İsraile Otorite Denmesine Karşı Olanlara Cevaplar

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
veri bizim gibiler gazzedekiler için uğraşsın, senin gibiler de kalanlar için uğraşsın, ne diye bize karşı çıkıyorsun ki, sen kalanlar için bir şeyler yap buyur elini tutan mı var?

Sizmi gazzelerdekilerle uğraşıyorsunuz Pozitiv olarak.

FİLİSTİN ile Osmanlı arasına FİTNE sokan Milletin hayranı hala onların dili ile avatar isim kullanıyorsun.

Avam da deyim vardır

YİĞİT ER MEYDANINDA LAKABI İLE ANILIR
Ben ekleme yapayım

Forum Düşüncelerin ER MEYDANI ise VATAR ismin SENİ ANLATIYOR.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
KONU nedir

İSRAİL Dünyevi olarak OTORİTE mi değilmi ?

Evet

Buyrun

DÜNYEVİ OTORİTE olmadığını ispat edin.

KONU SAPTIRMAYIN..
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
ne diyon ağbi:)
son mesajları okumadın mı
herkes israil e otorite demişken konuyu niye kaşıyorsun
 

ulvi

Doçent
Katılım
28 Ocak 2010
Mesajlar
522
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Adana


bak ağbi:) en sıkı düşmanın bile pes etmişken
seni anlamıyorum

Forumlarda düşmanlık ve düşman yoktur, herkes kardeştir. Kendi doğrusunu savunur. Elbette doğrular farklı olabilir ama bu asla ve asla düşman olmayı gerektirmez

İsrail zahir olarak yani açıktan bir otoriye değildir ve gözükmemektedir. Kişisel bazdada otorite değildir ama insanların gözünden saklı, saman altından su yürüten bir örgüttür ve bu şekilde bakıldığında gizliden pek çok şeyi, etkileyen, değiştiren ve hatta yöneten bir güç ve bir otoritedir

Bunun kabul edilmeme gibi bir olay olmaz olamaz
 

ulvi

Doçent
Katılım
28 Ocak 2010
Mesajlar
522
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Adana
Ama bunu derken anlamsal açılımınıda göz önüne almak lazım yani israil gayri yasal bir bölgesel otoritedir aynı pkk gibi

Onun harici bizleri yöneten yada bizlerin kabul ettiği bir otoritedir dersek bu yalan olur çünkü israil Müslümanlar 'ın gözünde topuyla bir sivrisinek değildir

Müslümanlar israile otoritedir, çünkü onlard evamlı bizden korkup yılanın başını küçükken ezmeli hesabı devamlı bizlere karşı tedbir ve korunma ihtayiacı içindedir

Bu itibari ile Müslümanlarda israilşin kalbine korku salan ve aklından çıkmayan bir otoritedir

Allah Müslümanlardan Razı Olsun Amin
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
BUGÜN

İsrail DÜNYEVİ olarak OTORİTE ise buna sebeb olan larda İSLAM anlamayan MÜSLÜMANLAR dır.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir


bak ağbi:) en sıkı düşmanın bile pes etmişken
seni anlamıyorum

Düşmanım değil düşünce karşıtım.

Herkes DEĞİL diyor ama yaşıyor

EN BASİTİ i

28 ŞUBAT ı kimler yaptı.

Muhturaları darbeleri kimler yaptı
 

SaddbinMuaz

Profesör
Katılım
14 Nis 2011
Mesajlar
943
Tepkime puanı
14
Puanları
0
BUGÜN

İsrail DÜNYEVİ olarak OTORİTE ise buna sebeb olan larda İSLAM anlamayan MÜSLÜMANLAR dır.

Müslümanlar başlarına gelen fitneleri kendi nefislerini muhakeme etmek suretiyle kendi nefislerinde aramaları hakikatli bir yoldur... İsrail Otorite değildir... Bunun savunulacak hiç bir tarafı olamaz... İlluminati Otoritedir... İsrail'in arkasında Yeni Dünya Düzeni ve sistemi vardır... Lakin budahi Müslümanları durdurmaz... Canla, Malla, İlimle, Kur'an ile cehd, cihad, mukatele, mücahedelerine devam ederler... Allah c.c. Tek vekil yeter...
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Müslümanlar başlarına gelen fitneleri kendi nefislerini muhakeme etmek suretiyle kendi nefislerinde aramaları hakikatli bir yoldur... İsrail Otorite değildir... Bunun savunulacak hiç bir tarafı olamaz... İlluminati Otoritedir... İsrail'in arkasında Yeni Dünya Düzeni ve sistemi vardır... Lakin budahi Müslümanları durdurmaz... Canla, Malla, İlimle, Kur'an ile cehd, cihad, mukatele, mücahedelerine devam ederler... Allah c.c. Tek vekil yeter...

AMENNAH

Bence İSRAİL in etkinliğini yasal yollarla nasıl pasifize ederiz diye DÜŞÜNCELER fikirler üretmezsek DEĞİŞEN HİÇ BİR ŞEY olmaz.

GERÇEKLERİ kabul edip mücadele etmek akıl yoludur.
 

SaddbinMuaz

Profesör
Katılım
14 Nis 2011
Mesajlar
943
Tepkime puanı
14
Puanları
0
AMENNAH

Bence İSRAİL in etkinliğini yasal yollarla nasıl pasifize ederiz diye DÜŞÜNCELER fikirler üretmezsek DEĞİŞEN HİÇ BİR ŞEY olmaz.

GERÇEKLERİ kabul edip mücadele etmek akıl yoludur.

Elbette meseleleri kendi dairesinde incelemek hatta vukularına ayırmadan kavramak gibi hatalara düşmekteyiz... Birleşimimizi engelleyen hadise budur...

Bir Takım Müslümanlar MaşaAllah ''Muhabbet Fedaisi'' olarak bazı cehdlerini yapmaktadırlar... Diğer Müslümanlar Harici Cihad alanında farz-ı Ayni gerçekleştiriyorlar... Bu Mücadele Elle, Dille kalple esası baz alınarak, İlimle ve Mücadele ile daha başarıya ulaşacaktır Allahualem... Çünkü fitneleri tespit etmek ve zehirleri temizlemek inanın Harici Alandaki kıtaldan daha zordur... Lakin Müslümanlarda tek tip İslam anlatma hastalığı devam ettiği sürece ve Yönlerini Düşmanın fitnelerine çevirmedikleri sürece zor görünüyor Allahualem
 

ulvi

Doçent
Katılım
28 Ocak 2010
Mesajlar
522
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Adana
Güzel kardeşim mesele budur zaten. Nur şakirtleri öyle görür. Mesela İskender Ali Mihr'in şakirtleri de onu Mehdi Resul görür. Hakk yoldaki Süleyman Efendi'nin talebeleri de hazreti Mehdi görür. Bir cemaatin ehli taassub müntesiblerinin liderlerini nasıl gördükleri ne zamandan beri bir hakikat olarak telakki edilir oldu?

Mehmed Kırkıncı, sizden ve bizden çok çok daha iyi bilir nurcları. Ona göre Said Efendi ahir zamanda gelecek olan Mehdi olduğunu kabul etmiş. Ve latif bir tülün arkasına bu gerçeği! saklamış. Sonra da itiraza yol açabilir diye nur talebelerine Mehdi'lik davasını kendi aralarında konuşup, dışarı müceddid diye lanse etmelerini istemiş.

Bu türlü şahıscılık ve makam severlik neticesinde, nurcuların kahir ekseriyeti tarikatları ve Allah Dostlarının irşadını reddeder oldular. Zira siz Mehdi bildiniz mi, artık tarikat yok demektir.

Hakikatin ancak çevresinde dolanmış, sadece edebiyata malzeme olabilecek bir sürü söz ile kimsenin Mehdiliği ispat olunamaz. Bir tane Allah Dostu, meşhur mürşidi kamil gösterin hazretin Mehdi olduğunu söyleyen.

Bazı cahiller der ki, iman nuru ile tanınacak. Eyvallah. Peki ey gafil, şaşkın ve taharetten daha bi haber kardeşim, sendeki iman nuru tanımaya yetti de Allah Dostlarında bu iman nurundan yok muydu da hiç biri kabul etmedi?

Zaman iman kurtarma zamanı. Eyvallah. Bu her zaman için böyledir ve tasavvufi hareketler en az nurcular kadar belki daha çok hizmetleri vardır sair memleketlerde bu konuda. Yani elde tarikatlara karşı kullanılmaya çalışan bu koz da geçersizdir.

Said Efendi zamanın büyüklerinden bir zattır. Kendisini bir dönem Mehdi bildi ya da bilmedi. Bu konuda bir şey diyemem ama takipçilerinin aşırılıkları cemaatler arası fitneden başka bir şey değildir.

Hazret geldi ve gitti. Görevini ifa eyledi Mehdi olsa da yapacağını yaptı ve gitti, olmasa da. Bir makam yakıştırdınız mı, ne değişir şu durumda? Hiç bir şey. Bu makam biçenler aslında kendilerine makam biçmektedirler ;)

Kitaptan Mehdi mi olur Allah aşkına? Ya da Saidi Nursi hz.lerindeki hangi vasıflarla Peygamber'in Mehdi tanımına uymaktadır? Sehivdir, itiraz edilmez oldu mu, fitne kapısını açık bıraktık oldu görüldüğü gibi.

Mehdi'lik takıntısının kimsenin takvasına bir faydası yoktur. Fitne severim diyenler için güzel bir oyundur sadece.

Said Nursi sadece bir ilhamidir ilhamla aldığı bilgileri Risalei Nur Olarak lanse etmişki bunuda ilhamı istemiş bir zattır

İyide ilhamın kökü nerdendir

Pir Abdulkadir Geylani Hazretleri 'nin Sözü Var

Mürşidi olmuyanın mürşidi şeytandır

Peki Said Nursi denilem zatı muhteremin Mürşidi kimdir :)))))))

Aynı ilham afgani,standa Ahmet Kadyani denilen bir zattada olmuştur bu yüzyılda oda Mehdilik ilan edip 100.000 kişiyi toplamıştır etrafına vede vefat edip gitmiştir

Ve buzatta bir çok olağanüstü hal ve kerametvari hal göstermiştir

İnsanların ağzı dili bağlanmış gibi, aklı fikri kör olmuş gibi Ahir Zamanda Ahir zaman diye iki kelimei almışlar dillerine

Sadece bunu diyorlarda başka birşey demiyorlar

Allah 'tan duymuş gibi Haşa

Kendi fikirlerine uyan Ayet ve Hadisleri aynen kabul ediyorlar ajma uymayanları telildi tevildi anlamını değiştirip kendilerine uyduruyorlar

Ve yine Haklı çıkmaya çalışıyorlar

Ebcedle kıyamet hesap etmişler

6 medyen kralı yada 6 şeytanın adından oluştuğu ileri sürülen ebced hesabını Kuranı Kerim 'in sırlarını anlamak için kullanmışlar

Allah 'ın Kitabını anlamak içi,n bile şaytanın adlarınamı muhtacız yani

Kendilerine uyan herşeyi doğru göstermek için mücadeleye girmişler

Uymayanların anlamı ile oynamaya kalkmışlar

Bumu Mehdilik :))))))

Allah Ehli Sünnet 'i kendini Mehdi zannedenlerin şerrinden Emin Eylesin Amin


Gördüğüm şu var, O kadar Hadis Var Mehdi Hazretleri Hakkında ama insanlar işlerine gelenden başka Hadisleri nedense kör gibi görmüyor

İnsanın Asli Görevi Allah 'ı tanımak ve Allah 'a İbadet Etmektir yoksa zamanın ahirmi değilmi olduğu ile ilgili mücadele vermek değil


hırıstiyanlıkta aziz pauller sebebi ile bozuldu , aziz pavlosların incili değiştirmesiyle yıkıldı

Asıl olan bunun içindirki İslamiyet 'te Şahsa değil Asrı saadet 'e Bağlanmaktır

Yinede

En Doğrusunu Allah Bilir
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Said Nursi sadece bir ilhamidir ilhamla aldığı bilgileri Risalei Nur Olarak lanse etmişki bunuda ilhamı istemiş bir zattır

İyide ilhamın kökü nerdendir

Pir Abdulkadir Geylani Hazretleri 'nin Sözü Var

Mürşidi olmuyanın mürşidi şeytandır

Peki Said Nursi denilem zatı muhteremin Mürşidi kimdir :)))))))

Aynı ilham afgani,standa Ahmet Kadyani denilen bir zattada olmuştur bu yüzyılda oda Mehdilik ilan edip 100.000 kişiyi toplamıştır etrafına vede vefat edip gitmiştir

Ve buzatta bir çok olağanüstü hal ve kerametvari hal göstermiştir

İnsanların ağzı dili bağlanmış gibi, aklı fikri kör olmuş gibi Ahir Zamanda Ahir zaman diye iki kelimei almışlar dillerine

Sadece bunu diyorlarda başka birşey demiyorlar

Allah 'tan duymuş gibi Haşa

Kendi fikirlerine uyan Ayet ve Hadisleri aynen kabul ediyorlar ajma uymayanları telildi tevildi anlamını değiştirip kendilerine uyduruyorlar

Ve yine Haklı çıkmaya çalışıyorlar

Ebcedle kıyamet hesap etmişler

6 medyen kralı yada 6 şeytanın adından oluştuğu ileri sürülen ebced hesabını Kuranı Kerim 'in sırlarını anlamak için kullanmışlar

Allah 'ın Kitabını anlamak içi,n bile şaytanın adlarınamı muhtacız yani

Kendilerine uyan herşeyi doğru göstermek için mücadeleye girmişler

Uymayanların anlamı ile oynamaya kalkmışlar

Bumu Mehdilik :))))))

Allah Ehli Sünnet 'i kendini Mehdi zannedenlerin şerrinden Emin Eylesin Amin


Gördüğüm şu var, O kadar Hadis Var Mehdi Hazretleri Hakkında ama insanlar işlerine gelenden başka Hadisleri nedense kör gibi görmüyor

İnsanın Asli Görevi Allah 'ı tanımak ve Allah 'a İbadet Etmektir yoksa zamanın ahirmi değilmi olduğu ile ilgili mücadele vermek değil


hırıstiyanlıkta aziz pauller sebebi ile bozuldu , aziz pavlosların incili değiştirmesiyle yıkıldı

Asıl olan bunun içindirki İslamiyet 'te Şahsa değil Asrı saadet 'e Bağlanmaktır

Yinede

En Doğrusunu Allah Bilir


Evet

Düşünce yapınız yavaş yavaş ortaya çıkıyor.



Mürşidi olmuyanın mürşidi şeytandır

Peki Said Nursi denilem zatı muhteremin Mürşidi kimdir


Dilerim ki bu sözlerinizi yanlış yorumlamışımdır eğer yorumladı isem Hakkınız helal edin.

Herkes bilir M.Esad Erbili Hz lerinden ders almıltır Bedüzzaman Hz leri.

Mürşidi olmuyanın mürşidi şeytandır

Peki Said Nursi denilem zatı muhteremin Mürşidi kimdir


Lütfen açarmısınız
 

ulvi

Doçent
Katılım
28 Ocak 2010
Mesajlar
522
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Adana
Evet

Düşünce yapınız yavaş yavaş ortaya çıkıyor.



Mürşidi olmuyanın mürşidi şeytandır

Peki Said Nursi denilem zatı muhteremin Mürşidi kimdir


Dilerim ki bu sözlerinizi yanlış yorumlamışımdır eğer yorumladı isem Hakkınız helal edin.

Herkes bilir M.Esad Erbili Hz lerinden ders almıltır Bedüzzaman Hz leri.

Mürşidi olmuyanın mürşidi şeytandır

Peki Said Nursi denilem zatı muhteremin Mürşidi kimdir


Lütfen açarmısınız

Düşünce yapım her zaman ortada

1873 yılında Bitlis'in Nurs köyünde doğdu. Nursi ismi bu köye izafeten kendisinin soyadı olarak kullanılmaktadır. Kısa bir süre Molla Mehmet Emin'den ders almış, düzenli bir eğitim görmemiş, görememiştir.

Alıntıdır

M. Esad Erbilli hazretleri Nakşibendidir ama said nursi Pir Abdulkadir Geylanı 'nin Fütuhul Gayb Adlı Eserinden İlhami Olarak Etkilenmiştir

Evet düşünce yapım ortada, her zaman doğrudan yana

Kişilere kutsaliyet verilipte her dedikleri doğru kabul edilemez, her yaptıkları mübah görülemez

Kimse zorlanmasın anlasın düşüncemi diye yazıyorum

Aşağıda bazı alıntılar

Üçüncü Nokta

Bundan otuz sene evvel, Eski Said'in gafil kafasına müthiş tokatlar indi, -1- Ölüm kesin bir gerçektir. kaziyesini düşündü. Kendini bataklık çamurunda gördü. Medet istedi, bir yol aradı, bir hâlâskâr taharri etti. Gördü ki, yollar muhtelif; tereddütte kaldı. Gavs-ı Âzam olan şeyh-i Geylânî Radıyallahu Anhın Fütuhu'l-Gayb namındaki kitabıyla tefe'ül etti. Tefe'ülde şu çıktı:

-2- Sen dârü'l-hikmettesin; önce, kalbini tedavi edecek bir tabip ara.

Aciptir ki, o vakit ben Dârü'l-Hikmeti'l-ıslâmiye âzâsı idim. Güya ehl-i ıslâmın yaralarını tedaviye çalışan bir hekim idim. Halbuki en ziyade hasta bendim. Hasta evvelâ kendine bakmalı; sonra hastalara bakabilir.

ışte, Hazret-i şeyh bana der ki: "Sen kendin hastasın. Kendine bir tabip ara."

Ben dedim: "Sen tabibim ol." Tuttum, kendimi ona muhatap addederek, o kitabı bana hitap ediyor gibi okudum. Fakat kitabı çok şiddetliydi. Gururumu dehşetli kırıyordu. Nefsimde şiddetli ameliyat-ı cerrahiye yaptı. Dayanamadım, yarısına kadar kendimi ona muhatap ederek okudum; bitirmeye tahammülüm kalmadı. O kitabı dolaba koydum.

Fakat sonra, ameliyat-ı şifakârâneden gelen acılar gitti, lezzet geldi. O birinci üstadımın kitabını tamam okudum ve çok istifade ettim. Ve onun virdini ve münâcâtını dinledim, çok istifaza ettim.

Sonra ımam-ı Rabbânî'nin Mektubat kitabını gördüm, elime aldım. Hâlis bir tefe'ül ederek açtım. Acaiptendir ki, bütün Mektubat'ında yalnız iki yerde "Bediüzzaman" lâfzı var. O iki mektup bana birden açıldı. Pederimin ismi Mirza olduğundan, o mektupların başında "Mirza Bediüzzaman'a Mektup" diye yazılı olarak gördüm. "Fesübhânallah," dedim. "Bu bana hitap ediyor." O zaman Eski Said'in bir lâkabı Bediüzzaman idi. Halbuki Hicretin üç yüz senesinde, Bediüzzaman-ı Hemedânî'den başka o lâkapla iştihar etmiş zatları bilmiyordum. Halbuki ımamın zamanında dahi öyle bir adam vardı ki, ona o iki mektubu yazmış. O zâtın hali benim halime benziyormuş ki, o iki mektubu kendi derdime devâ buldum.

Yalnız ımam, o mektuplarında tavsiye ettiği gibi, çok mektuplarında musırrâne şunu tavsiye ediyor: "Tevhid-i kıble et." Yani, "Birini üstad tut, arkasından git. Başkasıyla meşgul olma."

şu en mühim tavsiyesi, benim istidadıma ve ahvâl-i ruhiyeme muvafık gelmedi. Ne kadar düşündüm: Bunun arkasından mı, yoksa ötekinin mi, yoksa daha ötekinin mi arkasından gideyim? Tahayyürde kaldım. Herbirinde ayrı ayrı cazibedar hâsiyetler var; biriyle iktifâ edemiyordum.

O tahayyürde iken, Cenâb-ı Hakkın rahmetiyle kalbime geldi ki: Bu muhtelif turukların başı ve bu cetvellerin menbaı ve şu seyyarelerin güneşi Kur'ân-ı Hakîmdir. Hakikî tevhid-i kıble bunda olur. Öyleyse, en Âlâ mürşid de ve en mukaddes üstad da odur.

Ona yapıştım. Nâkıs ve perişan istidadım elbette lâyıkıyla o mürşid-i hakikînin âb-ı hayat hükmündeki feyzini massedip alamıyor. Fakat ehl-i kalb ve sahib-i hâlin derecâtına göre, o feyzi, o âb-ı hayatı, yine onun feyziyle gösterebiliriz. Demek, Kur'ân'dan gelen o Sözler ve o nurlar, yalnız aklî mesâil-i ilmiye değil, belki kalbî, ruhî, hâlî mesâil-i imaniyedir. Ve pek yüksek ve kıymettar maarif-i ılâhiye hükmündedirler.

..............................................................................................................................................................................................................

Ve benim bildiğim eğer yaanlış değilse M Esad Erbilli hazretleri 'nden Ders Almamıştır said nursi ( dersi kabul etmemiştir çünki )

...............................................................................................................................................................................................................



Bediüzzaman hazretlerinin talebelerinden Abdurrahman Cerrahoğlu Bediüzzaman hazretlerinin kendisine bir ziyarette şöyle dediğini naklediyor: Bundan kırk yıl kadar evvel Şeyh Esad Efendi kardeşim bana geldi:"Kardeşim Said, tuttuğun bu yolu tarikatla birlikte devam edersen zamanın imam veya reisi olursun' dedi."Cevaben dedim: 'Kardeşim, öyle bir zaman gelecek ki, iman adet kabilinden sallantıda olacak. biz,-tarikat bir tarafa-hepimiz bugünden tezi yok imanî hüccetlerin gönüllerde yerleşmesi için birleşirsek o zaman en faydalı, en lüzumlu vazifemizi yerine getirmiş oluruz.' Son Şahitler-1.s: 244- Necmeddin Şahiner, Yeni Asya yayınları-İst-1993
Aynı hadiseyi M.Fethullah Gülen Hocaefendi de şöyle bahsetmektedir: Asrımızın başlarında, İstanbul'daki büyük bir veli, müceddid namzedi büyük zata: "Efendi gel şöyle birisine intisab et. Bir hilâfet al. Zamanın İmam-ı Rabbani'si olursun" deyince O hüşyâr kâlpli zat "İmam-ı Rabbani'lik değil Ebu Bekir'lik bile verilse insanlığın imanına hizmet edemedikten sonra ne ehemmiyet ifade eder!" cevabını verir(Hitap Çiçekleri- Nesil yayınları)

Alıntıdır
......................................................................................................................

Bediüzzaman'ın on iki tarikattan icazet aldığını gösteren bir bilgiye, ne Risale-i Nur külliyatında, ne de hatıralarda rastlayamadık

Yalnız Emirdağ Lahikası'nda geçen şu ifade var; "Bütün on iki büyük tarikatın hulâsası olan ve tariklerin en büyük dairesi bulunan Risale-i Nur dairesi içine, her tarikat ehli kendi tarikatı dairesi gibi görüp girmek lâzım ve elzem olduğunu bu zaman gösterdi." (1)

Bilen Bey
vote-arrow-up.png
0
vote-arrow-down.png



Bediüzzaman'ın on iki tarikattan icazet aldığını gösteren bir bilgiye, ne Risale-i Nur külliyatında, ne de hatıralarda rastlayamadık.


Yalnız Emirdağ Lahikası'nda geçen şu ifade var; "Bütün on iki büyük tarikatın hulâsası olan ve tariklerin en büyük dairesi bulunan Risale-i Nur dairesi içine, her tarikat ehli kendi tarikatı dairesi gibi görüp girmek lâzım ve elzem olduğunu bu zaman gösterdi." (1)


(1) bk. Emirdağ Lahikası-II, (49.Mektup)



Risale-i Nurun 12 tarikatin hülasası olması hakkında
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Düşünce yapım her zaman ortada

1873 yılında Bitlis'in Nurs köyünde doğdu. Nursi ismi bu köye izafeten kendisinin soyadı olarak kullanılmaktadır. Kısa bir süre Molla Mehmet Emin'den ders almış, düzenli bir eğitim görmemiş, görememiştir.

Alıntıdır

M. Esad Erbilli hazretleri Nakşibendidir ama said nursi Pir Abdulkadir Geylanı 'nin Fütuhul Gayb Adlı Eserinden İlhami Olarak Etkilenmiştir

Evet düşünce yapım ortada, her zaman doğrudan yana

Kişilere kutsaliyet verilipte her dedikleri doğru kabul edilemez, her yaptıkları mübah görülemez

Kimse zorlanmasın anlasın düşüncemi diye yazıyorum

Aşağıda bazı alıntılar

Üçüncü Nokta

Bundan otuz sene evvel, Eski Said'in gafil kafasına müthiş tokatlar indi, -1- Ölüm kesin bir gerçektir. kaziyesini düşündü. Kendini bataklık çamurunda gördü. Medet istedi, bir yol aradı, bir hâlâskâr taharri etti. Gördü ki, yollar muhtelif; tereddütte kaldı. Gavs-ı Âzam olan şeyh-i Geylânî Radıyallahu Anhın Fütuhu'l-Gayb namındaki kitabıyla tefe'ül etti. Tefe'ülde şu çıktı:

-2- Sen dârü'l-hikmettesin; önce, kalbini tedavi edecek bir tabip ara.

Aciptir ki, o vakit ben Dârü'l-Hikmeti'l-ıslâmiye âzâsı idim. Güya ehl-i ıslâmın yaralarını tedaviye çalışan bir hekim idim. Halbuki en ziyade hasta bendim. Hasta evvelâ kendine bakmalı; sonra hastalara bakabilir.

ışte, Hazret-i şeyh bana der ki: "Sen kendin hastasın. Kendine bir tabip ara."

Ben dedim: "Sen tabibim ol." Tuttum, kendimi ona muhatap addederek, o kitabı bana hitap ediyor gibi okudum. Fakat kitabı çok şiddetliydi. Gururumu dehşetli kırıyordu. Nefsimde şiddetli ameliyat-ı cerrahiye yaptı. Dayanamadım, yarısına kadar kendimi ona muhatap ederek okudum; bitirmeye tahammülüm kalmadı. O kitabı dolaba koydum.

Fakat sonra, ameliyat-ı şifakârâneden gelen acılar gitti, lezzet geldi. O birinci üstadımın kitabını tamam okudum ve çok istifade ettim. Ve onun virdini ve münâcâtını dinledim, çok istifaza ettim.

Sonra ımam-ı Rabbânî'nin Mektubat kitabını gördüm, elime aldım. Hâlis bir tefe'ül ederek açtım. Acaiptendir ki, bütün Mektubat'ında yalnız iki yerde "Bediüzzaman" lâfzı var. O iki mektup bana birden açıldı. Pederimin ismi Mirza olduğundan, o mektupların başında "Mirza Bediüzzaman'a Mektup" diye yazılı olarak gördüm. "Fesübhânallah," dedim. "Bu bana hitap ediyor." O zaman Eski Said'in bir lâkabı Bediüzzaman idi. Halbuki Hicretin üç yüz senesinde, Bediüzzaman-ı Hemedânî'den başka o lâkapla iştihar etmiş zatları bilmiyordum. Halbuki ımamın zamanında dahi öyle bir adam vardı ki, ona o iki mektubu yazmış. O zâtın hali benim halime benziyormuş ki, o iki mektubu kendi derdime devâ buldum.

Yalnız ımam, o mektuplarında tavsiye ettiği gibi, çok mektuplarında musırrâne şunu tavsiye ediyor: "Tevhid-i kıble et." Yani, "Birini üstad tut, arkasından git. Başkasıyla meşgul olma."

şu en mühim tavsiyesi, benim istidadıma ve ahvâl-i ruhiyeme muvafık gelmedi. Ne kadar düşündüm: Bunun arkasından mı, yoksa ötekinin mi, yoksa daha ötekinin mi arkasından gideyim? Tahayyürde kaldım. Herbirinde ayrı ayrı cazibedar hâsiyetler var; biriyle iktifâ edemiyordum.

O tahayyürde iken, Cenâb-ı Hakkın rahmetiyle kalbime geldi ki: Bu muhtelif turukların başı ve bu cetvellerin menbaı ve şu seyyarelerin güneşi Kur'ân-ı Hakîmdir. Hakikî tevhid-i kıble bunda olur. Öyleyse, en Âlâ mürşid de ve en mukaddes üstad da odur.

Ona yapıştım. Nâkıs ve perişan istidadım elbette lâyıkıyla o mürşid-i hakikînin âb-ı hayat hükmündeki feyzini massedip alamıyor. Fakat ehl-i kalb ve sahib-i hâlin derecâtına göre, o feyzi, o âb-ı hayatı, yine onun feyziyle gösterebiliriz. Demek, Kur'ân'dan gelen o Sözler ve o nurlar, yalnız aklî mesâil-i ilmiye değil, belki kalbî, ruhî, hâlî mesâil-i imaniyedir. Ve pek yüksek ve kıymettar maarif-i ılâhiye hükmündedirler.

..............................................................................................................................................................................................................

Ve benim bildiğim eğer yaanlış değilse M Esad Erbilli hazretleri 'nden Ders Almamıştır said nursi ( dersi kabul etmemiştir çünki )

...............................................................................................................................................................................................................



Bediüzzaman hazretlerinin talebelerinden Abdurrahman Cerrahoğlu Bediüzzaman hazretlerinin kendisine bir ziyarette şöyle dediğini naklediyor: Bundan kırk yıl kadar evvel Şeyh Esad Efendi kardeşim bana geldi:"Kardeşim Said, tuttuğun bu yolu tarikatla birlikte devam edersen zamanın imam veya reisi olursun' dedi."Cevaben dedim: 'Kardeşim, öyle bir zaman gelecek ki, iman adet kabilinden sallantıda olacak. biz,-tarikat bir tarafa-hepimiz bugünden tezi yok imanî hüccetlerin gönüllerde yerleşmesi için birleşirsek o zaman en faydalı, en lüzumlu vazifemizi yerine getirmiş oluruz.' Son Şahitler-1.s: 244- Necmeddin Şahiner, Yeni Asya yayınları-İst-1993
Aynı hadiseyi M.Fethullah Gülen Hocaefendi de şöyle bahsetmektedir: Asrımızın başlarında, İstanbul'daki büyük bir veli, müceddid namzedi büyük zata: "Efendi gel şöyle birisine intisab et. Bir hilâfet al. Zamanın İmam-ı Rabbani'si olursun" deyince O hüşyâr kâlpli zat "İmam-ı Rabbani'lik değil Ebu Bekir'lik bile verilse insanlığın imanına hizmet edemedikten sonra ne ehemmiyet ifade eder!" cevabını verir(Hitap Çiçekleri- Nesil yayınları)

Alıntıdır
......................................................................................................................

Bediüzzaman'ın on iki tarikattan icazet aldığını gösteren bir bilgiye, ne Risale-i Nur külliyatında, ne de hatıralarda rastlayamadık

Yalnız Emirdağ Lahikası'nda geçen şu ifade var; "Bütün on iki büyük tarikatın hulâsası olan ve tariklerin en büyük dairesi bulunan Risale-i Nur dairesi içine, her tarikat ehli kendi tarikatı dairesi gibi görüp girmek lâzım ve elzem olduğunu bu zaman gösterdi." (1)

Bilen Bey
vote-arrow-up.png
0
vote-arrow-down.png



Bediüzzaman'ın on iki tarikattan icazet aldığını gösteren bir bilgiye, ne Risale-i Nur külliyatında, ne de hatıralarda rastlayamadık.


Yalnız Emirdağ Lahikası'nda geçen şu ifade var; "Bütün on iki büyük tarikatın hulâsası olan ve tariklerin en büyük dairesi bulunan Risale-i Nur dairesi içine, her tarikat ehli kendi tarikatı dairesi gibi görüp girmek lâzım ve elzem olduğunu bu zaman gösterdi." (1)


(1) bk. Emirdağ Lahikası-II, (49.Mektup)



Risale-i Nurun 12 tarikatin hülasası olması hakkında


Fazla yazma

NET ol


Mürşidi olmuyanın mürşidi şeytandır

Peki Said Nursi denilem zatı muhteremin Mürşidi kimdir


Bunu demekle Bedüüzaman ın Mürşidi yok Mürşidi ŞEYTAN mı diyorsun

NET CEVAP ver DÜRÜST ol

Ayrıca Her Mürşidi olmuyan İslam ı yşayan kişilerin de mi mürşidi ŞEYTAN
 

ulvi

Doçent
Katılım
28 Ocak 2010
Mesajlar
522
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Adana
Fazla yazma

NET ol


Mürşidi olmuyanın mürşidi şeytandır

Peki Said Nursi denilem zatı muhteremin Mürşidi kimdir


Bunu demekle Bedüüzaman ın Mürşidi yok Mürşidi ŞEYTAN mı diyorsun

NET CEVAP ver DÜRÜST ol

Ayrıca Her Mürşidi olmuyan İslam ı yşayan kişilerin de mi mürşidi ŞEYTAN

Yazdıklarımdan anlaşıldığı üzere ben her zaman dürüstüm, dürüst olmayanlar göremesede :)

Mürşidi olmuyanın mürşidi şeytandır Bu Söz Pir Abdulkadir Geylani Hazretleri 'nindir ( Rivayete Göre Yinede Allah Bilir )

önce said nursi hakkında cevap vereyim said nursi ilhamidir yani mürşidi ruhani alem yada görünmeyen alemdir. Aldığı ilhamın Allah 'tan geldiğine dair ispatın nedir ( Tabi bu bence yinede En Doğrusunu Allah Bilir )

İkinci sorun her mürşidi olmayıpta İslamı yaşıyanın mürşidi şeytanmıdır sorusunu ise git Pir Abdulkadir Geylani hazretleri 'ne sor, cevap onda saklıdır

Bu arada yine bu yüzyılda yaşamış ahirzaman mehdisi ahmet kadyani hakkında ne dersin oda ilhamı idi vede çok harikulade ve keramet vari halleri vardı

Birde senin ahmet kadyani hakkındaki açıklamanı alalım

Yinede

En Doğrusunu Allah Bilir ( Bunlar benim görüş ve düşüncelerim )
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Yazdıklarımdan anlaşıldığı üzere ben her zaman dürüstüm, dürüst olmayanlar göremesede :)

Mürşidi olmuyanın mürşidi şeytandır Bu Söz Pir Abdulkadir Geylani Hazretleri 'nindir

önce said nursi hakkında cevap vereyim said nursi ilhamidir yani mürşidi ruhani alem yada görünmeyen alemdir. Aldığı ilhamın Allah 'tan geldiğine dair ispatın nedir ( Tabi bu bence yinede En Doğrusunu Allah Bilir )

İkinci sorun her mürşidi olmayıpta İslamı yaşıyanın mürşidi şeytanmıdır sorusunu ise git Pir Abdulkadir Geylani hazretleri 'ne sor, cevap onda saklıdır

Bu arada yine bu yüzyılda yaşamış ahirzaman mehdisi ahmet kadyani hakkında ne dersin oda ilhamı idi vede çok harikulade ve keramet vari halleri vardı

Birde senin ahmet kadyani hakkındaki açıklamanı alalım

Yinede

En Doğrusunu Allah Bilir ( Bunlar benim görüş ve düşüncelerim )

Sizin düşünceleriniz çok açık

Fakat gidin ERBİLİ Hz lerinden ders alıp almadığını araştırın.

M.Sami Ramazanoğulları ks nin Bedüzzaman Hz leri için söylediklerini araştırın.

Tmm sizin düşünce yapınız belli ÜSTAD ı Mürşidi olmadığını iddia ederek yazdıklarına İNANMIYORSUNUZ.
 

ulvi

Doçent
Katılım
28 Ocak 2010
Mesajlar
522
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Adana
Sizin düşünceleriniz çok açık

Fakat gidin ERBİLİ Hz lerinden ders alıp almadığını araştırın.

M.Sami Ramazanoğulları ks nin Bedüzzaman Hz leri için söylediklerini araştırın.

Tmm sizin düşünce yapınız belli ÜSTAD ı Mürşidi olmadığını iddia ederek yazdıklarına İNANMIYORSUNUZ.

Kardeşim inanamama konusu doğru, yalnız şu noktayı vurgulamak isterimki bu düşmanlık değil, sadece inanmama ve bu inanmamadan dolayı yazdıkları içinde insanların imanını fesada uğratabilecek fikir ve görüşler olabilmesi ihtimaline dair dikkatli olmak gerektiği. hemen kabulün yanlış ve zararlı olabilme ihtimali olduğudur
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Said Nursi sadece bir ilhamidir ilhamla aldığı bilgileri Risalei Nur Olarak lanse etmişki bunuda ilhamı istemiş bir zattır

İyide ilhamın kökü nerdendir

Pir Abdulkadir Geylani Hazretleri 'nin Sözü Var

Mürşidi olmuyanın mürşidi şeytandır

Peki Said Nursi denilem zatı muhteremin Mürşidi kimdir :)))))))

Aynı ilham afgani,standa Ahmet Kadyani denilen bir zattada olmuştur bu yüzyılda oda Mehdilik ilan edip 100.000 kişiyi toplamıştır etrafına vede vefat edip gitmiştir

Ve buzatta bir çok olağanüstü hal ve kerametvari hal göstermiştir

İnsanların ağzı dili bağlanmış gibi, aklı fikri kör olmuş gibi Ahir Zamanda Ahir zaman diye iki kelimei almışlar dillerine

Sadece bunu diyorlarda başka birşey demiyorlar

Allah 'tan duymuş gibi Haşa

Kendi fikirlerine uyan Ayet ve Hadisleri aynen kabul ediyorlar ajma uymayanları telildi tevildi anlamını değiştirip kendilerine uyduruyorlar

Ve yine Haklı çıkmaya çalışıyorlar

Ebcedle kıyamet hesap etmişler

6 medyen kralı yada 6 şeytanın adından oluştuğu ileri sürülen ebced hesabını Kuranı Kerim 'in sırlarını anlamak için kullanmışlar

Allah 'ın Kitabını anlamak içi,n bile şaytanın adlarınamı muhtacız yani

Kendilerine uyan herşeyi doğru göstermek için mücadeleye girmişler

Uymayanların anlamı ile oynamaya kalkmışlar

Bumu Mehdilik :))))))

Allah Ehli Sünnet 'i kendini Mehdi zannedenlerin şerrinden Emin Eylesin Amin


Gördüğüm şu var, O kadar Hadis Var Mehdi Hazretleri Hakkında ama insanlar işlerine gelenden başka Hadisleri nedense kör gibi görmüyor

İnsanın Asli Görevi Allah 'ı tanımak ve Allah 'a İbadet Etmektir yoksa zamanın ahirmi değilmi olduğu ile ilgili mücadele vermek değil


hırıstiyanlıkta aziz pauller sebebi ile bozuldu , aziz pavlosların incili değiştirmesiyle yıkıldı

Asıl olan bunun içindirki İslamiyet 'te Şahsa değil Asrı saadet 'e Bağlanmaktır

Yinede

En Doğrusunu Allah Bilir

Muhterem ulvi hocam..

bu yazdıklarınız bilgiler konusunda sizlerle alıntılarımla görüşmek istiyorum..

inşaallah müsait bir zamanda ve farklı bir konuda müzakere ve fikir alış verşinde bulunalım..

müsade ederseniz tashih edilmesi gereken bilgileri tek tek görüşmemiz gerekliliğini düşünüyorum...

...selam ve dualarımla...
 

ulvi

Doçent
Katılım
28 Ocak 2010
Mesajlar
522
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Adana


Muhterem ulvi hocam..

bu yazdıklarınız bilgiler konusunda sizlerle alıntılarımla görüşmek istiyorum..

inşaallah müsait bir zamanda ve farklı bir konuda müzakere ve fikir alış verşinde bulunalım..

müsade ederseniz tashih edilmesi gereken bilgileri tek tek görüşmemiz gerekliliğini düşünüyorum...

...selam ve dualarımla...

Allah Razı Olsun benim muhterem ve güzel kardeşim her daim baştacısın İnşaAllah, Estağfirullah kardeşim müsade vermek haddime düşmez. İçinde art niyet taşımayan Müslüman kardeşimim isteği baştacıdır her zaman
 
Üst