Yahayy ile Röportaj

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Sn Yahayy vahyi gayri metluv meselesini ve peygamberin "bana kur'an ile birlikte bir benzeri verildi" sözünü nasıl değerlendirirsiniz?
Bana Kur'an ile bir benzeri-misli verildi şeklinde bir ifade asla bize tanıtılan elçinin sözü olamaz. Bu sözün çıkış noktası Allah'ü tealanın resulüne ihsan ettiğini beyan ettiği 'Hikmet' kavramı ise dahi, bu söz tam olarak o manayı idrak ettirmiyor. Ravilerin çelişkili nakilleri aslında bir misli, ya da kıyas edilebilecek bir kaynak alternatifi değil, kitabtan hüküm çıkarabilecek hikmet kabiliyeti olarak anlamak, yani yine Kur'anı merkeze oturtmak durumundayız bu söz gereği de.

Gayri metluv vahiy filan bunlar zorlama işler, Peygamber tabi ki nübüvvet gereği Cebrail ile görüşmüş, belki bize aktarmadığı hikmetli bilgiler edinmiş olabilir, olasıdır. Ama Allah elçilerine size vahyettiğimi beyan edecek gizlemeyeceksiniz diye ahit aldım diyor, yani bize ulaşmasını istediği, sorumlu olmamızı istediği bir bilgi vahyediyor ise kuluna, bunu bizi sorumlu kılıp kıyamete kadar korumayı üstüne aldığı Kur'anına dahil ederdi. Neden imtina edip, aktarılıp aktarılamayacağı garantisi olmayan, ancak 3 yüzyıl sonra zoraki ve zorlama methodlarla derlenebilecek tasnif ve tenkide muhtaç , bize ulaşıp ulaşmaması ihtimali, hakkında hiç bir delil olmayan beşerlerin iki dudağı arasında olan bir nakil yumağından sorumlu tutarak imanlı imansız diye belirler kullarını, halbuki apaçık ve şüphesiz Kuran elimizde iken.

Oturalım külliyatımızı okuyalım, değerlendirelim, tartışalım, doğrulayalım, tenkid edelim ama asla arasından bilinçaltımızın seçtiği bir nakil ile imanlı imansız avına çıkmayalım. Hem de iddiamızın aksini beyan edecek bir nakli aynı külliyattan çıkarmak yağdan kıl çekmek kadar kolay iken.
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
takip ediyoruz meyveleri yaralamadan dalları kırmadan yararlanalım arkadaşlar anlatım kabiliyeti yüksek ilmi kuran olunca çizgi doğru oluyor
takip edelim lütven emeğine bereket yahay kardeş
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
ya hay kardeşim şu kader meselesini de bir açarsan imanın şartımı değilmi?
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,170
Tepkime puanı
3,188
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Bana Kur'an ile bir benzeri-misli verildi şeklinde bir ifade asla bize tanıtılan elçinin sözü olamaz. Bu sözün çıkış noktası Allah'ü tealanın resulüne ihsan ettiğini beyan ettiği 'Hikmet' kavramı ise dahi, bu söz tam olarak o manayı idrak ettirmiyor. Ravilerin çelişkili nakilleri aslında bir misli, ya da kıyas edilebilecek bir kaynak alternatifi değil, kitabtan hüküm çıkarabilecek hikmet kabiliyeti olarak anlamak, yani yine Kur'anı merkeze oturtmak durumundayız bu söz gereği de.

Gayri metluv vahiy filan bunlar zorlama işler, Peygamber tabi ki nübüvvet gereği Cebrail ile görüşmüş, belki bize aktarmadığı hikmetli bilgiler edinmiş olabilir, olasıdır. Ama Allah elçilerine size vahyettiğimi beyan edecek gizlemeyeceksiniz diye ahit aldım diyor, yani bize ulaşmasını istediği, sorumlu olmamızı istediği bir bilgi vahyediyor ise kuluna, bunu bizi sorumlu kılıp kıyamete kadar korumayı üstüne aldığı Kur'anına dahil ederdi. Neden imtina edip, aktarılıp aktarılamayacağı garantisi olmayan, ancak 3 yüzyıl sonra zoraki ve zorlama methodlarla derlenebilecek tasnif ve tenkide muhtaç , bize ulaşıp ulaşmaması ihtimali, hakkında hiç bir delil olmayan beşerlerin iki dudağı arasında olan bir nakil yumağından sorumlu tutarak imanlı imansız diye belirler kullarını, halbuki apaçık ve şüphesiz Kuran elimizde iken.

