Zaman Gazetesi, *****yolu TV, Siz Kime Hizmet Etmektesiniz..?

KFK

İhvan Forum Üye
Katılım
2 Ocak 2010
Mesajlar
481
Tepkime puanı
51
Puanları
0
Teşbihte hata aramam.Tarafım bellidir;fakat eleştirel yaklaşmasını bilirim.Safınız bir olsa gerek;karınca su taşırdı safı için, siz 'söz' taşımışsınız;fakat karınca kadar taşımışsınız.Birbirinizi eleştiremeyeceğinizi kestirmiş olmalıyım ki, ben eleştiriveriyorum.Yoksa 'hatasız kul' olarak ölüp gideceksiniz fani dünyadan...
 

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
Maalesef her zaman çoğalan topluluklarda içerik noktasında kopmalar ve yanlışlar çoğalır... Yani yazının bazı kısımları acımasızca olsa da bazı kısımları isabetli tesbitler...
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Ekstra duyarlı vatandaşımız ummuhan şu noktada (belli ki safı bu) kulağının üzerine yatıvermiş.Kanalı izlemenin tercih olduğunu ileri sürecektir illa ki,de bir büyüğe bağlanma hususunu vatandaşın tercihine bırakamamıştır;duyarlılığını konuşturmuştur.

Aşağıdaki yorumu da hediye edelim zât-ı âlilerine:


Sizin daha kırk fırınla da belli bir idrake gelemeyeceğinizi düşündüğümden mesajımı açıklamaya çalışarak kavramanıza uğraşmayacağım :eek:leyo:

aklınız sıra gereksiz bîseviye sataşmalara devam edin bakaım kim kazanacak :)
 

KFK

İhvan Forum Üye
Katılım
2 Ocak 2010
Mesajlar
481
Tepkime puanı
51
Puanları
0
Yorumu anlayamadım gelip açsa bari demedim zaten.Şu 'sığ' hali pekiştirmenizdi niyetim.Maksat hasıl oldu.Klişe bir de karalama cümlesi gelmiş.Hoş gelmiş safa gelmiş...
 

GerekS!Z

мüzєннιвє...
Katılım
17 Ara 2006
Mesajlar
566
Tepkime puanı
116
Puanları
0
Konum
istanbul
Bu yazıların hepsine katılmamakla birlikte bi kısmına kim katılmaz?
Evet denilen gazete ve tv kanalının bir çok sorunlarda çok yüzeysel olduğu gayet açık ve net değilmi?
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Sığ oaln ne anlar derinlikten .... ummanı gösterirsiniz su birikintisi görür :)

Eh Allah ferasetini açsın diye dua etmekten gayrısı gelmez elden :)
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
fORUMDAKİ sP Lİ ARKADAŞLARIN GETİRDİĞİ SON ALINTILARA GÖRE

erbakan A HİZMET EDİYORLAR.

Ne güzel ALLAH cc İFTİRALARINI İTİRAF olarak getirtiyor.
 

Azimli

Ordinaryus
Katılım
6 Nis 2008
Mesajlar
2,408
Tepkime puanı
252
Puanları
0
Konum
bursa
bugün hava bulutlu:)
sen bana ördek dedin::pokey:crying:
 

ukubat

Profesör
Katılım
9 May 2007
Mesajlar
1,942
Tepkime puanı
103
Puanları
0
Konum
istanbul,fatih
Web sitesi
www.ismailaga.org.tr
zaman gazetesi ve yakınları bence hakka hizmet ediyor..bazı hataları ve günahları olabilir ama bu onları bağlar...velakin..velakin...bu yazıyı yazanlar bazen nerelere bazen nerelere hizmet ediyor...işte onun için hakka hizmet diyemem...tuncay özkan ile beraber hakka hizmet olmaz çünkü...üzgünüm...
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
ZAMAN Gazesindeki 2008 tarihli yazı

Türk Ocakları'ndan Çetin Doğan raporu: Görevden alınmalı



Türk Ocakları, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den, Türkiye ile Kazakistan'ın birlikte kurduğu Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'nde yaşanan sorunlara müdahale etmesini istedi.


