldiğimizde "İki imparatorluğu birbirine çarparak yok ettikten sonra Batı kendi çarkını kurdu...O günden bu yana hem Türkler hem de Ruslar büyük acılar çektiler...Umarız bu birliktelik dünyanın seyrini değiştirir ve İnsanlık medeniyeti nefes alır..."demiştik..
Çok geçmeden Rus devlet aklının sandığımız kadar gerçekçi ve reşit olmadığını anladık...Önce Kırım'da sonra Suriye'de Rus devleti tam karşımıza geçti...Bu gün en büyük düşmanımız olarak büyük bir savrulma yaşıyor...
ABD ise bildiğiniz gibi...Bize dost görünmeye özen gösterirken Türkiye'nin altını oymaya devam ediyor...
İran ise ABD ve Rusya ile birlikte yaptığı gizli anlaşmaların gereğini Kafkaslar'dan Yemen'e kadar harfiyyen yerine getiriyor...
İngilizler ise bütün bu senaryonun fikir babası...ABD'ye yol gösteren İngiltere...İngilizler deyince "çaydanlık ve demlik" birbirinden ayrılmaz misali İsrail'i de bu kaleme ilave etmekte fayda var...
Rusya'yı kötü polis yapan sözüm ona iyi polis rolü kesen bu devletler aynı hedefe ilerliyorlar.Düşürülen Rus uçağı sonrası bölgeye nüfuz eden NATO İncirlik üzerinden mezarımızı kazıyor...
Gerekçe olarak "Ruslar rövanş alacak sizin uçağınızı misilleme olarak düşürecek..Böyle birşey olursa Nato ve Rusya savaş durumuna gelir...Biz böyle bir krizin ortaya çıkmasını istemiyoruz...O yüzden Suriye sınır uçuşlarınızı askıya alın..Sizin sınırınız Nato sınırıdır...Sınırınızın hava korumasını biz yapacağız" diyorlar...
Görünüşe göre Türkiye Nato'nun bu teklifini dünden kabul etmiş ve uzun süredir uygulamaya geçmiştir...
"iNCİRLİK MÜTABAKATI GEREĞİ " Batı-NATO koalisyonuna Mare-Cerablus güvenli bölge karşılığı İncirlik üssünü açan Türkiye büyük kazık yemiştir.Rusya ile kriz tırmanır gerekçesi ile eli kolu bağlanan Türkiye yediği kazığın bedelini hem Suriye içerisinde desteklediği grupların hırpalanması hem de PYD desteği ile güney illerinde hendekler ve çatışmalar olarak ödemektedir.
Mevcut tablonun şoku ve çaresizliği ile kendini Almanlar'ın ve AB'nin kucağına atan devletimiz 100 sene önceki İttihatçıların hatasına düşmektedir...Dün Çanakkale'yi Alman generali Liman Von Sanders Paşa'nın insafına bırakan aynı akıl Suriye meselesini Nato'nun insafına terketme eğilimi göstermektedir...
Türkiye'nin hakkını yemeyelim.Daeş'e karşı yapılan Obüs atışları ve Musul'a Özel birlik göndererek kuşatmayı yarmaya yönelik hamleler doğrudur fakat arkası getirilmediği için sembolik olarak kalmaya devam edecektir.Üstelik İki hamlede de ABD Türkiye'nin karşısına çıkarak" Musul'dan çekilin.." ve "Top atışları mükemmeldi ama yapacağınız atışları önceden bildirin" uyarıları ile aba altından sopa göstermekten geri durmamaktadır...
Türkiye'nin önünde iki yol vardır..
1. Ya sessizce Sykes-Picot'un yeni versiyonu pişirilirken mutfağa karışmadan ve sesini çıkarmadan restoran bölümünde tabağına ne koyulacaksa kısmetini bekleyecek...
2. Ya da mutfağı bu yemeği hazırlayanların başına geçirecek...
Allah c.c. Devletimizin,Milletimizin ve Hükümetimizin yardımcısı olsun...İki şıkkın da birbirinden ağır bedelleri olacaktır.Her şeye hazırlıklı olmamız gereken bir süreci yaşıyoruz...Çokça dua edelim...
Saygılarımla
Levent 48
Rus ve Türk işbirliği nedeniyle Rus'ların Kırım yarım adasını ilhakına kadar umutlanmış "Bu kez değil,ilk defa Ruslar ve Türkler doğru yerde duruyor.."tespitinde bulunmuştuk. O zaman Rus tanıdıklarla bir araya geldiğimizde "İki imparatorluğu birbirine çarparak yok ettikten sonra Batı kendi çarkını kurdu...O günden bu yana hem Türkler hem de Ruslar büyük acılar çektiler...Umarız bu birliktelik dünyanın seyrini değiştirir ve İnsanlık medeniyeti nefes alır..."demiştik..
Çok geçmeden Rus devlet aklının sandığımız kadar gerçekçi ve reşit olmadığını anladık...Önce Kırım'da sonra Suriye'de Rus devleti tam karşımıza geçti...Bu gün en büyük düşmanımız olarak büyük bir savrulma yaşıyor...
ABD ise bildiğiniz gibi...Bize dost görünmeye özen gösterirken Türkiye'nin altını oymaya devam ediyor...
İran ise ABD ve Rusya ile birlikte yaptığı gizli anlaşmaların gereğini Kafkaslar'dan Yemen'e kadar harfiyyen yerine getiriyor...
İngilizler ise bütün bu senaryonun fikir babası...ABD'ye yol gösteren İngiltere...İngilizler deyince "çaydanlık ve demlik" birbirinden ayrılmaz misali İsrail'i de bu kaleme ilave etmekte fayda var...
Rusya'yı kötü polis yapan sözüm ona iyi polis rolü kesen bu devletler aynı hedefe ilerliyorlar.Düşürülen Rus uçağı sonrası bölgeye nüfuz eden NATO İncirlik üzerinden mezarımızı kazıyor...
Gerekçe olarak "Ruslar rövanş alacak sizin uçağınızı misilleme olarak düşürecek..Böyle birşey olursa Nato ve Rusya savaş durumuna gelir...Biz böyle bir krizin ortaya çıkmasını istemiyoruz...O yüzden Suriye sınır uçuşlarınızı askıya alın..Sizin sınırınız Nato sınırıdır...Sınırınızın hava korumasını biz yapacağız" diyorlar...
Görünüşe göre Türkiye Nato'nun bu teklifini dünden kabul etmiş ve uzun süredir uygulamaya geçmiştir...
"iNCİRLİK MÜTABAKATI GEREĞİ " Batı-NATO koalisyonuna Mare-Cerablus güvenli bölge karşılığı İncirlik üssünü açan Türkiye büyük kazık yemiştir.Rusya ile kriz tırmanır gerekçesi ile eli kolu bağlanan Türkiye yediği kazığın bedelini hem Suriye içerisinde desteklediği grupların hırpalanması hem de PYD desteği ile güney illerinde hendekler ve çatışmalar olarak ödemektedir.
Mevcut tablonun şoku ve çaresizliği ile kendini Almanlar'ın ve AB'nin kucağına atan devletimiz 100 sene önceki İttihatçıların hatasına düşmektedir...Dün Çanakkale'yi Alman generali Liman Von Sanders Paşa'nın insafına bırakan aynı akıl Suriye meselesini Nato'nun insafına terketme eğilimi göstermektedir...
Türkiye'nin hakkını yemeyelim.Daeş'e karşı yapılan Obüs atışları ve Musul'a Özel birlik göndererek kuşatmayı yarmaya yönelik hamleler doğrudur fakat arkası getirilmediği için sembolik olarak kalmaya devam edecektir.Üstelik İki hamlede de ABD Türkiye'nin karşısına çıkarak" Musul'dan çekilin.." ve "Top atışları mükemmeldi ama yapacağınız atışları önceden bildirin" uyarıları ile aba altından sopa göstermekten geri durmamaktadır...
Türkiye'nin önünde iki yol vardır..
1. Ya sessizce Sykes-Picot'un yeni versiyonu pişirilirken mutfağa karışmadan ve sesini çıkarmadan restoran bölümünde tabağına ne koyulacaksa kısmetini bekleyecek...
2. Ya da mutfağı bu yemeği hazırlayanların başına geçirecek...
Allah c.c. Devletimizin,Milletimizin ve Hükümetimizin yardımcısı olsun...İki şıkkın da birbirinden ağır bedelleri olacaktır.Her şeye hazırlıklı olmamız gereken bir süreci yaşıyoruz...Çokça dua edelim...
Saygılarımla
Levent 48