Oturalım külliyatımızı okuyalım, değerlendirelim, tartışalım, doğrulayalım, tenkid edelim ama asla arasından bilinçaltımızın seçtiği bir nakil ile imanlı imansız avına çıkmayalım. Hem de iddiamızın aksini beyan edecek bir nakli aynı külliyattan çıkarmak yağdan kıl çekmek kadar kolay iken.

merhaba yahayy, özgün bir yapınız var bunu neye borçlusunuz?

sorusundan sonra bizde bir mudahalede bulunalım :D

akıl ve benliği öne alıp, Peygamber (s) aklını devreden çıkarıp.
peygambere, aha sahte ve uydurma cenderesinde işkence edenler,
ancak kendilerine yazık ederler.

hadise tükürenler ile peygamberini dinleyip dinini/metodunu öğrenenler meydanında;
saffını şaşırıp müminlere okları uçurmayasın
evet Muhammed de bir beşerdir
ama sana dinini getiren beşerdir.

kuran onun kalbine inmiştir
ve o kalbi okumadan/okşamadan,
kuran okuyabileceğini sananlar;
kendilerini, çizilen bir plak kısır döngüsüne düşürme oyununa düşmüşlerdir.

peygamber sav kuranın kabıdır
kendisi, kuran olmasa bile onun şeklini almış ki
ona benzeri verildi demenin başka izahıdır
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Eğer gayri metluv vahiy yoksa, peygamberimizin ''Kuranı beyan'' görevi nasıl yerine getirilecek?

بِالْبَيِّنَاتِ وَالزُّبُرِ وَأَنزَلْنَا إِلَيْكَ الذِّكْرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ إِلَيْهِمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ



Onları açık mucizelerle ve kitaplarla göndermiştik. Sana da bu Kur'an'ı indirdik, insanlara kendilerine indirileni anlatasın (beyan)diye. Belki düşünürler.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,940
Tepkime puanı
2,067
Puanları
113
Konum
Mars
Eğer gayri metluv vahiy yoksa, peygamberimizin ''Kuranı beyan'' görevi nasıl yerine getirilecek?

بِالْبَيِّنَاتِ وَالزُّبُرِ وَأَنزَلْنَا إِلَيْكَ الذِّكْرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ إِلَيْهِمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ



Onları açık mucizelerle ve kitaplarla göndermiştik. Sana da bu Kur'an'ı indirdik, insanlara kendilerine indirileni anlatasın (beyan)diye. Belki düşünürler.

Ayet kuran demiyor?
 

İlim Talebesi

Yasaklı
Katılım
18 Ağu 2014
Mesajlar
1,630
Tepkime puanı
28
Puanları
0

أَرَادَ بِالذِّكْرِ الْوَحْيَ ، وَكَانَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مُبَيِّنًا لِلْوَحْيِ ، وَبَيَانُ الْكِتَابِ يُطْلَبُ مِنَ السُّنَّةِ

Beğavi , Tefsirinde şöyle diyor : '
'Sana zikri indirdik''den maksat ''sana vahyi indirdik'' anlamındadır.Ve Nebi(sav) Vahyin mübeyyini(açıklayıcısı)'dır.Kuranın açıklaması da Sünnetten talep edilir.(Tefsirul Beğavi)

فَالْمُرَادُ بِالتَّبْيِينِ عَلَى هَذَا تَبْيِينُ مَا فِي الْقُرْآنِ مِنَ الْمَعَانِي

İbn Aşur da şöyle diyor :
Ayetteki Tebyin(Açıklamak)'dan maksat Kuranın içindeki manaları açıklamaktır.

Hâfız İbn-i Receb -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:
"Allah Teâlâ sünneti korumak ve muhafaza etmek için sünnete giren yalan, vehim ve yanlışları ayırt eden topluluklar görevlendirmiş, bu topluluklar, son derece güzel bir şekilde sünneti kontrol altına almışlar ve onu mükemmel bir şekilde ezberlemişlerdir." ("Tefsir İbn-i Receb el-Hanbelî"; c: 1, s: 605)




 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0

أَرَادَ بِالذِّكْرِ الْوَحْيَ ، وَكَانَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مُبَيِّنًا لِلْوَحْيِ ، وَبَيَانُ الْكِتَابِ يُطْلَبُ مِنَ السُّنَّةِ

Beğavi , Tefsirinde şöyle diyor : '
'Sana zikri indirdik''den maksat ''sana vahyi indirdik'' anlamındadır.Ve Nebi(sav) Vahyin mübeyyini(açıklayıcısı)'dır.Kuranın açıklaması da Sünnetten talep edilir.(Tefsirul Beğavi)

فَالْمُرَادُ بِالتَّبْيِينِ عَلَى هَذَا تَبْيِينُ مَا فِي الْقُرْآنِ مِنَ الْمَعَانِي

İbn Aşur da şöyle diyor :
Ayetteki Tebyin(Açıklamak)'dan maksat Kuranın içindeki manaları açıklamaktır.

Hâfız İbn-i Receb -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:
"Allah Teâlâ sünneti korumak ve muhafaza etmek için sünnete giren yalan, vehim ve yanlışları ayırt eden topluluklar görevlendirmiş, bu topluluklar, son derece güzel bir şekilde sünneti kontrol altına almışlar ve onu mükemmel bir şekilde ezberlemişlerdir." ("Tefsir İbn-i Receb el-Hanbelî"; c: 1, s: 605)





yok yok sizlerle kuran konuşulmaz koşullanmışsınız beyninizin bir tarafını perdelelemişsiniz görmek istemez cesine çekişiyorsunuz
sana kuran ile hikmeti indirdik ne demek bu ? kuran harici birde hikmet yani iki şey kuran insanlığa hikmet peygamberliktir kuranı anlamak vede anlatmak hikmettir o da peygamberliktir şimdi kurana bakarsanız peygamberi görürsünüz peygambere bakarsanız kuranı görürsünüz ne bu?kuran vede hikmet
bakın örnek nikah olsun kuraları kuranda mevcut kıyılışı peygamber efendimiz tarafında tatbikat yani kuran vede sünnet budur yoksa şu alim bunu dedi bu şıh şunu dedi dedi kodu dini değildir islam
 

Takiyüddin

Yasaklı
Katılım
17 Kas 2014
Mesajlar
329
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Sevgili gayretkar insan Ya hayy, ya ben insan tanımıyorum, hinterlandım çok dar, ya da sen türkiye'de nadir bulunan kıymetlilerdensin.

Övmek istemem ama dikkatini, ciddiyetini ve yazdıklarını takdirle okudum. Diğer arkadaşlara da takdirle ve alçakgönüllülükle okumalarını, üstünde düşünmelerini tavsiye ederim.

Hususi bir noktaya girerdim, sorardım morardım ama güzel bir şekilde fikri gedikleri doldurmuş, fikirlerde belli bir kemâlî noktayı yakalamışsınız maşallah. Söylediklerinizde bir takım noksanlıklar varsa bile tevil edebileceğinize veya fikrinizi daha da geliştireceğinize, kabiliyetinize güvenim tamdır. Yolunuz açık olsun.

Şimdilik bu kadar. Allahın selamı, iyi günler.
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul


merhaba yahayy, özgün bir yapınız var bunu neye borçlusunuz?

sorusundan sonra bizde bir mudahalede bulunalım :D

akıl ve benliği öne alıp, Peygamber (s) aklını devreden çıkarıp.
peygambere, aha sahte ve uydurma cenderesinde işkence edenler,
ancak kendilerine yazık ederler.

hadise tükürenler ile peygamberini dinleyip dinini/metodunu öğrenenler meydanında;
saffını şaşırıp müminlere okları uçurmayasın
evet Muhammed de bir beşerdir
ama sana dinini getiren beşerdir.

kuran onun kalbine inmiştir
ve o kalbi okumadan/okşamadan,
kuran okuyabileceğini sananlar;
kendilerini, çizilen bir plak kısır döngüsüne düşürme oyununa düşmüşlerdir.

peygamber sav kuranın kabıdır
kendisi, kuran olmasa bile onun şeklini almış ki
ona benzeri verildi demenin başka izahıdır

Özgün olup olmama sanırım dışarıdan bakılarak karar verilerek anlaşılabilecek bir durum.
Özgün olmak için hiçbir ekstra çaba sarfetmemek diye kısaca cevaplayabilirim sanırım.
Doğal hareket etmek, yalın olarak gerçeğe odaklı olmak, düşüncem hatalıysa görüşümün kaprisini yapmamak gibi birkaç şey sıralayabiliriz.

İkinici belirttiğiniz hususla ilgili olarak, Resulullah'ın konumlandırılması ise ilgili
tam da o belirttiğiniz ince çizgiyi muhafaza etmeye çalışıyorum diyebilirim.

Ne İsa As'da ümmetinin düştüğü hata, ne de Musa A.S'da ümmetinin düştüğü hata, ikisinin de dersini alarak...
Bir nebiye nasıl bakılır, nasıl bakılmaz bunlar bize açık örnekler.





Tapatalklandı.
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul

أَرَادَ بِالذِّكْرِ الْوَحْيَ ، وَكَانَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مُبَيِّنًا لِلْوَحْيِ ، وَبَيَانُ الْكِتَابِ يُطْلَبُ مِنَ السُّنَّةِ

Beğavi , Tefsirinde şöyle diyor : '
'Sana zikri indirdik''den maksat ''sana vahyi indirdik'' anlamındadır.Ve Nebi(sav) Vahyin mübeyyini(açıklayıcısı)'dır.Kuranın açıklaması da Sünnetten talep edilir.(Tefsirul Beğavi)

فَالْمُرَادُ بِالتَّبْيِينِ عَلَى هَذَا تَبْيِينُ مَا فِي الْقُرْآنِ مِنَ الْمَعَانِي

İbn Aşur da şöyle diyor :
Ayetteki Tebyin(Açıklamak)'dan maksat Kuranın içindeki manaları açıklamaktır.

Hâfız İbn-i Receb -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:
"Allah Teâlâ sünneti korumak ve muhafaza etmek için sünnete giren yalan, vehim ve yanlışları ayırt eden topluluklar görevlendirmiş, bu topluluklar, son derece güzel bir şekilde sünneti kontrol altına almışlar ve onu mükemmel bir şekilde ezberlemişlerdir." ("Tefsir İbn-i Receb el-Hanbelî"; c: 1, s: 605)





Bu son söylediğine inanması için bir insanın zerre kadar ne siyer ne tarih okumuş olması ne de sünnetin kaynaklarını araştırmış olması lazım.
Sadece kendini inandırmak istediği bir zanna, atasından öğrendiğini muhafa etme içgüdüsüne uydurma bir savunma piskolojisi geliştirmiş.
Henüz Resulullah hayatta iken, vefatından hemen sonraki yaşanmışlıklar bu söylenenleri tamamen ütopya haline getiriyor.
Sahabelerin, tabiin, tebe-i tabiin ve selefin en azından ismi sık zikredilen sahabelerin ve selef alimlerinin nakilleri, durumlar karşısındaki tavır ve halleri incelendiğinde bize böyle zembille taşınmış,hiçbir siyasi el, ikincil bir amaç, diğer dinlerden dahil olanların kültürleri, bireysel felsefelerin etkinlikleri gibi mefhumlardan tamamen ari olarak gelmişbir kültürden bahsetmenin gülünç olacağını açıkca gösteriyor.

Bir kaç mesaj önce bir bilgi var bilmem baktınız mı,

Roma'lıların da içinde bulunduğu bir topluluk eli ile kanları Hendek kuyularına akıtılan 25 Bedir sahabesi,
gasb edilecek bir malı bulunmayınca sakalları yolunarak kopartılan öldürülen Ebu Said El Hudri ve ,
1000 civarı sahabe hanımının " Evladı Harre " yi doğuracak bir nesli nikahsız cariye orta malı gibi bırakan bir devletin tezgahında geldi bu klliyat size...

Kim bunları yapan o zamanın halifesi Tülekanın en soylusu Süfyanın torunu Yezid, eved yezid İslam Halifesi idi,
o zamanlardan geçerek geldi bu nakiller bize. Aynı yezid ve babası Muaviye başka bir takım sahabelere nasıl davranmış ,
nasıl ilişkileri olmuş oraya nasıl oturmuş, incelemenizi tavsiye eserim, bu minvalde neler bu kültüre dahil edilmiş, incelemenizi tavsiye ederim.
Bunlar basit siyasi olaylar değil halkı bir çok şeye ikna edebilmek için dini duygularınınsa kanalize edilmesi planın içide olmalıydı.

Her ne oldu ise, Allah böyle istedi demek ki İslam'ın böyle bize gelmesi gerekiyordu diye düşünüyorsanız kendinizi kandırıyorsunuz.
Bilakis bu kadar yıkım ve müdaheleden sonra Allah kim kitabıma indirdiğim gibi sahip çıkacak, kim Allah'ın tarafını tutacak o velilerini tespit ediyor,
kim Allah ve kitabına rağmen ortaya dökülmüş mişnaların muhafazakarlığını terkedip, Allah'ın ipine sarılacak onları arıyor.




Tapatalklandı.
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Sevgili gayretkar insan Ya hayy, ya ben insan tanımıyorum, hinterlandım çok dar, ya da sen türkiye'de nadir bulunan kıymetlilerdensin.

Övmek istemem ama dikkatini, ciddiyetini ve yazdıklarını takdirle okudum. Diğer arkadaşlara da takdirle ve alçakgönüllülükle okumalarını, üstünde düşünmelerini tavsiye ederim.

Hususi bir noktaya girerdim, sorardım morardım ama güzel bir şekilde fikri gedikleri doldurmuş, fikirlerde belli bir kemâlî noktayı yakalamışsınız maşallah. Söylediklerinizde bir takım noksanlıklar varsa bile tevil edebileceğinize veya fikrinizi daha da geliştireceğinize, kabiliyetinize güvenim tamdır. Yolunuz açık olsun.

Şimdilik bu kadar. Allahın selamı, iyi günler.

Teşekkür ederim iyi niyet ve dilekleriniz için, Allah razı olsun kardeşim.


Tapatalklandı.
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
bize cevap vermiyecen mi ? kader imanın şartlarından mıdır ?
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
ya hay kardeşim şu kader meselesini de bir açarsan imanın şartımı değilmi?

Ömer ustam o konu çok su götürür pek de burada anlaşılmaz gibi geliyor bana, ama ayrı bir konu açıp konuşmak gerek bence de.
Burada bakarsan herşey birbirine girmiş,
Ben eşari ehli sünnet diyenler kaderi imam eşari gibi algılayanlara ehli sünnetten sapmış gibi etiketleyip adını cebriye şubu koyuyorlar,
kendi inançlarına bakyoruz çoğu yerdi Kaderin cebri gücüne atıf yapıyorlar sonra sıkışınca kınadıkları Mutezile gibi konuşuyorlar.
Yani bu konu biraz karışık başka bir konuda detaylıca konuşmak gerek bence de.



Tapatalklandı.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Henüz Resulullah hayatta iken, vefatından hemen sonraki yaşanmışlıklar bu söylenenleri tamamen ütopya haline getiriyor.
Sahabelerin, tabiin, tebe-i tabiin ve selefin en azından ismi sık zikredilen sahabelerin ve selef alimlerinin nakilleri, durumlar karşısındaki tavır ve halleri incelendiğinde bize böyle zembille taşınmış,hiçbir siyasi el, ikincil bir amaç, diğer dinlerden dahil olanların kültürleri, bireysel felsefelerin etkinlikleri gibi mefhumlardan tamamen ari olarak gelmişbir kültürden bahsetmenin gülünç olacağını açıkca gösteriyor.






Tapatalklandı.

Unutma Kuran peygamberin vefatından sonra, senin deyiminle birbirlerine kılıç çekenlerin dikte ettirmesiyle kitap haline getirildi. Öyle zannettiğin gibi bir meleğin kucağında korunarak gelmedi bu Kuran.


10857782_715098988579556_3074432104861564816_n.png
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
hadi ordan kuran peygamber efendimizin kontürölünde sahabeye aktarılmıştır emanete ihanet islamda haramdır ne yani kocaaa bir peygamberlikle şereflenmiş biri emaneti derlemeden toplamadan dağnık bir şekilde bırakacak veda hutbesinde ben görevimi yaptım diye üç kez şahitler edinecek öylemi ?


arkadaşın repordajını sabote etmiyelim lutven
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
hadi ordan kuran peygamber efendimizin kontürölünde sahabeye aktarılmıştır emanete ihanet islamda haramdır ne yani kocaaa bir peygamberlikle şereflenmiş biri emaneti derlemeden toplamadan dağnık bir şekilde bırakacak veda hutbesinde ben görevimi yaptım diye üç kez şahitler edinecek öylemi ?


arkadaşın repordajını sabote etmiyelim lutven

Peygamberin görevi tebliğ idi.

Tebliğ görevini yaptı.

Kuranın kitap haline getirilmesi Peygamberimizin vefatından sonraki zamanda oldu.
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
bize cevap vermiyecen mi ? kader imanın şartlarından mıdır ?

Direk olarak sorarsan Tasarım ve takdiretme bakımından kadere iman Kur'an ile sabit değil mi zaten.
"Belirli bir kader ile yaratttık" dediği olgu insanları sınamak, kainatın devir daimi hakkında görevler, yetkiler ve sınırlar,
bir yaprağın dahi sararıp düşmesi Allah'ın kaderi içindedir, benim Kader imanım bu.
Ama Allah'a iman edip, şirke bulaşmayan salih amel ile Allah'ın karşısına çıkan bir kuluna, ben kader yazmıştım ona iman ettin mi
filan diye bir sorgu sual mi çekecek, bu sorgunun cevabı ne ola ki? bağlam bakımından kopuk bir kere.

He günümüz kader yorumlarına girildiğinde olayın rengi değişiyor.
Ben yine bunda İslam Ümmetinin başından geçenlere kaderimiz böyleşmiş dedirttiğinin etkisi olduğunu düşünüyorum.
Çünkü günümüz kader anlayışı Emevi zamanında ortaya dökülmüş.
Halk baskı ve gördüklerinin etkisi ile ne dir bu çektiğimiz Allah'ım sorusuna Emevi hanedanı alimleri aracılığı ile,
bu Allah'ın kaderidir demek ki Allah sizin başınıza bunların geçmesini istedi, kaderiniz bu diye cevap verdirmişler.

Halbuki bir müşrik'in "Allah dilemese biz ortak ortak koşmazdık" lafını Allah azarlıyor,
kendi fiilinden dolayı bir isyana yönelenin Allah böyle istedi demesinden dolayı Allah'a iftira etmesini kabul etmiyor
bu görüşler hep bizim kader öğretilerimizin dışında .

Tabiin alimlerinden Hasan-ı Basri mesela Emevi hanedanın oturtmaya çalıştığı kader anlayışının ne İslam ile ne sahabenin anladığı ile alakası olmadığını söylüyor ve kaderle ilgili görüşlerini kaleme alıyor, en eski kayda değer eser o, bize dikte edilenle alakası yok.




Tapatalklandı.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst