Tamam da kardeş yazdıkların bir şeyi değiştirmiyor ki.
İmam-ı Azam bizim kütüb-ü sitteden dediğimiz yani, bir çok ehl-i sünnet alimine göre itirazı küfrü gerektirebilecek kaynaklardan
Kur'ana muhalif bulduğu için bazılarının gerçek olamayacağını söylemiş ve veciz, hep bizim vurgulamaya çalıştığımız ana noktaya çok da güzel temas etmiş.
Talabesi İmama diyorki,
Eğer, râvilerin sözünü tekzip edecek olursanız, onlar da sizi Hz. Peygamber’in sözünü yalanlamış olmakla suçlarlar. Çünkü onlar, Hz. Peygamber’e ulaşıncaya kadar, bu hadisi muteber kişilerden nakletmişlerdir.
Diyor, tıpkı sizin gibi değil mi? bahsettiği kişiler, nakillerinden hüküm çıkarılan Ebu Davut, Tirmizi yani 6 kitaptan ikisinin sahibi.
Peki İmam ne diyor:
Biz söyleyince kar etmiyor bari mukallidiyiz dediğiniz İmamın şu mükemmel tespitine kulak verin,!!!!
Hz. Peygamber’den hadis nakleden herhangi bir kimseyi reddetmek, Hz. Peygamber’i reddetmek veya tekzip etmek demek değildir. Bilakis, Hz. Peygamber adına bâtılı rivayet eden kimseyi reddetmek demektir. İtham Hz. Peygamber’e değil, nakleden kimseye râcidir. Hz. Peygamber’in söylediğini duyduğumuz yahut duymadığımız her şey can, baş üstünedir. Biz onların hepsine iman ettik, onların Allah’ın Resulü’nün söylediği gibi olduğuna şehadet ederiz
Tekzip etmek, ancak “Ben Hz. Peygamber’in sözünü yalanlıyorum,” diyen kimsenin yalanlamasıdır. Lâkin bir kimse “Ben Hz. Peygamber’in söylediği her şeye iman ederim, fakat o kötülük yapılmasını söylemedi, Kur’ân’a da muhalefet etmedi” derse, bu söz o kimsenin, Hz. Peygamber’i ve Kur’ân-ı Kerim’i tasdik etmesi; Allah’ın Resulünü, Kur’ân’a muhalefetten tenzih etmesidir. Eğer, Hz. Peygamber, Kur’ân’a muhalefet etse ve Allah için hak olmayan şeyleri kendiliğinden uydursa idi, Allah onun kudret ve kuvvetini alır, kalp damarını koparırdı. Nitekim bu husus Kur’ân’da şöyle belirtilir:“Eğer peygamber söylemediklerimizi bize karşı, kendiliğinden uydurmuş olsa idi, elbette onu kuvvetle yakalar, sonra da kalp damarını koparıverirdik. Sizin hiçbiriniz de buna mâni olamazdı.” (Hâkka, 69/45-47)
Daha ne denilebilir ki, sense benim imanımda Hadisleri gayri matluv vahiy olarak kabul edip, Kur'an gibi saymak var, tek farkları var namazda okunmazlar diyorsun.
Birincisi Mezhebini taklid ettiğin şahıs böyle düşünmüyor, ikincisi yaptığın kesinlikle insaf sınırlarını aşıyor, benden söylemesi, Allah'ın gazabını celbedecek şeyler söylüyorsun, insanların uydurma, hükümdarlık ihtirası ve siyasi nedenlerle ihtilafa uğratma olasılığının kesinlikle vuku bulduğu, önü arkası,
sayısı, adedi belli olmayan sözleri Kur'ana alternatif hatta ve hatta Kur'anın direk hüküm bildiren ayetlerinin üstünde tutuyorsun.
1 dakika taassubtan kurtulsan ve aklı selim ile düşünsen yaptığının insafsızlık olduğunu sen de anlayacaksın, ama karar senin.
Kimse kimseye hatta peygamber bile, kimsenin üzerine bekçi gönderilmedi, herkes istediğini alıri istediğini bırakır.
Rabbimiz sıratı müstakiminden, bizi görmek istediği yoldan ayırmasın, batıla meylettirmesin.