DostunDostu ile Röportaj

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Ayet-i Kerime mealidir... "çoğu iman etmez"... "çoğu şükretmez..." "Ehli kitabın çoğu..." "çoğu yoldan çıkmıştır..." "çoğu yeryüzünde aşırı gitti.." "çoğu yoldan çıktı..." vs. vs...

Böylece bu mealde yüze yakın Ayet-i Kerime yazabiliriz.

Allah Teala Ekserin Nas yani çoğu diye buyuruyor ama ben doğru yolda değilim, ben müfsidim, benim yoğurt ekşi diyen de hiç yok... :)

Bir de şu var:

"Ne var ki insanlar, dinlerini parça parça böldüler. Her gurup kendilerinde bulunan (fikir ve davranış) ile sevinip övünmektedir" "Şimdi sen onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile baş başa bırak!"

Müminun 53-54'e ve Rum, 32'ye bakınız. Tefsirleriyle beraber.

Akl u idrak sahibi Müslüman manayı kavrar ve durumunu araştırır. Min fadli Rabbi...

Ves'selam.
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Yo olaya somut olarak bakma, bu kavramları Allah neden bu kadar açıklıyor, bizim kendimizi kendimize tanıtmak içindir yoksa ki şu munafık vur kelle falan konudan kaçış olarak yorumlarım ben, hangimiz çoğu namazı üşenmeden kılıyor?!
Şeriat eleştirilerimi şeriat düşmanlığı olarak algılamayın. Şeriatin devlet eliyle totaliter bir uygulamaya dönüştürülmesine karşıyım. Şeriatin iki cephesi var. Ferd üzerinden cemiyet, yasa üzerinden devlet..
Ferdin Kuran'dan edineceği bir ahlak vardır. Ve gene ibadet vardır. Cemiyet platformunda bu genel bir kültüre dönüşür. İftar sofraları, komşuluk hakları, yartımlaşmalar gibi genel bir cemiyet ahlakı oluşur. Devlet bu ahlaka direk müdahele etmez. Ahlaksızlığın zulme dönüştüğü noktaya müdahele eder. Mesela zina yapanı araştırmaz. Fakat yolda elalemin karısına kızına sarkıntılık yapıldığı zaman bu zulümdür ve buna müdahele eder. Şeriat olmadan elbette huzur olmaz. Lakin bu işi totaliterliğe dönüştürdüğünüz anda iflas etmiş demektir.

İslamın modern çağa hitab eden devlet izahı hala yapılmadı. Totaliter çağlardan kalma izahatlar üzerinden düşünüyoruz. Bu yanlış..

Mesela o dönemin arap toplumuna Kuran'da tavsiye edilen ceza usüllerini tartışmasız kabul ediyoruz. O dönem için doğru olan budur. Zaten Allah, sizin için iyi olan budur, diyor. Tavsiyenin Allah'tan geldiğine elbette iman edeceksin. Fakat bu tavsiyenin her dönemin ruhuna hitab edecek tek gerçek olacağına inanıp inanmamanız başka bir şey.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,953
Tepkime puanı
2,072
Puanları
113
Konum
Mars

Nasıl oldu bu? Çok özelse özelden yazabilirsin.

Çok uzun bir hikaye :) kısadan özet geçeyim Halbuki çok hevesli idim çok heyecanlı idim çünkü bize öğretilen gösterilen buydu çocukluktan beri görüp beynime işlenmişti annem ve babamın benden istediği de tam olarak buydu beni öyle görünce eserleri ile mutlu olacaklardı hatta görevlerini başarı ile yerine getirmenin mutluluğu ile üzerine titreyecekler di bunu çok net görmüştüm...yediğim tokadın acısı ile yıldızları çok net gördüm kapı suratıma kapandı ve dünya başıma yıkılmıştı sanki ama toparlanmam ve uykudan uyanmam zaman aldı işte kısacası bu
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Bu söz söylendiği kadar hafif bir söz değil...
Bu senin söylediğinin aynısını Ebu Cehil, Ebu Talib'e söylüyor.

Ebu Talib diyor ki; Muhammed sizden sadece bir söz istiyor. Sadece bir söz. La ilahe illallah.

Beu Cehil; Bu söz söylediğin kadar hafif değil..

Bugün ise sadece roller değişmiş başka bir şey değil. İnan ki Verda şeriatın tek bir gayesi olmalı, huzur. Huzuru bozan tüm unsurlar budanabilir. Zaten onlar da sonradan çıkmış budaklardır.
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Ayet-i Kerime mealidir... "çoğu iman etmez"... "çoğu şükretmez..." "Ehli kitabın çoğu..." "çoğu yoldan çıkmıştır..." "çoğu yeryüzünde aşırı gitti.." "çoğu yoldan çıktı..." vs. vs...

Böylece bu mealde yüze yakın Ayet-i Kerime yazabiliriz.

Allah Teala Ekserin Nas yani çoğu diye buyuruyor ama ben doğru yolda değilim, ben müfsidim, benim yoğurt ekşi diyen de hiç yok... :)

Bir de şu var:

"Ne var ki insanlar, dinlerini parça parça böldüler. Her gurup kendilerinde bulunan (fikir ve davranış) ile sevinip övünmektedir" "Şimdi sen onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile baş başa bırak!"

Müminun 53-54'e ve Rum, 32'ye bakınız. Tefsirleriyle beraber.

Akl u idrak sahibi Müslüman manayı kavrar ve durumunu araştırır. Min fadli Rabbi...

Ves'selam.
Allah; siz insanlar busunuz işte, diyor bize. Ortadoğu'da Allah adına kan akıtanların hepisi işte bu saydığın ayetlerin muhatabıdır. Yeryüzünde aşırı gitmek? Demek ki yeryüzünde aşırıya gitmemek lazım. Totaliter olmamak lazım. Yoksa bunu pekala evirip çevirip ''aşrışı hız'' diye tefsir edip beyinleri sulandırmak da mümkündür. Alimlerin ekserisi de zaten tarih boyunca Kuan'a bunu yaptı. Hz. Ömer hakkında kullandığım bir kelime yüzünden özür dilerim. Fakat bugün için rolmodel olamaz. Hz. Peygamberin, ''ya Ömer, dur Ömer, kılıcını kınına sok Ömer, aman etme Ömer, sakin ol Ömer'' gibi müdahelelerin arkasında başta lazım olan Ömer'i görmekle birlikte ilelebet kıyamete kadar lazım bir Ömer okumak yanlış olur. Adaleti elbet lazım. Fakat öfkesi aşırıya gitme sınırında hep Hz. Peygamber tarafından frenlenmiştir.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Edilen nasihatı evvela nefsine alınmak Tasavvuf ehlinin alametidir abi... :)
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Edilen nasihatı evvela nefsine alınmak Tasavvuf ehlinin alametidir abi... :)
Yanılıyorsun. O işide sulandırdılar. Bak lafons hep tevazu yapıyordu şimdi elimizi kesmeye niyetlenmiş :) Hani noldu o tevazu? Demek ki hepisi ayak. Tasavvuf kendini bilmektir. Ayak çekmek değil.. Lafons bugün böyle :) dur daha yarın hadis inkarcısı olup Kuran bize yeter diyenlerden olacak o daha. Hep zahirde kalarak ilerliyor. İçeriden dışarıya geçiş yaparak yol alınmaz. Dışarıdan içe yol alacaksın..

Günümüzde tasavvuf, özgüven duygusundan yoksun sünepe yatiştirme yurtları haline gelmiş. Bu durum nasıl düzeltilecek o da ayrı bir konu tabi.

 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Çok uzun bir hikaye :) kısadan özet geçeyim Halbuki çok hevesli idim çok heyecanlı idim çünkü bize öğretilen gösterilen buydu çocukluktan beri görüp beynime işlenmişti annem ve babamın benden istediği de tam olarak buydu beni öyle görünce eserleri ile mutlu olacaklardı hatta görevlerini başarı ile yerine getirmenin mutluluğu ile üzerine titreyecekler di bunu çok net görmüştüm...yediğim tokadın acısı ile yıldızları çok net gördüm kapı suratıma kapandı ve dünya başıma yıkılmıştı sanki ama toparlanmam ve uykudan uyanmam zaman aldı işte kısacası bu
Şerhi kendilerine mürit yapmışlar. Biblo gibi kullanıyorlar. Bizim zamanımızda öyle değildi. Efendi elden ayaktan düşünce çakalların hükmü başladı.

En son ben gittiğimde kabasakal birisi duruyordu kapıda. Sen kimsin giremezsin, dedi. Girerdin giremezdin, derken herif bana, babanın malı mı burası, dedi. Dedim ona, Ayynen öyle burası benim babamın malı, asıl sen kimsin, deyince sesini kesti. Verdiğim cevabın içinde bir özgüven sezmiş olacak ki kapıdan çekildi. Veya beni efendinin yakın akrabalarından sandı. :D

Adı üstünde tekke. Yol geçen hanı gibi olmalı orası..
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Kendini hala efendinin müridi olarak görüyor musun?
Evet, niye ki? Mürid olunca gerçekleri inkar mı edeceğiz yani? Kendi kendimizin münafığı mı olalım, bu mudur tarikat?

Lafon, tarikatı eline geçiren çakallar, böyle müridler olduğu sürece dümeni istedikleri yöne kıracaklardır, bunu unutma! Önce Hızır Hoca, sonra Bayram Hoca şehid edildi. Bu iki kişiliği iyi araştırırsan şu ortak özelliği görürsün. İkisi de DUUUURRR diyecek güce sahip tipler. Diğer heykellerin hepisi uyum sağlayacak mizaca sahip.. Eğilip domalmaya takılmıştın ya; ona da cevap vermişim say.
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Lafon bende nolur artık edep arama. Bundan vaz geç. Başka olduğumu söyledim. Burada böyle yazıyorum ama gel bir de bana sor. Verda'nın hatırına olsa gerek bayağı bi edepliyim ha hu..

Normalde beni tanımış olsan her halde bir elinle sarığını, diğer elinle de cübbenin eteklerini tutarak kaçardın..
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Lafon bende nolur artık edep arama. Bundan vaz geç. Başka olduğumu söyledim. Burada böyle yazıyorum ama gel bir de bana sor. Verda'nın hatırına olsa gerek bayağı bi edepliyim ha hu..

Normalde beni tanımış olsan her halde bir elinle sarığını, diğer elinle de cübbenin eteklerini tutarak kaçardın..

Neden bu hale düştün?
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Hangi gerçeği? Efendinin elden ayaktan düştüğü gerçeğini mi?
Hepimiz faniyiz ve hepimizin sonu toprak..

İki şeyi birbirine karıştırmayalım lafons. Efendi Allah'ın tecelligâhıdır. Şeyh hayatta olduğu sürece ona gelen tecelliden müritler istifade eder. Güneş gibi düşün. Bize efendinin zekası, teni, eli ayağı lazım değil. Hayat tecellisine bağlı olmak kaydıyla aldığı bir maneviyat vardır. İşte o lazım. Kalbi atsın yeter. Aksi taktirde ilah edinmiş olursun kendine haşa dikkat et..

Şeyhi, Kâbe gibi düşün. Kâbe'ye de bir tecelli var. Biz namaz kılarken kabenin duvarına mı kılıyoruz? Mesela Kâbenin duvarları çatlasa bunu dile getirmeye korkacak mıyız?

Kuran şeriat ve hakikat içerir. İç ve dış. Zahir ve batın. Şeriatin kıblesi Kâbe'dir ve bu maddesel bazdadır. Hakikatin de kıblesi Kâmil Mürşid'tir. Oraya yönelmeden bir şey elde edemezsin. Boşuna şeyhsiz olmaz denmiyor.. Aslında kıblesiz olmaz demektir bu..
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
@lafons7275 ben edepsiz, serserinin birisiyim. Bana bakma sen. Şeyhine olan muhabbetini sağlam tut. Aksi taktirde ondan istifade edemezsin.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,953
Tepkime puanı
2,072
Puanları
113
Konum
Mars

Hepimiz faniyiz ve hepimizin sonu toprak..

İki şeyi birbirine karıştırmayalım lafons. Efendi Allah'ın tecelligâhıdır. Şeyh hayatta olduğu sürece ona gelen tecelliden müritler istifade eder. Güneş gibi düşün. Bize efendinin zekası, teni, eli ayağı lazım değil. Hayat tecellisine bağlı olmak kaydıyla aldığı bir maneviyat vardır.

Bunları senden duymak şaşırtıcı
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Bunları senden duymak şaşırtıcı
Bir Kamil Mürşid olmadan olmaz adams. Gerçekler böyle.. Akıl ve mantıkla bir yere kadar varılıyor. Ondan sonrası emek istiyor, ter dökmek gerek, çile çekmek gerek..

Tarikatte murakabe denilen bir meditasyon yöntemi vardır. Mesela bu derslerden birisi; gözlerinizi yumarsınız ve bir saat boyunca Allah'ın her yeri ihata ettiğini ve bu varlığın içinde her şeyin yok hükmünde olduğunu düşünürsünüz. Kendinizi bile bu varlığın içinde yok sayarsınız. Sonra öyle bir trans haline girersiniz ki meditasyon yapan şahıs bile yokur artık. Sadece Allah kalır. Bu hal belli bir neşe veriyor. Bu şekil üzre her gün devam ede ede mübarekleşiyorsunuz. Bu nasıl bir mübareklik, söyleyim hemen. Madde aleminde eşyaya verdiğimiz değerler yavaş yavaş yok oluyor. Gerçekten de öyledir. Allah'tan başka şeylerin kıyemtsiz olduğunu söylemek başka, onu yaşamak başkadır. Bu noktayı iyi anlamakta fayda var adams. Herkes tarikate kızıyor ediyor ama millet henüz daha bilmek ve yaşamak arasında ki farkı anlamış değil. Tarikat bir usüldür. Nefsi belli bir terbiyeye sokuyor. Yani mübarek bir insan oluyorsunuz. Ter dökmek derken bunları kastediyorum.. Hikmetlerin keşfide bir noktada bitiyor. Onun yukarısına geçmek ancak nefsin terbiyesiyle mümkündür. Kapılar kapalı, perdeler örtülü. Ötelerin ötesine geçiş ancak tarikatle mümkündür.. Nefsi Emmare'nin mayasını değiştirecek güç tarikatte ki usûllerde mevcut. Bu işler disiplin ister. Tek başına olmaz. Belli bir kişinin gözetimi altında kardeş birliği içinde TEAMWORK ile mümkün. Yoksa kaybolur gidersiniz. Şeytan zaten boş durmuyor. E cinler de var.. Onun için bu işi el almış bir ocak sahibinin gözetiminde yapmak lazım. Fazla bile söyledik, belki istifade eden olur diye yazdım..
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,953
Tepkime puanı
2,072
Puanları
113
Konum
Mars

Bir Kamil Mürşid olmadan olmaz adams. Gerçekler böyle.. Akıl ve mantıkla bir yere kadar varılıyor. Ondan sonrası emek istiyor, ter dökmek gerek, çile çekmek gerek..

.

İbrahim peygamber örneğini veriyorsun ama kamil mürşid diyorsun!!!



76-2. Şüphesiz biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gören (biri) kıldık.
76-3. Biz ona yolu gösterdik; (artık o,) ya şükredici olur ya da nankör.


kamil mürşid 'de olsa insan yinede kendi kararlarını kendi almaktadır.

Unuttuğun bir nokta mı desem yoksa aklına mı gelmiyor..



96-1. Yaratan Rabbinin adıyla oku.
96-2. O, insanı bir alak'tan yarattı.
96-3. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir;

bir mürşid 'in elinde var olmuyoruz alak ile var oluyoruz. Allah 'ın ayetlerine asılıp tutunuyoruz ve oradan besleniyoruz beslenmemize dikkat etmeliyiz insan doğru ve yanlışı ayırt edebilecek fıtrat üzeredir.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
insan doğru ve yanlışı ayırt edebilecek fıtrat üzeredir.

Fıtratını koruyamayanlar, fabrika ayarlarının üzerine boyuna virüslü programlar yükleyenler artık doğruyu eğri, eğriyi de doğru görmeye başlar. Tıpkı senin gibi...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst