Şu Asr-ı Saadet safsatasını içimize kim soktu bilmiyorum ama bu ümmete en büyük kazığı çakan adamın o olduğu kesin.
Her şeyi Asr-ı Saadette aramak kadar yanlış bir usûl yoktur. Asr-ı Saadet'in niteliğine bakarsın. Biz niceliğine bakıyoruz. Bakacaksak niteliğine bakacağız. Lakin buna bakarken asla bir blok halinde ele almıyacağız. Yani tarihten kopartıp, bunuda dondurup ayrı bir müstakil dönem olarak ele almıyacağız. Şu iyi bilinmelidir ki Asr-ı Saadet, öncsiyle ve sonrasıyla bütün bir insanlık tarihi içinde değerlendirilmek zorundadır. Öncesinin doğurdu süreç ve sonrası. Bu çok önemli!
Her devrim kanlı olur. Fakat gayesi kan dökmek değildir. Gaye, yeni bir ruh oturtmaktır. Devrimin ruhu oturunca artık içinden bir demorkasi doğrumak zorundadır. Şayet bu doğumu beceremezse ölür gider.. Devirmin gayesi totaliterlik değil huzurdur.
Kadrajı hemen tarihe çeviriyoruz; ne görüyoruz? Fransız devrimi, Rus devrimi, Çin devrimi vesaire.. Bu devrimleri ele alalım. Hepisi totaliterliğe karşı bir kalkışmadır. Hep kanlı olmuştur. İşin doğası bu böyle olmak zorunda. Bu devrimlerin içinde bir tek Fransız devrimi içinden bir demokrasi doğurdu. Rus devrimi totaliterliğine devam etti ve battı gitti. Çin devrimi bu gelişen manzaralar karşısında yediği haltı anladı ve hemen bünyesini yenilemeye başladı. Süreç her yerde budur.
Gelelim İslam devrimine. Asr-ı Saadet döneminde müşriklerin katledilmesi, savaşlar hepisi hanif ruhun oturmasına hizmet eder. Totaliterdir. Affetmiyor. Küfrün alametini gördüğü yerde kafasına vuruyor. Peki bu totaliterlik gaye midir? Zannetmiyorum. Zira bu devrim, tıpkı fransız devriminin demokrsiyi doğurması gibi bir şey doğurdu. İlimde, bilimde, sanatta, edebiyatta, mimaride bir şeyler ortaya koydu. Bütün bunlar serbestlikten olmuştur. Biz buna kendi dönemine has bir demkrasi anlayışı diyebiliriz. Şayet islam devrimi totaliterliğine devam etseydi birkaç yıl içince tarihin çöplüğüne gömülürdü. Muaviye-Ali çatışmasında Allah'ın Muaviye'ye yol vermesinin hikmeti bu olsa gerek. Bilemiyoruz. Zira bu işi doğru okuyabilecek aydın henüz yetişmedi. Emeviler totaliterdi evet. Fakat bilim ve sanat üzerinde bir totaliterlikleri yoktu. Muaviyenin ilk bastırdığı paranın üstünde kendi resmi vardır. İlginç..
Bizim hatamız şudur; Bu devrimle başlıyan sağlıklı medeniyet sürecinin içinden ilk dönemi, yani totaliter olmak zorunda olan döneme itikat gibi sarılıyoruz. Tek örnek onu alıyoruz. La zaten o devrimin ruhu oturmuş artık sen neyin peşindesin kuzum. Peygamber efendimiz kendi ağzıyla söylüyor aha; artık putperest olmayacağınızdan eminim, diyor. Biz haaala putperest arıyoruz.