lafons7275 ile Röportaj

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
Soru 19: Peygambere sevdirilen 3 şey vardır. Bunlar kadın, güzel koku ve namazın içindeki gözaydınlığı. Peki, size de bunlar SEVDİRİLDİ mi sevdirildi ise bunlar ne anlama gelmektedir?

Cevap: Bana Allah tarafından sevdirilen
birşey henüz yok. İbadetleri yaparken nefsimi zorluyorum.

Lafons Kardeşimin verdiği cevapları eleştirenlere cevap vermek istemiyorum...şu an sırası değil.... yalnız şunu hatırlatma ihtiyacı duydum....

Lafons Kardeşim, Allah sana islamiyeti sevdirmeseydi, ne şu anki halinde olabilirdin, nede Sünneti seniyye ye şeklen dahi uyduğun için yapılan hakaret ve tavırlara sabredebilirdin.....bu Allah ımızın ikramıdır.... sevmeseydi , sevdirmezdi...
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Lafons Kardeşimin verdiği cevapları eleştirenlere cevap vermek istemiyorum...şu an sırası değil.... yalnız şunu hatırlatma ihtiyacı duydum....

Lafons Kardeşim, Allah sana islamiyeti sevdirmeseydi, ne şu anki halinde olabilirdin, nede Sünneti seniyye ye şeklen dahi uyduğun için yapılan hakaret ve tavırlara sabredebilirdin.....bu Allah ımızın ikramıdır.... sevmeseydi , sevdirmezdi...

İtibar son nefese kardeşim. Unutma, Allah bu dini facir kimselerle de yükseltir. Eğer nefsime Allah beni seviyor, bu yüzden beni ehli sünnet yaptı ve ibadet etmeme güç kuvvet veriyor diye kapı açarsam helak olurum.

Bugüne kadar yaptığım hangi ibadetimin kabul olunduğuna dair bir bilgi var ki elimde? Tersine hepsinde riya vardı, korkarım ki o ameller mahşer günü suratıma vurulacak.
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
İtibar son nefese kardeşim.
amenna.... gittiğin yol, sapmadığın sürece varacağın hedefi gösterir...

Unutma, Allah bu dini facir kimselerle de yükseltir.
amenna da... bizler kendimizi evliyaullahtan görmüyoruzki zaten....

Eğer nefsime Allah beni seviyor, bu yüzden beni ehli sünnet yaptı ve ibadet etmeme güç kuvvet veriyor diye kapı açarsam helak olurum.
Müslüman ümit ve korku arasında olmalı... ve Rabbine karşı hüsnüzanda bulunmalı.... sana bu nimetleri veren O değilde kim o zaman... senmi buldun bu ehli sünnet yolunu yoksa Allah mı nasib etti.... üzerimizde bulunan tüm nimetleri veren Rabbimiz değilmi..... eşya imtihandır.... içinde bulunduğun iman nimettir...



Bugüne kadar yaptığım hangi ibadetimin kabul olunduğuna dair bir bilgi var ki elimde? Tersine hepsinde riya vardı, korkarım ki o ameller mahşer günü suratıma vurulacak.
bu işin korku tarafı..ve böyle davranmamız gerkiyor zaten... lakin böyle davranmak içinde bulunduğumuz nimet bize Rabbimiz tarafından ihsan edilmediği gibi bir yola kesinlikle götürmemeli....

Allah sevdirmeseydi bizler Efendimiz aleyhisselama zerre miskal de olsa muhabbet besleyebilirmiydik... ameli yönden eksiğimiz olacak tabiki ve güvenmiyoruz amma bu muhabbet te riya olmaz gösteriş olmaz......
 

ihvan23

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
3,539
Tepkime puanı
220
Puanları
0
önce hiç tasvip etmediğim.forma resimle girmen..her cins ve mahlukun olduğu buralara nasıl güven duyarsın..siteler her ne kadar islami adı altındada olsa.vehhabiliğe mezhepsizliğe,her daim açık bir site güvenilir değildir.islami.hiç değildir...""""""İSLAM eşittir ehl-i sünnetir..ne mutlu size o yoldasınız ..şükrünüzü kat be katlayıp.mezhepsizlerin vehhabilerin safında olmayışınız bir lutuftur...sonradan girp müçtehitlik yapanlardan olmamak...lutfi ilahidir....soru bekliyorsan.sorayım.,mümin olmayan KARDEŞ olurmu???
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
"""" gittiğin yol, sapmadığın sürece varacağın hedefi gösterir... """"

İnşaAllah sapmam.



