Ebu Talip iman etti mi?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Katılım
23 Ocak 2007
Mesajlar
212
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Açıkçası biraz şaşırdım.

Ben şöyle bir soru sormadım:Sizce Ebu Talip iman etti mi?

Bu mesele hakkında alimler ne demiş,hadislerde bu mesele ile ilgili bir şey geçiyor mu eğer bilenler varsa bunları paylaşsın ve biz de bu konuda bilgi sahibi oluruz diye sordum bu soruyu.

Forumda İslam alimi olmadığını biliyorum ve olmadığı için bu konuları tartışmayacaksak o zaman forumu kapatsınlar.

Burası bilgi paylaşım yeri,birşeyler anlatmak,yorum yapmak için herkesin alim olmasına gerek yok.

Birbaşka durum da şu biz burda kimseyi cennete ya da cehenenme göndermiyoruz.Ebu Talip ve diğer tüm insanlar hakkındaki hükmü Allah verecektir biz burda Allah'ın vereceği hüküm hakkında değil bu olay ile ilgili alimlerden bugüne kadar gelen deliller nedir onun hakkında konuşuyoruz.

Umarım meselenin sorulma amacının manasına varılmıştır.
 

composer

Asistan
Katılım
24 Haz 2007
Mesajlar
276
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
İzmir
farklı bir husus...
-------------------------------------

Ehlisünnet yoluyla nakledilen bazı rivayetlerde yer aldığı üzere Resulullah'a (s.a.a): "Acaba Ebu Talib'e bir yararın dokundu mu? Zira o seni himaye ediyor ve senin için müşriklere gazap ediyordu" diye sorulunca şöyle buyurdu: "Evet Ebu Talib topuklarına kadar ateşten bir çukur içindedir. Eğer benim şefaatim olmasaydı, muhakkak o cehennemin en derin çukurunda bulunurdu

Bu hadisin senedini Ehlisünnet alimlerinin çoğu da kabul etmemişlerdir

Bu hadiste şefaat meselesi söz konusudur. Rivayetlerden de anlaşıldığı üzere şefaat muvahhitlere yani müminlere mahsustur. Yani şefaat şahadete bağlıdır. Dolayısıyla kafirlere şamil olmaz.

Buna binaen tevhidi şahadet olmadığı takdirde Peygamber kimseye şefaat edemez ve azabının azalmasını istemez. Dolayısıyla bu hadisi kabul etmek mümkün değildir.
 

composer

Asistan
Katılım
24 Haz 2007
Mesajlar
276
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
İzmir
bir diğer nokta...


EbuTalib'in Cenaze Namazı:

İbn-i Hacer şöyle yazıyor: Eğer Ebu Talib Müslüman olsaydı, Resulullah (s.a.a) cenazesine namaz kılardı."

Halbuki birçok Ehlisünnet alimlerinin de kabul etttiği üzere o zamanlar henüz cenaze namazı teşri olmamıştı.

Bu yüzden Resulullah Hz. Hatice için de cenaze namazı kılmadı. Şimdi Hz Haticeninde cenaze namazı kılınmadı diye imansız olarak öldüğünümü söyleyeceğiz? (HAŞA)
 

composer

Asistan
Katılım
24 Haz 2007
Mesajlar
276
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
İzmir
bir diğer konuda şudur...

Bazı rivayetlerde şöyle yer almıştır: "Ebu Talib ölmek üzere olduğunda Resulullah (s.a.v) yanına giderek; "Ey Amca, la ilahe illallah de ki, Allah nezdinde hüccet olsun." dedi. Orada hazır olan Ebu Cehil ve Abdullah b. Ebi Umeyye; "Ey Ebu Talib, sen Abdulmuttalib'in dininden yüz mü çeviriyorsun?" dediler. Ebu Talib de bunun üzerine "Ben Abdulmuttalib'in dini üzereyim." dedi. O zaman da Resulullah şöyle buyurdu: "Ben de nehyedilinceye kadar senin için dua edeceğim. " O zaman da şu iki ayet nazil oldu: "Yakınları bile olsa kendilerine (hak) açıklandıktan sonra müşrik olanlar için Peygamber ve Allah'tan yarlıganma dilemesi (doğru) olmaz. "

"Sen sevdiklerini hidayete erdiremezsin. "

Ebu'l-Futuh Razi bu rivayete cevap olarak şöyle yazıyor: "Bu rivayet batıldır. Zira bu ayetler Resulullah'ın (s.a.v) vefatına yakın bir zamanda nazil olmuş, Ebu Talib ise çok önceleri ölmüştü."[42]

Kaldı ki, bu hadisin ilk bölümüyle son bölümü arasında çelişki vardır. Zira; hadis Abdulmuttalib'in dini üzere olduğunu söylemiştir. Abdulmuttalib ise Müslüman idi!!!!

"Ahmed b. Hanbel, Tirmizi, Teyalisi, İbn-u Ebi Şeybe ve Nesai'nin Hz. Ali'den rivayet ettikleri üzere bu ayetin nüzul sebebi şuydu ki, insanlar müşrik olan babaları için dua ediyorlardı. Bu yüzden mezkur ayet nazil oldu. Bu hususu açıkça tasrih eden bir hadisi İbn-i Abbas rivayet etmiştir."[43]

Zemahşeri de ayetin Ebu Talib hakkında nazil olduğunu kabul etmiyor ve şöyle diyor: "Ebu Talib hicretten önce ölmüştür. Bu ayetler ise Medine'de nazil olan son ayetlerdendir."[44]

[42]- Tefsir-i Ebu'l-Futuh, c.6, s.126.
[43]- Esne'l-Metalib, s.18.
[44]- Tefsir-ül Keşşaf, c.2, s.315.
 

dostluk

Kıdemli Üye
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
5,663
Tepkime puanı
304
Puanları
0
Yaş
50
Konum
istanbul
Ebu Talib’in diriltilmesiSual: Hazret-i Ali’nin babası ve Resulullahın amcası Ebu Talib, imansız mı öldü?
CEVAP
Evet imansız ölmüştür. Bu husustaki hadis-i şerifin meali şöyledir:
(Cehennemde en hafif azap Ebu Talib’e yapılır. Ayaklarında ateşten iki nalın olacak, bunların sıcaklığından beyni kaynayacaktır.) [Müslim]

Bu hadis-i şerif, Ebu Talib'in diriltilip iman etmesinden sonra, İmam-ı Kurtubi ve İmam-ı süyuti hazretlerinin bildirdiği (Amcam Ebu Talib, diriltildi ve iman etti) mealindeki hadis-i şerif ile nesh edilmiştir.

Ebu Talib’in diriltilerek iman ettiğini bildiren hadis-i şerif Kurtubi’den naklen İbni Hacer-i Mekki hazretlerinin Nimet-ül-kübra kitabında da yazılıdır.

Ebu Talibin diriltilerek iman ettiği Şifa-i şerif şerhinde de vardır. İmam-ı Süyuti hazretleri, Ebu Talib’in imanlı olduğunu ispat eden kıymetli bir kitap yazarak, 12 hadis âliminden de delil getirmiştir. (Mirat-ül harameyn s.1096-1112)

Sana kimse dokunamaz
İslamiyet kuvvetlendikçe müşriklerin düşmanlıkları arttı. Fakat Ebu Talib’den korktukları için bir zarar yapamıyorlardı. Müşrikler, Ebu Talib’e gelip "Ya yeğenini bize teslim et, yahut putlarımıza hakaret etmesin" dediler. Ebu Talib, müşriklerin arzusunu yeğenine bildirdi. Resulullah kabul etmedi. Ebu Talib, "Ey oğul sen vazifeni yap, ben hayatta olduğum müddetçe kimse sana dokunamaz" dedi. Müşrikler Ebu Talib’den çekindikleri için, Resulullaha bir şey yapamadılar. Fakat, Beni Haşimle her türlü alakayı kesip bir de ahdname yazarak Kâbe’nin duvarına astılar. Münasebet kesme [boykot] uzun sürdüğünden, Beni Haşim taraftarları perişan oldular.

Ebu Talib, Resulullahı korumada çok titizdi. Her gece kılıcı ile Peygamberimizin evinin etrafında sabaha kadar dolaşırdı. Peygamber efendimiz (Cebrail geldi. Müşriklerin astığı ahdnamedeki yazıları bir güvenin yediğini bildirdi) buyurdu. Bunun üzerine Ebu Talib, "Senin mabudun haktır. Sen doğru söylersin" diyerek müşriklerin yanına gitti. "Yeğenimin Rabbi, bir böcek gönderip ahdnamenizdeki yazıların hepsini telef etmiş. Yalnız Allah ismini bırakmış" dedi. Müşrikler alaylı bir şekilde gülünce, Ebu Talib, "Eğer o sözünde yalancı ise, onu size teslim edeceğim. Eğer doğru çıkarsa düşmanlığı bırakın" dedi. Razı oldular. Gidip bakınca Allah ismi hariç, diğer yazıların yok olduğu görüldü. Müşrikler mahcup oldu.)

Yeğenime tâbi olun
Medaric-ün-nübüvve
de diyor ki:
(Ebu Talib, hasta olunca, ziyaretine gelenlere dedi ki: "Kâbe’ye hürmet edin, sıla-i rahmi bırakmayın, zayıflara yardım edin, fakirlere ihsan edin, emanete riayet edin, yeğenim Muhammed’e tâbi olun! O Arabın eminidir. Sözünde sadıktır. Davet ettiği şeyi akıl da kabul eder. Arabın, Acemin onu tasdik edip ona teslim olacağına inanıyorum. Ona yaklaşın, mal ve canınızla yardım edin!"

Ebu Talib, ölüm döşeğinde iken, Resulullah yanına gelip (İman et) buyurdu. Ebu Talib "Ey yeğenim, söylediğinin iyilik olduğunu biliyorum. Lakin ölüm korkusu ile imana geldi denilmesinden çekiniyorum" dedi. Öleceği zaman bir şey söyledi. Fakat hâlsiz olup sesi yavaş çıktığından herkes işitemedi. Yakınında bulunan Hazret-i Abbas (Kardeşim iman etti) dedi. Fakat Peygamber efendimiz (Ben işitmedim) buyurdu."


http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=3163
 
Katılım
23 Ocak 2007
Mesajlar
212
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
efendimizin amcasını merak edip sormaktan ziyade peygamberimizin annesin amine hatuna ve babası abdullaha kafir damgasını basanlara alimlerin görüşünü paylaşın,onca alim cennettedir dedikleri halde hadislerin açıklamalarını yaptıkları halde hala cehennemdedir diye idda edenler ve bundan zevk duyanlar mevcut dünyada birde müslümanım diyenlerdir bunlar.bizim gönlümüz bile imanla gittiğine yada diriltilip iman ile öldüğünü istiyor kii biz bir kuluz bizdeki merhametin ziyadesi Rabbimde mevcut kullarında zerresi var ,Allah en iyi bilen merhamet sahibi adil bir Rabdır.ŞÜPHESİ OLAN VARMIDIRT ?!

Burda Allah'ın yüceliğinden,merhametinden,adaletinden şüphe eden bir kişi bile yoktur,şüphe edenler zaten böyle İslami bir forumda zamanlarını geçirmez kendi düşüncelerinde olan insanlarla bilgi alışverişinde bulunurlar.

Peygamber Efendimiz'in annesi ve babası ile ilgili bir bilgiye sahipseniz bunu burda bize de anlatırsınız ve biz de öğrenmiş oluruz.Peygamber Efendimiz'in babası hakkında benim bildiğim tek şey Peygamber Efendimiz doğmadan evvel ölmüş olması,annesi hakkında bildiğim de yine Peygamber Efendimiz çocuk yaşta iken ölmüş olması.

Mümin miydiler kafir miydiler,bilmediğim bir şey hakkında yorum yapmam;ancak eğer siz alimlerin delillerine dayanarak değil de sadece romantik bir hassasiyetle konuşuyorsanız size şu ayetleri okumanızı tavsiye ederim.

Mümtehine-4
İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki: "Biz sizden ve Allah'ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir." Şu kadar var ki, İbrahim babasına: "Andolsun senin için mağfiret dileyeceğim. Fakat Allah'tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez" demişti. (O müminler şöyle dediler Rabbimiz! Ancak sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır.

Tevbe-114
İbrahim'in babası için af dilemesi, sadece ona verdiği sözden dolayı idi. Ne var ki, onun Allah'ın düşmanı olduğu kendisine belli olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesiz ki İbrahim çok yumuşak huylu ve pek sabırlı idi.

Tevbe-113
(Kâfir olarak ölüp) cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra, akraba dahi olsalar, (Allah'a) ortak koşanlar için af dilemek ne peygambere yaraşır ne de inananlara.
 
