@
bi husben, @
lafons7275
Siz ne yazıyorsunuz ya hu.
Ben Hz Meryem'i direkt Allah'ın yönlendirdiğini yazıyorum, siz Kur'an dışı vahiy diyorsunuz.
Resulullah, Kur'an ayetlerini alması dışında Cebrail ile görüşmedi diyen oldu mu size, hala aynı şeyleri yazıp duruyorsunuz. Arı da yaratıldığı ilk andan sona kadar ne yapacağını kimse öğretmeden biliyor, hareket ediyor Arı'da sizin anladığınız manada vahiy mi alıyor.
Siz Ayat ile vahyi birbirine karıştırıyorsunuz tamamen. Derinlemesine düşünmüyorsunuz.
Ben söylediğim tek bir şey var, haramı/helali subutunda kanunu Allah koyar, bunu yazılı vahyine ekler,
gerisi nizama tealliktir, tarihsel olabilir, içtihada ve şuaraya muhtaçtır.
Bana getirdiğin örnekten sana anlamak için verdim ama malesef yine tık yok,
"İsrailoğullarını çağır, onlara neler haram edilmiş tevratı açıp sana göstersinler" diyor, Musa'nın hadislerini de getirin diyor mu,
ya da aranızda neyleri de haram/helal ettiniz onlarıda getirin diyor mu, tevrat ile neyi haram kılmış Allah getirin gösterin diyor Kur'an.
Bundan bile delil olarak bir şey çıkaramıyorsunuz.
Musa A.S'a Allah'ın peygamberi olarak inandıktan sonra bir şahıs tabi ki onunla birlikte hareket edecek onu destekleyecek,
bunun aksini inkar eden mi var, söylediklerin bağlam manasında birbirinden kopuk. Salavat ayeti başlı başına Resulullah'ın canla, malla desteklenmesi gerektiğinin emridir, sana ölmeni gerektirecek bir emir de verse cihad için öleceksin, bunu gerektirir.
Bak gördün mü kibrine yenik düşüp, ortada ayet ile besbelli olan namazda yönünü dönmesini olayını bile nasıl hasır altı edebiliyorsunuz.
Hemen Hev'asına uymaz ayetini anlamlı, anlamsız yapıştırıyorsunuz, O ayet Kur'ana Muhammedin Hevası diyenlere karşı Allah'ın kullandığı bir argüman,
siz bunları peygamber uygulamalarının tamamının vahiy olduğuna getiriyorsunuz.
Her tarafınız çelişki...
Alın size bir sahih hadis,
"Falancayı bulursanız ateşte yakın, dedim. Ama, önce öldürün, sonra yakın. Çünkü, ateşte yakma cezasını, yalnızca ateşi yaratan verebilir. (Ebu Davud, Cihad/122, hadis 2673)
"Size, onları bulursanız, ikisini de yakın, dedim, ama yakmayın. Çünkü, ateşte yakma cezasını yalnızca Allah verir. Siz bu iki kişiyi yakalayıp öldürün yalnızca. (Buhari, Cihad/107,149; Ebu Davud, Cihad/122, hadis 2674; Tırmizi, Siyer/20, hadis 1571)
Şimdi önce peygamber şu şu adamları yakın demiş....
Sonra kararını düzeltip yakmayın sadece öldürün, bir diğer rivayette önce öldürün sonra yakın demiş.
Bunların hangisi doğru, bu hükmü kendine inen vahiy ile mi yapmış?
Siz sünnet/hadis/mütevatir haber konularının zerre anlamışsınız, araştırdığınızı da düşünmüyorum korkunuzdan.
Çünkü çelişkiler yumağı kucağınıza düşüverir, korkudan delil araştırmazsınız, bir kalkan edinmiş o kalkanın altına gizlenmişsiniz,
gerçeğe açık değilsiniz.