fuzuli-gazeL
Asistan
- Katılım
- 31 Ocak 2008
- Mesajlar
- 202
- Tepkime puanı
- 6
- Puanları
- 0
5. KONU
Bu vâcib-ülvücûd isbâtına bürhân-ı kâtı’dur
Ve
Bekâ’-i sâir-i mevcûdâta delîl-i mâni’dür
Açıklama : Allah’ın Varlığının Zorunlu Olduğu Yolunda Su Götürmez Kanıt ve Diğer Varlıkların Baki Olmadığı İle İlgili Kesin Delil.
117. Beyit :
Etmek gerek ehl-i feyz ü bîniş
Tahkîk-i vücûd-ı âferîniş
Açıklama : Feyiz ve aydın görüş sahiplerini varlık ve yaratılışın hikmetleri üzerinde düşünmeleri gerekir.
118. Beyit :
Bilmek gerekir anı kim cevâhir
Ne genc-i nihandan oldı zâhir
Açıklama : Bilmeleri grekir; Cevherler hangi gizli hazineden odaya çıktı?..
119. Beyit :
Ne dâirededür bu devr-i eflâk
Ne zâbıtadur bu merkez-i hâk
Açıklama : Bu feleklerin dönüşü nasıl bir dairededir, dünya nasıl bir merkezdir.
120. Beyit :
Cisme arazı kim etdi kâim
Nara neden oldı nûr lâzım
Açıklama : Cisme, arazı kim yerleştirdi; ışık ateş için neden gerekli oldu?
121. Beyit :
Her hilkate gerçi bir sebeb var
Âyâ sebebi kim etdi ızhâr
Açıklama : Gerçi her yaratılışa bir sebep vardır; peki sebebi ortaya koyan kim?
122. Beyit :
Ger kâf ile nundan oldı âlem
Âyâ neden oldı kâf ü nun hem
Açıklama : Evet, âlem <<kâf>> ile <<nûn>>dan oldu; peki kâf ve nûn ( Ol emri) neden oldu?
123. Beyit :
Bîhûde değül bu kâr-hâne
Bîfâide gerdiş-i zemâne
Açıklama : Bu iş güç (amel) yeri boşuna yaratılmış değildir. Zamanın dönüşü de faydasız değil.
124. Beyit :
Hâşâ ki bu turfe nakş-ı garâ
Nakkâşından ola Müberrâ
Açıklama : Haşa ki bu muhteşem ve benzersiz nakış, bir nakkaşsız olsun!
125. Beyit :
Hâşâ ki bu bârgâh-ı âli
Bir dem eyesinden ola hâlî
Açıklama : Haşa ki bu yüce kat, bir an sahibinden boş bulunsun!..
126. Beyit:
Fikr eyle vü gör nedür bu üslûb
Ne sânıadur bu sun’ mensûb
Açıklama : Düşün de gör; nedir ( yaradılıştaki) bu yol yordam; bu eser hangi yaratıcıya ait olabilir?
127. Beyit :
Her zerre-i zâhirûn zuhûrı
Bir özgeye bağludur zarûrî
Açıklama : Her görünen zerrenin ortaya çıkışı; zorunlu olarak, bir başkasına bağlıdır.
128. Beyit:
Ger gâyete eylesen teemmül
Zâhir olur anda mazahr-ı kül
Açıklama : Eğer sonluluk üzerine iyice düşünürsen, her şeyin tecellisi onda ortaya çıkar.
129. Beyit:
Versen özüne fenâ-yı mutlak
İsbât olur ol fenâ ile Hak
Açıklama : Özüne mutlak yokluğu veren, o yokluk ile Hakk’ın varlığı ispat olur.
130. Beyit :
Ger var ise ma’rifet mezâkı
Fânî sana bes delîl-i bâkî
Açıklama : Eğer senden marifet zevki varsa, fanilik, senin için bir bakilik delildir.
131. Beyit :
Hakkâ ki hemşn vücûd birdür
Bir zâta vücûd münhasırdur
132. Beyit :
Aksidür anun vücûd-i ağyâr
Ma’nîde yoh i’tibâr ile var
Açıklama 131-132 : Doğrusu ( şu ki ), bütün varlık birdir; varlık yalnız bir şahsa mahsustur. Diğerlerinin varlığı onun aksidir; aslında onlar yokturlar, ama var sayılırlar.
133. Beyit :
Var olanı halk yoh sanurlar
Yoh varlığına aldanurlar
Açıklama : İnsanlar, var olanı yok zannederler,; yok olanın varlığına aldanırlar.
134. Beyit :
Yohdur bu vücûdun i’tibârı
Hak âyinedür cihan gubârı
Açıklama : Bu varlığın yoktur bir değeri, itibarı; Hak bir aynadır, cihan ise ( o aynanın) tozudur.
135.Beyit:
Ey akl edeb riâyet eyle
Bu bilmek ile kifâyet eyle
Açıklama : Ey akıl, edebini gözet de, bu kadar bilmekle yetin!..
136. Beyit :
Tahkîk-i sıfâta kâni’ olgıl
Endîşe-i zâta mâni’ olgıl
Açıklama : (Allah’ın) sıfatlarını araştırmanın gereğine inan da, zâtı, ile ilgili düşüncelere engel ol!..
137. Beyit :
Ol perdeye kimse râh bulmaz
Tahkîk bil anı bilmek olmaz
Açıklama : O perdeyi ( açma) ya kimse yol bulamaz, şunu kesin olarak bil ki ; (O’nun zâtının) hakikatini bilmek mümkün değildir.
138. Beyit :
Ger yetse idi bu sırra idrâk
Demezdi Resûl mâarefnâk
Açıklama : Eğer akıl ile bu sır anlaşabilseydi, Hz. Peygamber,<<Seni hakkı ile) bilemedik (ey Tanrı)>> demezdi.
139. Beyit :
Halk oldı bu bahr-ı hayrete gark
Tâ halkdan ola H^lika fark
Açıklama : Halk, bu hayret deryasına gark oldu ki yaratılanla yaratan arasındaki fark anlaşılsın.
140. Beyit :
Her rişte ki Hak ıyân edüpdür
Ser-riştesini nihân edüpdür
Açıklama : Allah hangi ipi ortaya koymuşsa, onun ucunu saklayıp gizlemiştir.
141. Beyit :
Bir kimse eğer olaydı âgâh
Kim halkı nişe yaradûr Allah
142. Beyit :
Mümkin ki irâdetiyle ol hem
Halk edebileydi özge âlem
Açıklama 141-142 : Bir kimse eğer Allah’ın halkı nasıl yarattığından haberdar olsaydı; mümkündü ki, iradesiyle o da bir başkaâlem yaratabilirdi.
143. Beyit :
Vermez çü kemâl-i hikmet-i Hak
Tahkîk-i rumûza râh-ı mutlak
Açıklama : Bu yüzden Hakkın yüce hikmeti, gizli sırların ve remizlerin gerçeğinin araştırılmasına asla müsaade etmez.
144. Beyit :
Fâş oldı ki sırr-ı Hak nihandur
Âlemde nişânı bînişandur
Açıklama : Anlaşıldı ki, Hakk’ın sırrı gizlidir ve dünyada O’nun nişanı, nişansızlıktır.
Bu vâcib-ülvücûd isbâtına bürhân-ı kâtı’dur
Ve
Bekâ’-i sâir-i mevcûdâta delîl-i mâni’dür
Açıklama : Allah’ın Varlığının Zorunlu Olduğu Yolunda Su Götürmez Kanıt ve Diğer Varlıkların Baki Olmadığı İle İlgili Kesin Delil.
117. Beyit :
Etmek gerek ehl-i feyz ü bîniş
Tahkîk-i vücûd-ı âferîniş
Açıklama : Feyiz ve aydın görüş sahiplerini varlık ve yaratılışın hikmetleri üzerinde düşünmeleri gerekir.
118. Beyit :
Bilmek gerekir anı kim cevâhir
Ne genc-i nihandan oldı zâhir
Açıklama : Bilmeleri grekir; Cevherler hangi gizli hazineden odaya çıktı?..
119. Beyit :
Ne dâirededür bu devr-i eflâk
Ne zâbıtadur bu merkez-i hâk
Açıklama : Bu feleklerin dönüşü nasıl bir dairededir, dünya nasıl bir merkezdir.
120. Beyit :
Cisme arazı kim etdi kâim
Nara neden oldı nûr lâzım
Açıklama : Cisme, arazı kim yerleştirdi; ışık ateş için neden gerekli oldu?
121. Beyit :
Her hilkate gerçi bir sebeb var
Âyâ sebebi kim etdi ızhâr
Açıklama : Gerçi her yaratılışa bir sebep vardır; peki sebebi ortaya koyan kim?
122. Beyit :
Ger kâf ile nundan oldı âlem
Âyâ neden oldı kâf ü nun hem
Açıklama : Evet, âlem <<kâf>> ile <<nûn>>dan oldu; peki kâf ve nûn ( Ol emri) neden oldu?
123. Beyit :
Bîhûde değül bu kâr-hâne
Bîfâide gerdiş-i zemâne
Açıklama : Bu iş güç (amel) yeri boşuna yaratılmış değildir. Zamanın dönüşü de faydasız değil.
124. Beyit :
Hâşâ ki bu turfe nakş-ı garâ
Nakkâşından ola Müberrâ
Açıklama : Haşa ki bu muhteşem ve benzersiz nakış, bir nakkaşsız olsun!
125. Beyit :
Hâşâ ki bu bârgâh-ı âli
Bir dem eyesinden ola hâlî
Açıklama : Haşa ki bu yüce kat, bir an sahibinden boş bulunsun!..
126. Beyit:
Fikr eyle vü gör nedür bu üslûb
Ne sânıadur bu sun’ mensûb
Açıklama : Düşün de gör; nedir ( yaradılıştaki) bu yol yordam; bu eser hangi yaratıcıya ait olabilir?
127. Beyit :
Her zerre-i zâhirûn zuhûrı
Bir özgeye bağludur zarûrî
Açıklama : Her görünen zerrenin ortaya çıkışı; zorunlu olarak, bir başkasına bağlıdır.
128. Beyit:
Ger gâyete eylesen teemmül
Zâhir olur anda mazahr-ı kül
Açıklama : Eğer sonluluk üzerine iyice düşünürsen, her şeyin tecellisi onda ortaya çıkar.
129. Beyit:
Versen özüne fenâ-yı mutlak
İsbât olur ol fenâ ile Hak
Açıklama : Özüne mutlak yokluğu veren, o yokluk ile Hakk’ın varlığı ispat olur.
130. Beyit :
Ger var ise ma’rifet mezâkı
Fânî sana bes delîl-i bâkî
Açıklama : Eğer senden marifet zevki varsa, fanilik, senin için bir bakilik delildir.
131. Beyit :
Hakkâ ki hemşn vücûd birdür
Bir zâta vücûd münhasırdur
132. Beyit :
Aksidür anun vücûd-i ağyâr
Ma’nîde yoh i’tibâr ile var
Açıklama 131-132 : Doğrusu ( şu ki ), bütün varlık birdir; varlık yalnız bir şahsa mahsustur. Diğerlerinin varlığı onun aksidir; aslında onlar yokturlar, ama var sayılırlar.
133. Beyit :
Var olanı halk yoh sanurlar
Yoh varlığına aldanurlar
Açıklama : İnsanlar, var olanı yok zannederler,; yok olanın varlığına aldanırlar.
134. Beyit :
Yohdur bu vücûdun i’tibârı
Hak âyinedür cihan gubârı
Açıklama : Bu varlığın yoktur bir değeri, itibarı; Hak bir aynadır, cihan ise ( o aynanın) tozudur.
135.Beyit:
Ey akl edeb riâyet eyle
Bu bilmek ile kifâyet eyle
Açıklama : Ey akıl, edebini gözet de, bu kadar bilmekle yetin!..
136. Beyit :
Tahkîk-i sıfâta kâni’ olgıl
Endîşe-i zâta mâni’ olgıl
Açıklama : (Allah’ın) sıfatlarını araştırmanın gereğine inan da, zâtı, ile ilgili düşüncelere engel ol!..
137. Beyit :
Ol perdeye kimse râh bulmaz
Tahkîk bil anı bilmek olmaz
Açıklama : O perdeyi ( açma) ya kimse yol bulamaz, şunu kesin olarak bil ki ; (O’nun zâtının) hakikatini bilmek mümkün değildir.
138. Beyit :
Ger yetse idi bu sırra idrâk
Demezdi Resûl mâarefnâk
Açıklama : Eğer akıl ile bu sır anlaşabilseydi, Hz. Peygamber,<<Seni hakkı ile) bilemedik (ey Tanrı)>> demezdi.
139. Beyit :
Halk oldı bu bahr-ı hayrete gark
Tâ halkdan ola H^lika fark
Açıklama : Halk, bu hayret deryasına gark oldu ki yaratılanla yaratan arasındaki fark anlaşılsın.
140. Beyit :
Her rişte ki Hak ıyân edüpdür
Ser-riştesini nihân edüpdür
Açıklama : Allah hangi ipi ortaya koymuşsa, onun ucunu saklayıp gizlemiştir.
141. Beyit :
Bir kimse eğer olaydı âgâh
Kim halkı nişe yaradûr Allah
142. Beyit :
Mümkin ki irâdetiyle ol hem
Halk edebileydi özge âlem
Açıklama 141-142 : Bir kimse eğer Allah’ın halkı nasıl yarattığından haberdar olsaydı; mümkündü ki, iradesiyle o da bir başkaâlem yaratabilirdi.
143. Beyit :
Vermez çü kemâl-i hikmet-i Hak
Tahkîk-i rumûza râh-ı mutlak
Açıklama : Bu yüzden Hakkın yüce hikmeti, gizli sırların ve remizlerin gerçeğinin araştırılmasına asla müsaade etmez.
144. Beyit :
Fâş oldı ki sırr-ı Hak nihandur
Âlemde nişânı bînişandur
Açıklama : Anlaşıldı ki, Hakk’ın sırrı gizlidir ve dünyada O’nun nişanı, nişansızlıktır.