Katılım
23 Ocak 2007
Mesajlar
212
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Ebu Talib'in imansız öldüğünde ihtilaf yok...
Fakat İmam-ı Suyuti İbn Hacer-i Mekkî Kurtubiden bildirdikleri bir hadisde diriltilerek iman ettiği söylemektedirler.Bu husus Şifa şerhinde de vardır...
Biz ilim ehli değiliz..O yüzden burada şöyle olmuştur böyle olmuştur demekten sakınırız...
Bizim için imani mesele olmadığı için de pek konuşmaya gerek olmayan bir meseledir...

Ebu Talip'in imansız öldüğünde ihtilaf yok diyorsunuz demek ki sakınmadan bunu söyleyebiliyorsunuz.Alimlerin delillerine dayanarak bunu diyebiliyorsunuz.

Eğer Ebu Talip imam etmeden kafir olarak öldüyse ona merhamet dilemek bizim için imani bir meseledir.Dayanağım nedir diye soracak olursanız.Allah'ın buyrukları.

Tekrar aynı ayeti buraya da yazıyorum.

Tevbe-113
(Kâfir olarak ölüp) cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra, akraba dahi olsalar, (Allah'a) ortak koşanlar için af dilemek ne peygambere yaraşır ne de inananlara.

Ayet gayet açık,anlaşılmayacak bir şey yok.Kafir olan öz babamız,anamız,kardeşimiz bile olsa onlar için af dilemek mümin olanlara yakışmaz 'imanımıza' göre.
 

bilgin

Paylaşımcı
Katılım
28 Haz 2006
Mesajlar
340
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Ebu Talipin iman edip-etmediği üzerine çeşitli mülahazalar söz konusudur. bazılar Ebu Talipin “Abdülmuttalib’in dini üzerine” sözüyle vefat ettiğini delil getirerek ahirete imansız olarak gittiğini söylerken]

sen burada ebu talibi ateşe atarken yanına Hz Abdulmuttalibide yolladın.
Eğer Ebu Talip Abdülmuttalibin dini üzereyse sana bir soru Abdulmuttalipin dini nedir?
 

composer

Asistan
Katılım
24 Haz 2007
Mesajlar
276
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
İzmir
Çok güzel bir soru...

Ayrıca cevabına destek için bir de bilgi aktarayım İbnül Esir İlk hiraya itikaf için şahsın Abdulmuttalip olduğundan bahseder...
 
Katılım
10 Şub 2008
Mesajlar
85
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
46
sen burada ebu talibi ateşe atarken yanına Hz Abdulmuttalibide yolladın.
Eğer Ebu Talip Abdülmuttalibin dini üzereyse sana bir soru Abdulmuttalipin dini nedir?



İnsalar şii mantığını hayatlarına idame edince idrakten ister istemez uzak oluyorlar.

ortada şöyle bir durum var Peygamberimizin dedesi Fetret döneminde Hanif dini üzerine olduğu rivayet edilir

Ya Ebu talip ? Hanif dini üzerinde olması onu kutaracakmıdır hayır çünkü fetret dönemi sona ermiş islam gelmiştir

yani gecenin bu saatinde hem şii mantığı ile hemde uykusuzluk ile elma ile armutu karıştırmayın
 

bilgin

Paylaşımcı
Katılım
28 Haz 2006
Mesajlar
340
Tepkime puanı
2
Puanları
0
İnsalar şii mantığını hayatlarına idame edince idrakten ister istemez uzak oluyorlar.

ortada şöyle bir durum var Peygamberimizin dedesi Fetret döneminde Hanif dini üzerine olduğu rivayet edilir

Ya Ebu talip ? Hanif dini üzerinde olması onu kutaracakmıdır hayır çünkü fetret dönemi sona ermiş islam gelmiştir

yani gecenin bu saatinde hem şii mantığı ile hemde uykusuzluk ile elma ile armutu karıştırmayın

birincisi ben şii değilim
ikincisi sana adam gibi soru sorduk adam gibi cevap istiyoruz
üçüncüsü rivayet gayet açık abdülmuttalibin dini diyor abdulmuttalip necat ehli ise ebu talipte ehli necattır,bu şii mantığı değil bu müslüman mantığı
 
Katılım
10 Şub 2008
Mesajlar
85
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
46
Galiba idrakte bir problem var Abdulmuttalib vefa ettiği sırada Peygamber sav. 8 yaşındaydı, Fetret Dönemi vardı.

Oysa Ebu Talip ölürken? İslam Tebliğ edilmişti. Yani arada dağlar kadar fark var.

bu da akıllı insan mantığı.
 
Katılım
10 Şub 2008
Mesajlar
85
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
46
ben kendimi gizlemiyorum. itikadımıda saklamıyorum ve red etmiyorum

şimdilik Kaldırıyorum
 

misak

Profesör
Katılım
24 Eyl 2007
Mesajlar
1,691
Tepkime puanı
126
Puanları
0
yselim;

En iyi arkadaşının ya da eşinin amcasının imansız ölmüş olması seni ilgilendirmez mi? Onlarınki ilgilendiriyorsa efendiler efendisininki niye ilgilendirmiyor? Meraktan değil, içimizdeki peygamber aşkında bile bunu düşünmemiz gerekir... Çünkü O amcasını çok seviyordu...

Ayrıca derdimiz cennete girmek olmamalı, Allah rızası olmalı... :)

maşaAllah konu uzamışta uzamış.

sormuşsunuz söyleyeyim. evt beni ilgilendirmiyor. yukarıda yazmıştım tekrar söyleyeyim. ebu talipin imanlı veya imansız ölmesi beni değil kendisini ilgilendiren bir husus. ben o iman ettiği veya etmediği için hesaba çekilecek değilim. o da benden dolayı hesaba çekilecek değil. bu yüzden bu saçma konunun bu kadar uzaması da zaman kaybından başka bişey değil. paylaşılacaksa kişiyi tefekküre davet eden imana davet eden yazıları eklensin. böyle basit ve ortalığı karıştırma amaçlı sırf konu açmak için konu açılmasın. şe sayfalarca konuşulan meseleye bakın...

yazık verilen zamana yazık
 

composer

Asistan
Katılım
24 Haz 2007
Mesajlar
276
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
İzmir
Yanlış anlaşılma olmasın diye ekleme yapıyorum... Bu mesajım selahaddineyyub isimli üyeye ithafen yazılmıştır...

Bu başlıktaki 24 numaralı mesajım senin bu iddianı çürütür kardeşim...

http://www.ihvanforum.org/showpost.php?p=541425&postcount=24

tıkla gör... ayetin ne zaman indiği yazar...

benim mesajlarımı tarat kerbela.be sitesiyle ilgili bir yalan/uydurma rivayeti göreceksiniz... İmam Hamanei'in 5779t fetva numarasıyla verdiği fetva kerbela.be isimli delilsiz mesnetsiz sitenin şiiler hakkındaki toplu s.... iddiasını çürütür... Bu kerbela.be adlı siteden delil kopyalamamanızı tavsiye ederiz... Yarı yolda kalırsınız... Zaten sizin astığınız diğer o resimlerinde size cevabını getireceğim siz hiç merak etmeyin... Sizin ithamlarınızla onların hiçbir alakası yoktur...
 
Katılım
10 Şub 2008
Mesajlar
85
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
46
Sayın Composer Gene Yanılıyorsunuz!

Zira sizin zikrettiğini ilk iki kaynak şii kaynağıdır.

Bu sebeple Ebu'l-Futuh Razi nin bu hadisi batıl görmesi bizi bağlamaz. Üstelik batıl olması için bir sebede yoktur zira hz. Peygamber sav. o vakitten ayetin indiği vakite kadar ebu talip için mağfiret talebinde bulunuyorsa bunda bir tezat yoktur.
Ayrıca hadisin Başı ile sonu arasında tezat var demişsin. Oysa bir tezat yok Abdulmuttalib Fetretdöneminde yaşamış biriydi, ve o dönemin özelliği hanif, hristiyan veyahut yahudilerin ehli necat sayılmaları idi, Abdulmuttalib de hanif idi ve Ehli Necat Sayılmıştır. Oysa Ebu talib islamı görmüş, Peygamber sav tanışmış aynı çatı altında kalmış tebliği bil fiil görmüş biriydi şimdi fetret döneminde yaşayan abdulmuttalib ile İslamın tebliğ edildiği dönemde yaşayan ebu talibi nasıl aynı kefeye koyarsınız. Bunları bir iddia etmek düpe düze sahtekarlıktır.

Gelelim ikinci şii kaynağa öncelikle burda olay eksik ve yanlış anlatılmaktadır bu rivayet hz. Ali ra. dan gelmekte olup aslı şu şekildedir. "O, müşrik ebeveynine mağfiret talebinde bulunan bir adamı işitince, şöyle dedi: "Ben o adama, "müşrik oldukları halde-ebeveynine mağfiret talebinde mi bulunuyorsun?" deyince o adam: "İbrahim de, ebeveyni müşrik olduğu halde, onlar için mağfiret talebinde bulunmamış mıdır?" cevabını verdi. Bunun üzerine ben bunu Allah'ın Resulüne söyleyince, işte bu ayet-i kerime nazil oldu.
Bu rivayet ile öteki rivayet arasında da birçelişki yoktur Zira Ayet önce Ebu talip hakkında inmiş olup, adam hz. Peygamber sav huzuruna çıkınca ayet adam söylenmiştir.

Gelelim Zemahşerinin iddiasına, Zemahşerinin böyle bir görüşte olması Ehli Sünneti Bağlamaz, Zira Zemahşeri Muteziledir. Ehli Sünent değildir ve bukonudaki iddaisıda yukarda cevaplanmıştır.

Sayın Composer Klasik şia mantığını bırakıp doğru düzgün deliller getirin.

Sizin iddianızla beni değil kendinizi çürütmektesiniz

Sadrın görüşüne gelince Öncelikle Sadr Bu fetvayı red etmemiştir. Red etmesi gereken kişi Sadrdır. Sizde Çok iyi biliyorsunuzki Sadrın Taklidi Merci Hamanei değil Ayetullah Hairidir. Sadr Babasının ölümünden sonra babsının vasiyetine uyarak Ayetullah hairiyi taklid merci olarka kabul etmiştir. Ayetullah hairi ise bu sapıklığa izin vermektedir. Bunun için Hairinin Kitabul Muta isimli eserinin 147. Sayfasına bakabilirsiniz bakın ayetullah hairi ne diyor: “Farklı kadınların ve erkeklerin grup halinde birkaç saatliğine aynı mekanda ilişki kurmalarında beis yoktur.” Biz bu reddi sadrdan ve taklidi mercii hairiden duymak isteriz. Zira bunlar onların fetvasıdır!!!
 

ubeyd_el_turki

Doçent
Katılım
28 Mar 2007
Mesajlar
720
Tepkime puanı
16
Puanları
0
Yüzlerce yıl İslam alimlerinin en çok tartıştığı konunlardan birisi de bu olmuştur.Şiiler'e göre Ebu Talip iman etmiştir.

Ehli Sünnet alimleri ise farklı yorumlarda bulunmuştur.Çoğu iman etmediği konusunda ittifak etmiş olsa da bazıları ölmeden evvel iman ettiği görüşündedir.

Bu konuyla ilgili sağlam kaynaklardan delilleri ile bu konuya açıklık getirebilecek olanlardan bildiklerini yazmasını rica ediyorum.


Sen bunları bırakta söyle ey dost !

Sen iman ettin mi ?
 

elmnightmare

Profesör
Katılım
8 Eyl 2007
Mesajlar
1,734
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Ebu Talip'in imansız öldüğünde ihtilaf yok diyorsunuz demek ki sakınmadan bunu söyleyebiliyorsunuz.Alimlerin delillerine dayanarak bunu diyebiliyorsunuz.

Eğer Ebu Talip imam etmeden kafir olarak öldüyse ona merhamet dilemek bizim için imani bir meseledir.Dayanağım nedir diye soracak olursanız.Allah'ın buyrukları.
BAkın meseleyi biraz daha açalım...
Ebu Talip'in kafir olarak öldüğünde hiç bir ihtilaf yoktur..Bir tane dahi alim çıkıp da imanlı öldü dememiştir.

Çünkü Peygamberimiz azabın en hafifi Ebu Talip'in azabıdır.Başından kızgın demir konmuş hadisini beyan etmiştir.

Peygamberimizin hadis-i şerifi var iman etmediğine dair.
İhtilaf sonradan diriltilip iman etme meselesinde olmuştur.
Yukarıda ismini verdiğimiz alimler sonradan diriltilip iman ettiğine dair bazı deliller ortaya koymuşlardır.Yukarıda iman etmediğine dair söylenen hadisin neshedildiğini söylemişlerdir.
Çoğu alimler de bunu reddetmiştir...

Şimdi bize gelince Ebu TAlip için ne hayırla yad eden dua ederim ne de şerle yad eden diye beddua ederim...
Sır'ın yazdığı ayeti kerime bize yeter...
Ebu Talip'in imanı gaybî bir meseledir ve de bize bilmediğimiz şeyin ardına düşmemek düşer..
Allah dilerse affeder dilerse affetmez..
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst