Said Nursi'nin talebelerinden Gülen'e mektup

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
http://forum.misawa.de/showthread.php/16137-Üstadın-talebelerinden-sadeleştirme-tepkisi

"Kalbin zümrüt Tepeleri ise yine kendilerinin bir sohbette sorulan “Anlamakta zorlanıyoruz. Nasıl anlamalıyız?” mealindeki bir soruya verdiği cevapta olduğu gibi “Belki, bugünün nesli, Kalbin Zümrüt Tepeleri’nin çoğunu anlayamayacak; lâkin yirmi beş sene sonrakiler onu çok iyi idrak edip yaşayacaklar; ihtiyaç doğduğu an, Kur’an ve Sünnet çizgisinde bir eseri hazır bulacaklar” şeklinde açıkladığı bir ufuk eserdir. "

Fethullah gülen kendi yazdığı “Kalbin zümrüt Tepeleri” isimli kitapla ilgili bir ropörtajında, muhabirin kendisine sorduğu ““Anlamakta zorlanıyoruz. Nasıl anlamalıyız?” sorusuna “25 sene sonraki insanlar ihtiyaç duyduğunda bulacakları ve anlayacakları bir eser!” şeklinde cevap vermiştir.

Yani fethullah gülen kendi yazdığı kitabın sadeleştirmesine karşı ama anlaşıldığı kadarı ile risalei nurun sadeleştirmesine karşı değil.
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0


ve aleyküm selam ve rahmetullahi.. ebeden ve daimen..

uzun bir aradan sonra ismime yapılan atıflarda sizlerin alıntılarınız mevcuttu.. cepheyi zaman içinde açan sizsiniz muhterem.. bizim yaptığımız cevaplamak.. ayanaya tersten bakıyorsunuz yani..

ziyaret meselesi o zaman kolay mıydı ki.. eğer ağabeylerin hatıralarını okuduysanız kaç kişi muvaffak olmuştur bilmeniz gerek.. hem yasak ve hem de ziyarete geleni falaka ve mahkumiyet vardı.. şüpheniz yersiz dir ve sadece bu fikir size ait değildir.. lütfen başkalarının dolmuşuna binmeyin ki hata yapmayasınız..

Hocaefendi risale-i nurlara tanışması ve Üstad (RA) Hz. lerinin talebelerinin görüşleri ve hüsn-ü zannlarını yanında.. sizlerin ve etkisi altında kaldığınız zevat ve zerzevat odatv cilerin düşmanlığı ve su-i zannları size yakışmıyor.. ya saff-ı evvel talebe ve ağabeylerin safında bulununuz veya odatvci ve faist dairedeki insanların safında .. siz bilirsiniz yani..

M.Sungur ağabeyin oğlu Muhammed SUNGUR bizzatihi tedrisini izmirde hocaefendiden almıştır.. netten de bulabilirsiniz.. Bayram Ağabey (RA) cenaze namazın ı Hocaefendinin kıldırılması vasiyetinde bulunmuştur.. Said ÖZDEMİR ağabey, oğlu Kemalattini ki şimdi profdur, Hocaefendinin emrindedir.. yani onlar mı haklı ve doğru.. sizlerin yamuk bakışlarınız mı doğru ve haklı karar sizlerin..

Hikem kardeşimizi de hüsn-ü zannını kaybedenlerden biridir.. ki bakış açıları da ona göredir.. Ona baz alırsanız diğer zat-ı mübarekleri de es geçmeniz gerektir.. bizden de selam ve dualar...



@Hikem in bakış açısı bence çok objektif ve ben de katılıyorum.

madem mustafa sungur abi ve said özdemir abiden bahis açtınız, bu abilerin, fethullah gülene yazdıkları, sadeleştirme ile ilgili çok keskin ifadeler içeren mektuba cevap verin...

http://www.ihvanforum.org/showthread.php?t=114067


Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin vâris, nâşir ve talebesi olan altı kişinin imzasıyla yapılan açıklama ve Fethullah Gülen’e hitaben yazılan mektup şöyle:


Muhterem Fethullah Hoca Efendi,

Evvelâ; selam ile sıhhat ve afiyetinizi Cenab-ı Hak’tan niyaz ederiz.

Saniyen; Ufuk Yayınları namı altında Bediüzzaman Hazretlerinin Lem’alar Risalesi kelimeleri değiştirilerek güya sadeleştirme nâmı altında tahrib edilerek basılmıştır.
Bediüzzaman Hazretlerinin vâris, talebe ve naşirlerinden 6 kişinin imzası ile Lem’aların bu şekilde asliyeti bozularak neşredilmesinin karşısındayız. Kat’iyyen tasvib etmiyoruz. Risale-i Nurları tahriftir ve tahriptir diye beyanat verdiğimiz halde, bu beyanatımızı görüp okudukları halde, mezkûr yayınevi bu ikazımıza hiçbir değer vermeden neşriyatlarına devam etmekte ve reklamlarını her tarafta ilan etmektedirler. Onların bu tavrı Bediüzzaman Hazretlerinin vâris ve talebelerini ciddi bir surette rahatsız etmiştir. Kendi kitapları olmadığı, vâris ve naşirlerinden izin alınmadığı, ve şer’an da caiz olmadığı halde sırf kanunî boşluktan istifade ederek bu neşriyata madde ve nam için İslâmî hak ve hukuku çiğneyerek pervasızca devam etmeleri hayret ve ibretle takip edilmektedir.

Muhterem Hoca Efendi, Lem’aları tahrip ederek basan bu Ufuk Yayınlarının sizin camiaya dahil olduklarını duymaktayız. Sizin bu tahribattan haberdar olup olmadığınızı bilmiyoruz. Eğer haberdar değilseniz lütfen size haber veriyoruz. Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin vâris, naşir ve talebeleri bu neşriyattan ciddi surette rahatsızdırlar. Derhal bunları durdurmanızı ve o şekil neşriyata son vermelerini rica ediyoruz. Bu hususta bizim bu mektubumuza da cevap vermenizi hemen rica ediyoruz.

Mustafa Sungur, Abdullah Yeğin, Hüsnü Bayram, Ahmed Aytimur, Salih Özcan, M. Said Özdemir



[SIZE="4[B]"]Ebu turab isimli bir üyenin mesajını bu kapsamda paylaşmak istiyorum;[/B]

“Muhterem Agabeylerin bu konudaki gayretlerini takdir, tebrik ve tes'id ediyorum. Bu mes'ele bizleri incittigi gibi, Hz Usta'di, Saf-i Evvel butun Agabeyleri, Risale-i Nur'u incitti, Kur'an hesabina oldugu icin Kur'an'a dokundu, siddetli bir Kis'a sebebiyet verdiler, Insaallah daha baska manadaki siddeti Kis'lara sebibeyet vermezler, hareketlerinden vazgecerler. Agabeylerimizin tayin ettigi bir agabeyimizi, kendi cemaati Hocaefendi ile gorusturmek istememeleri hem NAHOS olmus, hem baska manalari deruhteye acik kapilara sebebiyet olmasi, hem de ehl-i imanin kendi aralarindaki sorunlarini halletmesi meselesindeki aciziyetin ifadesi olarak bizleri daha da derinden sarsmistir. Bir yazar agabeyimiz meselenin fazla kirginlik ve vurgunlukla degil de, karsilikli gorusmeler yolu takip edilerek cozulme taraftari olmasi, ki yine en sehil bir metod idi, fakat bu kardesler bunun da yolunu kapatmak istemeleri cok manidardir. Ne diyelim, Mevla Gorelim Neyler, Neylerse Guzel Eyler...”

yani abiler görevlendirdikleri bir kişi aracılığı ile görüşmek istemişler, birileri görüşmelerine engel olmuş. yani fethulklah gülen e bediüzzaman ın varisi olan abiler biel ulaşamıyor. çok vahim bir durum.

Ayrıca yine bu kapsamda hikem in, benim de altına imza attığım, şu mesajını da hatırlatmak istiyorum;

“ABD de oturmanın bir bedeli olması gerekir....Bediüüzaaman İstanbul Hükümetiinin fetvalarını, işgal altında fetva olmaz gerekçesiyle nasıl kabul etmediyse, aynen bunun gibi, ABD de oturan zatın bu meselelerdeki kelamının da hiç bir kıymeti harbiyesi olmaz..Zira İslam ülkelerini işgal edip, kadın , çocuk demeden hunharca katleden düşmanın bağrında konuşmanın ne ehmmiyeti olabilirki?”
[/SIZE]



son olarak şu mesajıma da cevap vermenizi rica ediyorum

http://forum.misawa.de/showthread.php/16137-Üstadın-talebelerinden-sadeleştirme-tepkisi

"Kalbin zümrüt Tepeleri ise yine kendilerinin bir sohbette sorulan “Anlamakta zorlanıyoruz. Nasıl anlamalıyız?” mealindeki bir soruya verdiği cevapta olduğu gibi “Belki, bugünün nesli, Kalbin Zümrüt Tepeleri’nin çoğunu anlayamayacak; lâkin yirmi beş sene sonrakiler onu çok iyi idrak edip yaşayacaklar; ihtiyaç doğduğu an, Kur’an ve Sünnet çizgisinde bir eseri hazır bulacaklar” şeklinde açıkladığı bir ufuk eserdir. "

Fethullah gülen kendi yazdığı “Kalbin zümrüt Tepeleri” isimli kitapla ilgili bir ropörtajında, muhabirin kendisine sorduğu ““Anlamakta zorlanıyoruz. Nasıl anlamalıyız?” sorusuna “25 sene sonraki insanlar ihtiyaç duyduğunda bulacakları ve anlayacakları bir eser!” şeklinde cevap vermiştir.

Yani fethullah gülen kendi yazdığı kitabın sadeleştirmesine karşı ama anlaşıldığı kadarı ile risalei nurun sadeleştirmesine karşı değil.

@ORHANCAN konuyu açtım cevabını bekliyorum... burası yeri
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
konuyu buldum bulmasına da ve hatta bir cevap da yazdım ilk sayfadaki mesajınıza ama online dan düştüğüm için cevapla tuşuna basar basmaz kayboldu..

şimdi 4 saatlik dersten sonra ara verdim tekrar yazacağım inşaallah..
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
fethullah gülen "camia" sı ne yapmaya çalışıyor?

HEYHAT, Üstadın mirasçısı olan abiler bile, açık açık tahrifattan bahsediyorlarsa, bazı şeyleri sormak ve araştırmak gerekir diye düşünüyorum.

tekrar soruyorum: fethullah gülen "camia" sı ne yapmaya çalışıyor?

Muhterem kardeşim..

konu başlığı cephesinden baktığımızda muhterrem ağabeylerimizin Hocaefendiye hüsn-ü zann içinde yaklaştığı görülmektedir.. Hocaefendinin haberdar olup olmadıklarını da bilmediklerini anlıyoruz..

Muhterem Hoca Efendi, Lem’aları tahrip ederek basan bu Ufuk Yayınlarının sizin camiaya dahil olduklarını duymaktayız. Sizin bu tahribattan haberdar olup olmadığınızı bilmiyoruz. Eğer haberdar değilseniz lütfen size haber veriyoruz. Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin vâris, naşir ve talebeleri bu neşriyattan ciddi surette rahatsızdırlar. Derhal bunları durdurmanızı ve o şekil neşriyata son vermelerini rica ediyoruz. Bu hususta bizim bu mektubumuza da cevap vermenizi hemen rica ediyoruz.

Bu açıdan bakınca bazı aklı evvelllerin yaptığı gibi gerek Hocaefendi ve gerekse camia hakkında feveran ederek suçlama ve iftira atanlara yazıklar olsun diyorum.. Muhterem ağabeylerin bilmemiyoruz demelerine karşılık sizlerin peşin hükümle veryansın etmeniz tam bir alakasızlıktır... ve peşinen suçlama ve karalamadır..

Kırmızı cümleden sonraki yazılanları iyi okur ve değerlendirirseniz.. Hocaefendi bilmiyor ise haberdar ettikleri bu hususu bildirdiklerini ve cevap vermelerini rica ediyorlar..

YANİ Ortada bir vukuat var ama faili daha Hocaefendi olduğu kesinleşmemiştir.. ama kardeşlerimiz ise faturayı ve cezayı hemen muhakeme etmeden kesmişlerdir.. eğer hakkaniyet olsa hocaefendi cenahından bir cevap beklenir ve değerlendirilme alındıktan sonra laflar sıralanırdı..
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Ne demişti badıllı abileri "Üstadın tasarrufu olamaz mı yani"
Hakketen olamaz mı yani?

Üstad Hz. leri ilk sadeleşmeyi kendisi bizzatihi yapmıştı..

Osmanlıca olan eserleri latin harflerine Said Özdemir ağabeyle birlikte değerlendirmişlerdi hatırladığım kadarıyla..

Üstad (RA) Osmanlıcadan takip ederken Said Ağabey de türkçe yazılmış nüshadan okuyarak düzeltmeler yapılmıştı...
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0


Üstad Hz. leri ilk sadeleşmeyi kendisi bizzatihi yapmıştı..

Osmanlıca olan eserleri latin harflerine Said Özdemir ağabeyle birlikte değerlendirmişlerdi hatırladığım kadarıyla..

Üstad (RA) Osmanlıcadan takip ederken Said Ağabey de türkçe yazılmış nüshadan okuyarak düzeltmeler yapılmıştı...


Orhancan arkadaşımız, buncayıllık bu hizmette bulunduğunu ifade ettikten sonra, Üstadın sadeleştirmeyi bizzat kendisinin yaptığını söylemesi cidden büüyk bir gaf, yenilir yutulur cinsten değil...
Kendisi bilmesi gerekir, sadeleştrimeyle, latin hurufatına izin verilmesi aynı şeymi?Saniyen düzeltme dediğin şey tashihtir..Sadeleştirme değil..

Orhancan bizleri şaşırttın doğrusu...
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0


Üstad Hz. leri ilk sadeleşmeyi kendisi bizzatihi yapmıştı..

Osmanlıca olan eserleri latin harflerine Said Özdemir ağabeyle birlikte değerlendirmişlerdi hatırladığım kadarıyla..



Üstad (RA) Osmanlıcadan takip ederken Said Ağabey de türkçe yazılmış nüshadan okuyarak düzeltmeler yapılmıştı...


"Üstad Hz. leri ilk sadeleşmeyi kendisi bizzatihi yapmıştı.." iftiranızı ispatlıyamazsanız sizi "müfteri ilan ediyorum. üstad konusunda çok hassasım.
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Orhancan arkadaşımız, buncayıllık bu hizmette bulunduğunu ifade ettikten sonra, Üstadın sadeleştirmeyi bizzat kendisinin yaptığını söylemesi cidden büüyk bir gaf, yenilir yutulur cinsten değil...
Kendisi bilmesi gerekir, sadeleştrimeyle, latin hurufatına izin verilmesi aynı şeymi?Saniyen düzeltme dediğin şey tashihtir..Sadeleştirme değil..

Orhancan bizleri şaşırttın doğrusu...

Belki sadeleştirme yanlış oldu ama niyetimi biliyordunuz... ki alt satırda açıkladım..

Osmanlıca yazılan eserler sonradan Üstad (RA) Hazretlerinin de onayıyla yeni harflerle basılmıştır.. yani aslından türkçe haline geçirilmiştir..

Bizler gençliğimizde Üstad (RA) hazretlerinin tashihinden geçen osmanlıca metinlerden dinlerdik.. şahsımın risale-i nur külliyeti 1960 sinan matbaası eserleridir... Osmanlıca yazılan eserin yeni harflere aktarılması (belki sadeleştirme manası hoş olmadı) Bizzatihi Üstadın onayıyla olduğunu aşağıdan da görebilirsiniz..

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Gözlerim arkada kalmaz"


[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Ankara'ya döndükten sonra Atıf kardeşle tanıştık (1952). Yeni yazıyla Onuncu Söz'ün teksirini yapıyordu.[/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Sonradan Isparta'ya gittiğimizde, Üstad Büyük Sözler'i matbaada basmamız için verdi. Sözler daktilo edilmiş dosyalar halindeydi. 'Maya (sermaye) yaparsınız' diye 600 lira verdi.[/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"İlk defa Sözler'i Ankara'da Ayyıldız Matbaasında bastırdık. Daha sonra Doğuş Matbaasına geçtik. Matbaa ile öyle haşir neşir olduk ki, orada yatıp kalkıyorduk.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Kitap, formalar halinde Üstada gidiyordu. Üstad tashih ettikten sonra biz basıyorduk. Tashih şu şekilde yapılırdı: Kardeşlerden biri yeni yazı ile yazılmış kitabı okuyor, Üstad da takip ediyor, yanlış varsa düzelttiriyordu.[/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Formalar için Üstad çok seviniyordu. Kim getirirse getirsin, derhal içeri alıyordu. Sözler'i ciltletip Üstada götürdük. Üstadda bir annenin çocuğuna kavuşma sevinci vardı. 'Ben vazifemi yaptım, gözlerim arkada kalmaz' diyor, gözleri yaşarırcasına seviniyordu. Fiyatını sorup kendi eseri olan bu kitaba çıkarıp 25 lira verdi. Ve 'Her 25 lirayı verene bu kitabı vermeyin, 25 kişiye okutacağım diyene verin' dedi.[/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Üstadla birçok defa görüştük. Görüşmelerimizde hep neşriyatın ehemmiyetini ve nasıl yapılması lâzım geldiğini anlatıyordu.[/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Bir defasında Mektubat'ı basıyorduk. 'Mu'cizat-ı Ahmediye'yi ayrı basalım' dedim. Üstad ise, 'Bu diğeriyle bir kuvvet teşkil eder, ayrı basmayın' dedi. 'Rumuzat-ı Semaniye'de Vahhabiler hakkındaki kısmı da basmamamızı söylemişti. Biz de basmamıştık. [/FONT]

http://www.nur.gen.tr/tr.html#leftmenu=Home&maincontent=saidabi
[/FONT]
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
orhancanın bu boş iddiası(doğru olmayan beyanı) kendisinin iddia ettiği gibi ''eskilerden'' olmadığı, bu işte çırak mesafesinde bile olmadığını gösteriyor..risalei nuru şöyle-böyle okuyanlar dahi bilirki, üstad eserlerinin tashihini kendisi yapmış, bunun dışında yapılan değişiklikleri/tahrif kabul etmemiştir..Latin hurufuna izi,n vermek başka, sadeleştirme başka..Orhancan bizleri hakikaten şaşırtmıştır..biz kendisini risalei nuru iyi okumuş biri zannederdik..
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0


Belki sadeleştirme yanlış oldu ama niyetimi biliyordunuz... ki alt satırda açıkladım..

Osmanlıca yazılan eserler sonradan Üstad (RA) Hazretlerinin de onayıyla yeni harflerle basılmıştır.. yani aslından türkçe haline geçirilmiştir..

Bizler gençliğimizde Üstad (RA) hazretlerinin tashihinden geçen osmanlıca metinlerden dinlerdik.. şahsımın risale-i nur külliyeti 1960 sinan matbaası eserleridir... Osmanlıca yazılan eserin yeni harflere aktarılması (belki sadeleştirme manası hoş olmadı) Bizzatihi Üstadın onayıyla olduğunu aşağıdan da görebilirsiniz..



b u aktardığının neresi sadeleştirme orhancan...??!!
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
"Üstad Hz. leri ilk sadeleşmeyi kendisi bizzatihi yapmıştı.." iftiranızı ispatlıyamazsanız sizi "müfteri ilan ediyorum. üstad konusunda çok hassasım.

sizler kadar bizlerde hassasız muhterem..

Üstad hz. leri hakkında sevgimizi ve saygımızı yitirmedik ve rüyalarımızda da olsa beraberiz.. hem Üstad ve hem de diğer talebelerinin de manevi yardımlarını da layık olmasak da almaktayız..

belki anlatımda küçük bir hata oldu.. ama niyetimi en az benim kadar sizler de biliyorsunuz.. alıntılarımı incelemenizi istirham edeyim..

Şahsi görüşüm olarak, Hem mektubat-ı Rabbani eserinin arapça olması ve hem de İmamı Gazalinin (RA) eserinin bir kısmının arapça olmasındaki umum müslümanlarca okunması amaçlanmış ise..

Üstad hz. lerinin sonradan yeni huruflarla basılmasını istemesi, ilerde yapılacak hizmetlerle eserlerinin okunmasını düşünmüş olabilir.. Türkçenin öğrenilmesinin yaygınlaşmasını da zamanımızda görüldüğü üzere Hocaefendi ve gönüllülerin yaptığı hizmetlerle olduğu.. açılan kolejlerde verilen eğitimle olduğu aşikardır... çıkmam lazım..selamlarımla
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
orhancanın bu boş iddiası(doğru olmayan beyanı) kendisinin iddia ettiği gibi ''eskilerden'' olmadığı, bu işte çırak mesafesinde bile olmadığını gösteriyor..risalei nuru şöyle-böyle okuyanlar dahi bilirki, üstad eserlerinin tashihini kendisi yapmış, bunun dışında yapılan değişiklikleri/tahrif kabul etmemiştir..Latin hurufuna izi,n vermek başka, sadeleştirme başka..Orhancan bizleri hakikaten şaşırtmıştır..biz kendisini risalei nuru iyi okumuş biri zannederdik..

eskilerden oduğumu iddea etmedim.. ama siz öyle kabul edip sonradan caymanız bir ifade etmez..

alıntımı incelerseniz osmanlıcadan latin harflerine kendisi izin vererek değişiklik yaptırmıştır.. anlamanız için risalei nur dairesinde olmanız gerek.. hariçten gazel okuyanların haddi değil ki belli oluyor yani..
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Orhancan kardeşim evet şakird sayılmam ama, kendisini şakird bilenlerden daha iyi bu meselelleri bildiğimizi, burda rahatlıkla anlıyoruz...

Siz üstadın sadeleştşrmeye izin verdiğini söylüyorsunuz ,daha sonrada latin hurufundan bahsederek, sadeleştirmeyle, latin hurufuna izin verilmesini aynı kategoride değerlendiriyorsunuz...Bu sözlerinizle nekadar iyi şakird olduğunuzu bilenler takdir edecektir..
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
sadeleştirme konusunda şimdi tarihi bir açıklama yapacağım.


risalei nur; osmanlıca ve arapça olarak yazılmıştır. üstad osmanlıca ve arapçanın öğrenilmesine ve zaruretine de vurgu yapmıştır.

üstad, eserlerin latin harfleri ile neşrine "ecnebi çocukları" için müsade etmiştir.

not: buradan bizim, ecnebi çocuğu olduğumuz sonucu çıkmasın lütfen. yani bildiğiniz ecnebilerin, latin harfi kullanan yabancıların çocukları. ecnebi çocukları dinini öğrenebilsin diye müsaade etmiştir.

sadeleştirme ile şimdi gelinen noktaya bakın.

üstad risalenin latin harfleri ile basılmasına bile karşı ve sadece ecnebi çocukları istifade etsin diye izin vermişken, birileri çıkmış şimdi, bu latin harflerini de sadeleştirelim(tahrif edelim) diyor.

ama, bence, tahmin ettiğim gibi ise, bu tahrif çalışmalarına engel olunamayacaktır.

selam ve dua ile.

muhterem kardeşim.. bu sözleriniz ile muhterem Said ÖZDEMİR Ağabeyin hatıralarını değerlendiri misiniz LÜTFEN..

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Gözlerim arkada kalmaz"

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Ankara'ya döndükten sonra Atıf kardeşle tanıştık (1952). Yeni yazıyla Onuncu Söz'ün teksirini yapıyordu.[/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Sonradan Isparta'ya gittiğimizde, Üstad Büyük Sözler'i matbaada basmamız için verdi. Sözler daktilo edilmiş dosyalar halindeydi. 'Maya (sermaye) yaparsınız' diye 600 lira verdi.[/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"İlk defa Sözler'i Ankara'da Ayyıldız Matbaasında bastırdık. Daha sonra Doğuş Matbaasına geçtik. Matbaa ile öyle haşir neşir olduk ki, orada yatıp kalkıyorduk.[/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Kitap, formalar halinde Üstada gidiyordu. Üstad tashih ettikten sonra biz basıyorduk. Tashih şu şekilde yapılırdı: Kardeşlerden biri yeni yazı ile yazılmış kitabı okuyor, Üstad da takip ediyor, yanlış varsa düzelttiriyordu.[/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Formalar için Üstad çok seviniyordu. Kim getirirse getirsin, derhal içeri alıyordu. Sözler'i ciltletip Üstada götürdük. Üstadda bir annenin çocuğuna kavuşma sevinci vardı. 'Ben vazifemi yaptım, gözlerim arkada kalmaz' diyor, gözleri yaşarırcasına seviniyordu. Fiyatını sorup kendi eseri olan bu kitaba çıkarıp 25 lira verdi. Ve 'Her 25 lirayı verene bu kitabı vermeyin, 25 kişiye okutacağım diyene verin' dedi.[/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Üstadla birçok defa görüştük. Görüşmelerimizde hep neşriyatın ehemmiyetini ve nasıl yapılması lâzım geldiğini anlatıyordu.[/FONT]

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Bir defasında Mektubat'ı basıyorduk. 'Mu'cizat-ı Ahmediye'yi ayrı basalım' dedim. Üstad ise, 'Bu diğeriyle bir kuvvet teşkil eder, ayrı basmayın' dedi. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]'Rumuzat-ı Semaniye'de Vahhabiler hakkındaki kısmı da basmamamızı söylemişti. Biz de basmamıştık. [/FONT]

http://www.nur.gen.tr/tr.html#leftmenu=Home&maincontent=saidabi
[/FONT]
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
konunun alıntı yapıldığı siteden biz de yorumlar alalım kardeşler..

sevgili kardeslerim,,,
nurlari bir ingiliz anlasin diye ingilizceye
bir alman anlasin diye almancaya
bir fransiz anlasin diye fransizcaya
hasili anlamayan herhangi bir insan anlasin diye enva-i cesit dillere ceviriyoruz,,dogru mu ?
el-cevap ,dogru.
yahu bizim yeni yetisen genclerimiz su an nurlari anlamiyiorlar,
almanin fransizin ingilizin vs hakki varda bizim neslimizin hakki yok mu?
yahu Ustad bunlari okunsun anlasilsin diye yazmis,
* niye bu taassub
* niye bu dar cerceve
* niye bu sahiblik duygusu
* niye bu agir ithamlar
* nicin illada nurlari sadece kendinize hasretmek istiyorsunuz,
birakin aktar-i alem istifade etsin...
yillarca nurlari dar anlayip,
dar yorumladiginizdan,
dar bir cerceveye sıkışıp kaldiniz,
Ustad aleme okutturacagim derken,hedef vermis,
aleme nurlari bu dar kafa ile mi okutacaksiniz tasiyacaksiniz,
bari birakin nurlari aleme en cok tasiyanlar,
en cok okutanlar islerini yapsinlar,
gercek su ki
bu daire icinde haset memnudur...
 
Katılım
14 Eki 2006
Mesajlar
1,777
Tepkime puanı
67
Puanları
0


eskilerden oduğumu iddea etmedim.. ama siz öyle kabul edip sonradan caymanız bir ifade etmez..

alıntımı incelerseniz osmanlıcadan latin harflerine kendisi izin vererek değişiklik yaptırmıştır.. anlamanız için risalei nur dairesinde olmanız gerek.. hariçten gazel okuyanların haddi değil ki belli oluyor yani..

Orhan ağabey evvela şunu ifade etmem gerekir ki f.gülen hakkında forumda karşılaştığınız üyeler den daha bir temkinli yaklaşan bir tavır göstermeye çalışan birisiyim fakat şu iki kere iki dört eder katiyetinde sabittir ki elhamdulillah artık yıllardan beri üstadın talebelerininin su-i istimali sonucu fethullah gülen ile nurculuk camiası arasında bağ kurmaya çalışanların tutunacak dalları kalmamıştır..

nedim şener hakkında bile görüş bildirmeyi kendine dert edinen bir zat üstadın hatıralarına büyük saygısızlık etmiş onları kâle bile almamıştır -ki bu sevindirici bir hadise.. zira eskiden kim dost kim düşman bilinmzken inşaallah artık bu vesileler ile Risale-i Nur h,zmetine su-i kast edenler gün yüzü gibi ortaya çıkmış verecek cevabı olmayanlar ise son çare olarak sırası ile Risale-i Nurlarda ki düsturları Üstadın has talebelerini ve en nihaye de Bediüzzaman ı saf dışı bırakmaya çıllıştıkları su götürmez bir hadisedir.. Şu andan sonra yapılması gereken hocaya daha fazla beddua ulaşmasını istemiyorsanız konuyu kendi adınıza bitirmeniz.. selametle..
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
konunun alıntı yapıldığı siteden yorumlar ..
ufuk yayınları 2. baskısını yapmış,

kapağında sadeleştirme olduğu ve sadeleştirenlerin ismi yazıyor,

yani orjinalinden farklı olduğu kapağına da yansıtılmış.
 
Üst