""""" bizler kendimizi evliyaullahtan görmüyoruzki zaten...."""""

senin adına çok sevindim.


""""""Müslüman ümit ve korku arasında olmalı.."""""

Yanlış, Müslüman gençlik döneminde hep korku içinde olmalı ta ki ölüm iyice yaklaştığında, bunun emareleri belli olduğunda hüsnü zanda bulunmalı.


""""" içinde bulunduğun iman nimettir... """

Hem de en büyük nimettir. Bu yüzden Rabbim elimizden almasın diye çok şükredelim.



""""" sana bu nimetleri veren O değilde kim o zaman... senmi buldun bu ehli sünnet yolunu yoksa Allah mı nasib etti.. """""

Bana bu nimetleri bendeki hangi sebepten verdi?
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
önce hiç tasvip etmediğim.forma resimle girmen..her cins ve mahlukun olduğu buralara nasıl güven duyarsın..

İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah’ın emriyle onu korurlar. Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah’tan başka hiçbir yardımcı da yoktur.



"""İSLAM eşittir ehl-i sünnetir..ne mutlu size o yoldasınız ..şükrünüzü kat be katlayıp.mezhepsizlerin vehhabilerin safında olmayışınız bir lutuftur...sonradan girp müçtehitlik yapanlardan olmamak...lutfi ilahidir....soru bekliyorsan.sorayım.,mümin olmayan KARDEŞ olurmu???

Ağız alışkanlığı, sokak dili ile söylediğimiz "kardeşim" sözü ile din kardeşim sözü aynı değildir.

Minibüse bineriz önümüzde oturana "kardeşim şu parayı şöfore uzatır mısın deriz? "
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
O gün kişi kaçacak kardeşinden, annesinden, babasından, zevcesinden ve oğullarından...


(Abese/34-36)
 

Fakr

Profesör
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
449
Tepkime puanı
25
Puanları
28
Senin çok ilimli biri olduğunu biliyorum. Senden faydalanmak isterim. Şöyle bir başlık açsan da ehli sünnet itikadındaki Kuran'a uymadığını düşündüğün kısımları dile getirsen ve üzerinde tartışsak çok iyi olurdu. Bu iyiliği bir gün benim için yapar mısın?

Selam

İlim sahibi olma gibi bir iddia içerisinde değilim. Sadece ilim belleme yolunda ilerleyen bir Müslümanım diyebilirim. Bu ilimde benim için bir amaç değil araçtır...

Öncelikle ''Ehli Sünnet Vel Cemaat'' tanımında anlaşmamız lazım... Bunu söylememim nedeni farklı ekoller, farklı söylemler, farklı yaklaşımlar vb. olmasına rağmen herkes kendisini yukarıdaki isim ile tanımlamasıdır. Oysa oturup konuşulduğunda,yazdıklarına baktığında, sohbetlerine katıldığında vb. bunların sadece isim benzerliği taşıdığı (genel olarak) içeriklerinin çok farklı olduğunu görüyoruz...

Bu açıdan hangi ekolün hangi söylemine/yaklaşımına cevap olarak bir sayfa açacağız...Bu bile çok hacimli bir çalışma ve zaman(ki şahsım adına bu kadar benim vaktim yok) gerektirir. Ayrıca bunun bazı nedenlerden dolayı fayda vereceğini de düşünmüyorum...

Benim bu konudaki yaklaşımım konu konu üzerinde gidildiğinde kanaatten öte bir birikimim,bilgim varsa o konu(lar) hakkında bildiklerimi paylaşmaktır... Bunun bazı yansımalarını açtığım konularda ve gönderdiğim mesajlarda rahat bir şekilde görülebilir...Paylaştığım hususta bazı yaklaşımlara muhalefetlerim ortadadır.

Bu ekolün tırnak işareti içerisinde verilmesinin nedeni bir mezheb olarak anılmasıdır.Yoksa sözün anlamı değildir. Sünnet ehli olmama veya Peygamber(ler)in sünnetine/yoluna/davranışına/sözüne vb. karşı çıkmak, muhalefet etmek değildir.Bundan Allah'a sığınırım...

Ayrıca hatırlatma hususunda şunu da söylemek isterim. Bazen kişi bağlı olduğu, yürüdüğü,seçtiği ekolün söylemlerini yanlış anlamaktadır. Bunun ana nedenlerinden bir kaçı;söylenilenin kastettiği değil de kendi algılaması, kavramları yaşadığı çağdaki anlamı ile değerlendirmesi vs. dir. Yani aslında kişi kendi bile farkında olmadan iddia ettiği yolda anlayışta bakışta olmayabili(yo)r...

Biz mezhebleri bir ''ictihad topluluğu'' ve mezheb sahibinin konuya ''bakış açısı'' ''yaklaşımı'' ''çıkardığı sonuç'' olarak anlarız. Din’in kendisi Allah'ın muradı olarak değil. Bir tefsir değil bir te'vil olarak görürüz...(Bilindiği üzere mezhebler nass bulunmayan noktalarda ictihad olur kaidesi üzerinedir!)

Mezhebleri yok saymayız ama mezhebçi olmayız. Bizim için önemli olan (insan olarak)Peygamber(ler) dışında kişinin ismine değil sözlerinin vahye uygun olup olmamasına bakarız... Bunu yaparken de nefsanî davranmamaya gayret ederiz...Bunun sonucu olarak ta bunun Allah'ın adına değil Allah'ın adıyla yaparız... Ve buna bu şekilde yaklaştığımızı ifade ederiz. Yani sınırları koruyup ortada dolaşan ''ne idiğü belirsiz bir tavırla'' değil ayakları yere basan temelleri olan bir yaklaşım sergiler yorum getiririz...

Umarım kastımı doğru ifade edebilmişimdir...

Selametle...
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Selam

İlim sahibi olma gibi bir iddia içerisinde değilim. Sadece ilim belleme yolunda ilerleyen bir Müslümanım diyebilirim. Bu ilimde benim için bir amaç değil araçtır...

Öncelikle ''Ehli Sünnet Vel Cemaat'' tanımında anlaşmamız lazım...



.

Daha evvel astığım bir yazıydı:


Mevcut duruma ve şartlara göre bazı bölümleri açarak konuşmak gerekiyor hatta kendinizi tanımlarken de bu şekilde açıkça tanımlamanız gerekiyor. Çünkü öyle bir durum var ki ‘’ben müslümanlardanım’’ dediğiniz zaman anlaşılamıyorsunuz. Kendilerini islâm’a nispet eden bir sürü fırka var bid’at çerçevesinde olanları da geçtim, İslâmiyetle hiç alakası olmayan gruplar var hatta kendilerini İslâmiyet’e nispet etmeyip de ansiklopedilerde ya da teorik bilgilerde İslâmiyet’e nispet edilen gruplar dahi vardır.


Dolayısıyla birçok kimliğin olduğu, büyük bir kimlik kargaşasının yaşandığı özellikle şu dönemde net bir tanım gerekiyor.

Bu zamana neden vurgu yapıyorum, sanki daha önce farklı i’tikâdî ekoller yok muydu. Elbette tarih boyu vardı fakat ulema onların kimliğini açıkça ortaya koymuştu fakat miladi 18.yüzyıldan sonra ortaya çıkan özellikle modernist (buna bağlı olarak seküler-laik) zihniyetli yeni i’tikâdî (daha doğrusu i’tikadsız, bunların kendi içinde tutarlı bir i’tikâdı dahi yoktur) hareketler çok bilinmiyor hatta günümüz insanı (ülkemizde yaşayanların bir kısmı da dahil) farkında olmadan bu hareketlere meyletmiş durumdalar. Bknz. Beş vakit namaz kılıp da din düşmanlığı menşeli eylemlere / yürüyüş ve mitinglere katılan şuursuz cami cemaati tiplemeleri.

Ebubekir Sifil Hoca her zaman vurgu yapar ki bu vurguyu yaşayan en büyük Kelâm Alimlerinden Abdüllatif Sâid Fûde de yapar, son asırlarda ortaya çıkan fırkalaşma hareketlerine karşı ciddi bir çalışma yapılmalıdır şeklinde… Çok önemli bir konu.

Ben kendimi şahsen şöyle tanımlıyorum;
Hz. İbrahim’in milleti üzere hanif / muvahhid bir Müslüman ve Hz. Muhammed Mustafa ümmetinden bir ferdim. Ehl-i Sünnet Ve’l-Cemaat algısı, anlayışı ve yolu üzere İ’tikadde Selef’in (cumhurunun) izinde ama bir mes’elenin tafsilatı gerektiğinde Matüridiyye Mezhebindenim. Mâtüridiyye ile Eş’ariyye arasındaki ihtilafların Akaid sahasında küçük bir alan olan fer’i mes’elelere dair bazı ihtilaflar olduğuna inanıp, her iki taraftan birinin bid’ate varmadığını / varmayacağını kabul etmekteyim.

Ayrıca, Matüridiyye içerisinde ihtilaflı olan Akaid-Kelam sahasına müteallik konularda ve Tasavvuf alanına müteallik konularda İmâm-ı Rabbânî Hazretlerinin görüşleri üzereyim.

Fıkıh:
İnsanların fert yahut toplum olarak (her biri) ana rahmine düştükten (cenin olduktan sonra) kabre girip üzerlerine toprak atılıncaya kadar bütün mes’elelerinin çözümü noktasında kendi içinde tutarlı olunabilmesi açısından, görüşleri tedvin edilmiş, amel edilebilirliği pratikte mevcut bir fıkıh mezhebine tâbi olmalarının vücûbiyetine inanmaktayım. Muteber Fıkıh Mezheplerinin sayılamayacak kadar çok olduğuna fakat tedvîn edilen mezheplerin günümüze ulaşıp tedvin edilmeyenlerin ise pratikte amel edilebilirliğinin kalmadığından sadece kitaplarda kaldığına, özellikle hicri 9. Asırdan itibaren Zâhiriyye’nin de tâbisi kalmadığından o asırdan sonra artık dört mezhepten başkasıyla amel etmenin caiz / meşrû olmayacağı yönünde üzerinde icmâ edilen görüşü tasdik etmekteyim.

Mevcut dört mezhep arasındaki ihtilaflarda her bir mezhebin doğruya ihtimali olduğuna inanır, temel mükellefiyetlerde ibadetlerimi dört mezhebe göre de ifsâd olmayacak şekilde yapmaya özen gösterir, mezheb hassasiyetinden ödün vermem, yani; ehlinden fetvâ aldığım bazı zâruret halleri dışında Hanefi Uluları’nın mezhebine göre amel eder bir başka fıkıh mezhebine katiyen meyletmem.

Kısaca; İbrahim Aleyhisselâm milleti üzere, Hz. Muhammed Mustafa ümmetinden, i’tikadde selefin yolu üzere, açıklama gerektiğinde Matüridiyye üzere, fıkıhta Hanefi, meşreben Nakşî-Hâlidî, muvahhid / hanif bir Müslüman...
 

Ebu Kasım

Asistan
Katılım
21 Kas 2011
Mesajlar
313
Tepkime puanı
26
Puanları
0
lafons 7275 kullanıcı isminizin açılımıyla tanımını yaparmısınız
lafons sizi seviyoruz forumda yeriniz ayrı... severek takip ettiğim üylerden birisniz tebrik ederim
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
lafons 7275 kullanıcı isminizin açılımıyla tanımını yaparmısınız
lafons sizi seviyoruz forumda yeriniz ayrı... severek takip ettiğim üylerden birisniz tebrik ederim

Ah kardeşim suratıma karşı övme beni. Kullanıcı ismim ile ilgili kısma gelince önceki sayfalarda yazmıştım. Bu nikimden de pişmanım. Vakit bulduğumda değiştireceğim inşaAllah.
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,185
Tepkime puanı
3,194
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
tasavvufçular ekstra ehli sünnet vurgusu yaparlar
peki rabıta yı ehli sünnetin neresine koyuyorsunuz?
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
İnşaAllah sapmam.

İnşaAllah..."İman ile ölme derdi olmayan imansız ölür "der büyükler....


senin adına çok sevindim.


ama Evliyaullah gördüm..:)


Müslüman ümit ve korku arasında olmalı..

Yanlış, Müslüman gençlik döneminde hep korku içinde olmalı ta ki ölüm iyice yaklaştığında, bunun emareleri belli olduğunda hüsnü zanda bulunmalı.

Müslüman, genç iken korku ile ümit arasında lakin korku tarafı ağır basmalı, ihtiyar iken yine korku ile ümit arasında lakin ümit tarafı ağır basmalı......:)



""""" içinde bulunduğun iman nimettir... """

Hem de en büyük nimettir. Bu yüzden Rabbim elimizden almasın diye çok şükredelim.

İnşaAllah....



""""" sana bu nimetleri veren O değilde kim o zaman... senmi buldun bu ehli sünnet yolunu yoksa Allah mı nasib etti.. """""

Bana bu nimetleri bendeki hangi sebepten verdi?

dünyalıklarını imtihan,,, İmanını Merhametinden verdi..... daha ötesini kurcalama :)
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
tasavvufçular ekstra ehli sünnet vurgusu yaparlar
peki rabıta yı ehli sünnetin neresine koyuyorsunuz?

tam ortasına...

“YA RESÛLALLAH! HANZALA MÜNAFIK OLDU!”

Hanzala ibni Rebî r.a. anlatıyor:

“Resûl-i Ekrem s.a.v.’in yanındaydık, bize öğüt verdi, cehennemden söz etti. Sonra eve geldim, çocuklarla güldüm eşimle eğlendim.
Daha sonra evden çıktım.

Yolda ağlayarak giderken Ebû Bekir’e rastladım.

"Neyin var, Hanzala?" diye sordu.
"Hanzala münafık oldu!" dedim.
"Fesübhânallah! Sen ne diyorsun?"
"Öyle ya, Resûl-i Ekrem s.a.v.in yanında bulunuyoruz.
Bize cennet ve cehennemden bahsediyor; onları gözümüzle görmüş gibi oluyoruz.
Huzurundan ayrılıp çoluk çocuğumuzun yanına ve işlerimizin başına dönünce, çok şeyi unutuyoruz."


Ebû Bekir r.a. :
"Vallahi biz de aynı durumdayız. Yürü Resûl-i Ekrem´e gidelim." dedi.


Birlikte yola düştük ve Hz. Peygamberin huzuruna girdik.

Ben:
"Ya Resûlallah! Hanzala münafık oldu." dedim.
"Bu ne demek?" buyurdu.

"Ey Allah’ın Rasulü! Yanında bulunduğumuzda bize cennet ve cehennemden bahsediyorsun; biz de onları gözümüzle görmüş gibi oluyoruz. Senin huzurundan çıkıp çoluk çocuğumuzun yanına ve işimizin başına dönünce, bunların çoğunu unutuyoruz."

Resûlullah s.a.v. şöyle buyurdu:

"Canımı kudretiyle elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, eğer siz benim yanımda bulunduğunuz hâli devam ettirip hep zikirle meşgul olsaydınız,
melekler, yattığınız yataklarda yürüdüğünüz *yollarda sizinle tokalaşırdı.
Fakat ey Hanzala, bir saatinizi ibadete, bir saatinizi dünya işlerine ayırınız."

Resûl-i Ekrem bu sözü üç defa tekrarladı.”


Müslim

Tevbe 12-13
Tirmizî
Kıyâmet 59
İbni Mâce
Zühd 28
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Rasûlullah sav. şöyle dua etti:


'Ey Allahım! Bildiğim ve bilmediğim şeylerden dolayı senden affedilmemi talep ediyorum'. Bunun üzerine sahabîler Hz. Peygambere 'Ey Allah'ın Rasûlü! Sen de mi korkuyorsun? diye sordular. Rasûlullah da 'Kalpler, Rahman olan Allah'ın (kudret) parmaklarından ikisi arasındadır. Onu dilediği şekilde evirip çevirir. O halde beni Allah'ın azabından emin kılan ne olabilir?' buyurdu ve devamla şu ayeti okudu:


Eğer yeryüzünde bulunanların hepsi bir misli ile beraber o kâfirlerin olsa kıyamet günü azabın kötülüğünden kurtulmak için onu mutlaka feda ederlerdi. Çünkü (o gün) Allah tarafından (dünyada) hesaba katmadıkları şey kendilerine görünür. (Zümer/47)


Bu ayetin tefsirinde: 'Onlar dünyada, iyilik zannıyla birtakım çalışmalar yaptılar; fakat bu çalışmaları, Allah'ın huzurunda kötülükler kefesine konuldu' denilmiştir.


Sırrî es-Sakatî şöyle demiştir: "Eğer bir kişi, dünyanın bütün ağaçlarını bir yerde toplasa ve sonra da dallarında dünyanın bütün kuşlarının cıvıldaştığı bu bahçeye girse ve oradaki her mahlûk kendi diliyle o insana 'Ey Allah'ın velisi! Selâm sana!' deseler ve bunun üzerine nefsi velilik hevesine kapılsa, o kişi nefsinin elinde esirdir".
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Sözü edilen hadîsler ile selef-i sâlihînden nakledilen rivayetlerin tamamı, sana, durumun ne kadar tehlikeli olduğunu ve bu tehlikenin, nifakın inceliğinden ve şirkin gizliliğinden meydana geldiğini anlatmış bulunuyorlar. Yine sana, hiç kimsenin, hiçbir zaman nefis, nifak ve gizli şirkten emin olamayacağını da bildirmişlerdir. Hattâ ikinci halife Hz. Ömer dahi münafıkların alâmetlerini çok iyi bilen Huzeyfe b. Yeman'a kendi durumunu sorar ve 'Acaba ben de münafıklar arasında mıyım?' diye düşünürdü.


Ebû Süleyman ed-Dârânî 'Bazı yöneticilerden, şeriata uygun olmayan birtakım sözler işittim ve bunları inkâr etmek istedim. Fakat o zâlim yöneticilerin beni öldürtebileceklerinden korkarak bu işten vazgeçtim. Ancak korkum öldürülmekten değil, can çekişirken halk tarafından süslü ve mücâhid görülmemden dolayı gurura kapılmaktandı' buyurmuştur.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,949
Tepkime puanı
2,072
Puanları
113
Konum
Mars
Selam

Lafons7275 abim bu kadar vakti internette nasıl geçirebiliyorsunuz ?
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,949
Tepkime puanı
2,072
Puanları
113
Konum
Mars
Okumayı seviyorum. İşim de müsait olunca vaktimin çoğu nette geçiyor.

Vaktinizi nette geçirmeyi faydalı bir işmi görüyorsunuz? Okumayı seviyorsunuz farkındayım ama kendi yazdıklarınızı tercih ettiğinizi de fark ediyormusunuz? Benden acizane bir fikir ayırt etmenden tüm fikir ve paylaşımları okusanız daha güzel olmazmı? farklı kitap ve görüşleri inceleseniz
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst