ZAMAN Gazesindeki 2008 tarihli yazı
Türk Ocakları'ndan Çetin Doğan raporu: Görevden alınmalı
Türk Ocakları, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den, Türkiye ile Kazakistan'ın birlikte kurduğu Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'nde yaşanan sorunlara müdahale etmesini istedi.
İlgili Haberler
Türk alfabesine iki harf eklenebilir
Başkan Nuri Gürgür imzasıyla Gül'e sunulan raporda, emekli Org. Çetin Doğan'ın Ahmet Necdet Sezer tarafından mütevelli heyet başkanlığına atanmasıyla birlikte üniversite yönetiminin Türkiye'nin elinden çıktığı ve Kazak tarafına geçtiği belirtildi. Türk Ocakları'nın internet sitesinde yer alan raporda 28 Şubat'ın etkin isimlerinden Doğan için 'konuya yabancı' ve 'meseleye vukufiyeti yok' nitelemesi yapılarak şöyle denildi: "Bu durum Türkiye'nin Yesevi Üniversitesi'nden beklenti ve stratejik hedeflerini gerçekleştirmesini engellediği gibi eğitim kalitesinin düşmesine de neden olmaktadır. Mütevelli heyet başkanlığından başlayarak yönetim yeniden belirlenmeli."
Nuri Gürgür ve beraberindeki heyet, 23 Kasım 2007'de Cumhurbaşkanı Gül'ü ziyaret etti. Türk Ocakları, Kırgızistan'daki Manas Üniversitesi ve Kazakistan'daki Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi hakkında kapsamlı bir rapor sundu. Türk Ocağı'nın internet sitesine de konulan raporda adı geçen üniversitelerin ıslahı ve yenilerinin kurulması konusunun zaman geçirilmeden ele alınması talep edildi. Raporda gerek Kırgızistan'daki Manas Üniversitesi gerekse Kazakistan'daki Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'ndeki idare yapılarında ve idare-öğretim kademelerinde istenen seviyeyi sağlayacak değişiklikler yapılması isteniyor. Bu üniversitelerin dünya standartlarının gerisinde olduğu sürece Özbekistan, Azerbaycan ve Türkmenistan'da benzer üniversite açma talebinin kardeş ülkeler tarafından heyecanla karşılanmayacağı, oysa benzer üniversitelerin bu ülkelerde de açılması gerektiği kaydediliyor. Raporda şöyle deniliyor: "Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'nin Türkiye tarafından belirlenen şu andaki mütevelli heyet başkanı, konuya yabancı, bu alanda tecrübe ve birikimi olmayan bir insandır. Meseleye vukufiyetinin olmaması sebebiyle, halen Kazak tarafı üniversitenin yönetim ve eğitimini tümüyle uhdesine almış bulunuyor. Bu durum Türkiye'nin Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'nden beklentilerini, stratejik hedeflerini gerçekleştirmesini engellediği gibi eğitim kalitesinin düşmesine neden olmaktadır. Bundan önce Türk dünyasından buraya sağlanan öğrenci akışı kesilmiş, bütün imkânların Kazak öğrencilere tahsisine gidilmiştir. Bu üniversitenin mütevelli heyet başkanlığından başlayarak yönetiminin yeniden belirlenmesi ve Türkiye'nin hakkı olan inisiyatifi bir an önce yüklenmesi gerekmektedir."
1992 yılında kurulan ve Türk cumhuriyet ve topluluklarından binlerce öğrenciyi bünyesinde barındıran Ahmet Yesevi Üniversitesi, Türkiye Türkçesi ve Kazak Türkçesinde eğitim veriyor. Bu dillerin yanı sıra İngilizce ve Rusça da öğretilen ünversite, on kişilik bir mütevelli heyet tarafından yönlendiriliyor. Bütün idarî kararlar bu heyet tarafından veriliyor. Heyet üyelerinin dördü Türkiye Cumhuriyeti, üniversite rektörünün de içinde bulunduğu beşi Kazakistan Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu kararı ile belirleniyor. Mütevelli heyet başkanı ise Türkiye cumhurbaşkanı tarafından doğrudan atanıyor. Çetin Doğan, bu göreve 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından 20 Temmuz 2006'da Namık Kemal Zeybek'in yerine atanmıştı.
Türk alfabesine iki harf eklenebilir
Raporda dikkat çeken diğer maddelerden biri de ortak alfabe çalışması. Bu konunun sürekli gündemde tutulması istenen raporda kardeş cumhuriyetlerin Latin alfabesine geçme konusunda oldukça mesafe aldığına dikkat çekilerek, "Daha önce Azerbaycan, Özbekistan ve Türkmenistan'ın bu yöndeki kararlarından sonra, son olarak Kazakistan'ın da aynı yönde adım atması sevindirici bir gelişmedir. Daha önce bilimsel toplantılarda ortaya çıkan görüş birliğine paralel şekilde 34 harfli çerçeve alfabe gibi kararlar hayata geçirilmelidir. Bu hususta Türkiye de dâhil ülkelerin kendi alfabelerini koruma dirençleri gözlenmektedir. Bu konuda örnek bir davranış sergileyebiliriz, alfabemizde esasen ihtiyaç bulunan iki harfin eklenmesini yeniden düşünebiliriz." deniliyor.
Türk Ocakları, Türkiye'de Uluslararası Kardeşlik Üniversitesi açılmasının önemine de vurgu yapıyor. Türkiye'deki mevcut üniversitelerden birisinin Moskova'daki Lumumba Dostluk Üniversitesi modelinde ODTÜ kalitesinde uluslararası bir üniversite haline dönüştürülmesi teklif ediliyor. ZAMAN
Erkan Acar
02 Ocak 2008, Çarşamba
Aslında daha önceki tarihlerdede vardı çetin DOĞAN haberleri ZAMAN gazetesinde.
Peki çetin Doğan kimdir ?
Çetin Doğan
--------------------------------------------------------------------------------
1940 yılında Trabzon'un Maçka ilçesinde doğdu. Doğan, 1960 yılında Kara Harp Okulu'ndan, 1961 yılında Topçu Okulu'ndan mezun oldu. 1987 yılında tuğgeneralliğe terfi eden Doğan, Genelkurmay Komuta Kontrol Daire Başkanlığı, 1. Zırhlı Tugay Komutanlığı, Genelkurmay Plan Harekat Daire Başkanlığı, 4. Kolordu Komutan Yardımcılığı, 1. Mekanize Tümen Komutanlığı, Genelkurmay Harekat Başkanlığı ve Jandarma Asayiş Komutanlığı görevlerinde bulundu. Orgeneral Doğan, 1999 yılında orgeneralliğe yükselerek Ege Ordu Komutanlığı'na atanmıştı. 1. Ordu Komutanlığı'ndan emekli oldu. Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer tarafından Türk-Kazak Ahmet Yesevi Üniversitesi'nin başına atadı.
Yeni cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından bu görevden alındı.
Şimdi de Çetin DOĞAN a ait son haberler
'BALYOZ' için şok savunma
Taraf gazetesinin yayımladığı "Balyoz Güvenlik Harekat Planı"nda imzası bulunduğu belirtilen dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan, T24 için yaptığı açıklamada, "iç tehdit olarak değerlendirilen bölücü ve irticai gelişmelerin EMASYA (emniyet ve asayiş) planları çerçevesinde elbette ele alındığını" ifade etti.
Camiyi bombalamak cumhuriyeti koruma ve kollama göreviymiş
Söz konusu plan ve senaryoların "Cumhuriyeti koruma ve kollama görevinin gereği olarak hazırlandığını" kaydeden Doğan, "işlenecek konular ve senaryoların önceden üst komutanlara bildirilmesinin esas olduğunu" vurguladı. Doğan, söz konusu planların ele alındığı harp oyunları ve seminerlere genelkurmay başkanları, kuvvet komutanları, ordu komutanları ve beraberlerinde getirdikleri general ve subayların "gözlemci" olarak katıldığının da altını çizdi.
Emekli Orgeneral Çetin Doğan, "harp oyunları ve seminerlere görevleri nedeniyle katılamayan komutanların mutlaka kendilerini temsil edecek üst rütbeli bir general görevlendirdiklerine" işaret etti.
Taraf'ta yayımlanan dosyada "Balyoz Sıkıyönetim Komutanı" olarak geçen emekli Orgeneral Doğan'ın
www.t24.com.tr'ye yaptığı açıklama şöyle:
"Taraf gazetesinde çıkan haberle ilgili düşünce ve görüşlerimi şimdilik özet olarak size aktarayım:
TSK'lerinde her kademede mevcut planları gözden geçirmek üzere Harp oyunu, Plan Tatbikatı ve Seminerler yapılması doğal bir uygulamadır.
Ordu Komutanlığı yaptığım 1999-2003 yıllarında (önce Ege Or.K.lığı bilahare 1nci Or.K.lığı) elbette Ordu Harp Oyunları ve Seminerler düzenlenmiş ve bu etkinliklere Ordu Komutanlığı bünyesinde görevli subay ve generaller katıldığı gibi KKK ve Gnkur. Başkanları ve beraberindeki getirdikleri general ve subaylar gözlemci olarak katılmışlardır.
Görev nedeniyle bu komutanların katılamadığı etkinliklere mutlaka kendilerini temsilen bir üst rütbeli generalin görevlendirilmesi rutin bir uygulamadır. Harp oyunu ve seminerde işlenecek konular ve senaryoların daha önceden üst komutanlara bildirilmesi esastır.
Seminer ve harp oyunlarında birliğin mevcut tehditlere karşı kuvvet yapısı ve planların yeterliliği irdelenir.
TSK'nın, nitelikleri anayasada yazılı Türkiye Cumhuriyeti'ni her türlü dış ve iç tehditlere karşı koruma ve kollama görevi bulunmaktadır. İç tehdide karşı koruma görevi kapsamında TSK'nın her kademesinde elbette planları vardır. Bununla ilgili olarak Gnkur. Hrk. Başkanlığım döneminde İçişleri Bakanlığı ile protokol da imzalanmıştır.
İç tehdit sadece bölücü tehdidi değil, irticai tehdidi de kapsar. Bu kapsamda
EMASYA (Emniyet ve Asayiş) planları seminerlerde elbette ele alınmıştır.
Silahlı kuvvetlerin eski bir mensubu olarak daima meşru bir zeminde bulundum. Şahsıma yönelik çirkin bir iftira kampanyasında bulunanların asıl hedeflerinin ben değil TSK olduğunu biliyorum. Halen Ergenokon savcılarını mahkemeye verdim. Dava süreci devam ettiği için bu konuya girmek istemiyorum."
Bir iddia daha: Erbakan...
Dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan'ın da içinde yer aldığı bir cuntanın Erbakan hükümetine yönelik darbe hazırlığı yaptığı ileri sürüldü.
Yazı Boyutu 10 12 14 16
Foto Galeri - MİLLETİ BALYOZ'LA EZMEK İSTEMİŞLER
Bir ihbar mektubuyla başlayan darbe hazırlığı girişimi, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'a da bildirilmiş. Ancak konuya ilişkin bir işlemin yapılıp yapılmadığı ise bilinmiyor. İhbar mektubu, eski Susurluk Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış'a gönderilmiş.
Konuyu CİHAN muhabirine açıklayan Elkatmış, 1996-1997 yıllarında kendisine bir ihbar mektubunun geldiğini söyledi. Tarihini tam olarak bilmediğini dile getiren Elkatmış, "Bana bir ihbar gelmişti. Erbakan da Başbakan idi o zaman. Bana gelen bu mektubu, o zaman sayın Erbakan'a da ilettim. Çok detaylı bir mektuptu. Fakat şu an içeriğini hatırlamam mümkün değil. Çetin Doğan denince ismi ordan kaldı. Bir darbe hazırlığı yaptıkları yönünde bir takım isimler vardı. Çetin Doğan da vardı. Bir işlem yapılıp yapılmadığını bilmiyorum." dedi.
28 Şubat'ta Korgeneral olan ve dönemin Harekat Dairesi Başkanı Çetin Doğan'a ait olduğu iddia edilen konuşmalarda, ordudaki kadrolaşmadan darbeye zemin hazırlanmasına kadar birçok ayrıntı geniş bir şekilde yer alıyor. Tarihe post modern darbe olarak geçen 28 Şubat sürecine ilişkin Ergenekon 3. davası ek klasörlerinde, bu süreçte yaşananlar bütün çıplaklığıyla anlatılıyor.
Sanık Emekli subay Hasan Ataman Yıldırım'dan çıktığı iddia edilen bir belgede, 28 Şubat döneminin Genelkurmay Hareket Dairesi Başkanı Korgeneral Çetin Doğan ve Tuğgeneral Volkan Kaplama'nın katıldığı gizli bir toplantıda konuşulanlar anlatılıyor. 28 Şubat sürecinde, darbe ihtimalinin azalmasından oldukça rahatsız olan Çetin Doğan, neler yapılması gerektiği talimatını da veriyor.
Orduda kadrolaşma içinde özellikle tayin dairesinin ele geçirilmesini isteyen Doğan, zararlı olduğuna inandığı dini ve milli duyguların zayıflatılması için yapılması gerekenleri sıralıyor.
1940 yılında Trabzon'un Maçka ilçesinde dünyaya gelen Doğan, 1960 yılında Kara Harp Okulu'ndan, 1961 yılında Topçu Okulu'ndan mezun oldu. 1987 yılında tuğgeneralliğe terfi eden Doğan, Genelkurmay Komuta Kontrol Daire Başkanlığı, 1. Zırhlı Tugay Komutanlığı, Genelkurmay Plan Harekat Daire Başkanlığı, 4. Kolordu Komutan Yardımcılığı, 1. Mekanize Tümen Komutanlığı, Genelkurmay Harekat Başkanlığı ve Jandarma Asayiş Komutanlığı görevlerinde bulundu.
Orgeneral Doğan, 1999 yılında orgeneralliğe yükselerek Ege Ordu Komutanlığı'na atanmıştı. Doğan, 1. Ordu Komutanlığı'ndan emekli oldu. Doğan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Türk-Kazak Ahmet Yesevi Üniversitesi'nin başına atanmıştı. (CİHAN)