İlgili Haberler


Türk alfabesine iki harf eklenebilir


Başkan Nuri Gürgür imzasıyla Gül'e sunulan raporda, emekli Org. Çetin Doğan'ın Ahmet Necdet Sezer tarafından mütevelli heyet başkanlığına atanmasıyla birlikte üniversite yönetiminin Türkiye'nin elinden çıktığı ve Kazak tarafına geçtiği belirtildi. Türk Ocakları'nın internet sitesinde yer alan raporda 28 Şubat'ın etkin isimlerinden Doğan için 'konuya yabancı' ve 'meseleye vukufiyeti yok' nitelemesi yapılarak şöyle denildi: "Bu durum Türkiye'nin Yesevi Üniversitesi'nden beklenti ve stratejik hedeflerini gerçekleştirmesini engellediği gibi eğitim kalitesinin düşmesine de neden olmaktadır. Mütevelli heyet başkanlığından başlayarak yönetim yeniden belirlenmeli."

Nuri Gürgür ve beraberindeki heyet, 23 Kasım 2007'de Cumhurbaşkanı Gül'ü ziyaret etti. Türk Ocakları, Kırgızistan'daki Manas Üniversitesi ve Kazakistan'daki Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi hakkında kapsamlı bir rapor sundu. Türk Ocağı'nın internet sitesine de konulan raporda adı geçen üniversitelerin ıslahı ve yenilerinin kurulması konusunun zaman geçirilmeden ele alınması talep edildi. Raporda gerek Kırgızistan'daki Manas Üniversitesi gerekse Kazakistan'daki Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'ndeki idare yapılarında ve idare-öğretim kademelerinde istenen seviyeyi sağlayacak değişiklikler yapılması isteniyor. Bu üniversitelerin dünya standartlarının gerisinde olduğu sürece Özbekistan, Azerbaycan ve Türkmenistan'da benzer üniversite açma talebinin kardeş ülkeler tarafından heyecanla karşılanmayacağı, oysa benzer üniversitelerin bu ülkelerde de açılması gerektiği kaydediliyor. Raporda şöyle deniliyor: "Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'nin Türkiye tarafından belirlenen şu andaki mütevelli heyet başkanı, konuya yabancı, bu alanda tecrübe ve birikimi olmayan bir insandır. Meseleye vukufiyetinin olmaması sebebiyle, halen Kazak tarafı üniversitenin yönetim ve eğitimini tümüyle uhdesine almış bulunuyor. Bu durum Türkiye'nin Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'nden beklentilerini, stratejik hedeflerini gerçekleştirmesini engellediği gibi eğitim kalitesinin düşmesine neden olmaktadır. Bundan önce Türk dünyasından buraya sağlanan öğrenci akışı kesilmiş, bütün imkânların Kazak öğrencilere tahsisine gidilmiştir. Bu üniversitenin mütevelli heyet başkanlığından başlayarak yönetiminin yeniden belirlenmesi ve Türkiye'nin hakkı olan inisiyatifi bir an önce yüklenmesi gerekmektedir."

1992 yılında kurulan ve Türk cumhuriyet ve topluluklarından binlerce öğrenciyi bünyesinde barındıran Ahmet Yesevi Üniversitesi, Türkiye Türkçesi ve Kazak Türkçesinde eğitim veriyor. Bu dillerin yanı sıra İngilizce ve Rusça da öğretilen ünversite, on kişilik bir mütevelli heyet tarafından yönlendiriliyor. Bütün idarî kararlar bu heyet tarafından veriliyor. Heyet üyelerinin dördü Türkiye Cumhuriyeti, üniversite rektörünün de içinde bulunduğu beşi Kazakistan Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu kararı ile belirleniyor. Mütevelli heyet başkanı ise Türkiye cumhurbaşkanı tarafından doğrudan atanıyor. Çetin Doğan, bu göreve 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından 20 Temmuz 2006'da Namık Kemal Zeybek'in yerine atanmıştı.


Türk alfabesine iki harf eklenebilir
Raporda dikkat çeken diğer maddelerden biri de ortak alfabe çalışması. Bu konunun sürekli gündemde tutulması istenen raporda kardeş cumhuriyetlerin Latin alfabesine geçme konusunda oldukça mesafe aldığına dikkat çekilerek, "Daha önce Azerbaycan, Özbekistan ve Türkmenistan'ın bu yöndeki kararlarından sonra, son olarak Kazakistan'ın da aynı yönde adım atması sevindirici bir gelişmedir. Daha önce bilimsel toplantılarda ortaya çıkan görüş birliğine paralel şekilde 34 harfli çerçeve alfabe gibi kararlar hayata geçirilmelidir. Bu hususta Türkiye de dâhil ülkelerin kendi alfabelerini koruma dirençleri gözlenmektedir. Bu konuda örnek bir davranış sergileyebiliriz, alfabemizde esasen ihtiyaç bulunan iki harfin eklenmesini yeniden düşünebiliriz." deniliyor.

Türk Ocakları, Türkiye'de Uluslararası Kardeşlik Üniversitesi açılmasının önemine de vurgu yapıyor. Türkiye'deki mevcut üniversitelerden birisinin Moskova'daki Lumumba Dostluk Üniversitesi modelinde ODTÜ kalitesinde uluslararası bir üniversite haline dönüştürülmesi teklif ediliyor. ZAMAN

Erkan Acar
02 Ocak 2008, Çarşamba
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
ZAMAN Gazesindeki 2008 tarihli yazı

Türk Ocakları'ndan Çetin Doğan raporu: Görevden alınmalı



Türk Ocakları, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den, Türkiye ile Kazakistan'ın birlikte kurduğu Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'nde yaşanan sorunlara müdahale etmesini istedi.


İlgili Haberler


Türk alfabesine iki harf eklenebilir


Başkan Nuri Gürgür imzasıyla Gül'e sunulan raporda, emekli Org. Çetin Doğan'ın Ahmet Necdet Sezer tarafından mütevelli heyet başkanlığına atanmasıyla birlikte üniversite yönetiminin Türkiye'nin elinden çıktığı ve Kazak tarafına geçtiği belirtildi. Türk Ocakları'nın internet sitesinde yer alan raporda 28 Şubat'ın etkin isimlerinden Doğan için 'konuya yabancı' ve 'meseleye vukufiyeti yok' nitelemesi yapılarak şöyle denildi: "Bu durum Türkiye'nin Yesevi Üniversitesi'nden beklenti ve stratejik hedeflerini gerçekleştirmesini engellediği gibi eğitim kalitesinin düşmesine de neden olmaktadır. Mütevelli heyet başkanlığından başlayarak yönetim yeniden belirlenmeli."

Nuri Gürgür ve beraberindeki heyet, 23 Kasım 2007'de Cumhurbaşkanı Gül'ü ziyaret etti. Türk Ocakları, Kırgızistan'daki Manas Üniversitesi ve Kazakistan'daki Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi hakkında kapsamlı bir rapor sundu. Türk Ocağı'nın internet sitesine de konulan raporda adı geçen üniversitelerin ıslahı ve yenilerinin kurulması konusunun zaman geçirilmeden ele alınması talep edildi. Raporda gerek Kırgızistan'daki Manas Üniversitesi gerekse Kazakistan'daki Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'ndeki idare yapılarında ve idare-öğretim kademelerinde istenen seviyeyi sağlayacak değişiklikler yapılması isteniyor. Bu üniversitelerin dünya standartlarının gerisinde olduğu sürece Özbekistan, Azerbaycan ve Türkmenistan'da benzer üniversite açma talebinin kardeş ülkeler tarafından heyecanla karşılanmayacağı, oysa benzer üniversitelerin bu ülkelerde de açılması gerektiği kaydediliyor. Raporda şöyle deniliyor: "Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'nin Türkiye tarafından belirlenen şu andaki mütevelli heyet başkanı, konuya yabancı, bu alanda tecrübe ve birikimi olmayan bir insandır. Meseleye vukufiyetinin olmaması sebebiyle, halen Kazak tarafı üniversitenin yönetim ve eğitimini tümüyle uhdesine almış bulunuyor. Bu durum Türkiye'nin Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'nden beklentilerini, stratejik hedeflerini gerçekleştirmesini engellediği gibi eğitim kalitesinin düşmesine neden olmaktadır. Bundan önce Türk dünyasından buraya sağlanan öğrenci akışı kesilmiş, bütün imkânların Kazak öğrencilere tahsisine gidilmiştir. Bu üniversitenin mütevelli heyet başkanlığından başlayarak yönetiminin yeniden belirlenmesi ve Türkiye'nin hakkı olan inisiyatifi bir an önce yüklenmesi gerekmektedir."

1992 yılında kurulan ve Türk cumhuriyet ve topluluklarından binlerce öğrenciyi bünyesinde barındıran Ahmet Yesevi Üniversitesi, Türkiye Türkçesi ve Kazak Türkçesinde eğitim veriyor. Bu dillerin yanı sıra İngilizce ve Rusça da öğretilen ünversite, on kişilik bir mütevelli heyet tarafından yönlendiriliyor. Bütün idarî kararlar bu heyet tarafından veriliyor. Heyet üyelerinin dördü Türkiye Cumhuriyeti, üniversite rektörünün de içinde bulunduğu beşi Kazakistan Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu kararı ile belirleniyor. Mütevelli heyet başkanı ise Türkiye cumhurbaşkanı tarafından doğrudan atanıyor. Çetin Doğan, bu göreve 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından 20 Temmuz 2006'da Namık Kemal Zeybek'in yerine atanmıştı.


Türk alfabesine iki harf eklenebilir
Raporda dikkat çeken diğer maddelerden biri de ortak alfabe çalışması. Bu konunun sürekli gündemde tutulması istenen raporda kardeş cumhuriyetlerin Latin alfabesine geçme konusunda oldukça mesafe aldığına dikkat çekilerek, "Daha önce Azerbaycan, Özbekistan ve Türkmenistan'ın bu yöndeki kararlarından sonra, son olarak Kazakistan'ın da aynı yönde adım atması sevindirici bir gelişmedir. Daha önce bilimsel toplantılarda ortaya çıkan görüş birliğine paralel şekilde 34 harfli çerçeve alfabe gibi kararlar hayata geçirilmelidir. Bu hususta Türkiye de dâhil ülkelerin kendi alfabelerini koruma dirençleri gözlenmektedir. Bu konuda örnek bir davranış sergileyebiliriz, alfabemizde esasen ihtiyaç bulunan iki harfin eklenmesini yeniden düşünebiliriz." deniliyor.

Türk Ocakları, Türkiye'de Uluslararası Kardeşlik Üniversitesi açılmasının önemine de vurgu yapıyor. Türkiye'deki mevcut üniversitelerden birisinin Moskova'daki Lumumba Dostluk Üniversitesi modelinde ODTÜ kalitesinde uluslararası bir üniversite haline dönüştürülmesi teklif ediliyor. ZAMAN

Erkan Acar
02 Ocak 2008, Çarşamba

Aslında daha önceki tarihlerdede vardı çetin DOĞAN haberleri ZAMAN gazetesinde.

Peki çetin Doğan kimdir ?

Çetin Doğan
--------------------------------------------------------------------------------
1940 yılında Trabzon'un Maçka ilçesinde doğdu. Doğan, 1960 yılında Kara Harp Okulu'ndan, 1961 yılında Topçu Okulu'ndan mezun oldu. 1987 yılında tuğgeneralliğe terfi eden Doğan, Genelkurmay Komuta Kontrol Daire Başkanlığı, 1. Zırhlı Tugay Komutanlığı, Genelkurmay Plan Harekat Daire Başkanlığı, 4. Kolordu Komutan Yardımcılığı, 1. Mekanize Tümen Komutanlığı, Genelkurmay Harekat Başkanlığı ve Jandarma Asayiş Komutanlığı görevlerinde bulundu. Orgeneral Doğan, 1999 yılında orgeneralliğe yükselerek Ege Ordu Komutanlığı'na atanmıştı. 1. Ordu Komutanlığı'ndan emekli oldu. Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer tarafından Türk-Kazak Ahmet Yesevi Üniversitesi'nin başına atadı. Yeni cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından bu görevden alındı.


Şimdi de Çetin DOĞAN a ait son haberler


'BALYOZ' için şok savunma
Taraf gazetesinin yayımladığı "Balyoz Güvenlik Harekat Planı"nda imzası bulunduğu belirtilen dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan, T24 için yaptığı açıklamada, "iç tehdit olarak değerlendirilen bölücü ve irticai gelişmelerin EMASYA (emniyet ve asayiş) planları çerçevesinde elbette ele alındığını" ifade etti.



Camiyi bombalamak cumhuriyeti koruma ve kollama göreviymiş

Söz konusu plan ve senaryoların "Cumhuriyeti koruma ve kollama görevinin gereği olarak hazırlandığını" kaydeden Doğan, "işlenecek konular ve senaryoların önceden üst komutanlara bildirilmesinin esas olduğunu" vurguladı. Doğan, söz konusu planların ele alındığı harp oyunları ve seminerlere genelkurmay başkanları, kuvvet komutanları, ordu komutanları ve beraberlerinde getirdikleri general ve subayların "gözlemci" olarak katıldığının da altını çizdi.

Emekli Orgeneral Çetin Doğan, "harp oyunları ve seminerlere görevleri nedeniyle katılamayan komutanların mutlaka kendilerini temsil edecek üst rütbeli bir general görevlendirdiklerine" işaret etti.

Taraf'ta yayımlanan dosyada "Balyoz Sıkıyönetim Komutanı" olarak geçen emekli Orgeneral Doğan'ın www.t24.com.tr'ye yaptığı açıklama şöyle:

"Taraf gazetesinde çıkan haberle ilgili düşünce ve görüşlerimi şimdilik özet olarak size aktarayım:


TSK'lerinde her kademede mevcut planları gözden geçirmek üzere Harp oyunu, Plan Tatbikatı ve Seminerler yapılması doğal bir uygulamadır.

Ordu Komutanlığı yaptığım 1999-2003 yıllarında (önce Ege Or.K.lığı bilahare 1nci Or.K.lığı) elbette Ordu Harp Oyunları ve Seminerler düzenlenmiş ve bu etkinliklere Ordu Komutanlığı bünyesinde görevli subay ve generaller katıldığı gibi KKK ve Gnkur. Başkanları ve beraberindeki getirdikleri general ve subaylar gözlemci olarak katılmışlardır.

Görev nedeniyle bu komutanların katılamadığı etkinliklere mutlaka kendilerini temsilen bir üst rütbeli generalin görevlendirilmesi rutin bir uygulamadır. Harp oyunu ve seminerde işlenecek konular ve senaryoların daha önceden üst komutanlara bildirilmesi esastır.

Seminer ve harp oyunlarında birliğin mevcut tehditlere karşı kuvvet yapısı ve planların yeterliliği irdelenir.

TSK'nın, nitelikleri anayasada yazılı Türkiye Cumhuriyeti'ni her türlü dış ve iç tehditlere karşı koruma ve kollama görevi bulunmaktadır. İç tehdide karşı koruma görevi kapsamında TSK'nın her kademesinde elbette planları vardır. Bununla ilgili olarak Gnkur. Hrk. Başkanlığım döneminde İçişleri Bakanlığı ile protokol da imzalanmıştır.

İç tehdit sadece bölücü tehdidi değil, irticai tehdidi de kapsar. Bu kapsamda EMASYA (Emniyet ve Asayiş) planları seminerlerde elbette ele alınmıştır.

Silahlı kuvvetlerin eski bir mensubu olarak daima meşru bir zeminde bulundum. Şahsıma yönelik çirkin bir iftira kampanyasında bulunanların asıl hedeflerinin ben değil TSK olduğunu biliyorum. Halen Ergenokon savcılarını mahkemeye verdim. Dava süreci devam ettiği için bu konuya girmek istemiyorum."



Bir iddia daha: Erbakan...
Dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan'ın da içinde yer aldığı bir cuntanın Erbakan hükümetine yönelik darbe hazırlığı yaptığı ileri sürüldü.
Yazı Boyutu 10 12 14 16




Foto Galeri - MİLLETİ BALYOZ'LA EZMEK İSTEMİŞLER

Bir ihbar mektubuyla başlayan darbe hazırlığı girişimi, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'a da bildirilmiş. Ancak konuya ilişkin bir işlemin yapılıp yapılmadığı ise bilinmiyor. İhbar mektubu, eski Susurluk Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış'a gönderilmiş.

Konuyu CİHAN muhabirine açıklayan Elkatmış, 1996-1997 yıllarında kendisine bir ihbar mektubunun geldiğini söyledi. Tarihini tam olarak bilmediğini dile getiren Elkatmış, "Bana bir ihbar gelmişti. Erbakan da Başbakan idi o zaman. Bana gelen bu mektubu, o zaman sayın Erbakan'a da ilettim. Çok detaylı bir mektuptu. Fakat şu an içeriğini hatırlamam mümkün değil. Çetin Doğan denince ismi ordan kaldı. Bir darbe hazırlığı yaptıkları yönünde bir takım isimler vardı. Çetin Doğan da vardı. Bir işlem yapılıp yapılmadığını bilmiyorum." dedi.

28 Şubat'ta Korgeneral olan ve dönemin Harekat Dairesi Başkanı Çetin Doğan'a ait olduğu iddia edilen konuşmalarda, ordudaki kadrolaşmadan darbeye zemin hazırlanmasına kadar birçok ayrıntı geniş bir şekilde yer alıyor. Tarihe post modern darbe olarak geçen 28 Şubat sürecine ilişkin Ergenekon 3. davası ek klasörlerinde, bu süreçte yaşananlar bütün çıplaklığıyla anlatılıyor.

Sanık Emekli subay Hasan Ataman Yıldırım'dan çıktığı iddia edilen bir belgede, 28 Şubat döneminin Genelkurmay Hareket Dairesi Başkanı Korgeneral Çetin Doğan ve Tuğgeneral Volkan Kaplama'nın katıldığı gizli bir toplantıda konuşulanlar anlatılıyor. 28 Şubat sürecinde, darbe ihtimalinin azalmasından oldukça rahatsız olan Çetin Doğan, neler yapılması gerektiği talimatını da veriyor.

Orduda kadrolaşma içinde özellikle tayin dairesinin ele geçirilmesini isteyen Doğan, zararlı olduğuna inandığı dini ve milli duyguların zayıflatılması için yapılması gerekenleri sıralıyor.

1940 yılında Trabzon'un Maçka ilçesinde dünyaya gelen Doğan, 1960 yılında Kara Harp Okulu'ndan, 1961 yılında Topçu Okulu'ndan mezun oldu. 1987 yılında tuğgeneralliğe terfi eden Doğan, Genelkurmay Komuta Kontrol Daire Başkanlığı, 1. Zırhlı Tugay Komutanlığı, Genelkurmay Plan Harekat Daire Başkanlığı, 4. Kolordu Komutan Yardımcılığı, 1. Mekanize Tümen Komutanlığı, Genelkurmay Harekat Başkanlığı ve Jandarma Asayiş Komutanlığı görevlerinde bulundu.

Orgeneral Doğan, 1999 yılında orgeneralliğe yükselerek Ege Ordu Komutanlığı'na atanmıştı. Doğan, 1. Ordu Komutanlığı'ndan emekli oldu. Doğan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Türk-Kazak Ahmet Yesevi Üniversitesi'nin başına atanmıştı. (CİHAN)
 

feridun41

Asistan
Katılım
21 Ara 2006
Mesajlar
341
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Konum
kocaeli
Web sitesi
www.turaneli.net
birkaç yıldır dikkatimi çekiyor..
dizileri ile haberleri ile yyınları ile stv ve zaman zaman zaman diğer islami grupları eleştiriyor alaya alıyor küçümsüyor... yakışmıyor...
kafirle diyalog hoşgörür yaparken islami gruplara bu tavır takınılmamalı.
kime daha yakın yayın yapıyorlar.
inanamıyorum.
cemaatin siyasetle işi olmaz diyenler... siyasete tam bulaşmış bir cemaat var ortada. ılımlı islam projesi çerçevesinde mi bu yapılan yayınlar. kim adına...
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
birkaç yıldır dikkatimi çekiyor..
dizileri ile haberleri ile yyınları ile stv ve zaman zaman zaman diğer islami grupları eleştiriyor alaya alıyor küçümsüyor... yakışmıyor...
kafirle diyalog hoşgörür yaparken islami gruplara bu tavır takınılmamalı.
kime daha yakın yayın yapıyorlar.
inanamıyorum.
cemaatin siyasetle işi olmaz diyenler... siyasete tam bulaşmış bir cemaat var ortada. ılımlı islam projesi çerçevesinde mi bu yapılan yayınlar. kim adına...

Ferudun 41 Yeğenim.

Sizinle Bu Forum a gelmeden tanışmıştık hatırlarsın Oradada TÜM KONULARIM ULUSAL cılarla CHP yi irdelemek vede onları NEGATİV etkilerini ortaya koymak.

Kafirle DİYALOG yalnızca TEBLİĞ üzerindedir eğer DİYALOG un kelime anlamını açarsak çok geniş kapsamları görürüz.

Birinin Belediye seçimlerinden önce bir sözü vardı öyle birini getirecekler ki kimse onun dürüstlüğünden şüphe etmediği için ŞAHİT liğini açıklamalarını KİMSE RET edemiyecek.

Kim söyledi ben biliyorum ama yazıyı bulamadım bulunca o kişinin ismini söyliyeceğim.

O ŞAHİT te gün gelecek ismi ortaya çıkacak siz bile HAYIR diyemeceksiniz.

Şahid i de biliyorum sizde biliyorsunuz düşünün.
 

Azimli

Ordinaryus
Katılım
6 Nis 2008
Mesajlar
2,408
Tepkime puanı
252
Puanları
0
Konum
bursa
N. Mümine BUCAK
Kime, niye, niçin ve neden hizmet ettiğinizi anlamak istiyorum ey Zaman gazetesi, ey *****yolu televizyonu?

Bu soruyu yüz binlerce yürek adına da sorduğumu farz edebilirsiniz.

Sizin ekranlarınızda, sizin gazete sayfalarında hiç kendimize rastlayamadık.Hiç kendimizi bulamadık....

Yıllarca zaman gazeteleri aldık katkı sağlansın diye. Yıllarca binlerce insan bizden bir parça diye *****yolu TV`yi izlensin diye emekler verildi...

Lakin bu gün gelinen nokta birçok insan için hayal kırıklığı oldu...

Başörtü zulmünde kendini din otoritesi görenlerce verilen fetvalar gereği zulme bir ivme kazandırdınız, içimizi sızlattınız...

Örtüyü teferruat gören demeçler verdiniz, yürekleri incittiniz. Sonra taviz verin fermanları yayınlayıp safınızı belli ettiniz...

Mazlumlardan bir kare vermekten itina ile çekindiniz. Hedefleriniz başkaydı.

Engel olan her şeye boyun eğmek farzdır diyecek kadar ileride gittiniz...

Sizin okullarınız, evleriniz, yurtlarınız, gazeteleriniz, cemiyetleriniz, ablalarınız, abileiniz, dergi ve dersaneleriniz vardı...

Ülke adına da derin hizmetleriniz oldu. Dünyanın her yerinde varlık gösterecek kadar büyüdünüz. Şanlı bayrağımızı her yerde dalgalandırarak hizmette sınır tanımaz yönlerinizi görmenin de gururunu yaşadık kimi zaman...

Onlarca kalabalık kitle büyük bir camia…

Direnişe bir katkıda bile bulunmadınız. Bu kadar kalabalık bir kitleyi hiç suya sabuna dokunmaz hale getirdiniz...

İlk ayet ``oku`` diyordu ya, sanki bir tek bunu ezberlemiş gibi hareket ettiniz.

Ilımlı İslam`ın öncülüğünü, sulandırılmış din anlayışını benimseyip pompaladınız.

Verdiğiniz tahribatı binyıl düzeltmek için uğraşacakların şimdiden hakkına girdiniz...

Oysa o kadar çok yapılması gereken iş vardı ki ülkemiz ve ümmet için. Kendi dertlerimizle savrulurken kaçıncı sırayı aldı bilmem Kudüs dertlerimiz arasında.

Filistin gözyaşı döktüğünde oluk oluk Aksa`ya kan döküldüğünde Allah aramızdan şehitler ve sadıklar seçtiğinde Kudüs`ün kalbinde…

Siz üstünüze düşeni yapmadınız...

Hamas`ı terör örgütü gören liderlerinize bu olmadı demek yerine itaat ve kusurda ihsan ve hürmette geri durmadınız.

Coco colayı ve tüm Yahudi mallarını boykota almadınız... Hizmet deyip koşturduğunuz gençlerin çocuklarına okulda öncelik bile tanımadınız...

Kudüs`ü derdiniz saymadınız. Kalbinize koymadınız. Vahdete ihtiyacımız varken yanımızda olmamdınız...

Bir tek gün Ahmet Yasin`in fermanını gazete sayfalarınızda yayınlamadınız...

Hiç zor durumda bedel ödemeyi göze almadınız...

Bedel ödeyenleri kardeşiniz saymadınız...

Kaç kez siz önderleriniz, ağabeyleriniz Beyazıt direnişinde yanımızda oldular bilmek isterdim?

Kaç kez gıyabı şehit cenaze namazlarınızda yanımızda durdunuz.

Kahrol, yok ol, defol İsrail diye haykıran sese ses oldunuz...

Siz mübarek bir adama kalbi yakınlık duymamayı bile doğru buldunuz...

Beni, kardeşini sevmeyen kimi sevebilirdi? Benimle sağlanmayan bir diyalog yokken ortada ellerle sonsuz diyalog kurdunuz...

Bu muydu sonsuz kardeşlik arzunuz? Bu muydu duygunuz...

Kardeşin kenarda dursun düşmanı kazanalım derken kardeşlerinizden de olabileceğinizi hiç hesaba katmadınız...

Sistemin yanlışlığını söylemekten, eleştirmekten bile korktunuz...

Cesur yürekleriniz vardı da dağlardan büyük biz mi görmedik? Siz mi sakladınız şimdilik...

Kaç kez canlı yayın araçlarınız kuşatılmış Siyonist Yahudi elçiliğine geldi...

Kaç kez ekranlarınızdan takdir yerine sitem yedi o sesli düşünen yığınlar...

Kaç kez ana haber bültenlerinde direnen yürekli gençleri vermeyi istediniz de aslında vermediniz...

Kaç kez üşüyen minik elleriyle tuttuğu Filistin bayrağıyla dosta düşmana savaşa hayır diyen bebekleri gösterdi gazeteleriniz...

Siz de bizde aynı yürektensek neden biz bunu niye hiç hissedemedik?

Neden sevildiğimizi, sizler tarafından önemsendiğimizi, aynı şeyleri düşündüğümüzü yaşayamadık...

Ergenekon terör örgütü olayına gösterilen itina neden yüreksel meselelerimize gösterilmedi?

Kaldı ki birinci meseleniz bile görmeyi beklememiştik.

Bizler sır kapısı kalp gözü gibi çokta hoş olmayan pasif din anlayışıyla oyalanırken...

Kimler neyin peşindeydi? Kim hangi köprüden neleri geçirdi?

O en kıymetli zamanlarımız nasılda uyuşturulmuş halde akıp gitti...

Darbenin her türlüsüne elbet karşıdır bu memleketin yürekli evlatları. Darbe zulümdür. Acıdır. Sızıdır. Ülkenin geride kalan yüz yılıdır...

Lakin cuntacılara, darbecilere karşı düzenlenen yürüyüşler dikkatinizi çok çekti. Çok çekmiş olacak ki anında canlı yayın araçlarıyla ana haber bültenlerine taşıdınız taksimi...

Oysa aynı meydanda daha bir kaç gün önce binlerce yürek İsrail`e meydan okudu. Aksa`nın kapılarına vurulan kilitleri kırsın diye...

Neden bir kare bile bu kalabalığa yer verilmedi?

Filistin, Gazze meselesi daha mı az değer taşıyordu sizin indinizde?

Türkiye`ye gelen ve ya suikastlara kurban giden ya da devlet eliyle zalim Rusya`ya teslim edilen mazlum Çeçen mücahit komutanlar kaç karış yer buldu kalbinizde...

Mülteciler, yetimlerimiz, öksüzlerimiz... Mağdur binlerce papatya çiçeklerimiz...

Sahi biz ne kadar yer aldık gönlünüzde?

Devlete mi bağlı sizin değer yargılarınız ya da biz mi yanlış görüyoruz bu fotoğrafı?

Devlet derdinden başka bir dert bilmez mi sizin? ÇİN Setti`nden AMERİKAYA uzanan yüreğiniz...

Sahi sormak istiyorum siz sadece diyalog neferleri misiniz?

Gittiğiniz ülkelerde var mı bu konu için büyük elçilikleriniz?

Gazeteleriniz çok satabilir diyecek sözümüz yok. Alıcısı varsa satıcıda olur burası dünya...

Televizyonlarınız en çok izlenen kanal olabilir. Sır kapısı, kalp gözü en popüler filmleriniz olabilir. Bir gece beyaz sakallı bir amcayı rüyada gördün mü cenneti garantileyen inananlarınızda olabilir... En kutsal değerlerimiz teferruat. En önemli kalp ağrılarımız haber değeri bile taşımaya bilir.

Yaptığınız tahribatları düzeltmek yıllar da alabilir...

Sahi bağışlayın ama siz sadece devletçi misiniz?
Yıllar önce güzel tesbitlerle sitem edilmiş..
Sadece devletci kısmında yanılmış. Bunlar devletci değil devleti ele geçirme planları içerisindekilermiş
 

Azimli

Ordinaryus
Katılım
6 Nis 2008
Mesajlar
2,408
Tepkime puanı
252
Puanları
0
Konum
bursa

Enes

İhvan Forum Üye
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
14,127
Tepkime puanı
1,243
Puanları
113
Konum
bâbil...
Yıllar sonra gelen edit: Ben sehven el kaide yerine hamas yazmışım. Bunu şimdi tekrar okurken fark ettim. Olayı çok farklı anlamış ve bir ön yargıyla çok yanlış yorumlamışım. O tarihlerde ING banka yapılan bombalı saldırıda ötürü bir çok sivil insanı kaybetmiştik. Ona cevap vereyim derken isimleri karıştırmışım yahut cehalet göstermişim. Özür dilerim.

Bu konu altına yazdığım mesajı 6.5 yıl sonra yeniden okuyunca dehşete düştüm.

Hamas'a saydırmışım ve banka önünde patlatılan kamyondan da haması sorumlu tutmuşum. (el-kaide ile haması karıştırmışım)

Bu ebepten ötürü şahsım için utanç olan o mesajı sildim.
 
Üst